İNFAZ YASALARININ ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI AÇISINDAN KOŞULLU SALIVERİLMENİN GERİ ALINMASI

Abone Ol

Koşullu salıverilme bir infaz kurumu olarak hüküm altına alınmıştır. Koşullu salıverilme, hükümlünün cezaevinden bırakılarak özgürlüğü bağlayıcı cezasının infaz kurumu dışında çektirilmesi sürecini başlatmaktadır. Koşullu salıverilme kararı cezanın tamamen çektirildiği şeklinde yorumlanamaz.[1] Koşullu salıverilme halinde de cezanın infazı devam etmektedir.

Ülkemizde infaz yasalarının sürekli değişime uğradığı gözlenmektedir. İnfaz yasalarının değişikliğe uğraması infaz yasalarının zaman bakımından uygulanması konusunu ve açıklama yargılamasını gündeme getirmektedir.

Koşullu salıverilen hükümlü hakkında infaz işleminin özgürlüğü bağlayıcı cezanın kanun gereği yerine getirilmesi tarihine kadar kesintisiz sürdüğünün kabulünde zorunluluk vardır.

Hukuk sistemimizde, 647 ve 5275 sayılı genel infaz Kanunları yanında belirli suç tarihleri esas alınarak çıkarılan 3713; 4771; 4616 sayılı Kanunlar yanında 5218 sayılı Kanunda da koşullu salıverilme hükümlerine yer verilmiştir.

Bu yasal düzenlemelerden sonra 14.04.2020 tarihinde kabul edilen 15.04.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun ile bazı yeni hükümler getirilmiştir.

7242 sayılı Kanunun 48. maddesi ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun Koşullu salıverilme ile ilgili 107. maddesinde değişiklik yapılmıştır.

İnfaza ilişkin yasaların zaman bakımından uygulanması

5237 sayılı TCK'nin 7/3 maddesindeki[2] düzenlemeye göre, hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç olmak koşulu ile infaz rejimine ilişkin hükümler açısından derhal uygulama ilkesi geçerlidir. Bu yüzden, suç tarihi dikkate alınarak koşullu salıverilmeye ilişkin uygulanacak Kanun hükümlünün özgürlüğünü en az kısıtlayacak şekilde belirlenmelidir.[3]

1 Haziran 2005 tarihinden önce işlenen suçların yasa değişikliği karşısındaki durumuyla ilgili olarak 5237 sayılı TCK’nin 7/2 maddesinde, suçun işlendiği tarihte yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümlerinin farklı olması halinde failin lehine olan kanun hükümlerinin uygulanacağı ve cezanın infaz edileceği hüküm altına alınmıştır.

5377 sayılı Yasa ile değişik TCK’nin 7/3. Maddesinde ise infaz rejimine ilişkin hükümlerin derhal uygulanacağı ifade edilmektedir. Bu kurala 3 istisna getirilmiştir. Bu istinalar şunlardır.

1)

Hapis cezasının ertelenmesi,

2)

Koşullu salıverilme

3)

Tekerrürle ilgili olan düzenlemeler.

Yukarıda belirtilen haller hariç olmak koşulu ile infaz rejimine ilişkin düzenlemelerde derhal uygulama ilkesi geçerli olacaktır.[4]

İnfaz hükümlerinin derhal yürürlük ilkesinin üç istisnası bulunmaktadır ve bu istisnalar açısından 5237 sayılı Yasanın 7/2 maddesinin uygulanması zorunludur.

Öğretide ise, ceza hukukunda kıyasın mümkün olmadığı, yukarıda belirtilen istisnai durumların genişletilmesinden söz edilemeyeceği yönünde görüşler ileri sürülmüştür.[5]

Bu nedenle, koşullu salıverilme ile ilgili yasal düzenlemelerde lehe olan yasa hükmünün uygulanması gerekir. Koşullu salıverilme kapsamında, bu sürenin belirlenmesi, şartları ve geri alınması ile ilgili hükümler bulunmaktadır.

Koşullu salıverilme kararının geri alınması

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun Koşullu salıverilme ile ilgili 107. Maddesinin 12 fıkrasında koşullu salıverilme kararının geri alınması kurumu düzenlenmiştir.

Buna göre; koşullu salıverilen hükümlünün, denetim süresinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, infaz hâkiminin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde koşullu salıverilme kararı geri alınacaktır.

Burada iki halde koşullu salıverilme kararı geri alınmaktadır. Bu geri alma halleri şunlardır:

1)

Denetim süresinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlenmesi

2)

Denetim süresinde yükümlülüklere uymamakta ısrar edilmesi

Koşullu salıverilme kararının geri alınması halinde hükümlünün infaz kurumunda geçireceği süre artacaktır (CGTİHK m. 107/13). Ceza infaz kurumunda aynen çektirilmesine karar verilebilecek süreler şunlardır:

a)

Suç işlenmesi hali: Sonraki suçu işlediği tarihten itibaren başlamak ve hak ederek tahliye tarihini geçmemek koşuluyla sonraki işlediği her bir suç için verilen hapis cezasının iki katı sürenin, ceza infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir. (CGTİHK m. 107/13-a).

b)

Hükümlünün yükümlülüklerine aykırı davranması halinde: Bu yükümlülüklere uymama tarihi ile hak ederek salıverilme tarihi arasındaki süreyi geçmemek koşuluyla ihlalin niteliğine göre takdir edilecek bir sürenin ceza infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir (CGTİHK m. 107/13-b).[6]

Yukarıda belirtilen iki durumun ortaya çıkması halinde hükümlünün cezasının Ceza infaz kurumunda aynen[7] çektirilmesine karar verilir. Koşullu salıverilme kararının geri alınmasından sonra aynı hükmün infazı ile ilgili bir daha koşullu salıverilme kararı verilmez (CGTİHK m. 107/13).

Koşullu salıverilmenin geri alınmasına karar verecek olan yetkili makam

Hükümlü, geri kalan süre içinde işlediği kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkum edilirse ya da bağlı tutulduğu yükümlülükleri yerine getirmezse

Bu durumda hükmü veren ilk derece mahkemesinin bulunduğu yer infaz hâkimliği tarafından koşullu salıverilme kararının geri alınmasına dosya üzerinden karar verilir (CGTİHK m. 107/15).[8]

Cezaların toplandığı haller ile hükmün bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay tarafından verilmiş olması halinde

Bu durumda CGTİHK’nin 101/1 maddesine göre belirlenen infaz hâkimliği tarafından koşullu salıverilme kararının geri alınmasına dosya üzerinden karar verilir.

Kararlara karşı gidilecek yasa yolu

Koşullu salıverilme kararının geri alınması kararlarına karşı itiraz yasa yolu açıktır (CGTİHK m. 107/15).

Yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere göre; denetim süresi zarfında hükümlünün işlediği kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkûm olması halinde koşullu salıverilmenin geri alınmasına karar verilebilecektir.[9]

Koşullu salıverilme kararının geri alınmasına neden olabilecek suç ve suç tarihinin açık bir şekilde belirlenmesi zorunluluğu

Burada öncelikle ihbar kararında yer alan koşullu salıverilme kararının geri alınmasına neden olabilecek suç ve suç tarihinin açık bir şekilde tespit edilmesi gerekir.

Daha sonra belirlenecek suç tarihine göre koşullu salıverilme kararı sonrasında denetim süresi içerisinde işlenmiş bir suç olduğunun tespiti halinde bu suç tarihi esas alınmak suretiyle aynen infaz kararı verilmesi gerekecektir.[10]

Konuyu bir örnekle açıklamak yararlı olacaktır.

Örneğin; Hükümlü nitelikli yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından Ağır Ceza Mahkemesinin 28/05/2007 tarihli kararıyla 11 yıl 8 ay hapis cezasına mahkum edilmiştir.

Mahkeme kararı ile 13/12/2011 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde şartla tahliye edilmiştir.

Hükümlünün bihakkın tahliye tarihi olan 06/12/2018 tarihinden önce 25/11/2010 tarihinde işlediği nitelikli yağma suçundan mahkemenin 03/10/2013 tarihli kararı ile hapis cezası ile cezalandırılması sebebiyle şartla tahliye kararı kaldırılmıştır.

ikinci suçun işlendiği tarih olarak kabul edilen 25/11/2010 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi olan 06/12/2018 tarihi arasındaki sürenin aynen infazına dair Ağır Ceza Mahkemesinin 08/01/2018 tarihli ek kararına yönelik itirazın reddine karar verilmiştir.

Yukarıda belirtilen örnekteki olayda hükümlünün denetim süresi içerisinde 25/11/2010 tarihinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle şartla tahliye kararının geri alınmasına karar verilmiştir.

Oysa mahkemesince suç tarihi olarak kabul edilen 25/11/2010 tarihi itibarıyla hükümlü hakkında verilmiş bir şartla tahliye kararı bulunmamaktadır.

Bu nedenle öncelikle verilmiş bir koşullu salıverilme kararı olması gerekir.

Şartla tahliye kararının geri alınmasına esas alınan Ceza Mahkemesinin 03/10/2013 tarihli kararında suç tarihinin 27/05/2009 ila 04/06/2012 tarihleri arası olarak kabul edildiği görülmüştür.

Yani örneğimizde suç tarihleri açık bir şekilde belirlenmemiştir. Bu yüzden burada öncelikle iki husus tespit edilmelidir:

1)

öncelikle ihbar kararında yer alan koşullu salıverilme kararının geri alınmasına neden olabilecek suç ve suç tarihi kuşkuya neden olmayacak şekilde belirlenmelidir.

2)

Belirlenecek suç tarihine göre koşullu salıverilme kararı sonrasında denetim süresi içerisinde işlenmiş bir suç olduğunun belirlenmesi gerekir.

Yukarıda belirtilen hususular açık bir şekilde belirlendikten sonra bu suç tarihi esas alınmak suretiyle aynen infaz kararı verilmesi gerekecektir.

Sonuç olarak hükümlü hakkındaki koşullu salıverilme kararı öncesi bir tarih esas alınmak suretiyle aynen infaz kararı verilemeyecektir.[11]

Koşullu salıverilme ile ilgili yasal düzenlemelerde lehe olan yasa hükmünün uygulanması zorunluluğu bulunmaktadır. Koşullu salıverilme kararının geri alınması açısından en fazla sorun 4616 sayılı yasa uygulmasında karşımıza çıkmaktadır. Bu yüzden koşullu salıverilme kararının geri alınması bağlamında 4616 sayılı yasa hükümleri üzerinde durmak gerekmektedir.

4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun[12] Hükümleri

4616 sayılı Yasa’nın 1. Maddesinin birinci paragrafına göre; 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenen suçlar nedeniyle; Verilen ölüm cezaları yerine getirilmez. Bu durumda olanlar hakkında tâbi oldukları kanunlardaki infaz hükümleri aynen uygulanır.

4616 sayılı Yasa’nın 1. Maddesinin ikinci paragrafında[13] şu kurallar getirilmiştir:

1) Müebbet ağır hapis cezasına hükümlü olanların veya şahsî hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûm edilenlerin ya da aldıkları ceza herhangi bir nedenle şahsî hürriyeti bağlayıcı cezaya dönüştürülenlerin tâbi oldukları infaz hükümlerine göre çekmeleri gereken toplam cezalarından on yıl indirilir.

2) İndirim, verilen her bir ceza için ayrı ayrı değil, toplam ceza üzerinden bir defaya mahsus yapılır.

3) Ancak bir kişinin muhtelif suçlarından dolayı cezaları ayrı ayrı tarihlerde verilmiş olsa bile, bu cezaların toplamı üzerinden yapılacak indirim on yılı geçemez.

4) 4616 sayılı Yasa’nın 1. Maddesinin birinci paragrafı hükümlerine göre çekmeleri gereken toplam cezalarından on yıllık indirim yapıldıktan sonra ceza süresi dolmuş olanlar, iyi halli olup olmadıklarına bakılmaksızın ve istemleri olmaksızın derhal; toplam cezaları on yıldan fazla olanlar kalan cezalarını çektikten sonra şartla salıverilirler.

4616 sayılı Yasanın 1/2 fıkrasından istifade edebilmek için şu şartların varlığı gerekmektedir:[14]

1) Suçun 23/04/1999 tarihinden önce işlenmiş olması gerekir.

2) Suçun türü itibari ile 4616 sayılı Yasanın 1/5 fıkrası kapsamındaki istisnalar içinde olmaması gerekir.

3) Muhtelif suçlardan dolayı cezaların ayrı ayrı tarihlerde verilmiş olsa bile indirimin bir sefere mahsus olmak üzere en fazla 10 yıl olarak yapılması gerekir.

4616 sayılı Yasa’nın 1. Maddesinin üçüncü paragrafında şu kurallar getirilmiştir:

1) 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenen suçlar nedeniyle tutuklu olan sanıklardan;

a) Hazırlık soruşturmasında, iddianameye esas olan suçun niteliğine,

b) Son soruşturmada, iddianamede yazılı suça veya değişen suç niteliğine göre kanunda belirtilen cezanın asgari haddi esas alınmak suretiyle, tâbi oldukları infaz hükümlerine göre on yıllık indirim göz önüne alınarak işlem yapılacaktır.

2) 4616 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren otuz gün içinde, kamu davası açılmamışlar için savcılıklarca, kamu davası açılan tutuklu sanıklar için mahkemelerce, dosyaları Yargıtayda veya Askerî Yargıtayda bulunanlar ilgili dairesince veya başsavcılıklarınca bu Kanuna göre hesaplamalar yapılarak; tutukluluk halinin devamı veya kaldırılması hakkında karar verilir.

3) 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenmiş ve ilgili kanun maddesinde ölüm, müebbet ağır hapis ve üst sınırı on yılı aşan şahsî hürriyeti bağlayıcı ceza öngörülen suçlardan dolayı haklarında henüz takibata geçilmemiş veya hazırlık soruşturmasına girişilmiş olmakla beraber dava açılmamış olan sanıkların yargılamaları yapılır.

4) Yapılan yargılama sonunda mahkûmiyetine karar verilenlere de hükmün kesinleşmesinden sonra bu maddedeki şartla salıverilme hükümleri uygulanır.”

4616 sayılı Yasa’nın 1. Maddesinin dördüncü paragrafında[15] şu kurallar getirilmiştir:

1) Davanın açılması veya kesin hükme bağlanmasının ertelenmesi koşulları: 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenmiş ve ilgili kanun maddesinde öngörülen şahsî hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırı on yılı geçmeyen suçlardan dolayı haklarında henüz takibata geçilmemiş veya hazırlık soruşturmasına girişilmiş olmakla beraber dava açılmamış veya son soruşturma aşamasına geçilmiş olmakla beraber henüz hüküm verilmemiş veya verilen hüküm kesinleşmemiş ise, davanın açılması veya kesin hükme bağlanması ertelenir;

2) varsa tutukluluk halinin kaldırılmasına karar verilir.

3) Bu suçlarla ilgili dosya ve deliller, her bir suçun dava zamanaşımı süresinin sonuna kadar muhafaza edilir.[16]

4) Erteleme konusu suçun dava zamanaşımı süresi içinde bu suç ile aynı cins veya daha ağır şahsî hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlendiğinde, erteleme konusu suçtan dolayı da dava açılır veya daha önce açılmış bulunan davaya devam edilerek hüküm verilir.

5) Bu süre, erteleme konusu suç ile aynı cins veya daha ağır şahsî hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlenmeksizin geçirildiğinde, ertelemeden yararlanan hakkında kamu davası açılmaz

6) Açılmış olan dava varsa davanın ortadan kaldırılmasına karar verilir.

7) Bu bentle ilgili olarak bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde dosyanın bulunduğu yargı merciine başvurmak suretiyle soruşturmaya veya davaya devam edilmesini istediklerini bildirenler hakkında soruşturma veya davaya devam olunur.

8) Mahkûmiyet halinde verilen ceza, dava zamanaşımı süresince ertelenir.

9) Bu süre içinde erteleme konusu suç ile aynı cins veya daha ağır şahsî hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlendiğinde ertelenen ceza da infaz edilir.

10) Aynı süre, erteleme konusu suç ile aynı cins veya daha ağır şahsî hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlenmeksizin geçirildiğinde, mahkûmiyet vaki olmamış sayılır.

Burada 4616 sayılı kanun açısından temel sorun koşullu salıverilme kararının geri alınması durumunda 4616 sayılı kanun hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ile ilgilidir.

Başka bir söylemle; 4616 sayılı yasa gereğince koşullu salıverilen hükümlünün deneme süresi içinde işlediği suç veya suçlar nedeniyle koşullu salıverilme kararının geri alınmasının 4616 sayılı yasa hükümlerine göre mi, yoksa 765 sayılı TCK’nin 17 maddesi veya 5271 sayılı yasanın 107/12 maddesine göre mi yapılacağı hususu tartışmalara neden olmaktadır.

4616 sayılı Kanun’un özellikleri

4616 sayılı kanun,[17] suçun türü ve işlendiği tarihi itibariyle bu yasa kapsamında kalan suçlardan dolayı davanın açılması, kesin hükme bağlanmasının ertelenmesi ve şartlı tahliyeye ilişkin hükümler getirmiştir.

23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenmiş ve ilgili kanun maddesinde öngörülen şahsi hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırı 10 yılı geçmeyen suçlardan dolayı haklarında henüz soruşturmaya geçilmemiş veya hazırlık soruşturmasına girilmiş olmakla beraber dava açılmamış ise davanın açılması veya kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine karar verilmelidir.[18]

Erteleme konusu suçun dava zamanaşımı süresi içinde bu suç ile aynı cins veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı ceza içeren bir suç işlendiğinde erteleme konusu suçtan dolayı dava açılacaktır.

Bununla birlikte, daha önceden açılmış bulunan dava varsa, davaya devam edilerek hüküm verilecektir.

4616 sayılı yasada 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenmiş ve ilgili kanun maddesinde ölüm, müebbet ağır hapis ve üst sınırı 10 yılı aşan şahsi hürriyeti bağlayıcı ceza öngören suçlardan dolayı haklarında henüz soruşturmaya geçilmemiş veya hazırlık soruşturmasına girilmiş olmakla dava açılmış olan sanıkların yargılamaları yapılacaktır.

Burada yapılan yargılama sonunda mahkûmiyetine karar verilenlerde hüküm kesinleşmesinden sonra bu maddedeki şartla salıverilme hükümleri tatbik edilecektir.

Yukarıda belirtilen kurallar dikkate alındığında, 4616 sayılı yasa ile ilgili Kanun maddesinde 10 yıldan fazla hapis cezası gerektiren suçlarla 10 yıldan az hapis cezası gerektiren suçlar arasında ayırım yapıldığı görülmektedir.

Yasaya göre; yaptırımı 10 yıldan fazla olan suçlarla ilgili yargılamaya devam edilerek mahkûmiyet hükmü verilip kesinleştiğinde şartla tahliye hükümleri uygulanacaktır.

Yasa yürürlüğe girdiğinde henüz kesinleşmemiş davalarla ilgili üst sınır itibariyle 10 yıldan az hapis cezası gerektiren suçlarla ilgili davanın ertelenmesine karar verilecektir.

Davanın açılması veya kesin hükme bağlanmasının ertelenmesi halinde zamanaşımı süresi içinde ertelenen suçla aynı cins veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı ceza yaptırımı gerektiren suç işlendiğinde yeniden dava açılacak veya ertelenen davaya devam edilecektir.

Başka bir söylemle; “ertelenen suçla aynı cins veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı ceza yaptırımı gerektiren suç işlendiğinde” şartı ancak kesin hükme bağlanması ertelenen davalar açısından geçerlidir.[19]

4616 sayılı kanun ile ilgili uygulamalar açısından Yargıtay, kesinleşen hükümler nedeniyle şartlı tahliye kararı verilmesi halinde şartla tahliyenin geri alınması şartlarının 765 sayılı TCK’nin 17 maddesi veya 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkındaki kanunun 107/12 maddesine göre değerlendirilmesi gerektiğini düşünmektedir.[20]

Burada koşullu salıverilen hükümlülerin deneme süresi içindeki riayet etmekle yükümlü olduğu şartların suç tarihi itibariyle lehe olan infaz yasasındaki hükümler gözetilerek değerlendirilmesi gerekmektedir.

Yani koşullu salıverilme açısından 4616 sayılı yasa hükümleri yerine 765 sayılı TCK’nin 17. maddesi veya 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkındaki Kanunun 107/12 maddesine göre değerlendirilme yapılmalıdır.[21]

Burada Yargıtay’ın ileri sürdüğü gerekçeler şunlardır:[22]

1)

4616 sayılı Kanun’un 1. maddesinin 1. fıkrasının 4. bendinin 2 nolu paragrafının infaz aşamasında verilen koşullu salıverilme kararının geri alınması ile ilgili olarak uygulanma imkanı bulunmamaktadır.

2)

Bu hükmün devam eden davalarda verilen davanın kesin hükme bağlanmasının ertelenmesi kararının kaldırılmasına ilişkindir.

3)

infaz aşamasında koşullu salıverilmeden sonra koşullu salıverilmenin geri alınması şartlarını gösteren bir hüküm 4616 sayılı Kanun’da yer almamaktadır.

4)

Koşullu salıverilmenin geri alınması şartlarını gösteren hükümlerin 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 17 ve 5275 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 107. maddelerinde yer aldığı görülmektedir.

5)

Her iki maddede de koşullu salıverilen hükümlünün denetim süresi içerisinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi durumunda koşullu salıverilme kararının geri alınacağı hüküm altına alınmıştır.

6)

Denetim süresi içerisinde işlenen suçun koşullu salıverilme kararı verilen suç ile aynı cins olması gerekmemektedir.[23]

Aynı cins veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç kavramı

4616 sayılı Kanun’un 1. maddesinde yer verilen “aynı cins veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç” kavramları, aynı maddede tanımlanan “davanın açılması veya kesin hükme bağlanmasının ertelenmesi” kararının geri alınmasına ilişkin bir hükümdür.

Burada yasada belirtilen "aynı cins veya daha ağır ceza" kavramlarının 4616 sayılı Kanun’un 1. maddesi gereğince verilen koşullu salıverilme kararının uygulanması ve geri alınması yönünden uygulama imkanı bulunmamaktadır.

Bu durumda genel hükümlere göre hareket etmelidir. Yani 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 17, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 107/12. Maddelerindeki kurallara göre karar verilmelidir. Bu durumda da denetim süresinde kasıtlı bir suç işleyen hükümlünün hapis cezasına mahkûm olması üzerine koşullu salıverilme kararının geri alınmasına karar verilmesi gerekecektir.[24]

Yargıtay’a göre 4616 sayılı Yasa’nın özellikleri şunlardır:[25]

1) 4616 sayılı Yasanın uygulanmasının belli bir zaman dilimiyle ve belli suçlar itibariyle sınırlandırılmıştır

2) Buna göre, yalnızca 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenen ve 5 inci bent dışında kalan suçlar yönünden 4616 sayılı Yasa, bu tarihten sonra işlenen suçlar için de 647 sayılı Yasa ve TCY hükümleri uygulanacaktır.

3) 4616 sayılı Yasa, İnfaz süresini kısaltması ve hükümlünün iyi halliliğini aramaması gibi özellikleri itibariyle de hükümlü lehine iyileştirici hükümler öngörerek genel kuraldan ayrılmaktadır.

4) 4616 sayılı Yasa, gerek 647 sayılı Yasaya gerekse TCK’ye göre özel bir yasa niteliğindedir ve öncelikle uygulanması gerekir.

5) 4616 sayılı Yasada TCK'nin 17. maddesine yollama yapılmamıştır.

6) 4616 sayılı Yasanın1. maddesinin 6. bendinin iptali nedeniyle, şartla salıverme kararı geri alınanların 2. bentte öngörülen on yıllık indirimden yararlanmalarını engelleyen bir düzenlemenin varlığından bahsedilemez.

7) 4616 sayılı Yasanın uygulanması için “ iyi hallilik koşulu” gibi “ şartla salıvermenin geri alınmamış olması” koşulu aranmayacaktır.

8) Şartla salıverildikten sonra süre ve diğer koşulları yönünden 4616 sayılı Yasa kapsamında bulunan kasıtlı bir cürüm işleyerek kaçan ve 4616 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra teslim olan kişi hakkında, diğer koşulların da uygun olması halinde 4616 sayılı Yasanın 1. maddesinin 4. bendi uyarınca davanın açılmasının veya kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine karar vermek gerekecek, bu halde kesinleşmiş hükümlülük söz konusu olmadığından, şartla salıverilme kararının geri alınmasına da olanak bulunmayacaktır.

9) Oysa aynı kişinin nedamet duyarak kaçmayıp teslim olması ve 4616 sayılı Yasanın yürürlüğünden önce hüküm giymesi ve hükmün de kesinleşmiş olması halinde, şartla salıverme kararı geri alınacaktır.

10) Bu kişinin TCK'nin 17 nci maddesi uyarınca çektirilmesine karar verilen bakiye cezasından, 4616 sayılı Yasanın 1 inci maddesinin 2 nci bendinde öngörülen on yıllık indirimin yapılmaması, aynı konumdaki kişiler arasında eşitsizlik ve adaletsizliğe de neden olacaktır.

11) 4616 sayılı yasa ile 3717 sayılı yasanın kimi özellikleri birbirine benzemektedir. Şartla salıverilme kararının geri alınması nedeniyle aynen çektirilmesi gereken bakiye cezaya 3713 sayılı Yasanın infazı süre yönünden kısaltan hükümlerinin uygulanması gerekir.[26]

23.4.1999 tarihinden önce işlenen suç ile ilgili olarak koşullu salıverilme kararının geri alınması hali

Burada karşımıza bir sorun daha çıkmaktadır. 765 sayılı TCK'nin 17. maddesi[27] gereğince geri alınan ve aynı madde uyarınca bihakkın çektirilmesi gereken özgürlüğü bağlayıcı cezaya, 4616 sayılı Yasada öngörülen on yıllık indirimle birlikte koşullu salıverilme hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı tartışmalara neden olabilmektedir.

765 sayılı TCK'nin 17. maddesi gereğince koşullu salıverilmenin geri alınması sonucu aynen çekmeleri gereken bakiye cezalarından 4616 sayılı Yasanın 1. maddesinin 2. bendi uyarınca indirim yapılması gerekmektedir. Yargıtay’ın uygulaması da bu yöndedir.

Burada koşullu salıverildikten sonra 23.4.1999 tarihinden önce işleyerek mahkum olduğu ve 4616 sayılı Yasanın 1. maddesinin 5. bendindeki kapsam dışı suçlar arasında yer almayan yeni bir suçu nedeniyle şartla salıverilme kararı geri alınanların, gerek şartla salıvermeye esas gerekse şartla salıvermenin geri alınmasına konu suçlarının her ikisinin birden süre ve diğer koşullar yönünden 4616 sayılı Yasa kapsamında bulunması gerekir. Bu halde 4616 sayılı Yasa’da belirtilen indirim uygulanabilecektir.

Örneğin; 30.03.1980 tarihinde işlediği gasp suçundan Ağır Ceza Mahkemesinin 11.09.1986 günlü ilamı ile TCK’nin 497/2. maddesi ile 20 yıl ağır hapis cezasına mahkûm edilen ve hakkındaki hüküm kesinleşen hükümlünün 3713 sayılı Yasa uyarınca 13.04.1991 tarihinden itibaren şartla tahliyesine karar verilmiştir.

Hükümlü bihakkın tahliye tarihi dolmadan 09.04.1994 tarihinde işlediği yasak silah taşımak ve saldırgan sarhoşluk suçundan 6136 sayılı Yasanın 13/1. maddesi uyarınca 1 yıl hapis ve 260.000 TL. ağır para cezası, TCK’nin 572/1. maddesi uyarınca da 2 ay hafif hapis cezasına mahkûm edilmiş ve hükümler kesinleşmiştir.

Daha sonra Ağır Ceza Mahkemesinin 10.04.1997 tarihli kararı ile hükümlünün şartla tahliyesinin geri alınmasına ve 09.04.1994 - 01.10.2004 tarihleri arasındaki sürenin aynen infazına karar verilmiştir.

Örnek olayımızda şartla tahliye kararının geri alınmasına neden olan suçun işlenme tarihi ve niteliği itibariyle 4616 sayılı Yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.

Bu örnek olayda; şartla salıverme kararının geri alınması nedeniyle hükümlünün aynen çekmesine karar verilen bakiye cezasından 4616 sayılı Yasanın 1.maddesinin 2. bendi uyarınca indirim yapılması gerekecektir.[28]

Hükümlünün koşullu salıverilme kararının geri alınmasına yönelik karar itiraz edilmeden kesinleşmiş ve bu karar usulüne uygun bir şekilde kaldırılmamış ise, burada yeniden aynı konu hakkında bir karar verilemeyeceği de dikkate alınmalıdır.[29]

Koşullu salıverilme ve denetim süresinin belirlenmesinde lehe olan yasa hükmünün dikkate alınması zorunluluğu

Bu konu ile ilgili olarak Yargıtay şu kurallara riayet edilmesi gerektiğini ifade etmektedir:[30]

1)

Hükümlünün koşullu salıverilme süresi ve buna bağlı olarak denetim süresi hükümlü lehine düzenleme getiren yasa hükmü[31] dikkate alınarak belirlenmelidir.

2)

Fakat bu tespit yapılırken daha önceki koşullu salıverilme tarihinin değiştirilmesi mümkün değildir.

3)

Bu belirlemenin lehe yapılan değişiklik nedeniyle ceza infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin tespiti ve bu tespite göre denetim süresinin belirlenmesi ile sınırlı olduğu kabul edilmelidir.

4)

Koşullu salıverilen hükümlünün hapis cezası gerektiren ikinci suçu bu belirlenen denetim süresi içinde işlemesi halinde koşullu salıverilmenin geri alınmasına karar verilmesi gerekir.

Koşullu salıverilmenin geri alınması uygulaması ile ilgili örnek vermek faydalı olacaktır.

Örneğin; hükümlünün 14 yıl hapis cezasının infazı sırasında 27.12.2015 tarihinden geçerli olmak üzere koşullu salıverilmesine karar verilmiştir.

Hükümlünün, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun geçici 6. madde hükmüne göre koşullu salıverilmeye hak kazanabilmesi için ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken sürenin 7 yıldır.

Kanun gereği tabi olacağı denetim süresinin ise 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107. maddesinin 6. fıkrasına göre 3 yıl 6 ay olduğu belirlenmiştir.

Hükümlünün denetim süresinin başlangıcının koşullu salıverildiği 27.12.2015 tarihi esas alınarak belirlenmesi gerekmektedir.

Hükümlünün henüz denetim süresi dolmadan 08.08.2017 tarihinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı suçtan mahkum olduğu tespit edilmiş ise koşullu salıverilme kararının geri alınmasına karar verilmesi doğru bir uygulama olacaktır.[32]

Örneğin; hükümlü, 3 yıl 11 ay 7 gün hapis cezasının infazı sırasında 05.04.2017 tarihinden geçerli olmak üzere koşullu salıverilmiştir.

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun geçici 6. madde hükmüne göre koşullu salıverilmeye hak kazanabilmesi için ceza infaz kurumunda geçirmesi gereken süre 1 yıl 11 ay 18 gün olarak belirlenmiştir.

Yasa gereği tabi olacağı denetim süresinin ise 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107. maddesinin 6. fıkrasına göre 11 ay 24 gün olarak belirlenmiştir.

Burada denetim süresinin başlangıcı koşullu salıverilme tarihi olan 05.04.2017 tarihi esas alınarak belirlenmesi gerekecektir.

Burada hükümlünün henüz denetim süresi dolmadan örneğin 06.01.2018 tarihinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı suçtan mahkum olduğu ortaya çıkmışsa, koşullu salıverilme kararının geri alınmasına karar verilmesi doğru bir uygulama olacaktır.[33]

Sonuç olarak koşullu salıverilme ile ilgili infaz yasalarının uygulanmasında hangi yasa lehe ise o yasa hükmü uygulanmalıdır. Bu anlamda koşullu salıverilme hükümleri, süre, şartlar ve geri alınma şartları bakımından dikkate alınmalı ve lehe olan yasa uygulanmalıdır.

4616 sayılı Yasa, koşullu salıverilmenin geri alınması ile ilgili herhangi bir hüküm getirmediği gibi herhangi bir yasal düzenlemeye atıf da yapmamaktadır. Bu nedenle koşullu salıverilme kararının geri alınması açısından açısından 4616 sayılı yasa hükümleri yerine 765 sayılı TCK’nin 17. maddesi veya 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkındaki Kanunun 107/12 maddesine göre değerlendirilme yapılmalıdır. Yani karar tarihinde hangi yasa hükümleri lehe ise o yasa hükümleri uygulanmalıdır.

Başka bir söylemle; koşullu salıverilme kararının geri alınması açısından da hangi yasa lehe ise o yasa hükümleri uygulanmalıdır.

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

-------------

[1] Yargıtayın yerleşik uygulaması bu şekildedir. Bkz.; Y.1.CD, E: 2020/678, K: 2021/7518, T: 22.04.2021.

[2] (Değişik fıkra: 29/06/2005-5377 S.K./2.mad).

[3] Y.1.CD, E: 2020/678, K: 2021/7518, T: 22.04.2021.

[4] 5237 sayılı TCK’de değişiklik öngören 5377 sayılı Yasanın gerekçesinde konu ile ilgili şu açıklamalar yapılmıştır: ‘…kanunun sisteminde bir ceza infaz rejimi olarak kabul edilen hapis cezasının ertelenmesi ile koşullu salıverilme ve mükerrirlere özgü infaz rejimi bakımından, birinci ve ikinci fıkralardaki zaman bakımından uygulama kuralları uygulanacaktır.’

[5]https://caneryenidunya.medium.com/i%CC%87nfaz-yasalar%C4%B1n%C4%B1n-zaman-bak%C4%B1m%C4% B1ndan-uygulanmas%C4%B1na-i%CC%87li%C5%9Fkin-prensipler-dffa870871f1, ET: 26.07.2021.

[6] (Değişik bend: 25.05.2005 - 5351 S.K/Madde 8); 25/05/2005 kabul tarihli, 01/06/2005 tarih ve 25832 sayılı R.G.de yayımlanan 5351 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değiştirilen bent: “b) Yükümlülüklerine aykırı davranması halinde, koşullu salıverilme kararının geri alınması kararının kesinleştiği tarih ile hakederek salıverilme tarihi arasındaki süreyi geçmemek koşuluyla takdir edilecek bir sürenin,”

[7] "aynen" ibaresi, 14.04.2020 kabul tarihli, 15.04.2020 tarih ve 31100 sayılı R.G.de yayımlanan 7242 sayılı Kanunun 48. maddesiyle eklenmiştir.

[8] 15) (Değişik fıkra: 20.07.2017 - 7035 S.K/Madde 25) TARİHÇE20.07.2017 kabul tarihli, 05.08.2017 tarih ve 30145 (Mük.) Sayılı R.G.de yayımlanan 7035 sayılı Kanunun 25. maddesiyle değiştirilen fıkra: (15) Koşullu salıverilme kararının geri alınmasına; a) Hükümlü geri kalan süre içinde işlediği kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkum edilirse, hükmü veren ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi tarafından, b) Hükümlünün bağlı tutulduğu yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde koşullu salıverilme kararına esas teşkil eden hükmü veren ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi veya koşullu salıverilme kararını vermiş olan mahkeme tarafından, Dosya üzerinden karar verilir. Bu kararlara karşı itiraz yolu açıktır.

[9] Y.1.CD, E: 2020/1265, K: 2021/9265, T: 27.05.2021.

[10] Y.1.CD, E: 2020/1265, K: 2021/9265, T: 27.05.2021.

[11] Y.1.CD, E: 2020/1265, K: 2021/9265, T: 27.05.2021.

[12] Kanun Numarası : 4616, Kabul Tarihi : 21/12/2000, Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 22/12/2000, Sayı : 24268, Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5, Cilt : 40.

[13] 2. (Yeniden düzenleme: 21/5/2002-4758/1 md.)

[14] YCGK’nun 05/02/2002 tarih ve 2002/6-42-156 Esas-Karar sayılı ilamı.

[15] 4. (Yeniden düzenleme: 21/5/2002-4758/1 md.)

[16] Bu alt bent ,Türk Ceza Kanununun 188,191, 240, 298, 383 üncü maddeleri yönünden, Anayasa Mahkemesi’nin 18/7/2001 tarihli ve E.: 2001/4, K.: 2001/332 sayılı Kararı ile iptal edilmiş olup, Kararın Resmi Gazete’de yayımlandığı 27/10/2001 tarihinden başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesi hüküm altına alınmıştır.

[17] 21/12/2000 tarihinde kabul edilip 22/12/2000 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürülüğe giren 4616 sayılı "23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenen suçlardan dolayı şartlı salıverilmeye dava ve cezaların ertelenmesine dair kanun”

[18] 4758 sayılı yasa ile yapılan değişiklikler vardır. Kural için bkz.; Yasanın 1/4 maddesi.

[19] Y.1.CD, E: 2013/2972, K: 2013/4586, T: 24.06.2013

[20] Y.1.CD, E: 2013/2972, K: 2013/4586, T: 24.06.2013.

[21] Y.1.CD, E: 2013/2972, K: 2013/4586, T: 24.06.2013.

[22] Y.1.CD, E: 2012/6224, K: 2013/1575, T: 28/02/2013; Y.1.CD, E: 2013/2972, K: 2013/4586, T: 24.06.2013.

[23] Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 28/02/2013 tarihli ve 2012/6224 esas, 2013/1575 sayılı ilamı.

[24] Y.6.CD, E: 2014/15418, K: 2015/39426, T: 09.04.2015.

[25] YCGK, E: 2002/6-40, K: 2002/160, T: 05.02.2002.

[26] Nitekim şartla salıverme ile ilgili genel hükümlerden ayrılması, belli bir süre ile sınırlı olarak uygulanması ve şartla salıverme için iyi hallilik aramaması gibi kimi özellikleri bakımından 4616 sayılı Yasa ile benzerlikler gösteren 3713 sayılı Yasanın uygulanması ile ilgili olarak Ceza Genel Kurulumuzca verilen 7.10.1991 gün ve 230-261 sayılı kararda da,

[27] TCK'nun 17. maddesinin birinci fıkrasında: “ ... Şartla salıverilmiş olan hükümlü, geri kalan süre içinde işlediği kasıtlı bir cürümden dolayı şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkûm olur veya mecbur olduğu şartları yerine getirmez ise şartla salıverilme kararı geri alınır. Bu takdirde suçun işlendiği tarihten sonraki kısım hükümlünün ceza süresine mahsup edilmeyerek aynen çektirilir ve şartla salıverilmeye esas teşkil eden hükmün infazı ile ilgili olarak bir daha şartla salıverilmeden yararlanamaz..” denilmiştir.

[28] YCGK, E: 2002/6-40, K: 2002/160, T: 05.02.2002.

[29] Y.1.CD, E: 2020/678, K: 2021/7518, T: 22.04.2021: “ Adam öldürme, hırsızlık ve süknaya mahsus binayı yakmağa tam teşebbüs suçlarından ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/05/1993 tarihli ve 1993/49 esas, 1993/54 sayılı kararı ile toplam 30 gün geceli gündüzlü bir hücrede tecrit edilmek suretiyle müebbed ağır hapis cezasına hükümlü ...'un, 13/07/1999 tarihinden geçerli olmak üzere meşruten tahliyesine dair G… 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 09/07/1999 tarihli ve 1999/103 esas sayılı kararını müteakip, hükümlünün deneme süresinde kasıtlı bir suç işlediği ve hapis cezasına mahkûm olduğu gerekçesiyle, ikinci suç tarihi olan 26/01/2002 ile bihakkın tahliye tarihi olan 11/07/2027 tarihleri arasındaki sürenin aynen infazına ilişkin ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/02/2013 tarihli ve 1993/49 esas, 1993/54 sayılı ek kararının itiraz edilmeden kesinleşmesini takiben, hükümlü tarafından anılan ek karara karşı yapılan itirazın kabulü ile ortadan kaldırılmasına, 11/02/2013 tarihli ek karar ile ilgili infazın durdurulmasına dair ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/07/2015 tarihli ve 1993/49 esas, 1993/54 sayılı ek kararı ile ilgili olarak;”

[30] Y.1.CD, E: 2018/5770, K: 2021/3273, T: 05.03.2021; Y.1.CD, E: 2019/3620, K: 2021/7036, T: 16.04.2021.

[31] Örneğin; daha sonradan 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun geçici 6. Madde ile getirilen lehe hükümler (671 sayılı KHK)

[32] Y.1.CD, E: 2020/678, K: 2021/7518, T: 22.04.2021: “…Sahte banka veya kredi kartı kullanmak suretiyle yarar sağlama suçundan ...10. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/10/2010 tarihli ve 2010/296 değişik iş sayılı içtima kararı ile 14 yıl hapis cezasına hükümlü ...’ın, bu cezasının infazı sırasında anılan Mahkemenin 27/01/2016 tarihli ve 2016/15 değişik iş sayılı kararıyla 27/12/2015 tarihinden itibaren şartla tahliye edilmesini müteakip, hükümlünün 08/08/2017 tarihinde işlemiş olduğu mühür bozma suçundan dolayı... 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/03/2019 tarihli ve 2018/472 esas, 2019/204 sayılı kararıyla 5 ay hapis cezası ile cezalandırılması sebebiyle, şartla tahliye kararının geri alınmasına ve hükümlünün ikinci suçu işlediği 08/08/2017 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi olan 26/08/2020 tarihleri arasındaki cezasının aynen çektirilmesine dair ...10. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/10/2019 tarihli ve 2006/852 esas, 2007/504 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın, ikinci suçun deneme süresinin bitmesinden sonra işlendiği ve şartla tahliyenin geri alınamayacağından bahisle kabulüne ve anılan ek kararın kaldırılmasına ilişkin ...18. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/11/2019 tarihli ve 2019/829 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;…”

[33] Y.1.CD, E: 2020/5094, K: 2021/6466, T: 08.04.2021: “…Tehdit ve muhtelif suçlardan O… 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 01/08/2016 tarihli ve 2016/778 değişik iş sayılı kararı ile 3 yıl 11 ay 7 gün hapis cezasına hükümlü ...'nun, cezasının infazı sırasında, O… 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/04/2017 tarihli ve 2017/506 değişik iş sayılı kararı ile 05/04/2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere şartla tahliye edilmesini müteakip, deneme süresi içerisinde 06/01/2018 tarihinde işlemiş olduğu kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkum edilmesi sebebiyle şartla tahliyenin geri alınmasına, ikinci suçun işlendiği 06/01/2018 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi olan 22/03/2019 tarihi arasındaki 440 günlük sürenin aynen infazına dair O…. 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/07/2019 tarihli ve 2011/86 esas, 2011/191 sayılı ek kararı ile ilgili olarak;…”