Anayasal kurumlar, Anayasa’ya göre görevlerini ifa ettiği müddetçe hukuk devletinden bahsedilebilir. Anayasa Mahkemesi, hukuk devletini “Bir hukuk devletinde uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin mahkeme kararlarının bağlayıcılığı ve dolayısıyla karar gereklerinin yerine getirilmesi konusunda kuşku bulunamaz. Aksinin kabulü hukuk devletinin varlığından söz edilmesini imkânsız kılar. Bu sebeple devlet, yargı kararlarının zamanında yerine getirilmesini sağlayarak bireyler aleyhine oluşabilecek hak kayıplarını engellemek ve bu yolla bireylerin hukuk sistemine olan güven ve saygılarını korumakla yükümlüdür.” şeklinde anlatmıştır.
Anayasa Mahkemesi, Enis Berberoğlu kararının 132. paragrafında, ilk derece mahkemesinin, bireysel başvuruya ilişkin olarak nihai kararlarına uymak zorunda olduğunu ve buna uyulmamasını hukuk devleti ve hukuk güvenliği ilkelerine aykırılık olarak tanımlamıştır.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, CHP milletvekili Kadri Enis Berberoğlu hakkında Anayasa Mahkemesi’nin 21 Ocak 2021 tarihli kararı uyarınca; yeniden yargılama kararı vermiştir. Verdiği yeniden yargılama kararında; Enis Berberoğlu ile ilgili olarak kesinleşmiş hükmün tüm sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, yargılamanın CMK 223/8 maddesi uyarınca durmasına, yasama dokunulmazlığının kaldırılması için Adalet Bakanlığı’na yazı yazılarak sanık hakkında fezleke düzenlenmesinin istenmesine karar vermiştir. 5 no’lu ara kararını “Sanığın yasama dokunulmazlığının kaldırılması durumunda ya da milletvekili sıfatının sona ermesi durumunda re’sen dosyanın yeni esasa kaydedilerek, yargılamanın yeni esasa kayıtlı dosya üzerinden devamına…” şeklinde dosya üzerinden oy birliğiyle oluştururken, ek kararın bir suretinin de TBMM Başkanlığı’na gönderilmesine karar vermiştir.
Mahkemenin dosya üzerinde vermiş olduğu bu ara kararla en önemli mesele netliğe kavuşmuştur. Enis Berberoğlu’nun milletvekilliğinin devam ettiği, milletvekilliğinin yeniden kazanılması yönünde herhangi bir hukuki sürece gerek olmadığı ortaya koyulmuştur. Enis Berberoğlu, mahkemenin vermiş olduğu bu kararla TBMM Başkanlığı’na başvurarak İstanbul Milletvekilliği görevine devam edebilecektir. Mahkemenin ara kararlarındaki, CMK’nun 223/8. maddesine göre vermiş olduğu durma kararında “Türk Ceza Kanunu’nda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.” şeklindeki atfı, Enis Berberoğlu hakkındaki kovuşturmanın devamını alınacak izne bağlı tutması, Enis Berberoğlu’nu milletvekili olarak kabul etmesinden kaynaklanmaktadır.
Bir milletvekili ile ilgili olarak kovuşturma yapılabilmesi için Anayasa’nın 83. maddesi uyarınca mecliste o suçla ilgili olarak dokunulmazlığın kaldırılması gerekir. Mahkemenin fezleke düzenlenmesi yönündeki talebi zaten Enis Berberoğlu’nun milletvekilliğinin devam ettiğini kabul etmesinden kaynaklanmaktadır. Fezleke ancak bir milletvekili hakkında düzenlenebilir. Kadri Enis Berberoğlu’nun, TBMM’de kesinleşmiş mahkûmiyet kararının okunulmasıyla düşürülen milletvekilliğinin, nasıl yeniden tesis edileceği hususu tartışılmayacak şekilde bu mahkeme kararıyla netleşmiştir. Mahkeme Enis Berberoğlu’nun milletvekilliğinin devam ettiği hususunu kabul etmiştir. Mahkemenin vermiş olduğu bu karar yerinde ve hukuka uygun bir karardır.
Enis Berberoğlu’nun yeniden yargılama kararı, bazı hukukçular tarafından günü kurtarmak için verilmiş bir karar olarak nitelendirilse de değerlendirme doğru değildir. Bu yoruma neden olan husus kanımca, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda olağanüstü kanun yollarını düzenleyen, yargılamanın yenilenmesi müessesesi ile Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali tespiti üzerine verilen yargılamanın yenilenmesi hususundaki kararın nitelikleri itibariyle karıştırılmış olmasından kaynaklıdır. AYM’nin yargılamanın yenilenmesi kararı 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu Ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50/2. maddesi uyarınca uygulanan bir karardır. CMK’nun 311 vd. maddelerindeki yargılamanın yenilenmesi düzenlemesi ile 6216 Sayılı Kanun’un 50/2. maddesi uyarınca verilen kararların, karar verildikten itibaren sonuç doğurma şekilleri farklıdır.
Anayasa Mahkemesi, Enis Berberoğlu ile ilgili olarak 146 paragraftan ibaret olan gerekçeli kararının 137, 138, 139 ve 140. paragraflarında ihlalin nasıl giderileceğini açıkça belirtmiştir.
140. paragraf, “Anayasa Mahkemesince başvurucu hakkında Kadri Enis Berberoğlu (2) kararı ve iş bu Kadri Enis Berberoğlu (3) kararında tespit edilen hak ihlali kararlarının ortadan kaldırılmasına yönelik olarak;
i. Yeniden yargılama işlemlerine başlanması,
ii. Mahkûmiyet hükmünün infazının durdurulması,
iii. Başvurucunun hükümlü statüsünün sona erdirilmesi,
iv. Yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi,
İşlemlerinin yerine getirilmesi zorunludur. Bu amaçla işbu kararın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesi gerekir.” şeklindedir. Anayasa Mahkemesi, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne aşama aşama ihlali ortadan kaldırmak için ne yapacağını belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından aşama aşama dosya üzerinde, ek karar şeklinde uygulanmıştır.
Anayasa Mahkemesi, yerel mahkemeye nasıl bir uygulama yapacağı konusunda açık bir şekilde 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu Ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50/2 maddesi uyarınca zorunlu olarak uygulanması gereken bir yol haritası vermiştir. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu zorunluluk karşısında başkaca bir uygulama yapma şansı ve tercihi bulunmamaktadır. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi zorunlu da olsa bu kararı doğru bir şekilde uygulamıştır. Artık bu kararı “ama”lı, “fakat”lı gerekçelerle itibarsızlaştırmaya çalışmak doğru değildir.
Bazı hukukçuların ileri sürdüğü “İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Enis Berberoğlu kararının tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılması hatalıdır” savı ve “Berberoğlu henüz milletvekili değildir” gerekçeleri yerinde değildir. Anayasa Mahkemesi’nin Enis Berberoğlu ile ilgili verdiği hak ihlali kararının gereğinin yerine getirildiği sonucuna varılabilmesi; ancak ihlal hiç olmamış sonucu doğuracak bir uygulama yapılması halinde mümkün olacaktır. Bu ise, ihlalin tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılıp ihlal öncesine dönülmesiyle mümkündür. Enis Berberoğlu’nun milletvekilliği hiç düşmemiş gibi işlem yapılarak bu hak ihlali ortadan kaldırılmış olacaktır. Enis Berberoğlu’nun milletvekilliği devam etmektedir ve devam ettiği için yasama dokunulmazlığının tüm sonuçları Berberoğlu hakkında uygulanmalıdır. Sonuç olarak İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararının gereğini yerine getirerek son dönemde tartışmalı hale gelen, toplumda büyük gerginlik yaratan önemli bir meseleyi tartışma konusu olmaktan çıkarmıştır.