MAKALE

İMAR HUKUKUNDA KAZANILMIŞ HAKKIN MEYDANA GELEBİLECEĞİ DURUMLAR

Abone Ol

I. İMAR HUKUKUNDA KAZANILMIŞ HAKKIN MEYDANA GELEBİLECEĞİ DURUMLAR

İmar hukukunda kazanılmış hak kavramını anlamlandırabilmek için her şeyden önce imar sürecinde yer alan mekanizmaların bilinmesi gereklidir. Bu doğrultuda, her şeyden önce bir imar planı olmalıdır[1]. Bu plana göre yapı ruhsatı alınır ve inşaata başlanır[2]. İnşaatın tamamlanmasından sonra yapı kullanma izni (iskân)[3] alınır ve taşınmaz kullanıma hazır hale gelmiş olur. İmar planı yoksa ruhsat da yoktur ruhsat yoksa iskân da yoktur. Ancak hemen belirtelim ki, ruhsatın alınması iskânın da kategorik olarak alınacağı anlamına gelmez. Ruhsat, inşaata başlama hakkı verir. İskân ise oturma hakkı vermektedir. Bu süreçte yer alan işlemlerin her biri ayrı idari işlemlerdir ve ayrı ayrı dava konusu edilebilmektedir. Şimdi bu şekilde genel çerçeve çizdikten sonra imar hukukunda kazanılmış hakkın ortaya çıkabileceği durumları ele alarak incelemeye başlayalım.

A. Ruhsat Süresinin Dolması

İnşaata başlayabilmek için alınan yapı ruhsatı sürelidir. Zira imar planları o alandaki yapılaşma koşulları dikkate alınarak değişkenlik göstermektedir. Eğer ruhsat süresiz olarak verilseydi, ruhsat alan ancak henüz inşaata başlamayan kişi kazanılmış hak iddia edebilirdi. Gerek bunun önlenmesi gerekse de planların birçok faktör neticesinde değişebilmesi nedeniyle ruhsata dair belirli müddetler öngörülmüştür.  Bu husustaki 3194 sayılı İmar Kanunu m.29/1 hükmüne göre,

Yapıya başlama müddeti ruhsat tarihinden itibaren iki yıldır. Bu müddet zarfında yapıya başlanmadığı veya yapıya başlanıp da her ne sebeple olursa olsun, başlama müddetiyle birlikte beş yıl içinde bitirilmediği takdirde verilen ruhsat hükümsüz sayılır. Bu durumda yeniden ruhsat alınması mecburidir. Başlanmış inşaatlarda müktesep haklar saklıdır.

Yapı ruhsatı aldıktan iki sene sonra inşaata başlamayan kişi zaten kazanılmış hak iddiasında bulunamaz. İnşaata başladıktan sonra ise yapının en çok beş sene içerisinde tamamlanması gerekir. Ancak ruhsat müddeti dolduktan sonra, uzatma da yapılmamışsa (temdit)[4], kişinin süre dolana kadar inşa ettiği kısmın sırf süre dolması nedeniyle yok sayılması kazanılmış haklar prensibe aykırı olur. Bu nedenle kanun koyucu “başlanmış inşaatlarda müktesep haklar saklıdır” hükmüne yer vermiştir. Söz gelimi, kişinin sekiz kat için ruhsat alması bir katı tamamlaması ve ruhsat süresinin bitmesi durumunda bu kat kullanıma uygunsa iskân verilecek, ancak diğer katları yapma hakkı sona erecektir.  Burada söz konusu olan, ruhsat mevcutken inşa edilen bölümlerin korunmasıdır. Aksi halde kaçak (ruhsatsız) yapı ile ruhsat alınarak yapılan yapı arasında fark gözetilmemesi adaletli sonuçlar doğurmayacaktır.

B. Ruhsata Aykırı Yapıların Ruhsata Uygun Hale Getirilmesi

İmar Kanunu m.32/1 hükmüne göre,

Bu Kanun hükümlerine göre; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine veya ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılarda projelerine ve ilgili mevzuatına aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce (...) tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur.

Görüldüğü üzere, ruhsata aykırı veya ruhsatsız biçimde inşa edilen yapının idarece tespit edileceği ve aykırılık giderilmediği takdirde inşaatın durdurulacağı ifade edilmiştir. “Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister ” (m.32/3). “Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir” (m.32/5). Yani yapı sahibinin ruhsat almadan veya ruhsata aykırı inşa ettiği yapıyı ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak tadil edebileceği ve mühürlenerek yıkılmaktan kurtarabileceği mekanizma öngörülmüştür. “Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir” (m.32/4).

Kanunun amacı, şu ya da bu şekilde bir yapı meydana getiren birine yapısını yıktırıp tekrar yaptırmanın faydasız olacağı hatta zarar meydana getireceği düşüncesidir. Yapının yıkılması yerine şartları varsa ruhsat alınması ya da ruhsata uygun hale getirilmesi kanun koyucu tarafından daha akılcı görülmüştür. Ancak ben bu hükmün istisnai uygulanması gerektiği kanaatindeyim. Zira kişinin kullandığı demirden, statik projesine, temeli kazdığı derinliğe, betorname hesaplarına kadar her şeyin bina inşa edildikten sonra sağlıklı denetimi mümkün görünmemektedir. Eğer baştan sona ayrıntılı ve sağlıklı denetim imkânı varsa bu hüküm uygulanmalıdır. Aksi halde ruhsata uygun davranan ile davranmayan arasındaki adalet zedelenecektir. Ayrıca böyle bir yapının teknik denetimi baştan yapılmadığından her zaman risk barındırması mümkündür. Dolayısıyla kazanılmış hakların korunması prensibinin insan hayatı ve sağlığı söz konusu olduğunda uygulanmaması gerektiğini kabul ettiğimizden biz bu maddenin istisnai biçimde uygulanması gerektiği kanaatindeyiz.

C. İmar Planının Değiştirilmesi ve Ruhsatın İptali

 Bir düzenleyici işlem olarak imar planlarının tek başına kazanılmış hak yaratmayacağı ve bu itibarla da idarece her zaman kaldırılması ya da değiştirilmesinin mümkün olduğunu yukarıda ifade etmiştik. Ancak düzenleyici işlemlere dayanılarak birel işlemlerin meydana getirilmesi durumunda, düzenleyici işlemin değişmesinin birel işlemi de etkileyebileceği izahtan varestedir. Bu durumda kazanılmış hak problemi ortaya çıkabilmektedir. Kural olarak düzenleyici işlemin kaldırılması, bu düzenleyici işleme dayanılarak tesis edilen ve kesinleşen birel işlemin kaldırılabileceği anlamında gelmez.[5] Bu itibarla imar planlarının değiştirilmesi durumunda o plana dayanarak tesis edilen ve kesinleşen birel işlemin idarece kural olarak değiştirilemeyeceği ifade edilmelidir. Ancak birel işlemin hukuki dayanağı olan düzenleyici işlemin değiştirilmesi durumunda birel işlem hukuka aykırı hale gelirse idarece dava açma süresi içerisinde işlemin geri alınması mümkündür.[6] Birel işlem kazanılmış hak yaratıyorsa, dayanağı olan düzenleyici işlemin, idarece ya da mahkemece, ortadan kaldırılması halinde birel işlem hukuka aykırı hale gelse bile idarece geri alınamaz. Mahkemece düzenleyici işlemin iptal edilmesi hususunda da aynı esaslar geçerlidir. Bu hususta Akyılmaz/Sezginer/Kaya’ya göre,

Düzenleyici işlemin iptal edilmesi, bu düzenleyici işleme dayanılarak tesis edilen birel işlemleri kendiliğinden hükümsüz hale getirmez. Bununla birlikte bu işlemler hukuki dayanaklarını kaybetmiş olacağından, hukuka aykırı hale gelir ve idare tarafından geri alınmaları veya kaldırılmaları gerekir. Ancak tabiki kazanılmış hak, haklı beklenti, idari istikrar ve iyiniyet gibi ilkeler de göz önüne bulundurularak her somut olay çerçevesinde ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekir.[7]

İmar planlarının kaldırılması, değiştirilmesi ya da mahkemece iptali halinde plana dayanarak verilen ruhsatın akıbeti bu noktada önem arz etmektedir. Öğreti ve yargı, ruhsat verilmesinin tek başına kazanılmış hak doğurmayacağı ancak başlanmış belli bir noktaya gelmiş ya da bitmiş yapılar açısından kazanılmış hakkın meydana geleceği görüşündedirler[8]. Bu konuda Danıştay’ın istikrarlı kararlarından bir tanesine yer vermekte yarar görüyoruz. Karara göre,

Davacının yapısı için inşaat ruhsatının düzenlenmesi kazanılmış hak için tek başına yeterli olmasa da İdare Mahkemesince iptal hükmünün verildiği tarihe kadar ilgilinin hatası hilesi ya da kusuru olmadan yapıya devam edilmesi durumunda mahkeme kararının verilmesini takiben davalı idarece yapının ruhsatının iptal edilerek inşaatın mühürlenmesi, bu aşamaya kadar gelmiş yapının fiili durumunun da kazanılmış hak olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Olayda ise imar planı değişikliğinin iptaline ilişkin idare mahkemesi kararının 10.11.1998 tarihinde verilmesine ve davacıya 20.3.1999 gününde yapı kullanma izni verilmesine karşın davalı idarece yapı bittikten sonra 20.4.2001 günlü işlemle inşaat ruhsatının, 17.7.2001 günlü işlemle de yapı kullanma izninin iptal edildiği ve yapı tatil zaptının 5.7.2001 tarihinde düzenlenerek yapının mühürlendiği anlaşıldığından, yıkım kararının alındığı tarihte davacının kazanılmış hakkının bulunduğunun kabulü zorunludur.[9]

 Bazense yapı ruhsat ve eklerine uygun tamamlanmasına rağmen yapı kullanma izni (iskân) düzenlenmemiş olabilir. Bu durumda kazanılmış hak müessesi gündeme gelecektir.

D. Ruhsata Uygun Tamamlanan Yapıya Süresinde Yapı Kullanma İzni Verilmemesi[10]

Yapı ruhsatı, inşaata başlama yetkisi verir. İnşaat tamamlandıktan sonra yapı kullanma izni (iskân) verileceği kesin değildir. Bunun için birtakım şartların yerine getirilmesi gerekir. İmar Kanunu m.30/1 hükmüne göre,

Yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren belediye, valilik (...) (1) bürolarından; 27 nci maddeye göre ruhsata tabi olmayan yapıların tamamen veya kısmen kullanılabilmesi için ise ilgili belediye ve valilikten izin alınması mecburidir. Mal sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerekir.

Yani iskân için salt yapının ruhsata uygun olarak tamamlanması yetmemektedir ayrıca fen bakımından da mahsur bulunmaması gerekmektedir. Bu madde hükmü doğru uygulandığında pek çok problemi çözebilecek niteliktedir. Zira idare yapı ruhsatı verirken bazı şeyleri gözden kaçırabilir veya bazen yapı inşa edilirken birtakım sorunlar ortaya çıkabilir. Söz gelimi kişi, ruhsata uygun şekilde binayı inşa edebilir ama daha sonra kullandığı betonun aslında deniz kumundan olduğu ortaya çıkabilir. Böyle bir durum insan hayatını ilgilendirdiğinden idarece iskân verilmemesi gerekmektedir. Bazen idarenin ihmali sonucuna süresinde yapı kullanma izni (iskân) verilmediğinden ruhsat hükümsüz hale gelebilmektedir.

Bu hususta, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği m.54/7 hükmüne göre,

Ruhsat ve eklerine uygun olarak tamamlanmasına rağmen ruhsat süresi içinde yapı kullanma izni düzenlenmemesi nedeniyle ruhsatı hükümsüz hale gelen yapılara, denetimi yapan fenni mesul mimar ve mühendisler veya yapı denetim kuruluşları tarafından denetim raporu hazırlanmak ve ilgili idare tarafından dosyasında ve yerinde, inceleme ve tespit yapılmak koşuluyla yeniden ruhsat düzenlenmeksizin yapı kullanma izin belgesi verilir. Mevcut yapılarla ilgili özel bir hüküm getirilmeden imar planı değişikliği yapılan alanda kalan yapılar da ilk ruhsat alındığı tarihteki plan hükümleri dikkate alınmak suretiyle bu hükme tabidir.

Kişi, süresi içerisinde yapıyı inşa etmesine karşın idarece yapı kullanma izni verilmezse ruhsat hükümsüz hale gelir. Normal şartlarda ruhsatı hükümsüz hale gelen kimsenin yeniden ruhsat alması gerekir. Ancak yönetmelik hükmü, mevcut ruhsata uygun şekilde yapı inşa eden kimsenin, kazanılmış hakkı bulunduğunu kabul etmiş ve gerekli incelemeler neticesinde yeniden yapı ruhsatı düzenlenmesi şartı aranmaksızın yapı kullanma belgesi verileceğini öngörmüştür.[11]

E. İmar Mevzuatına Aykırı Ruhsat Verilen Yapılar[12]

İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanunu’nun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun m.9/a-4 hükmüne göre,

Daha önce, imar mevzuatına aykırı olarak ruhsat verilipte, bu ruhsata ve eklerine göre inşa edilen veya inşa halindeki yapılarla, her ne sebeple olursa olsun ruhsat ve kullanma izni iptal edilen yapılar için, tehlike arz edenler ve 14 üncü madde kapsamında kalanlar hariç, daha önce verilen ruhsat ve kullanma izinleri kazanılmış hak kabul edilir. Bu gibi yapılardan ayrıca harç ve para cezası alınmaz. Köy muhtarlarından alınan her türlü izin, ruhsat ve iskan bu Kanun kapsamında olup, ruhsatlı ve iskanlı yapılar sayılır. Yalnız konutlar hariç, iş yeri, imalathane ve fabrikalar bu Kanuna göre hesap edilecek bina inşaat harcı ve ekli cetvele göre tahakkuk edecek harcı ödemek zorundadır.

Görüldüğü üzere, imar mevzuatına aykırı biçimde ruhsat verilen yapılar ruhsata uygun olarak inşa edilir ya da inşasına başlanırsa bunların tehlike arz etmemesi ve aynı Kanunun 14’üncü maddesine aykırı olmamak kaydıyla kazanılmış hak teşkil etmektedir. Kalabalık’a göre bu hüküm, “idare tarafından verilen ruhsatın yine idarece geri alınması veya iptali durumunda uygulanabilir, ruhsatın mahkeme kararıyla iptal edilmesi durumunda ise uygulanmaz[13]”.

F.  İdarenin Planlar Üzerindeki Takdir Yetkisi

Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği m.54/9 hükmüne göre,

Uygulama imar planında[14] mevcut yapılarla ilgili özel bir hüküm bulunması halinde uygulamalar plan hükümlerine göre yapılır. Ancak bu alanda, Kanunun 18 inci maddesi uyarınca arazi ve arsa düzenlemesi yapılması ve yapının bulunduğu parselin hisseli hale gelmesi halinde ilgili idarece seviye tespiti yapılır. Şüyunun giderilmesinde bina bedeli bu tespite göre belirlenir, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi düzenlenmesi, bina bedelinin tespitinde müktesep hak oluşturmaz. Yapı ruhsatı veya yapı kullanma izni başvurusunda bulunanlar, bu hükmü dikkate almak zorundadır.

Bu hüküm, pratik gerekçelerle getirilmiştir. Zira idarenin çevre, değişen koşullar, bilim ve teknolojinin gerekleri kapsamında planları değiştirmesi gerekebilir. İşte yönetmelikle idareye planlar üzerinde bir takdir yetkisi verilmiştir. Ancak bu hüküm sayesinde idarenin kazanılmış hakları ihlal edebileceğinin de ifade edilmesi gerekir.[15] Zira bu sayede idare, mevcut yapılara ilişkin planları değiştirerek bu yapıları plana aykırı hale getirebilecektir.[16]

Av. Mehmet Talha IŞIK

KAYNAKÇA

Akyılmaz, Bahtiyar, Murat Sezginer ve Cemil Kaya. Türk İdari Yargılama Hukuku, 5. Baskı, Savaş yayınevi, Ankara, 2021.

Duman, Hasan İlker. İmar Mevzuatı Karşısında Kazanılmış Hak https://www.ilkerduman.av.tr/?d=313#:~:text=Kazan%C4%B1lm%C4%B1%C5%9F%20bir%20haktan%20s%C3%B6z%20edilebilmesi,ve%20ki%C5%9Fisel%20niteli%C4%9Fe%20d%C3%B6n%C3%BC%C5%9Fm%C3%BC%C5%9F%20hakt%C4%B1r (06.04.2023).

Genç, Mustafa. İmar Hukuku, Seçkin Yayınları, Ankara, 2015.

Göktolga, Sevda Gültekin. Yapı Ruhsatları Açısından Kazanılmış Hak, Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2014.

Gözler, Kemal ve Gürsel Kaplan. İdare Hukuku Dersleri, 21. Baskı, Ekin Yayınları, Bursa, 2019.

Gülan, Aydın. İmar Hukuku Ders Notları Vize Sonrasına İlişkin, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2017-218 Öğretim Yılı. https://cdn.istanbul.edu.tr/FileHandler2.ashx?f=2017-2018-i%CC%87mar-hukuku-ders-notlari--vize-sonrasina-yo%CC%88nelik--_636823951340566582.pdf (08.04.2023).

Kalabalık, Halil. İmar Hukuku Dersleri, 11. Baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, 2022.

Muratoğlu, Tahir. Teşkilat, Planlama ve Uygulama Boyutuyla İMAR HUKUKU, 3.Baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, 2023.

Oğurlu, Yücel. “İmar Planlarının Değiştirilmesinin Ruhsat ve Süren İnşaatlara Etkisi Konusunda ABD Hukukundan Çözümler: “Aykırı Kullanım Hakkı” Ve “Kazanılmış Parselleme Hakkı” “, Erzincan Binali Yıldırım Dergisi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 7, Sayı: 1, Yıl 2003, ss.199-216.

Sancakdar, Oğuz, Lale Burcu Önüt, Eser Us Doğan, Mine Kasapoğlu Turhan ve Serkan Seyhan.  İdare Hukuku Teorik Çalışma Kitabı, 11.Baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, 2022.

--------------------

[1] İmar planları, bir düzenleyici işlem olarak normlar hiyerarşisinde yönetmeliklerin üzerinde yer almaktadır. Örneğin, İmar Kanunu m.15/3 hükmüne göre, “İmar planlarında parsel cepheleri tayin edilmeyen yerlerde yapılacak ifrazların, asgari cephe genişlikleri ve büyüklükleri yönetmelikte belirtilen esaslara göre tespit edilir”.  

Hükmün mefhumu muhalifinden parsel cephelerinin imar planlarıyla belirlendiği hallerde ilgili yönetmelik hükümlerinin değil, plan hükümlerinin uygulama alanı bulacağı sonucu çıkmaktadır. İmar Kanunu’nun 18.maddesinin on beşinci fıkrasında da aynı yönde düzenleme mevcuttur. Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nin 69.maddesinin üçüncü fıkrası da bu madde kapsamında mahalli idarelerce hazırlanan yönetmeliklerin uygulama imar planında aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde uygulanacağını hüküm altına almaktadır (Tahir Muratoğlu, Teşkilat, Planlama ve Uygulama Boyutuyla İMAR HUKUKU, 3.Baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, 2023, s.41).

[2] Ruhsat alınarak inşa edilen bir yapıda meydana getirilecek değişiklikler için de ruhsat alınması       gerekir. Ancak bazı değişiklikler ruhsat gerekmeksizin yapılabilir. Bu konuda 3194 sayılı kanun m.21/3 hükmüne göre, “Ancak; derz, iç ve dış sıva, boya, badana, oluk, dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik ve sıhhi tesisat tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması ve yönetmeliğe uygun olarak mahallin hususiyetine göre belediyelerce hazırlanacak imar yönetmeliklerinde belirtilecek taşıyıcı unsuru etkilemeyen diğer tadilatlar ve tamiratlar ruhsata tabi değildir.”

[3] Yapılaşma faaliyetlilerinin tamamlanıp bina ortaya çıktığında, bu fiziki varlığın ruhsat ve ekinde yer alan projelere göre tamamlanıp tamamlanmadığının tespiti gerekir. Bu tespite bağlı olarak, bu yapıların inşa amacı doğrultusunda kullanılmasına izin verilip verilmeyeceğine karar verilir. Yapılaşma faaliyetlerinin mevzuata ve ruhsata uygun tamamlandığının tespitine bağlı olarak düzenlenen belgeye iskân belgesi denir. İskân belgesi, idare tarafından yapılaşma faaliyetlerinin tabi olduğu mevzuata ve idare tarafından düzenlenen ruhsatla eklerine uygun tamamlanmış olduğu anlamına gelir. (Mustafa Genç, İmar Hukuku, Seçkin Yayınları,  Ankara, 2015,  s.163.)

[4] Temditin ruhsat süresi dolmadan önce yapılması gerekir. Ruhsat süresi dolduktan sonra artık kişinin   yeniden ruhsat alması gerekmektedir (Aydın Gülan, İmar Hukuku Ders Notları Vize Sonrasına İlişkin, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2017-218 Öğretim Senesi, s.26. https://cdn.istanbul.edu.tr/FileHandler2.ashx?f=2017-2018-i%CC%87mar-hukuku-ders-notlari--vize-sonrasina-yo%CC%88nelik--_636823951340566582.pdf (08.04.2023).

[5] Oğuz Sancakdar,, Lale Burcu Önüt, Eser Us Doğan, Mine Kasapoğlu Turhan ve Serkan Seyhan.  İdare Hukuku Teorik Çalışma Kitabı, 11.Baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, 2022.s.392.

[6] Kemal Gözler ve Gürsel Kaplan. İdare Hukuku Dersleri, 21. Baskı, Ekin Yayınları, Bursa, 2019.s.372.

[7] Bahtiyar Akyılmaz, Murat Sezginer ve Cemil Kaya, Türk İdari Yargılama Hukuku, 5. Baskı, Savaş yayınevi, Ankara, 2021, s.601.

[8] Yücel Oğurlu, “İmar Planlarının Değiştirilmesinin Ruhsat ve Süren İnşaatlara Etkisi Konusunda ABD Hukukundan Çözümler: “Aykırı Kullanım Hakkı” Ve “Kazanılmış Parselleme Hakkı” “, Erzincan Binali Yıldırım Dergisi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 7, Sayı: 1, Yıl 2003, s.201.

[9] Dn. 6. Daire, E.2004/6073, K.2004/3442 ve 02.06.2004 T. Sayılı kararı. Aktaran: Av. İlker Hasan  Duman, İmar Mevzuatı Karşısında Kazanılmış Hak https://www.ilkerduman.av.tr/?d=313#:~:text=Kazan%C4%B1lm%C4%B1%C5%9F%20bir%20haktan%20s%C3%B6z%20edilebilmesi,ve%20ki%C5%9Fisel%20niteli%C4%9Fe%20d%C3%B6n%C3%BC%C5%9Fm%C3%BC%C5%9F%20hakt%C4%B1r (E.T: 06.04.2023).

[10] Halil Kalabalık. İmar Hukuku Dersleri, 11. Baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, 2022s.161.

[11] Kalabalık, s.162.

[12] Kalabalık, s.163.

[13] Kalabalık, s.163.

[14] Uygulama imar planları, nazım imar planlarına göre hazırlanır. Yani bu iki plan arasındaki hiyerarşi uyarınca uygulama imar planları nazım imar planlarına aykırı olamaz (Kalabalık, s.94).

[15] Kalabalık, s.165.

[16] Kalabalık, s.165.