İşçinin Gerçeğe Aykırı Rapor Kullanması: İş Hukuku Açısından Değerlendirme

Abone Ol

Giriş

İşçi ile işveren arasında kurulan iş sözleşmesi, sadece tarafların karşılıklı borç ve alacak ilişkisini değil, aynı zamanda güven esasına dayalı bir hukuki ilişkiyi ifade eder. Bu ilişkinin temelinde dürüstlük ilkesi ve işçinin işverene karşı sadakat borcu yer alır. Hastalık raporları, işçinin geçici bir sağlık sorunu nedeniyle çalışamayacağı durumlarda başvurulan yasal bir haktır. Ancak uygulamada bazı işçilerin gerçekte hasta olmadıkları halde hastalık izni almak amacıyla gerçeğe aykırı rapor düzenlettikleri ya da bu raporu kötü niyetli şekilde kullandıkları görülmektedir. Bu davranış, iş sözleşmesinin temel ilkelerine aykırılık teşkil etmekte ve işverenin iş akdini feshetmesi açısından ciddi bir gerekçe oluşturmaktadır. Bu makalede, işçinin gerçeğe aykırı rapor kullanmasının iş hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar değerlendirilecektir.

İşçinin Sadakat Borcu ve Dürüstlük İlkesi

İş hukukunun temel ilkelerinden biri olan sadakat borcu, işçinin işverene karşı dürüst davranmasını, işverenin menfaatini korumasını ve zarar vermekten kaçınmasını ifade eder. Bu borç, iş sözleşmesinin kurulmasıyla başlar ve sözleşme sona erene kadar devam eder. Hasta olmadığı halde gerçeğe aykırı rapor almak, bu yükümlülüğün açık bir ihlali niteliğindedir.

İşçinin bu raporu sunarak işe gelmemesi ve bu durumu belgeyle desteklemeye çalışması, dürüstlük kuralı ve sadakat borcu ile bağdaşmaz. Bu tür davranışlar, işverenin güvenini sarsar ve iş ilişkisinin sürdürülmesini imkânsız hale getirebilir.

4857 Sayılı İş Kanunu Kapsamında Değerlendirme

Haklı Nedenle Fesih – Madde 25/II-e ve h

4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin II. fıkrası, işverenin haklı nedenle derhal fesih hakkını düzenler. Bu maddede işveren açısından iş sözleşmesinin süresine bakılmaksızın feshedilebileceği bazı sebepler sayılmıştır. Gerçeğe aykırı rapor kullanımı, özellikle aşağıdaki bentlerle ilgilidir:

- Madde 25/II-e: “İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanması, hırsızlık yapması, işverenin meslek sırlarını ortaya atması gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.”

Bu bent çerçevesinde, gerçeğe aykırı rapor sunmak; işverenin güvenini kötüye kullanmak ve sadakat borcunu ihlal etmek anlamına gelir. Bu nedenle işverenin, iş sözleşmesini ihbar ve kıdem tazminatı ödemeksizin derhal feshetme hakkı doğar.

Devamsızlıkla Karıştırılmamalıdır

İş Kanunu’nun 25/II-g bendi, işçinin mazeretsiz olarak devamsızlık yapması halinde uygulanır. Ancak gerçeğe aykırı rapor kullanımı, şeklen devamsızlık değildir çünkü işçi bir rapor sunmuştur. Bu raporun içeriği sahte veya yanıltıcı olduğunda mesele, mazeretsiz devamsızlık değil, güvenin ihlali olarak değerlendirilir. Fesih gerekçesi de buna göre belirlenmelidir.

Uygulamada Tespit Yöntemleri ve İşverenin Tutumu

Gerçeğe aykırı rapor kullanımı, işveren tarafından çeşitli yollarla tespit edilebilir:

- Sosyal medya paylaşımları: Rapor süresinde sosyal etkinliklerde bulunulduğunun görülmesi.

- Tanık beyanları: İşçinin o tarihlerde başka şehirde, tatilde veya başka bir işte çalıştığına dair bilgiler.

- SGK sisteminden doğrulama: Raporun sağlık kuruluşu tarafından düzenlenip düzenlenmediği veya içeriği.

- İşyeri hekimi değerlendirmesi: İşçinin sağlık durumuyla rapor arasında çelişki olup olmadığının analizi.

Bu gibi bulgulara ulaşıldığında işveren, yazılı savunma talep ederek disiplin süreci başlatabilir ve ardından haklı nedenle fesih uygulayabilir.

Yargıtay Kararları Işığında Değerlendirme

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, Esas: 2018/5003, Karar: 2021/159

“…Taraflar arasında davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur. Somut uyuşmazlıkta; davacı 09-12/07/2015 tarihleri arası için 2’şer gün şeklinde ardışık tarihlerde istirahat raporu almış, aynı işyerinde çalışan bir diğer işçi …de aynı tarihlerde aynı hastane ve aynı doktordan aynı teşhis ile istirahat raporu almıştır. Davacının raporlu olduğu tarihte sosyal medyada diğer şirket çalışanı Melih, sosyal medya hesabında; “… turu başlasın, biz yaşayalım siz dedikodusunu yaparsınız” yazısını paylaşmış, paylaşımın altına da “… ile (davacı) birlikte … yolunda” notunu düşmüştür. Davalı işverence bu olayın ardından davacıdan 21/07/2015 tarihinde savunması talep edildiğinde, davacı 21.07.2015 tarihli savunmasında bu durumu kabul ederek ‘istirahatliydim, doktor temiz hava al dedi, ben de memlekete gittim’ şeklinde beyanda bulunmuştur. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davacının ve iş arkadaşının aynı tarihte aynı doktordan ve aynı sebeple rapor aldıkları, arkadaşının sosyal medya hesabından raporlu olduğu gün davacı ile … turuna çıktıklarını yazdığı, davacının işbu davranışı ile işverenin güvenini kötüye kullandığı, eyleminin yasada öngörülen doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış olduğu, davacının seyahatinin turizm amaçlı olduğu açıkça ortadadır. Davacı savunmasında da bu durumu kabul etmiştir. Bu delil durumu karşısında, davalı işveren tarafından gerçekleştirilen fesih haklı sebebe dayandığından kıdem ve ihbar tazminat taleplerinin reddi yerine, kabulü hatalıdır…”

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, Esas 2016/17532, Karar 2017/12196

“…İşçinin raporlu olduğu dönemde tatile gitmesi, doğruluk ve bağlılığa aykırıdır. Bu durum, işveren açısından haklı fesih sebebi oluşturur…”

İşverenin Alabileceği Önlemler

İşverenler, gerçeğe aykırı rapor kullanımını önlemek ve tespit etmek için aşağıdaki adımları atabilir:

- Raporları SGK üzerinden doğrulamak.

- İşyeri hekimi ile süreci koordine etmek.

- Disiplin yönetmeliğine açık hükümler eklemek.

- Savunma isteme ve belge toplama süreçlerini dikkatli yürütmek.

- Rapor süresince çalışanın davranışlarını dikkatle izlemek.

Bu önlemler hem haksız rapor kullanımını caydırır hem de işverenin olası uyuşmazlıklarda haklı pozisyonda kalmasını sağlar.

Sonuç

Gerçeğe aykırı rapor kullanımı, işçinin iş sözleşmesinden doğan sadakat borcunu ihlal ettiği gibi işverenin güvenini de zedeler. Bu durum, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-e bendi kapsamında haklı nedenle derhal fesih sebebidir. Uygulamada da Yargıtay, bu tür olayları doğruluk ve bağlılık kurallarına aykırı davranış olarak değerlendirmekte ve işverenin tazminatsız fesih hakkını kabul etmektedir. İşverenin, fesih kararını doğru gerekçeye dayandırması ve süreci belgelerle desteklemesi büyük önem taşır.