I.GENEL OLARAK
Üçüncü şahsın istihkak iddiası kapsamında yapılacak değerlendirmede müdürlükçe takibin devamı yahut taliki hakkında dosyanın icra hukuk mahkemesine sevk edilmesi halinde mahkeme dosya üzerinden veya lüzum görürse ilgilileri davet ederek mürafaa ile yapacağı inceleme neticesinde varacağı kanaate göre takibin devamına veya talikine karar verir.
İcra dairesi tarafından yapılan değerlendirmeye binaen istihkak iddiası hakkında karar verilmek üzere icra mahkemesine sevk edilen dosyanın geri çevrilmesine yahut yapılan incelemenin hatalı olduğu gerekçesi ile dosyanın iadesine karar verilmesi mümkün değildir.
Öyle ki haczin yapılmasına karar veren esas icra dairesi fiili hacizde istihkak iddiasını değerlendirirken haczin 96, 97 yahut 99. Maddelerinden hangisine göre değerlendireceği hususunu mahallinde tanzim olunan tutanağa havi beyanlar ile buna ek olarak hukuki durumu tevsik eden tüm belgeler ile birlikte değerlendirerek istihkak iddiası hakkında karar vermesi gerekmektedir.
İcra ve iflas kanunun 97. Maddesi ile düzenleme altına alınan üçüncü şahsın istihkak iddiasında alacaklı veya borçlu tarafından istihkak iddiasına itiraz edilmesi halinde icra müdürü tarafından dosyanın icra mahkemesine gönderilmesini düzenlemiştir. Bu bağlamda mahallinde tanzim olunan haciz zaptında üçüncü kişinin usulüne uygun şekilde istihkak iddiasında bulunması halinde, istihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlunun yapacağı itirazın incelenmesini kanun icra hukuk mahkemesine bırakmıştır. Mahkemece 97/1 ‘e göre yapılacak incelemede takibin devamına yahut talikine karar verilmesinden başka bir hal düzenlenmemiştir.
97/5 hükmü gereğince takibin devamına dair verilen icra mahkemesi kararı kesindir. İcra mahkemesince takibin devamına karar verilmesi halinde bu karara karşı itiraz yahut istinaf yoluna gidilemeyeceğinden üçüncü şahıs, icra mahkemesi kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinde istihkak davası açmaya mecburdur. Bu müddet zarfında dava edilmediği takdirde üçüncü şahıs alacaklıya karşı iddiasından vazgeçmiş sayılır.
Yukardaki hükümler dairesinde kendisine istihkak talebinde bulunmak imkanı verilmemiş olan üçüncü şahıs, haczedilen şey hakkında veya satılıp da bedeli henüz alacaklıya verilmemişse bedeli hakkında, hacze ıttıla tarihinden itibaren yedi gün içinde, icra mahkemesinde istihkak davası açabilir. Aksi takdirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder. Bu halde davacının talebi üzerine icra hakimi takibin talik edilip edilmemesi hakkında yukardaki hükümler dairesinde acele karar vermeye mecburdur. Bu karar diğer taraf dinlenmeksizin de verilebilir.
Yapılacak değerlendirme nezdinde kanun maddesinde üçüncü şahsın istihkak iddiasına karşın icra müdürlüğü tarafından dosyanın icra hukuk mahkemesine gönderilmesi halinde bu bağlamda takibin devamına karar verilmesi sonrasında üçüncü şahsın açacağı istihkak davası ile uyuşmazlığın çözümlenebileceği bu nedenle de takibin devamı yahut taliki hakkında icra mahkemesince yapılacak değerlendirmenin kanunun belirlediği (97/1) sınırlamalar dışında bir değerlendirmede bulunulması doğru olmayacaktır.
II.GÜNCEL YARGI KARARLARI
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2022/939 Esas ve 2022/7317 Karar
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı üçüncü kişi vekilinin, istihkak davası açması için alacaklıya süre verilmesi gerekirken 97. Maddesinin uygulanmasına yönelik icra müdürlüğünce karar tesis edildiğini belirterek, hukuka açıkça aykırı olarak tesis edilen kararın kaldırılmasına, haczin İİK'nın 99. Maddesine göre yapılmış sayılmasına karar verilmesini talep ettiği, İlk derece mahkemesince “Şikayet tarihinden sonra aynı mahkemenin 12/11/2020 tarihli kararı ile İİK'nin 99. Maddesi gereğince işlem yapılması için dosyanın icra müdürlüğüne iadesine karar verildiği gerekçesi ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulduğu, karara karşı alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince alacaklının başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır
Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre; 02.10.2020 tarihinde yapılan hacizde 3. Kişinin ileri sürdüğü istihkak iddiasının alacaklı vekilince kabul edilmemesi üzerine, İcra Müdürlüğünce 09/10/2020 tarihinde İ.İ.K'nin 96-97 maddeleri uyarınca takibin taliki veya devamı hususunda karar verilmek üzere takip dosyasının İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/476 Esas 2020/445 Karar sayılı dosyasından verilen 12/11/2020 tarihli karar ile şikayete konu haciz ile ilgili İİK'nin 99. Maddesi gereğince işlem yapılması için dosyanın icra müdürlüğüne iadesine karar verildiği, Dairemizin dosya eksiklik talebi üzerime İstanbul 2. Hukuk Mahkemesinden gelen 08.06.2021 tarihli cevabı yazıda, İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/476 Esas 2020/445 Karar sayılı kararının tebliğe çıkarılmadığından kesinleşmediğinin bildirildiği görülmektedir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun “Üçüncü şahsın istihkak iddiası” başlıklı 97/1. Maddesi; istihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilirse, icra memuru dosyayı hemen icra mahkemesine verir. İcra mahkemesi, dosya üzerinde veya lüzum görürse ilgilileri davet ederek mürafaa ile yapacağı inceleme neticesinde varacağı kanaate göre takibin devamına veya talikine karar verir. İİK’nın 97/5. Maddesi ise; “Takibin devamına dair verilen icra mahkemesi kararı kesindir.” hükmünü içermektedir.
İİK, nun 97/1. Maddesi, icra müdürüne (3. Kişinin istihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlunun itirazı halinde) dosyayı re’sen ve derhal icra mahkemesine göndermek, İcra Mahkemesine ise icra dosyası içeriğine göre “takibin devamına veya talikine karar vermek” görevi yüklenmiştir. Yasal düzenleme çok açık olup, İcra Mahkemesince, İcra Müdürlüğü’nün İİK.’nın 97/1. Maddesine ilişkin talebi üzerine vereceği karar, “takibin devamı veya talikidir”, başka bir karar verilemez.
İcra Mahkemesi, 97. Maddenin yerine 99. Maddenin uygulanıp, uygulanmayacağını takibin taraflarının ya da 3. Kişinin şikayeti üzerine değerlendirebilir ki; şikayete ve temyize konu uyuşmazlık, 3. Kişinin İcra Müdürlüğünce İİK'nin 97. Maddesinin uygulanmasına ilişkin şikayetine ilişkin olup, mahkemece işin esasına girilerek, deliller değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. Maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. Maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesinin 27/10/2021 tarih ve 2021/796 E. – 2021/2774. K. Sayılı istinaf talebinin esastan reddine ilişkin kararın KALDIRILMASINA, İstanbul, 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 07/01/2021 tarih ve 2020/482 E., 2021/16 K. Sayılı kararının BOZULMASINA, peşinen alınan temyiz harcını istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine 16/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/2581 Esas ve 2015/18775 Karar
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Yalvaç İcra Müdürlüğü 07.11.2014 tarih ve 2012/1787 Esas sayılı yazısı ile; 17.10.2014 tarihinde yapılan hacze konu mahcuzlara ilişkin olarak 3.kişi M.. D.. ile Z.. M.. tarafından ayrı ayrı istihkak iddiasında bulunulduğu, istihkak iddiasının alacaklı vekilince kabul edilmediği bildirilerek istihkak iddiası ile ilgili olarak takibin devamı veya talikine karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; haciz yapılan 218 parsel sayılı taşınmazın, mülkiyetinin 3.kişi bankaya ait olduğu, MK.'nun 684/1 ve 685/1. maddelerine göre bir şeyin malikinin onun ürünlerinin de maliki olacağı dolayısıyla haczi yapılan elma mahsulünün de ilgili bankaya ait olduğu, diğer üçüncü şahıs M.. D..'in icra dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesi ekindeki kira sözleşmesinin resmi bir sözleşme olmadığı ve mülkiyeti bankaya ait olan taşınmazın borçlu Ş.. Ç.. tarafından kiraya verilemeyeceği gerekçesi ile .. Ziraat Bankası Şube Müdürlüğü vekillerinin istihkak talebinin kabulü ile, Yalvaç İcra Müdürlüğü'nün 2012/1787 Esas sayılı takip dosyasında haczedilen 896 kasa elma üzerindeki haczin kaldırılmasına ve Z.. M..'ne teslimine, diğer istihkak talebinde bulunan M.. D..'in istihkak talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca mülkiyet hakkına dayalı olarak ileri sürdüğü istihkak iddiasına, alacaklı tarafın itiraz etmesi üzerine İİK’nun 97/1. maddesi uyarınca İcra Müdürlüğü'nün İcra Mahkemesi'nden takibin taliki ya da devamı konusunda bir karar verilmesi isteğine ilişkindir.
6100 sayılı HMK'nun 26/1. maddesinde ''hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir. ''hükmü düzenlenmiştir. Bu durumda, Anılan İcra Müdürlüğü'nün talebi üzerine İcra Mahkemesi'nce yapılacak değerlendirme sonucu "takibin devamına veya ertelenmesine" karar verilmekle yetinilmelidir.
Bu inceleme yapılırken İcra Mahkemesi'nce duruşma açılabilir ise de açılmış bir "istihkak davası" varmışçasına inceleme yapılarak haczedilen mallar üzerindeki 3. kişinin istihkak iddiasının kaldırılmasına karar verilemez. 3. kişinin İİK'nun 97/6. maddesi gereğince istihkak davası açma hakkı bulunmaktadır. Mahkemece bu hususlar gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın temyiz edene iadesine 22.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/9493 Esas ve 2015/22820 Karar
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Mahkemece, istihkak iddiasında bulunan şirketin "Daved" unvanlı şirket olmadığı, borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinin farklı olduğu, alacaklı vekilince haciz sırasında delil olarak sunulan ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2013/548 talimat sayılı dosyasında tutulan haciz tutanağında geçen adresin, ... İcra Daireleri'nin yetkisinde kalan farklı bir adres olduğu, haciz sırasında borçlu şirket adına kimsenin bulunmadığı, bu adresin takip adresi olmadığı, bu adreste borçlu adına yapılmış bir tebligat bulunmadığı, 3. şahıs ile borçlu arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğuna dair belge ve delil elde edilmediği gerekçesiyle, 3. kişinin istihkak iddiasının kabulüne, takibin talikine, kararın tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde istihkak davası açmak üzere alacaklıya süre verilmesine karar verilmiş; karar, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Alacaklının, takibin taliki kararına yönelik temyiz itirazları bakımından;
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre alacaklı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Alacaklının, istihkak iddiasının kabulüne yönelik temyiz itirazlarına gelince; Takibin kesinleşmesi üzerine, ... 6. İcra Müdürlüğü'nün 2014/134 talimat sayılı dosyası üzerinden, 15.01.2014 tarihinde dava konusu haciz uygulanmıştır. Üçüncü şahıs şirket yetkilisi istihkak iddiasında bulunmuş, alacaklı vekilinin istihkak iddiasını kabul etmemesi üzerine 22.10.2014 tarihinde İcra Müdürlüğü'nce, istihkak iddiası ile ilgili takibin devamı veya taliki hususunda bir karar verilmek üzere icra dosyası İcra Mahkemesi'ne gönderilmiştir.
Bu haliyle uyuşmazlık, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca mülkiyet hakkına dayalı olarak ileri sürdüğü istihkak iddiasına alacaklı tarafın itiraz etmesi üzerine İİK’nun 97/1. maddesi uyarınca İcra Müdürlüğü'nün İcra Mahkemesi'nden takibin taliki ya da devamı konusunda bir karar verilmesi isteğine ilişkindir. Anılan gönderme kararı üzerine icra mahkemesince yapılacak inceleme üzerine, "takibin devamına veya ertelenmesine" karar verilmekle yetinilmelidir.
Bu inceleme yapılırken icra mahkemesi'nce duruşma açılabilir ise de açılmış bir "istihkak davası" varmışçasına inceleme yapılarak haczedilen mallar üzerindeki 3. kişinin istihkak iddiasının kabulüne karar verilemez, 3. kişinin İİK'nun 97/6. maddesi gereğince istihkak davası açma hakkı bulunmaktadır.
Zira, İİK'nun 97/6. maddesi “Üçüncü şahıs, icra mahkemesi kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinde istihkak davası açmaya mecburdur. Bu müddet zarfında dava edilmediği takdirde üçüncü şahıs alacaklıya karşı iddiasından vazgeçmiş sayılır." hükmünü içermektedir.
Anılan maddenin 6. fıkrasında açıkça belirtildiği üzere; Mahkemece, istihkak iddiası üzerine gerek takibin devamı gerekse ertelenmesine ilişkin karar verilmiş olsun, her iki halde de dava açılması için üçüncü kişiye süre verilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, somut olaya gelince, Mahkemece, dava açılması için alacaklıya süre verilmesi isabetsiz olduğundan hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle alacaklı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 17.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.