Bazen cezaların infazı sırasında, İnfaz edilen hapsin süresi adli para cezasını tamamıyla karşılamaması durumu söz konusu olabilir.
Adli para cezası yerine çektirilen hapis süresi üç yıl ile sınırlandırılmıştır. Para cezasının hapse çevrilmesi sonucunda hapis cezası üç yıldan fazla olsa bile üç yıldan fazla olan süre dikkate alınmayacak, hapis cezası üç yıl olarak infaz edilecektir.
Birden fazla hükümle adli para cezalarına mahkûmiyet hâlinde ise, bu süre beş yılı geçemeyecektir. (CGTİHK md. 106/7; Tüzük md. 56/7)
İşte bu süre sınırlamaları nedeniyle infaz edilen hapsin süresinin adli para cezasını karşılamaması gibi durumlar bazen uygulamada çeşitli sorunlara neden olmaktadır.
Bu durumda karşılaşılan temel sorunlar şunlardır:
1. sorun: İnfaz edilen hapis adli para cezasını karşılamadığı durumlarda geri kalan adli para cezasının tahsili için infaz evrakının mahallin en büyük mal memurluğuna gönderilirken, infaz kaydının kapatılarak yerine getirme fişi düzenlenip düzenlenmeyeceği bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
2. sorun: Yerine getirme fişinin düzenlenecek olması halinde evrak aslının mal memurluğuna veya ilgili mahkemeden hangisine gönderileceği konusunda bazı hatalar olabilmektedir.
3. sorun: İnfazın hangi birim tarafından takip edileceği bazen tereddütlere neden olmaktadır.
4. sorun: Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğün 56 ncı maddesinin üçüncü fıkrası ile onuncu fıkrasındaki hükmün birlikte değerlendirilmesi sonucunda, çocuklar hakkında verilen adli para cezası ile hapis cezasından çevrilen adli para cezasının ödenmemesi halinde buna ilişkin ilamın adli para cezasının tahsili için mahallin en büyük mal memuruna gönderilmesi sırasında infaz kayıtlarının kapatılıp kapatılmayacağı konusu cevaplanması gereken sorular arasında yer almaktadır.
Bu soruların cevaplanması için infaz hukuku ile ilgili mevzuatın değerlendirmeye tabi tutulması gerekmektedir.
5275 sayılı Kanunun 106 ncı maddesinin onbirinci fıkrasına göre, şayet infaz edilen hapsin süresi, adli para cezasını tamamıyla karşılamamış olursa, geri kalan adli para cezasının tahsili için ilam, Cumhuriyet Başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna verilmelidir.
İnfaz edilmeyen ve hapis cezasından kalan para cezası, artık bu makamlarca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre tahsil edilmelidir.[1]
Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğün 56 ncı maddesinin onuncu fıkrasına göre, infaz edilen hapsin süresi, adli para cezasını tamamıyla karşılamamış olursa, geri kalan adli para cezasının tahsili için ilam, Cumhuriyet başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna gönderilmelidir.
Kalan adli para cezası kısmı artık bu makamlarca, 6183 sayılı Kanuna göre, tahsil edilmelidir.
Mahallin en büyük mal memuruna gönderme tarihi esas alınarak Cumhuriyet başsavcılığınca infaz defterindeki kayıt kapatılmalıdır. Daha sonra İnfaz savcılığı bu hususu mahkemesine bildirilmelidir.[2]
Yerine getirme fişi
Adli Sicil Yönetmeliğinin[3] “Tanımlar” kenar başlıklı 3 üncü maddesinde, yerine getirme fişi; “Hürriyeti bağlayıcı cezalar ile para cezalarının infaz edildiğini ifade eden fiş olarak tanımlanmıştır.
Yerine getirme fişi; fer'i cezalarda, güvenlik tedbirlerinde sürenin bittiğini, para cezalarının hürriyeti bağlayıcı cezaya çevrildiği hallerde infazın bittiğini bildiren bir fiş türüdür.
Adli Sicil Yönetmeliği’nin 6 ncı maddesinin yedinci fıkrasına göre; Cumhuriyet başsavcılıklarının mahkemelerden gönderilen ceza ve tali karar fişleri ile kendilerince düzenlenecek yerine getirme fişlerini üç gün içerisinde, bilgi işlem sistemi kurulmuş ise mahalli adli sicile gönderilecektir.
Bilgi işlem sistemi kurulmamış ise, o yerin bağlı bulunduğu ağır ceza merkezindeki mahalli adli sicile gönderilmesi gerekmektedir.
Adli para cezasının tahsili için ilamın, Cumhuriyet başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna gönderilmesi
5275 sayılı Kanunun uygulanmasını gösteren Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzükte yer alan hükme göre; infaz edilen hapsin süresinin, adli para cezasını tamamıyla karşılamadığı durumda, geri kalan adli para cezasının tahsili için ilamın, Cumhuriyet başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna gönderilmesi zorunludur.
Bu makamlarca 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Kanununa göre geri kalan adli para cezasının tahsil edilmesi gerekmektedir.
İnfaz defterindeki kaydın kapatılması
Mahallin en büyük mal memuruna gönderme tarihi esas alınarak Cumhuriyet başsavcılığınca infaz defterindeki kaydın kapatılması şarttır. Daha sonra bu husus mahkemesine bildirilmelidir.
İnfaz defterindeki kaydın kapatılması işleminde sonra, yerine getirme fişinin düzenlenip düzenlenmeyeceği hususunda herhangi bir hüküm yoktur.
Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzükte yer alan hüküm, 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tahsili gereken bu tür ilamların Cumhuriyet başsavcılığında hiçbir işlem yapılmadan ve infaz defterindeki kaydı açık tutularak bekletilmesinin önüne geçilmesi bakımından düzenlenmiştir.
5275 sayılı Kanunun 5 inci maddesine göre, mahkemenin kesinleşen ve yerine getirilmesini onayladığı cezaya ilişkin hükmün Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi gerekir.
Ayrıca; cezanın infazı Cumhuriyet savcısı tarafından izlenmeli ve denetlenmelidir.
5352 sayılı Kanunun "Adli sicile kaydedilecek bilgiler" kenar başlıklı 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre; adli para cezasının tazyik hapsi suretiyle kısmen veya tamamen infaz edildiği hususu ile adli para cezasının tazyik hapsinden sonra kalan kısmının ödenmek suretiyle infaz edildiği hususu adli sicile kaydedilecek bilgiler arasında yeralmaktadır.
Mal memurluğunca yapılan tahsilatın Adli Para Cezası tahsilatı niteliğinde olması
Belirtmek gerekir ki, adli para cezasının infazının 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca mal memurluğunca yerine getirilmesi, verilen para cezasının niteliğini ortadan kaldırmaz. Bu husus sadece tahsil usulünü değiştirmektedir.
Bu nedenle, mal memurluğunca yapılan tahsilat sırasında da mahsus makbuza "adli para cezası" ibaresi yazılmaktadır.
Bu ibare yazılmak suretiyle tahsilatın ne için yapıldığı, yani niteliği açıklığa kavuşturulmaktadır.
6183 sayılı Kanunun[4] 3 üncü maddesinde para cezaları, adli ve idari para cezaları olarak tanımlanmıştır.[5]
6183 sayılı Kanunun 102 nci maddesinde ise, para cezalarına ait hususi kanunlardaki zamanaşımı hükümlerinin saklı tutulacağı ifade edilmektedir.
Bu yasal düzenlemeye göre; Amme alacağı, vadesinin rasladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar ve bu alacak ile ilgili takibat yapılmaz.
Ancak, adli ve idari para cezalarına ait hususi kanunlarındaki zamanaşımı hükümleri saklı tutulmuştur.
Şayet zamanaşımından sonra ilgili kişi rızaen ödeme yapmak isterse, bu kişinin yapacağı ödemeler de kabul edilir.[6]
Sonuç
İnfaz edilen hapsin süresinin adli para cezasını karşılamaması halinde şu hususlar gözetilerek infaz işlemleri yapılmalıdır:
I. 5352 sayılı Kanunun "Adli sicile kaydedilecek bilgiler" kenar başlıklı 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin açık hükmü uyarınca adli para cezası ile ilgili olarak;
a) Adli para cezasına ilişkin mahkûmiyet hükmü,
b) Adli para cezasının ödenmek suretiyle infazı,
c) Adli para cezasının tazyik hapsi suretiyle kısmen veya tamamen infazı,
ç) Adli para cezasının tazyik hapsinden sonra kalan kısmının ödenmek suretiyle infazı,
gibi hususların adli sicile kaydedilecek bilgiler arasında olması nedeniyle bu hususlar ile ilgili fişlerin düzenlenerek Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne gönderilmesi gerekmektedir.
II. 5352 sayılı Kanunun[7] 4 üncü maddesinde adli para cezalarının tahsil usulüne ilişkin bir ayrıma gidilmemiştir. Bu nedenle bu cezaların ödenmesi suretiyle infazı hususu adli sicile kaydedilecek bilgiler arasında sayılmalıdır. Ayrıca, bu durumun Adli Sicil Yönetmeliği hükümleri uyarınca yerine getirme fişi ile yapılması zorunludur.
İnfaz edilen hapsin süresinin adli para cezasını tamamen karşılamaması durumunda geri kalan adli para cezasının tahsili için ilamın aslının Cumhuriyet başsavcılığınca mahallin en büyük mal memurluğuna gönderilmesi gerekmektedir.
III. İnfaz kaydına, mahallin en büyük mal memurluğuna gönderilme tarih ve sayısının şerh düşülmesi zorunludur.
IV. İnfaz evrakının, üst yazı ile mahallin en büyük mal memurluğuna gönderilmesi halinde, yazılacak yazıda infazın tamamlandığında durumun Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmesi konusundaki talebe yer verilmeli ve yazı akıbeti araştırılmalıdır.
V. 6183 sayılı Kanuna göre tahsili yapılacak ilamların yıl sonu listelerinin UYAP ortamından raporlamasının yapılarak maliyeden akıbetleri sorulmalıdır.
VI. 6183 sayılı Kanun uyarınca yapılacak tahsil işlemi, belli bir miktarın altında kalması sebebiyle tahsil edilememe keyfiyeti veya zamanaşımı süresinin dolması gibi nedenlerin varlığı halinde, infaz süreci tamamlanacaktır.
Bu gibi hallerde, Cumhuriyet başsavcılığınca yerine getirme fişi düzenlenerek Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne gönderilmelidir.
-----------------------------------------
[1] RG: T. 28.7.1953, S. 8469.
[2] 1.6.2005 tarihli ve 25832 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 13 üncü maddesinde, infaz def teri ile denetimli serbestlik genel defteri düzenlenmiştir. Konumuz ile ilgili olarak burada yer alan yasal düzenlemelerinde dikkatle değerlendirilmesi gerekmektedir.
[3] RG: T.07.09.2005, S.25929.
[4] Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Kanun Numarası: 6183, Kabul Tarihi: 21.7.1953, Yayımlandığı Resmî Gazete: Tarih: 28.7.1953, Sayı: 8469, Yayımlandığı Düstur: Tertip: 3, Cilt: 34, Sayfa: 1658.
[5] Yasal düzenleme metninde Para cezaları teriminin adli ve idari para cezalarını ifade ettiği belirtilmiştir. (4/6/2008 tarihli ve 5766 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle; burada yer alan "Amme, tazminat, inzıbati mahiyette olsun olmasın bütün para cezalarını" ibaresi "Adli ve idari para cezalarını" şeklinde değiştirilmiştir.
[6] 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un “Tahsil zamanaşımı” başlıklı 102. Maddesi şu şekilde düzenlenmiştir: “Madde 102 – Amme alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Para cezalarına ait hususi kanunlarındaki zamanaşımı hükümleri mahfuzdur. Zamanaşımından sonra mükellefin rızaen yapacağı ödemeler kabul olunur.”
[7] Adlî Sicil Kanunu, Kanun Numarası: 5352, Kabul Tarihi: 25.5.2005, Yayımlandığı Resmî Gazete: Tarih: 1.6.2005 Sayı: 25832, Yayımlandığı Düstur: Tertip: 5, Cilt: 44.