İFLASIN KALDIRILMASININ DAVA TAKİP YETKİSİNİN DEVRİNE (İİK M. 245) ETKİSİ

Abone Ol

ÖZ:

Borçlu hakkındaki iflasın kaldırılması kurumu İİK m.182’de düzenlenmiştir. Buna göre, borçludan alacaklı olan tüm alacaklılar taleplerini geri aldıklarının yazılı olarak beyan etmesi veya borçlunun, alacaklılarına olan tüm borçlarını itfa ettiğini yazılı bir belge ile ispat etmek suretiyle ya da iflas içinde konkordatonun tasdik edilmesi halinde mahkeme, borçlu hakkındaki iflasın kaldırılmasına karar verecektir. Mahkeme ayrıca iflas kararı ile birlikte iflasın açılması ile iflas masasına giren malları borçlunun serbestçe tasarrufa bulunabilmesi için borçluya iadesine karar verecektir. Bununla birlikte, mahkeme iflasın kaldırılmasına iflasın adi tasfiyesinde, iflas alacaklılarının alacaklarını ya da istihkak iddialarını bildirilmeleri için İİK m.219 da yer bir aylık süre geçtikten sonra; iflasın basit tasfiyesinde ise, yine iflas alacaklılarının alacaklarını ya da istihkak iddialarının bildirilmesi için İİK m.218’e göre iflas dairesi tarafından tayin edilecek süre geçtikten sonra ve herhalde iflasın kapanması tarihine kadar karar verebilecektir. Mahkeme şartları oluşması sebebiyle borçlu hakkındaki iflasın kaldırılmasına karar vermiş olması halinde söz konusu bu karar kesinleşmesi ile birlikte iflas idaresi tarafından ilan edilecektir. İflasın kaldırılması kararının kesinleşmesi ile iflasın açılması ile ortaya çıkan bütün hukuki sonuçlar ortadan kalkacaktır. Diğer bir ifade ile iflasın kaldırılması kararının kesinleşmesi ile borçlu sanki hiç iflas etmemiş gibi olacak, bu anlamda iflasın açılması ile İİK m.184 vd. yer alan bütün sonuçlar ortadan kalkacaktır. Aynı şekilde, borçlu hakkındaki iflasın kaldırılması kararının kesinleşmesi ile İİK m.245 hükmü uyarınca çekişmeli bir iddianın veya alacağın takibi için bir ya da birden fazla iflas alacaklısına devri yapılan dava takip yetkisi de bu durumdan etkilenecektir. Bu sebeple adı geçen çalışmamızda öncelikle iflasın kaldırılması ile ilgili olarak açıklamalarda bulunulmuş akabinde iflasın kaldırılmasının İİK m.245 hükmü uyarınca devredilen dava takip yetkisine etkisi değerlendirilmiştir.

I. GİRİŞ:

İflasın açılması ile borçlu “müflis” sıfatını almaktadır. Bunun yanında iflasın açılması ile gerek özel hukuk bakımından gerekse kamu hukuku bakımından birçok hukuki ve fiili sonuç ortaya çıkmaktadır. Ve akabinde iflasın tasfiye edilmesi için iflas organları teşekkül ettirilmekte ve iflas tasfiye sürecine girmektedir.

Bununla birlikte, kanun koyucu iflasın tasfiyesi henüz devam ederken iflasın açılmasının hukuki sonuçlarını taraf menfaatleri ve kamu menfaatleri bakımından kanunda belirli şartlar dahilinde ortadan kaldırmak amacıyla İİK m. 182 de iflasın kaldırılması kurumunu düzenlemiştir.

İflasın kaldırılması kurumunun işletilmesi halinde iflasın açılması ile meydana gelen bütün sonuçlar ortadan kalkacaktır. Bu sonuçlardan etkilenen meselelerden bir tanesi de iflasın tasfiyesi sürecinde müflisin çekişmeli bir alacak veya iddiasının masa bakımından takip edilmesinde yarar görülmemesi üzerine ikinci alacaklılar toplantısında alınacak karar ile söz konusu bu iddia veya alacağın takibi için talepte bulunan bir ya da birkaç iflas alacaklısına devredilen dava takip yetkisi ve devredilen dava takip yetkisine binaen açılan hukuk davalarıdır.

O nedenle adı geçen bu çalışmamızda öncelikle İİK m.182 de kendisine yer bulan iflasın kaldırılması kurumu, kurumun uygulanma koşulları ve hukuki sonuçları üzerinde duracağız. Akabinde, iflasın kaldırılmasının İİK m.245 hükmü uyarınca bir ya da birkaç iflas alacaklısına devredilen dava takip yetkisine ve bu yetkiye dayalı olarak açılan hukuk davalarına etkisi meselesine değineceğiz.

II. İFLASIN KALDIRILMASI KURUMU VE UYGULANMA ŞARTLARI:

A. Genel Olarak:

İflasın tasfiyesi devam ederken müflis, alacakların olan borçlarını tamamen ödeyerek veya alacaklıları ile anlaşarak iflasın tasfiyesine devam edilmemesi yönünde bir vaat elde etmiş olabilir[1]. İşte böyle bir durumda İİK m.182 hükmü müflise, bütün alacaklılarını tatmin etmiş olması veya alacaklıları ile anlaşma yaparak iflasın bütün sonuçlarını ortadan kaldırma imkanı ve yetkisi tanımıştır[2].

İflasın kaldırılması kurumu, diğer kurumlardan farklı olarak iflasın önlememesi halinde borçluya iflasın ağır hukuki sonuçlarından kurtulması amacına hizmet etmektedir[3]. Kanun koyucu, iflasın kaldırılması kurumu ile iflasın önlenmesine dair hükümlerden yararlanamayan müflise iflastan kurtulmak için son bir imkan tanımıştır[4]. Bu surette müflis iflasın kaldırılmasına adeta teşvik edilmiştir[5]. İflasın kaldırılması ile müflis hem iflasın ağır hukuki sonuçlarından kurtulmakta hem de ticari hayattaki kredibilitesini korumaktadır[6].

İflasın kaldırılması kurumunun hukuki niteliği hakkında öğretide bir görüş bulunmamaktadır[7].

Öğretide Albayrak’a göre, iflasın kaldırılması,  müflise iflasın sonuçlarından kurtulmaya imkan tanıyan bir yol, bir iflas hukuku kurumu ve borçluya tanınan bir hukuki imkan olduğu yönündedir[8]. Bununla birlikte, iflasın kaldırılması için mahkemenin karar vermesi gerekmekte olup; bu karar çekişmeli bir yargı anlamında bir karar olmayıp, çekişmesiz yargı işi mahiyetindedir[9]. Aynı şekilde mahkemenin iflasın kaldırılması hakkında vereceği karar usuli ve inşai niteliktedir[10]. Zira, iflasın kaldırılması ile müflis hakkında iflas kaldırılmakta ve yeni bir hukuki durum ortaya çıkmaktadır. Bu karar ile iflasın neticeleri tümden ortadan kaldırmak üzere geriye etkili bir şekilde hukuki sonuç doğurmaktadır[11].

İflasın kaldırılması ile iflasın kapanmasından kurumları birbirlerine benzemekte ise de gerek sonuçları gerekse fonksiyonları itibarıyla birbirlerinden farklıdır[12] Mahkeme, iflasın kapanmasına masada yer alan malların paraya çevrilerek alacaklılara dağıtılmasından sonra veya daha açık bir ifade ile iflasın tasfiyesinin sona ermesi halinde karar verirken iflasın kaldırılmasında tasfiye devam ederken karar vermektedir[13]. İflasın kaldırılması ile borçlu “müflis” sıfatından kurtulmakta ve sanki hiç iflas etmemiş gibi hukuki sonuç doğurmakta iken iflasın kapanmasında borçlu “müflis “ sıfatını muhafaza etmekte ve iflasın açılmasının kamu hukuku bakımından sonuçları devam etmektedir[14]. Her iki kurum arasındaki tek benzerlik iflası sona erdirmesidir[15].

B. İflasın Kaldırılması Kurumunun Uygulanma Şartları:

1. Süre Bakımından:

İflasın kaldırılması kurumunun her zaman uygulanması mümkün değildir. Buna göre, iflasın kaldırılmasına alacaklıların alacaklarını bildirmesi için kanunda öngörülen süre geçtikten sonra ve herhalde iflasın kapanmasına kadarki süre içerisinde karar verilmesi talep edilebilir[16]. Bununla birlikte, iflas kararı kesinleşmeden iflasın kaldırılması istenmesi mümkün değildir[17].

2. İflasın Kaldırılması Sebepleri Bakımından:

İflasın kaldırılması sebepleri İİK m.182 f.1’de üç tane olmak üzere sınırlı sayıda düzenlenmiştir[18].

Mehaz İsviçre İcra ve İflas Kanununda iflasın kaldırılması 195. Maddesinde düzenlenmiş olup; bu madde de iflas kaldırılması sebepleri bakımından “alacaklıların tümünün borçlu hakkındaki taleplerini geri alması” veya “konkordatonun tasdiki” aranmıştır[19]. Bunun haricinde mehaz kanunda Türk hukukunda olduğu gibi “alacakların tamamının itfa edilmiş” olması gibi bir iflasın kaldırılması sebebine yer verilmemiştir[20].

Türk hukukunda iflasın kaldırılması sebeplerden bir tanesi de “bütün alacaklıların taleplerini geri almış olmasıdır”. Müflisin bütün alacaklıları iflas taleplerini geri almış olması halinde mahkeme sair şartlarında oluştuğuna kanaat getirirse o durumda iflasın kaldırılmasına karar verecektir[21]. Alacaklıların müflis hakkında iflas taleplerinin geri alındığına dair beyanları kayıtsız ve şartsız olması gerekmektedir[22]. Alacaklılar müflis hakkında taleplerini geri alması alacaklarından vazgeçmiş olduğu anlamına gelmez[23]. Bu durum sadece alacaklıların şimdilik borçlu(müflis) hakkında iflas yoluyla takipten vazgeçmiş olduğu anlamına gelmektedir[24]. Nitekim, iflasın kaldırılmasından sonra borçlu(müflis) alacaklıların alacaklarını ödemediği takdirde alacaklılar borçlu(müflis) hakkında icra -iflas takibi yapabilir veya dava açabilir[25]. Burada bahsi geçen “alacaklılardan” alacağını iflas masasına yazdırmış alacaklılar olarak anlamak gerekmekte olup; bu alacaklılara rehinli alacaklılarda dahildir[26]. Öte yandan sıra cetveline yazılmış alacaklılar hesaba katılmakla beraber alacağı sıra cetveline geçirilemeyen alacaklılar hesaba katılmazlar[27]. Daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse İİK m.182 f.1’de yer alan “alacaklılar” iflas masasına alacağını yazdırmış olan iflas alacaklısı olup; bu alacaklıların alacaklarının, müeccel, şarta bağlı, rehinli, kefalet ve kamu alacağı niteliğinde olması önem taşımamaktadır[28].

Müflis, alacaklıların kendisi hakkındaki taleplerini geri almış olduğunu İİK m.182 f.1 hükmü uyarınca yazılı olarak ispat etmesi gerekmektedir[29].

Bununla birlikte, müflis hakkındaki taleplerini geri alan alacaklılar buna ilişkin beyanlarından irade fesadı sakatlığı halleri (yanılma, aldatma, korkutma vs.)hariç olmak üzere dönmesi mümkün değildir[30].

İflasın kaldırılması sebeplerinden diğeri ise “bütün alacakların itfa edilmiş olması durumudur.” Müflis, bütün alacaklıların alacaklarını fer’ileri de dahil olmak üzere itfa etmek( ödemek vs.) suretiyle iflasın kaldırılması talep edebilecektir[31]. Ancak, müflisin iflas tasfiyesi sırasında ödeme yapma yetkisi olmadığından ödemenin müflis adına üçüncü bir kişi tarafından yapılması veya alacakların diğer şekillerde itfa edilmiş olması gerekmektedir[32]. Öğretide Albayrak’a göre, itfanın müflis adına üçüncü kişiler tarafından yapılması ya da alacakların diğer surette itfa edilmesi çözüm önerisine ilave olarak, müflisin ödemeleri iflas idaresinin gözetimi ve denetimi altında iflas idaresi henüz oluşturulmamışsa o durumda iflas dairesinin gözetimi ve denetimi altında yapabileceğini belirtmektedir[33]. Buna karşılık, “bütün alacaklar” ibaresinden anlaşılması gereken iflas alacağı olup; bu alacağın, müeccel, şarta bağlı, yabancı para alacağı, rehinli veya kamu alacağı niteliğinde olması önem arz etmemektedir[34].

Bununla birlikte müflisin itfa sebebine dayalı olarak iflasın kaldırılmasını talep edebilmesi için sair şartlarında yanında bütün alacakların ve fer’ilerinin ödenmiş olduğu yazılı bir belge ile ispat etmesi gerekmektedir.

Son olarak diğer bir iflasın kaldırılması sebebi de “ konkordatonun tasdik edilmiş olmasıdır” Buna göre, müflis iflas içi konkordato teklif eder ve konkordato projesi mahkemece tasdik edilirse iflasın idaresinin başvurusu üzerine müflis hakkında iflasın kaldırılmasına karar verilecektir[35].

3. Talep Bakımından:

Tüm iflas alacaklılarının müflis bakımından taleplerinin geri alınması ve bütün alacakların itfa edilmiş olması sebepleri bakımından müflis; iflas içi konkordatonun tasdik edilmiş olması sebebi bakımından ise iflas idaresi, asliye ticaret mahkemesine iflasın kaldırılmasını için yazılı talepte bulunmuş olması gerekmektedir[36].

C. Yetkili ve Görevli Mahkeme ile Yargılama Usulü:

İflasın kaldırılmasına asliye ticaret mahkemesi karar verecektir[37]. Diğer bir ifade ile iflasın kaldırılmasında görevli ve yetkili mahkeme iflasa karar veren asliye ticaret mahkemesidir[38].

İflasın kaldırılması HMK hükümleri gereğince adli tatilde de görülecek dava ve işlerdendir[39].

Asliye ticaret mahkemesi iflasın kaldırılması talebini çekişmesiz yargılama usulüne göre inceler ve gerekli görürse müflis ve alacaklıları duruşmaya çağırıp dinleyebilir[40].

Asliye ticaret mahkemesi yapmış olduğu inceleme sonucunda bir ya da birkaç iflasın kaldırılması sebebinin ve sair şartların gerçekleşmiş olduğunu tespit ederse müflis hakkında iflasın kaldırılmasına karar verecektir. İflasın kaldırılması kararının kesinleşmesi sonrasında bu karar iflas idaresi tarafından İİK m.166 f.3 ve İİK m.182 f.3 hükümlerine göre gerekli yerlerde ilan edilecektir.

İflasın kaldırılması hakkında mahkemece verilen karara karşı HMK hükümlerine göre söz konusu kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren on gün içerisinde istinaf kanun yoluna; bölge adliye mahkemesi kararına karşıda kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren on gün içerisinde temyiz kanun yoluna başvurulabilir[41].

Buna karşılık mahkeme yapmış olduğu inceleme sonucunda iflasın kaldırılması sebeplerinin veya daha doğru bir ifade ile koşullarının oluşmadığı kanaatine varırsa o durumda iflasın kaldırılması talebinin reddine karar verecek olup; bu karar aleyhine müflis tebliğ tarihinden itibaren on gün içerisinde istinaf kanun yoluna; bölge adliye mahkemesinin kararı hakkında ise tebliğ tarihinden itibaren on gün içerisinde temyiz kanun yoluna başvurabilecektir[42].

III. İFLASIN KALDIRILMASININ HÜKÜMLERİ:

İflasın kaldırılması kararı kesinleşmesi üzerine iflasın açılması ile meydana gelen bütün sonuçlar ortadan kalkar ve borçlu sanki hiç iflas etmemiş gibi olur[43]. Böylelikle borçlunun “müflis” sıfatı ortadan kalkarak masaya giren malları kendisine iade edilir ve borçlu tasarruf yetkisi tekrardan elde eder[44].

İflasın kaldırılması kararının kesinleşmesi ile iflas idaresinin görev ve yetkileri sona erer[45].Ancak, iflasın tasfiyesi sürecinde yapılan birtakım işlemler(satışlar vs.) geçerliliği koruyacaktır[46].

Ve yine, müflisin iflasın açılmasından sonra yapmış olduğu tasarruflar geçerlilik kazanacaktır[47].

Öğretide tartışmalı olmakla birlikte genel kabul iflas kararının kesinleşmesi ile düşen takipler iflas kararının kesinleşmesi ile yeniden canlanmayacak olup; borçluya karşı yeniden takip başlatmak gerekecektir[48].

IV. İFLASIN KALDIRILMASININ İİK M.245 HÜKMÜ UYARINCA DEVREDİLEN DAVA TAKİP YETKİSİNE ETKİSİ:

İflasın kaldırılmasının İİK m.245 hükmü uyarınca devredilen dava takip yetkisine etkisi meselesine geçmeden önce İİK m.245’e göre dava takip yetkisinin devri kurumu üzerinde kısaca durmakta fayda vardır.

İflasın adi tasfiyesinde alacakların paraya çevrilmesi durumu söz konusu alacağın çekişmesiz ve çekişmeli olup olmamasına göre değişmektedir.

Eğer, alacak çekişmeli ise yani müflisin borçluları söz konusu alacağı kabul etmemesi halinde iflas idaresi alacağın tahsili amacıyla müflisin borçlularına karşı icra-iflas takibi yapacak veya dava açacaktır[49]. İflas idaresinin çekişmeli alacağın tahsili ile ilgili olarak müflisin borçluları aleyhine icra-iflas takibi yapıp yapmayacağına ya da dava açıp açmayacağına ikinci alacaklılar toplanması karar verecek olup; bu yönde bir karar verilmiş olması halinde iflas idaresi söz konusu alacağın tahsili ile ilgili olarak müflisin borçluları hakkında dava açacak ya da icra-iflas takibi yapacaktır[50].

Ancak, ikinci alacaklılar toplanması çekişmeli bir alacağın masa adına takip edilmesinde bir yarar görmez ise söz konusu alacağın takibi amacıyla talepte bulunan bir ya da birkaç iflas alacaklısına İİK m.245 hükmü uyarınca dava takip yetkisini devredebilecektir. Daha açık bir ifade ile ifade etmek gerekirse, ikinci alacaklılar toplanması iflas masasının aktifi ile ilgili çekişmeli bir alacağın(alacak davası, tasarrufun iptali davası, müflisin davacı olduğu davalar vs.) takibinden vazgeçilmesi veya masasın pasifini ilgilendiren bir çekişmeli alacağın(müflisin davalı olduğu davalar, İİK m.228 hükmü uyarınca masa aleyhine açılacak olan veya açılmış olan istihkak davası vs. ) kabul edilmesi yönünden bir karar vermiş olması halinde bu karara muhalif olan iflas alacaklıları söz konusu çekişmeli alacağı takip etmek istemesi üzerine ikinci alacaklılar toplanması alacağı bir karar ile çekişmeli alacağın takibi amacıyla talepte bulunan bir ya da birden fazla iflas alacaklısına dava takip yetkisi devredilecektir[51].

Çekişmeli hakkın takibi amacıyla dava takip yetkisini devralan iflas alacaklısı veya iflas alacaklıları söz konusu çekişmeli hak ile ilgili olarak giderler kendilerine ait olmak kaydı ile icra-iflas takibi yapacak veya dava açacaktır. Açılan davanın veya takibin kazanılmış olması halinde iflas masasına girecek olan paradan öncelikli olarak dava açan/takip yapan iflas alacaklısı veya alacaklıları giderler çıktıktan sonra tatmin edilir(İİK m.245 f.1, c.2). Bundan sonra artan bir miktar para olursa bu para iflas masasına yatırılacaktır(İİK m.245 f.1, c.2).

Ancak dava veya takip kaybedilirse giderler iflas masasına değil dava açan iflas alacaklısına veya alacaklılarına ait olacaktır.  

Görüldüğü üzere, İİK m.245 de yer alan dava takip yetkisinin devri kurumu iflasın adi tasfiyesinde açık arttırma ve pazarlık usulü ile satıştan başka özel bir paraya çevrilme yoludur[52].

Bu açıklamalar ışığında konumuza dönecek olursak; iflasın kaldırılması kararının kesinleşmesi durumu İİK m.245 hükmü uyarınca bir ya da birden fazla iflas alacaklısına devredilmiş olan dava takip yetkisinin devrini ve bu yetkiye dayalı olarak açılan hukuk davalarını önemli ölçüde etki edecektir.

İflasın kaldırılması ile müflis iflastan önce açıp da iflas kararı ile duran hukuk davalarına devam edebilecektir[53]. Zira, müflis iflasın kaldırılması kararı ile tekrardan tasarruf yetkisine dolasıyla da kural olarak HMK m.53 hükmü uyarınca maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edilen dava takip yetkisine tekrardan elde etmektedir. Bununla beraber, çekişmeli bir alacak hakkı iflas masası tarafından takip edilmeyip bu konuda talepte bulunan bir ya da birden fazla iflas alacaklısına ya da alacaklılarına İİK m.245 hükmü uyarınca dava takip yetkisi devredilmişse o durumda bu devir iflasın kaldırılması kararının kesinleşmesi ile hükümsüz hale gelecektir[54]. Bundan sonra borçlu davasına duruma göre davacı veya davalı sıfatıyla devam edecektir[55]. Ancak, iflas hali devam ederken usulüne uygun şekilde devralınan dava takip yetkisine binaen iflas alacaklısı/alacaklıları tarafından yapılan usul işlemleri geçerli kalmaya devam edecektir[56].

Öte yandan, iflasın kaldırılması kararının kesinleşmesinin dava takip yetkisine etkisi meselesini Yargıtay 23. Hukuk Dairesi bir kararında[57] şöyle değerlendirmiştir:             “…Ancak, iflas masasına giren mal ve haklarla ilgili olarak, (iflastan sonra) müflise karşı veya müflis tarafından takip veya dava açıldıktan sonra İİK' nın 182. maddesine göre iflas kaldırılırsa ve bu karar kesinleşirse bununla müflisin taraf sıfatı (icra takibini ve davayı takip yetkisi) geri geleceğinden, icra takibine ve davaya artık müflise karşı veya müflis tarafından devam edilir. Zira, iflasın kaldırılması kararı geriye etkili sonuç doğuran inşai bir karar niteliğindedir.

İflasın kaldırılması kararının kesinleşmesi halinde iflasın açılması ile meydana gelen bütün hüküm ve sonuçlar İİK' nın 184. vd. maddeleri uyarınca ortadan kalkar; borçlunun müflis sıfatı kalkar; borçlu sanki hiç iflas etmemiş gibi olur; borçlu malları üzerinde serbestçe tasarruf etme yetkisini (tekrar) kazanır ve masaya girmiş olan mallar borçluya geri verilir; iflas idaresinin görevi son bulur…”

V. SONUÇ:

Borçludan alacaklı olan tüm alacaklılar iflas taleplerini geri aldıklarının yazılı olarak beyan etmesi veya borçlunun, alacaklılarına olan tüm borçlarını itfa ettiğini ispat etmek suretiyle ya da iflas içinde konkordatonun tasdik edilmesi halinde mahkeme, borçlu hakkındaki iflasın kaldırılmasına karar verecektir. Mahkeme ayrıca iflas kararı ile birlikte iflasın açılması ile iflas masasına giren malları borçlunun serbestçe tasarrufa bulunabilmesi için borçluya iadesine karar verecektir. Bununla birlikte, mahkeme iflasın kaldırılmasına iflasın adi tasfiyesinde, iflas alacaklılarının alacaklarını ya da istihkak iddialarını bildirilmeleri için İİK m.219 da yer bir aylık süre geçtikten sonra; iflasın basit tasfiyesinde ise, yine iflas alacaklılarının alacaklarını ya da istihkak iddialarının bildirilmesi için İİK m.218’e göre iflas dairesi tarafından tayin edilecek süre geçtikten sonra ve herhalde iflasın kapanması tarihine kadar karar verebilecektir. Mahkeme şartları oluşması sebebiyle borçlu hakkındaki iflasın kaldırılmasına karar vermiş olması halinde söz konusu bu karar kesinleşmesi ile ilan edilecektir. İflasın kaldırılması kararının kesinleşmesi ile iflasın açılması ile ortaya çıkan bütün hukuki sonuçlar ortadan kalkacaktır. İflasın kaldırılması kararının kesinleşmesi ile borçlu sanki hiç iflas etmemiş gibi olacak, bu anlamda iflasın açılması ile İİK m.184 vd. yer alan bütün sonuçlar ortadan kalkacaktır.

Aynı şekilde, borçlu hakkındaki iflasın kaldırılması kararının kesinleşmesi ile İİK m.245 hükmü uyarınca çekişmeli bir iddianın veya alacağın takibi için bir ya da birden fazla iflas alacaklısına devri yapılan dava takip yetkisi de bu durumdan etkilenecektir. Bu anlamda iflasın kaldırılması kararının kesinleşmesi ile İİK m.245 hükmü uyarınca devredilen dava takip yetkisi hükümsüz kalacaktır. Bu itibarla, İİK m.245 hükmü uyarınca devralınan dava takip yetkisine binaen iflas alacaklıları tarafından açılan davalara veya başlatılan takiplere iflasın kaldırılması kararının kesinleşmesi ile borçlu kaldığı yerden devam edecektir. Öte yandan iflas alacaklıları tarafından yapılan usul işlemleri geçerliliğini korumaya devam edecektir.

-----------------

[1] Kuru, B; Aydın, B.(2022), İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı, 7. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara, s. 472.

[2] Kuru/Aydın, s. 472.

[3] Albayrak, H.(2006), İflasın Kaldırılması, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 37.

[4] Albayrak, s. 37; Pekcanıtez, H.(2016), Makaleler Cilt I, 1. Baskı, On iki Levha Yayıncılık, s. 96.

[5] Albayrak, s.37.

[6] Albayrak, s. 37.

[7] Albayrak, s. 38.

[8] Albayrak, s. 40.

[9] Önen, E.(1981), İnşai Dava, Ankara, s.169(Naklen, Albayrak, s. 40’dn.)

[10] Albayrak, s.40.

[11] Albayrak, s.40.

[12] Atalı, M;Ermenek, İ; Erdoğan, E.(2022), İcra ve İflas Hukuku, 6. Baskı, Yetkin Yayınları, Ankara, s.622; Ayrıca iflasın kaldırılması kurumu ile iflasın ertelenmesi kurumu da birbirinden farklıdır. Söz konu bu iki kurum arasındaki farklar için bkz: Albayrak, s. 43-44.

[13] Kuru/Aydın, s. 472;Albayrak, s.43.

[14] Kuru/Aydın, s. 472;Albayrak, s. 43.

[15] Kuru/Aydın, s. 472.

[16] Pekcanıtez, H; Atalay, O; Sungurtekin Özkan, M; Özekes, M.( 2019), İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı, 7. Baskı,  On iki Levha Yayıncılık, İstanbul, s. 456;Ayrıca bkz: Atalı/Ermenek/Erdoğan, s.621-622; Albayrak, s.80 vd.; Alacaklıların alacaklarını bildirme süreleri iflasın adi tasfiyesi ve basit tasfiyesi bakımından farklılık arz etmektedir. İflasın adi tasfiyesinde alacaklılar alacaklarını İİK m.219’a göre bir aylık süre içerisinde; iflasın basit tasfiyesinde ise İİK m. 218 f.2 hükmü uyarınca iflas dairesi tarafından yirmi günden az olmamak ve iki ayı geçmemek üzere tayin etmiş olduğu süre içerisinde alacaklarını bildirebileceklerdir. Bu konu hakkında bilgi için ayrıca bkz: Pekcanıtez, s. 102.

[17] Kuru/Aydın, s. 472 dn.

[18] Pekcanıtez, s. 96-97.

[19] Pekcanıtez, s. 97.

[20] Pekcanıtez, s. 97.

[21] Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 621; Berkin, N. M. (2011), “İflasın Müflisin Mal ve Alacaklarına Tesiri”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Mecmuası, Cilt:17, Sayı:3-4, s. 729.

[22] Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 621; Kuru/Aydın, s.472; Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/ Özekes, s. 457; Pekcanıtez, s. 99.

[23] Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 621.

[24] Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes, s. 456.

[25] Kuru/Aydın, s. 473.

[26] Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes, s. 457; Pekcanıtez, s.98.  

[27] Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes, s. 457;Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 621.

[28] Albayrak, s. 47.; Ayrıca alacağını iflas masasına yazdırmayan veya yazdırmakla beraber sıra cetveline kabul edilmeyen alacaklıların durumu hakkında ayrıntılı bilgi için bkz: Albayrak, s. 48 vd.

[29] Kuru/Aydın, s. 473.

[30] Berkin, s. 730;Pekcanıtez, s.99-100.

[31] Kuru/Aydın, s. 473;Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 621; Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes, s. 456-457.

[32] Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 621; Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes, s. 456-457; Bu konu hakkında

[33] Bkz: Albayrak, s. 56-58.

[34] Albayrak, s. 58 vd.

[35] Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 621; Kuru/Aydın, s.473;bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz: Albayrak, s.60 vd.

[36] Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes, s. 457-458;Ayrıca bkz: Pekcanıtez, s. 102-103.  

[37] Kuru/Aydın, s. 473-474.

[38] Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes, s.458.

[39] Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes, s.458.

[40] Kuru/Aydın, s. 474.

[41] Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 622.

[42] Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes, s.458.

[43] Kuru/Aydın, s.474; Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes, s.458-459; Pekcanıtez, s. 106.

[44] Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes, s.459; Berkin, s.729-730.

[45] Kuru/Aydın, s. 474.

[46] Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 622.

[47] Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 622.

[48] Albayrak, s. 108; Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 622; Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes, s.459; bu konuda hakkında öğretide yer alan görüşler ve tartışmalar hakkında bilgi için ayrıca bkz: Albayrak, s. 108 vd.; Pekcanıtez, s.109 vd.

[49] Kuru/Aydın, s. 463.

[50] Kuru/Aydın, s. 463.

[51] Kuru/Aydın, s. 463.; İİK m.245 hükmü uyarınca dava takip yetkisinin devri kuru hakkında ayrıntılı bilgi için ayrıca bkz: Toraman, B; Kartoğlu, C.F.(2022), “İflâs Tasfiyesinde Dava Takip Yetkisinin Devri Üzerine”, Medenî Usûl ve İcra İflâs Hukuku Dergisi, Cilt: 18, Sayı: 51, s. 93-150.

[52] Toraman/Kartoğlu, s. 106-107; Aşık, İ.; Oruç, Y.; Tok, O.; Saçar, Ö.F.(2022), İcra ve İflas Hukuku, 1. Baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, s.661.

[53] Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes, s. 459; Albayrak, s. 111.

[54] Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes, s. 459.; Toraman/Kartoğlu, s. 128’de bahsi geçen yazarlar.

[55] Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes, s. 459.;

[56] Toraman/Kartoğlu, s. 128.

[57] Yargıtay 23. HD., 24.12.2012 K.T.,   2012/4054 E. ,2012/7637 K., https://karararama.yargitay.gov.tr/, Erişim Tarihi: 21.10.2023.

Anahtar Kelimeler: İflasın Kaldırılması, Dava Takip Yetkisinin Devri, Tasarruf Yetkisi, İflasın Açılması.