İMAR KİRLİLİĞİNE NEDEN OLMA SUÇU

Abone Ol

İmar Kirliliği Nedir ve Neden Önemlidir?

İmar kirliliği, yasaya aykırı yapılaşmaların kentlerin düzenini bozarak çevreye ve toplum sağlığına zarar verdiği bir durumdur. TCK’nın 184. maddesiyle suç olarak tanımlanan bu olgu, sadece çevresel tahribatla sınırlı kalmaz; altyapı yetersizliklerine, depreme dayanıksız binalara ve güvenlik risklerine yol açar. Mali kayıplar ve vergi kaçakçılığı gibi ekonomik zararlar yaratırken, kent estetiğini de bozar ve toplumsal eşitsizlikleri derinleştirir.

TCK’nın 184. Maddesinde Belirtilen “İmar Kirliliğine Neden Olma” Suçunun Kapsamı Nedir?

İmar kirliliğine neden olma suçu, TCK’nın 184. maddesinde kaçak yapılaşmayı önlemek amacıyla tanımlanmıştır. Bu suçun kapsamına girebilmesi, birkaç temel kriterin varlığına bağlıdır:

Ruhsatsız veya Ruhsata Aykırı İnşaat: Suçun temel unsuru, yasal izin olmaksızın yapılan veya mevcut ruhsata aykırı inşa edilen yapılardır. Yargıtay’a göre, basit bir tuğla duvarın üzerinin sacla kapatılması dahi ruhsatsız inşaat olarak değerlendirilebilir ve suç teşkil eder.

Bina Niteliği Taşıyan Yapılar: Yalnızca bina niteliğindeki yapılar bu suçun kapsamına girer. İmar Kanunu’na göre, insanın barınma veya çalışma gibi temel ihtiyaçlarına yönelik yapılar bina sayılırken, köprü, tünel, havuz gibi yapılar bu kapsama girmez. Her bina bir yapıdır; ancak her yapı bina değildir.

Belirli Alanlarda Gerçekleşmesi: Suçun oluşması için yapılaşmanın belediye sınırları içinde veya özel imar rejimlerine tabi alanlarda yapılması gerekir. Boğaziçi, kıyı bölgeleri ve organize sanayi alanları bu kapsama girer.

12 Ekim 2004 Sonrası Yapılar: Suç, 12 Ekim 2004’ten sonra inşa edilen veya o tarihten sonra tamamlanmış yapılar için geçerlidir; bu tarihten önce yapılmış binalar suçun kapsamı dışındadır.

Bu suç, yalnızca fiziki bir yapılaşma ihlali değil, aynı zamanda kentlerin adil, güvenli ve planlı gelişimini savunma adına hukukun temel bir aracı olarak görülmelidir.

Büyükşehir yasası değişikliğiyle köylerin “kırsal mahalle” statüsüne geçirilmesi, ruhsatsız yapılaşmayı yalnızca mahallelerde suç kapsamına alırken, benzer koşullara sahip köylerde cezalandırmamaktadır. Bu durum, aynı anda iki farklı köyde inşa edilen kaçak binalardan, mahalleye dönüşen köydeki yapı sahibinin ceza almasına karşın, köy statüsünü koruyan yerdeki yapının cezasız kalması sonucunu doğuruyor. Aynı nitelikteki fiillerin, yalnızca statü değişikliği nedeniyle farklı sonuçlara tabi tutulması, anayasanın eşitlik ilkesine açıkça aykırıdır ve temel hukuk prensipleriyle çelişen bir adaletsizlik yaratmaktadır. (https://www.ersanbarkin.av.tr/2022/03/22/imar-kirliligi-sucunun-anayasaya-aykiriligina-dair-bir-tartisma/)

Kaçak Bina Nedir ve “İmar Kirliliğine Neden Olma” Suçunu Nasıl Oluşturur?

Kaçak bina, ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak inşa edilen yapılardır. TCK 184’e göre, kaçak bina yapma veya yaptırma eylemi imar kirliliğine neden olma suçunu oluşturur ve bunun için yapının "bina" niteliğinde olması şarttır. Örneğin, Yargıtay 4. Ceza Dairesi, tuğla duvarın bina niteliğinde olmadığını belirtmiş, ancak basitçe örülüp üzeri sacla kapatılan birkaç metrekarelik bir yapının "bina" sayıldığını kabul etmiştir (2010/1854 E., 2012/4870 K. ve 2012/12489 E., 2012/15384 K.).

"Yapı" ve "Bina" Kavramları Nasıl Tanımlanır ve Aralarındaki Farklar Nelerdir?

3194 Sayılı İmar Kanunu'na göre "yapı", sabit veya hareketli her türlü inşaatı kapsar. "Bina" ise kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebileceği yapılardır. Her bina bir yapıdır, ancak her yapı bina değildir. Yargıtay 4. Ceza Dairesi, yapıların geniş anlamda değerlendirildiğini, ancak suçun oluşması için imalatın bina niteliğinde olmasını aramaktadır. Örneğin, Yargıtay, 38 metre uzunluğunda yığma tuğla duvarın suç oluşturmadığını belirtmiştir (2010/1854 E., 2012/4870 K.).

“Özel İmar Rejimine Tabi Yerler” Nelerdir ve Nasıl Belirlenir?

Özel imar rejimine tabi yerler, Organize Sanayi Bölgeleri, Kıyı Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu gibi özel kanunlarla düzenlenen yerleri ifade eder. Bu alanlarda yapılan kaçak yapılar da imar kirliliğine neden olma suçunu oluşturabilir.

Bu Suçun Oluşması İçin Hangi Kriterler Aranır?

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2015/176 E. 2018/503 K. Sayılı kararında, İmar Kirliliğine Neden Olma suçunun oluşabilmesi için gereken şartlar tartışılmış ve  kaçak yapıların bina niteliğinde olması ve bina kabul edilebilmesi için de:   

1-Binanıntaşıyıcı unsurlarını etkilemesi  veya,

2-Kapalı alan kazanma niteliğinde olması gerektiğine hükmedilmiştir. 

Mevzuatta”yapı” ve”bina” kavramlarının sadece genel olarak tanımının yapılmasıyla yetinildiğinden,  hangi yapıların bina sayılacağı konusu yargı kararlarıyla şekillenmektedir.

Suçun Oluşmadığı Durumlar Nelerdir?

SUÇUN OLUŞMADIĞI HALLER

- Teras balkonun pvc ve camla kapatılması.(Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2012/9298 E.  2012/6669 K.)

- 38 metre uzunluğunda yığma tuğla duvar inşası.(Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2010/1854 E. 2012/ 4870 K.)

- Ruhsatlı binanın çatısının çelik konstrüksiyon malzeme kullanılarak kapatılması. (Yargıtay 4.Ceza Dairesi 2010/4436 E.  2010/3966 K.)

- Balkonun kapatılması ve balkon ile oda arasındaki duvarın yıkılması suretiyle odanın büyütülmesi. (Oda ile balkonu ayıran duvar, perde duvar değilse, ve duvarın kaldırılması işleminde kolonlara zarar verilmemişse,)  (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2009/3046 E. 2011/7468 K.)

- Binanın zemin katındaki iki dükkanın arasındaki duvarın kaldırılarak tek dükkan haline getirilmesi(Yargıtay 4.Ceza Dairesi 2011/21338 E. 2012/26052 K.)

- İşyeri vitrinini kapatmak için yapılan kepenkler. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2012/15051 Esas  2012/28152 Karar)

- Gayrimenkul vasfı taşımayan, zemine herhangi bir şekilde bağlı olmayan, temelsiz, imalatı ve kullanımı için ruhsat gerekmeyen üç adet konteyner.(Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2013/23055 E. 2014/31439 K.)

- Subasman seviyesini aşmayan zemin terası ve üzerine yapılan pergola. (Danıştay 14. Dairesi 2015/9242 E. 2018/1644 K.)

- Zemin üzerine temelsiz olarak yerleştirilen ”büfe” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2013/11068E. 2013/8822K.)

- Yıkılan çatının yeniden yapılması. (Yeniden inşa edilen çatının projesine uygun olmak şartıyla) (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2013/8880 E. 2013/9358 K.)

- Projeye aykırı açık teras yapılması da suçu oluşturmamaktadır. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2013/14233 E. 2013/13305 K.)

- Belediye sınırı dışındaki mücavir alan ve köylerde yapılan binalar İmar Kirliliğine Neden Olma suçunu oluşturmaz.(Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2008/12395 E., 2010/21166 K) 

İmar planları, imar yönetmelikleri ve ilke kararlar gibi idarenin düzenleyici işlemleri ile bazı yapılaşmalara izin muafiyeti getirilebilmektedir. İzin şartı kaldırılan bir imalat hakkında izin alınmadığı gerekçesiyle ceza verilememektedir.

- İstanbul İmar Yönetmeliğinde  açık çıkmaların ruhsat gerektirmeden kapalı olarak yapılabileceğinin belirtilmesi karşısında, yönetmelikteki bu tanıma uygun olarak inşa edilen kapalı çıkmaların yapılması. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2011/6288 E. 2011/16748 K. Sayılı)

Belediyeler veya diğer yetkili idareler kaçak yapılara işlem yapmayıp göz yumduklarında, yıkım kararlarını uygulamadıklarında ilgililer TCK Madde 257 ”Görevi Kötüye Kullanma” suçundan yargılanacaklardır.”Belediyenin yeterli makine ve ekipmanının bulunmaması ve mali yönden zayıf olmaları gerekçeleri ceza verilmesine engel olmamaktadır.(Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2008/12854 E. 2008/16679 K.) Ancak hakkı olmayan bir yere bina yapma izni verilmesi İmar Kirliliğine Neden Olma suçundan yargılanmalarını gerektirir.

Bu Suçta Teşebbüs ve İştirak Nasıl Değerlendirilir?

Yargıtay, suça teşebbüs için inşa faaliyetinin başlamış olmasını yeterli bulur. Örneğin, kalıcı nitelikte beton dökülmesi teşebbüs olarak değerlendirilir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2013/31814 E., 2014/31607 K.). İştirak halinde suç işleyenler ise arsa sahipleri, müteahhitler ve kiracılar olabilir. Arsa sahibi, izinsiz yapı yapılmasına izin verirse suça iştirak etmiş sayılır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2008/1409 E., 2009/13644 K.).

Ruhsat almayan müteahhitin, ustaları bu durumdan haberdar ettiği ispatlanamazsa ceza verilmemesi gerekir.(Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2010/27045 E.  2012/2535 K.) 

İçtima Kuralları “İmar Kirliliğine Neden Olma” Suçunda Nasıl Uygulanır?

Zincirleme suç hükümleri, mühür bozma ve diğer kaçak inşai faaliyetlerle birlikte uygulanır. Örneğin, kaçak yapının mühürlenmesinden sonra inşaata devam edilmesi mühür bozma suçunu oluşturur ve her iki suçtan ayrı ayrı ceza verilir. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2006/10351 E., 2008/20186 K.)

Etkin Pişmanlık Hükümleri Ne Şekilde Geçerlidir ve Bu Suçta Nasıl Uygulanır?

TCK 184/5’e göre, imara aykırılıklar giderildiğinde kamu davası açılmaz veya açılmış dava düşer. Örneğin, failin belediye yıkım masraflarını ödemesi etkin pişmanlık sayılır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 04/11/2014, 2013/21621 E., 2014/31660 K.) Ancak cebren tahsil edilen masraflar pişmanlık şartını karşılamaz. (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/37436 E., 2014/35867 K.)

Yargıtay bir başka kararında, HAGB kararı verilip kesinleşmesinden sonra gerçekleşen etkin pişmanlık, başka bir ifadeyle imara aykırılığın giderilmesi durumunda HAGB kararının kesinleşmesi ve hükmedilen 5 yıllık denetim süresinin ortadan kaldırılmasına ve davanın düşürülmesine karar vermiştir.(Yargıtay 4.Ceza Dairesi 2009/17546 E. 2009/17330 K.)