MAKALE

İnfaz Kanununda Yapılacak Değişikliklere Genel Bakış

Abone Ol

1.) Şartla Salıvermede cezaevinde kalınan süre kısaltılmıştır.

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 107. maddesine göre mahkûm olunan cezanın 3/2’sini ceza infaz kurumunda geçiren hükümlü, iyi halli ise, Şartla Salıvermeden faydalanarak tahliye edilmekteydi. Yeni yapılacak olan düzenleme ile 3te 2lik oran, 1/2 ye indirilmiştir. Yani kişiye verilen cezanın yarısı, ceza infaz kurumunda geçirilir ve iyi halli olduğuna karar verilirse, cezanın kalan kısmı çeşitli yükümlülükler yüklenerek cezaevi dışında infaz edilecektir. Bu yükümlülükler; belirli bir bölgede denetim ve gözetim altında bulundurma, belirlenen yer ve bölgelere gitmeme, belirlenen programlara katılma yükümlülüklerinden bir veya birden fazlasını uygulanacaktır. Yükümlülük süresi 2 yıldır.

2.) Mükerrirlere özgü infaz rejiminde, cezaevinde kalma süresi kısaltılmıştır.

İnfaz kanunundaki değişikliklerden bir diğeri mükerrirlere özgü infaz rejimi ile ilgilidir. Bilindiği üzere mükerrirlere özgü infaz rejiminde şartla salıverme süresi 3/4 idi. Mevcut düzenlemede mükerrirler, süreli hapis cezasının 2/3’ünü cezaevinde geçirecek, geri kalan 1/2'lik dilimi cezaevi dışında infaz edilecektir.

3.) Kısa süreli hapis cezalarının özel infaz usullerinde yer alan süre uzatılmıştır.

İnfaz Kanununda yapılacak değişikliklerden dikkat çeken bir diğeri ise, kısa süreli hapis cezalarının özel infaz şekilleri ile ilgilidir. 5275 sayılı İnfaz Kanunu’nun 110. maddesinde yer alan bu düzenleme 6 ay veya daha az süreli hapis cezaları hakkında uygulanmaktaydı.

Bu süre artırılarak, kasten işlenen suçlarda toplamda 1 yıl 6 ay, taksirle öldürme suçu hariç, taksirle işlenen suçlarda ise toplam 3 yıl veya daha az süreli hapis cezası alan bir hükümlünün yaşına ve cinsiyetine göre hapis cezasının özel infaz usullerine göre çektirilmesine karar verilecektir.

Yapılacak olan düzenleme ile kadın ve çocuk mahkumlardan 65 yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam bir yıl, 70 yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam 2 yıl, 75 yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları toplam 4 yıl veya daha az süreli hapis cezasının konutunda çektirilmesine “infaz hakimi” tarafından karar verilebilecektir.

4.) Açık cezaevinde infaz ile kapalı cezaevinde infaz süreleri değiştirilmiş ve açık cezaevinde infazın kapsamı genişletilmiştir.

Meri düzenlemede ilk kez suç işleyenler ile 2 yıl veya daha az hapis cezasına mahkûm edilen hükümlülerin açık cezaevinde infaz edileceği belirtilmiştir. Yeni yapılacak düzenlemede açık cezaevinde infaz edilecek hükümlülerin daha geniş kapsamlı olduğu görülmektedir.

Kasıtlı suçlardan dolayı 3 yıl veya daha az hapis cezası, taksirli suçlarda 5 yıl ya da daha az hapis cezası, adli para cezasından hapis cezasına çevrilenler ve İcra İflas Kanunu kapsamındaki tazyik hapsine tabi tutulanlar doğrudan açık cezaevine gönderilebilecektir.

Yalnızca örgüt kurma, yönetme, örgüt kapsamında işlenen suçlar, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, ikinci kez mükerrir olan suçlar, koşullu salıverilme kararı geri alınanlar, ceza miktarı ne olursa olsun, doğrudan kapalı ceza infaz kurumuna gönderilecektir. Yeni düzenlemede açık ceza infaz kurumunda kişi güvenliği bakımından tehlike oluşturanlar, açık cezaevi çalışma koşullarına uyum sağlamayanlar idare ve gözetim kurulu kararıyla ve infaz hakimi onayıyla kapalı cezaevine gönderilebileceklerdir.

5.) Yapılacak olan düzenleme ile 5275 sayılı İnfaz Kanunu’nun 105/A maddesinde yer alan Denetimli Serbestlik’te yer alan süreler değiştirilmiştir.

Meri hükümlerde hükümlü hakkında verilen hapis cezasının 3’te 2’sini infaz kurumunda geçirenler, iyi halli olma şartı ile şartla tahliyeden yararlanabilmektedir. Yapılacak olan düzenlemede bu süre, 1/2 olarak belirlenmiştir.

6.) Şartla salıverme için en önemli unsurlardan olan iyi halin belirlenmesi ile ilgili yeni düzenlemeler yapılacaktır.

İyi halliliğe karar verecek olan İdare ve Gözlem Kurulu, infazın kurumda bulunduğu tüm aşamalarda hükümlünün; kurallara uyup uymadığı, iyileştirme programlarına uyup uymadığı, tekrar suç işleyip işlemeyeceği, mağdura ve başkalarına zarar verme riskini değerlendirecek, gerekirse hükümlünün önceki yaşamına ilişkin bilgi isteyebilecektir.

7.) Hapis cezasının infazına başlanmış olsa bile, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 1 yılı geçmeyen süreyle çeşitli gerekçelerle infaza ara verilebilecekti.

Hükümlünün eş ve çocuklarının sürekli hastalığı, malullükleri nedeniyle bakıma muhtaç olması halinde infaza Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 1 yıla kadar ara verilecektir.

8.) 5275 sayılı İnfaz Kanunu’nun Geçici 6. maddesine göre ,1 Temmuz 2016 tarihine kadar işlenen suçlarla ilgili denetimli serbestlik süresi 1 yıldan 2 yıla çıkarılmıştı.

Mevcut düzenlemede Geçici 6. maddedeki 1 Temmuz 2016 tarihi kaldırılarak, mevcut tüm hükümlüler için hatta ve hatta şu an mevcut tutukluların ceza alması halinde tüm hükümlüler için kanunun yayım tarihinden itibaren geçerli olmak üzere bir kereliğe mahsus olarak 3 yıllık bir denetimli serbestlik öngörülmüştür.

Yani kişinin cezaevinde çıkmasına 3 yıllık bir süre var ise o taktirde kişi salıverilecek, cezanın infazı cezaevi dışında gerçekleştirilecektir.

Sonuç :

- Yapılacak olan düzenlemelerin uygulamada kimi aksaklıkları gidermek için faydalı olacağı düşünülmektedir.

- Açık cezaevlerinde infazı gerçekleştirilecek suçların ve sürelerin kapsamının genişletilmesi son derece faydalıdır. Bu yolla kapalı cezaevlerindeki yığılmanın önüne geçilmeye çalışılmaktadır. Kapalı cezaevini belli bir yoğunluğu olan suçların cezası infaz edilecektir.

- Kısa süreli hapis cezalarının özel infaz usullerinin uygulanması için belirlenen sürenin uzatılması daha fazla hükümlünün, bilhassa yaşı epey ilerlemiş kişilerle, kadın ve çocuk hükümlüler için yerinde bir düzenleme olacaktır.

Daha da önemlisi ise, CMK’nın 100. maddesinde yer alan tutuklama tedbiri, hemen ve kolayca uygulanmamalı, bunun yerine bir çok adli kontrol sebepleri uygulanarak cezaevlerindeki doluluk oranının önüne geçilmelidir.

Burada güncel koşullar sebebiyle yapılacak olan düzenlemenin genel olarak olumlu olduğunu belirtmekle birlikte, kökten çözümler üretilmediği takdirde, kısa aralıklarla af kanunları çıkarmak artık zorunlu hale gelecektir.

Av. Mustafa Tırtır