MAKALE

İkinci El Araç İlanlarındaki “Liste Fiyatı Üstü” Yasağı, EİDS ve Mülkiyet Hakkı: Serbest Piyasa & Tüketici & Vergi Dengesi Üzerine Hukuki Bir İnceleme

Abone Ol

Özet

Türkiye’de ikinci el motorlu kara taşıtları piyasasında son dönemin üç başat müdahalesi “6 ay–6.000 km” kuralı, sıfır araç güncel liste fiyatı üzeri ilan yasağı ve Elektronik İlan Doğrulama Sistemi (EİDS) ile kimlik yetki doğrulaması aynı anda hem tüketiciyi hem piyasayı hem de kamu gelirlerini korumayı hedefleyen benzersiz bir düzenleme mimarisi ortaya koydu. Arz şokları ve spekülatif ilan davranışlarının gölgesinde şekillenen bu mimari, pratikte “mülkiyet veya yetki yoksa sıfır araç ilanı yok” ilkesini işletirken, ikinci elin sıfırdan pahalı ilana koyulmasını da engelliyor.

Ne var ki, bu hedefler uğruna getirilen sınırlamalar; Anayasa m.35’teki mülkiyet hakkı, m.48’deki sözleşme ve teşebbüs özgürlüğü, m.167’deki piyasa düzenleme yetkisi ve m.172’deki tüketicinin korunması ödevi ile AİHS A1P1’in adil denge ilkesi arasında hassas bir teraziyi zorunlu kılıyor.

Bu makalenin tezi şudur: İlan tavanı + EİDS kombinasyonu, kanunilik ve meşru amaç bakımından savunulabilir; ancak öngörülebilirlik (özellikle “makul aksesuar bedeli”nin sınırları), orantı (ceza takdirinin ölçülülüğü) ve uygulama birliği (platform kuralları & idari denetim & yargısal inceleme zinciri) sağlanmadıkça, birey ve işletme üzerinde aşırı külfet riski doğar. Bu çerçevede çalışma; önce mevcut mevzuatın ve yaptırım/itiraz mekanizmalarının fotoğrafını çekecek, ardından anayasal ölçülülük testi ve karşılaştırmalı hukuk ışığında müdahalenin meşruiyet sınırlarını tartışacak; en sonunda da vatandaşı koruyan, ticari işletmeyi batırmayan ve vergisel entegrasyonla devleti güçlendiren somut, uygulanabilir çözüm önerileri sunacaktır.

1) Problemin Çerçevesi

- Tüketici şikâyetleri ve spekülatif fiyatlama: Pandemi sonrası arz şokları ve bayii/ara stokçuluğu tartışmaları, ikinci elde sıfır liste fiyatının üstünden pazarlama ve flipping davranışlarını artırdı. Bu da tüketici aleyhine fahiş fiyat algısı ve piyasada “adil rekabet” tartışmasını doğurdu.

- Platform ekonomisi riski: Sahte ilan, “elden kapora” ve kimliği belirsiz satıcı kaynaklı dolandırıcılık vakaları artınca, EİDS ile kimlik/ruhsat/vekalet–yetki doğrulaması şartı getirildi. Böylece sahiplik veya yetki olmadan ilan açılması önlendi.

- İşletmeler ve vatandaş açısından gerilim:

* Vatandaş: “Kendi aracımı mülkiyetim kapsamında dilediğim fiyata pazarlayabilme” beklentisi.

* İşletme: Stok devir hızı ve kârlılık baskısı; idari yaptırım riski.

* Kamu: Enflasyonist beklenti yönetimi, tüketici korunması ve vergi tahsilatı (KDV-ÖTV rejimleri, ikinci elde KDV özel matrahı vb.).

2) Mevzuatın Ayrıntılı Çerçevesi

2.1. Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelik

- Geçici Madde (İlan Kısıtı): İkinci el motorlu kara taşıtlarının “mevcut” sıfır liste fiyatının üzerinde ilan yoluyla pazarlanması yasaktır. Aksesuar, donanım ve garanti gibi kalemler için Bakanlıkça “makul tutar” ilave edilebilir. (Metin “mevcut satış fiyatı”na atıf yapar.) Bu kural önce 01.01.2025’e kadardı; 01.01.2026’ya uzatıldı.

- “6 ay–6.000 km” kuralı: Sıfır aracın 6 ay ve 6.000 km dolmadan satışa sunulamaması yönündeki sınırlama da aynı duyuruyla 01.01.2026’ya kadar uzatılmıştır.

- Denetim ve yaptırım: Bakanlık (ve devrettiği il müdürlükleri) denetim yapar ve idari para cezası uygulayabilir.

2.2. Elektronik İlan Doğrulama Sistemi (EİDS)

- Kimlik ve yetki doğrulaması zorunlu: Araç ilanı açmadan önce kimlik, ruhsat/vekalet ve galeri/tescil yetkileri EİDS üzerinden teyit edilir. 16.06.2025 itibarıyla araç kategorisindeki tüm ilanlar için zorunluluk ilan edilmiştir. Pratik sonucu: mülkiyet veya yetki yoksa, “sıfır araç” ilanı bireysel olarak açılamaz (sıfır araçlar tipik olarak yetkili satıcının envanterindedir).

2.3. İdari Para Cezaları ve Başvuru Yolu

- Temel başvuru yolu: 5326 sayılı Kabahatler Kanunu m.27 uyarınca idari para cezasına karşı tebliğden itibaren 15 gün içinde Sulh Ceza Hâkimliği’ne başvurulabilir. Mahkeme, ölçülülük (m.17/2) başta olmak üzere hukuka uygunluğu denetler; somut olayda miktarı yeniden takdir ederek indirim veya kaldırma yönünde karar verebilir.

2.4. Anayasal ve AİHM Çerçevesi

- Anayasa m.35 (Mülkiyet hakkı), m.48 (çalışma–sözleşme özgürlüğü), m.167 (piyasanın düzenlenmesi ve rekabet), m.172 (tüketicinin korunması): Devlete, piyasa düzenleme ve tüketiciyi koruma ödevi verirken, mülkiyet/özgürlük alanına yapılan müdahalelerde kanunilik–meşru amaç–ölçülülük şartlarını arar.

- AİHS 1 No’lu Protokol m.1 (A1P1): Para cezaları ve fiyat sınırlamaları mülkiyetten barışçıl yararlanma hakkı kapsamında müdahale oluşturabilir; meşru amaç ve adil denge (fair balance) aranır.

2.5. Vergisel Çerçeve

- İkinci el araç ticaretinde KDV “özel matrah” rejimi: Yetkili tacirler, KDV mükellefi olmayanlardan aldıkları araçları “alış–satış farkı” üzerinden KDV’ye tabi tutar. (3065 sayılı KDVK m.23/f ve Genel Uygulama Tebliği.)

3) Hukuki Değerlendirme: Mülkiyet ve Serbest Piyasa Dengesi

3.1. “Liste Fiyatı Üstü İlan Yasağı” Ne Getiriyor?

- Müdahalenin niteliği: Kural, satışı değil, ilan yoluyla pazarlamayı sınırlar; fiili etki itibarıyla üst sınır işlevi görür. Aksesuar/ek garanti gibi kalemler için istisnai “makul tutar” öngörülmesi, ölçülülük bakımından esneklik sağlar.

- Amaç: Spekülatif ilanlarla “fiyat çıpasının” bozulmasını önlemek; tüketiciyi ve piyasa düzenini korumak (Anayasa m.167, m.172).

3.2. Mülkiyet Hakkı ve Sözleşme Özgürlüğü Bakımından

- Kanunilik: Düzenleme yönetmelik ve idari tasarruflarla kurulmuş; dayanak kanunlar (ör. 6585 sayılı kanun) ve Bakanlığın düzenleme–denetim yetkisi çerçevesinde yürütülür.

- Meşru amaç: Tüketicinin korunması ve piyasa düzeninin sağlanması meşru amaçtır (Anayasa m.167, m.172).

- Ölçülülük: Süre ile geçici uygulanması ve aksesuar istisnaları, ölçülülük lehine unsurlardır; ancak geniş ve belirsiz uygulama (ör. aksesuar bedelinin “makul” sınırı) öngörülebilirlik ve takdir denetimi açısından ihtilaf doğurabilir. Sulh Ceza hâkimlikleri m.17/2 ölçütleriyle miktar ve kusur–ekonomik durum dengelemesi yaparak hakkaniyet indirimi verebilmektedir.

- A1P1 bağlamı: Müdahale genel ekonomik politika önlemi olarak meşru olabilir; fakat bireye aşırı külfet yüklememeli, adil dengeyi korumalıdır.

3.3. EİDS’in Rolü

- Mülkiyet–işlem güvenliği dengesi: EİDS, dolandırıcılık ve sahte ilan riskini azaltırken, mülkiyet/yetkisizlik halinde ilan açmayı engelleyerek tüketiciyi korur. Bu, piyasa güvenliği adına orantılı bir önlemdir.

4) Uygulamadaki Yaptırımlar ve İtiraz

- İdari para cezası: Bakanlık sık denetimler yapmış ve ciddi tutarlarda (ör. milyonlar düzeyinde) idari para cezaları açıklamıştır.

- Başvuru: 15 gün içinde Sulh Ceza Hâkimliği’ne gidilir; hâkim ölçülülük ve kusur–ekonomik durum kriterlerine göre miktarı yeniden takdir edebilir veya işlemi iptal edebilir. (Kabahatler K. m.27, m.17/2). Peşin ödeme indirimi/itiraz ilişkisi ise ayrıca usule tabidir.

5) Karşılaştırmalı Hukuk: “Fiyat Koyma”dan Çok “Şeffaflık ve İzlenebilirlik”

- AB – Dijital Hizmetler Tüzüğü (DSA) md.30: Pazar yerleri satıcı izlenebilirliği ve tüketiciye satıcı bilgileri sağlamakla yükümlüdür (Türkiye’deki EİDS mantığına benzer). Fiyat üst sınırı getirmeden hesap verebilirlik üretir.

- AB – Haksız Ticari Uygulamalar Direktifi (2005/29/EC): Aldatıcı fiyat beyanlarını yasaklar; odak yanıltıcılık ve şeffaflık üzerindedir, tavan fiyat düzenlemez.

- Almanya – PAngV (Preisangabenverordnung): Araç dahil nihai fiyatın (KDV dâhil) açık gösterimi zorunlu; yine fiyat tavanı değil, şeffaf fiyatlandırma yaklaşımı hâkimdir.

- Birleşik Krallık – CPRs/ASA: Aldatıcı reklam ve “drip pricing” yasak; fiyatın doğru ve eksiksiz sunulması beklenir. (CMA/ASA uygulamaları.)

- ABD – FTC pratiği: 2024’te kabul edilen CARS Rule şeffaflık ve “junk fee”lerle mücadele hedeflese de 2025’te 5. Daire tarafından iptal edildi; ABD çizgisi tavan fiyat değil, aldatıcı uygulamalara karşı güçlü icradır.

Sonuç: Birçok hukuk düzeninde fiyat tavanı yerine şeffaflık, izlenebilirlik ve aldatıcı uygulama yasağı üçlüsü tercih ediliyor. Türkiye’deki ilan tavanı uygulaması ise geçici ve hedefli bir enstrüman olarak kurgulanmış durumda.

6) Çözüm Önerileri

6.1. Hukuki-İdari İnce Ayar

1. Açık “aksesuar/ek garanti” rehberi: “Makul tutar” kavramı için kalem kalem tavan listesi (ör. seramik kaplama, lastik/jant, yazılım, sigorta/garanti uzatma). İlan ekranına zorunlu kalem–tutar giriş kutuları (belge yükleme). Bu hem öngörülebilirlik sağlar hem de keyfî ceza riskini azaltır.

2. Kademeli yaptırım modeli: İlk ihlalde uyarı + düzeltme süresi, tekrarda orantılı idari para cezası, çoklu tekrarda yetki belgesi/ilan erişimi geçici kısıtı. (Kabahatler K. m.17/2 ölçütlerine uygun ölçülülük skalası.)

3. Sulh Ceza için “ceza takdir kılavuzu”: Hâkimlerin hakkaniyet indirimi ve miktar takdiri için Bakanlık–HSK koordinasyonlu yol gösterici standartlar (ihlal ağırlığı, kusur, ekonomik kapasite, tekrar sayısı). Bu, öngörülebilirliği artırır.

6.2. Piyasa Şeffaflığı ve Platform Yükümlülükleri

4. “Fiyat sapması göstergesi”: İlan formunda “Üretici güncel liste fiyatı: X – İlan fiyatı: Y – Sapma: %Z” otomatik hesaplanıp ekranın üstünde gösterilsin; sapma varsa sistem aksesuar kalemini zorunlu kılsın. (AB’deki PAngV/UCPD mantığına paralel şeffaflık.)

5. EİDS + DSA benzeri “doğrulanmış satıcı rozeti”: EİDS’ten gelen doğrulamayı platformlar rozet olarak gösterip filtrelenebilir kılsın (yalnız doğrulanmış ilanlar). Bu, vatandaşı korurken işletmeler için meşru rekabet alanı sağlar.

6. Güvenli ödeme–escrow ve iade politikası şablonları: Platformlar, güvenli ödeme ve teslim–devir doğrulaması entegre sunarak kapora dolandırıcılığını azaltabilir.

6.3. Vergi ve Kayıtdışılıkla Mücadele

7. Kısa vadeli flipping için “white list / safe harbour” + bildirim: 6 ay içinde birden fazla satış yapanlar için e-Devlet üzerinden “al-sat bildirimi” zorunluluğu; ticari kazanç şüphesinde rehberlik ve uyarı ısrarlı tekrar halinde re’sen inceleme ve özel usulsüzlük.

8. Platform–GİB entegrasyonu: İlan–satış kapanışında e-Arşiv/e-Fatura akışını kolaylaştıran tek tık modülü. Böylece KDV özel matrahı ve diğer vergisel yükümlülükler otomatik raporlanır; devlet vergiyle korunur.

6.4. Tüketici Odaklı Barışçıl Mekanizmalar

9. Zorunlu “ön bilgilendirme” kartı: Araç yaşı–km, ağır hasar, rehin/rehin kaldırma, boya/değişen, garanti kapsamı gibi başlıklar standart kart olarak ilan başına zorunlu; yanlış beyana ağırlaştırılmış yaptırım. (AB’de aldatıcı uygulama yaklaşımıyla uyumlu.)

10. Hızlı arabuluculuk/uzlaştırma hattı: Kapora ihtilafı, ayıp–ayıplı mal iddiaları için platform destekli hızlı çözüm kanalı; tüketicinin adliyeye taşınmadan korunması.

6.5. Geçiş Yol Haritası

11. Takvimli gevşeme testi: Tedarik koşulları normale döndükçe ilan tavanı kuralı kademeli gevşetilsin; fiyat tavanı yerine şeffaflık ve izlenebilirlik bırakılarak AB çizgisine yaklaşım. İlk aşamada aksesuar rehberi + EİDS/rozet + sapma göstergesi üçlüsü devrede kalması yararlı olacaktır.

7) Sonuç

Anayasal çerçeve (m.35, m.48, m.167, m.172) ve dünyadaki örnekleri ışığında bakıldığında, ilan tavanı ile EİDS’in birlikte uygulanması tüketicinin korunması ve piyasa düzeninin sağlanması bakımından meşru bir amaca yönelmekte; düzenlemenin geçici ve hedefe özgülenmiş niteliği ile aksesuar/ek garanti istisnasının tanınması ölçülülük lehine önemli dayanaklar sunmaktadır.

Bununla birlikte, müdahalenin birey ve işletme üzerindeki yükünü öngörülebilir ve orantılı kılmak için “makul aksesuar bedeli”nin kalem kalem rehberleştirilmesi, kademeli yaptırım ölçeği oluşturulması ve Sulh Ceza hâkimliklerinde ceza takdirine yön veren açık bir ölçüt setinin işletilmesi zorunludur.

Karşılaştırmalı hukukta baskın yaklaşımın fiyatı doğrudan sınırlamaktan ziyade şeffaflık, izlenebilirlik ve aldatıcı ticari uygulamayla mücadele ekseninde yoğunlaştığı görülmekte; Türkiye’nin de kademeli biçimde bu çizgiye yaklaşması, vatandaşı korurken işletmeyi batırmayan ve aynı zamanda vergisel entegrasyonla kamu gelirlerini güvenceye alan bir denge mimarisi kurması yerinde olacaktır.

Uygulamada ise idari para cezası tebliğinde ihlalin dayandığı fıkra/kalemin, delil dayanaklarının (ekran görüntüsü, ilan ID’si, EİDS kayıtları) ve aksesuar ispatının (fatura/teklif) en baştan dosyaya konulması; Sulh Ceza başvurusunda Kabahatler Kanunu m.17/2 ölçütlerinin (kusur, ekonomik durum, fiilin ağırlığı) somutlaştırılarak “hakkaniyet indirimi”nin talep edilmesi sürecin hem hukuka uygunluğunu hem de adil dengeyi güçlendirecektir.

Av. Mehmet Onur ÖZKILINÇ