İCRA VEYA ÖDEME EMRİNİN TEBLİĞ EDİLEMEMESİ SORUNU, TEBLİGAT KANUNU MADDE 21/2 VE MADDE 35 UYARINCA TEBLİGAT TALEP EDEBİLMENİN ŞARTLARI

Abone Ol

MERNİS ibaresinin açılımı; ‘Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi’dir. Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 50. Maddesi; ‘’ Adres bildiriminde kişilerin yazılı beyanı esas alınır. Bildirim şahsen veya güvenli elektronik imza ile yapılır. (2) Adres bildirimi, nüfus müdürlüklerine veya dış temsilciliklere yapılır. Hizmet alımı ile ilgili başvuru sırasında, Bakanlıkça belirlenen adrese dayalı hizmet sunan kuruluşlara da adres değişikliğine ilişkin beyanda bulunulabilir. (3) Adres bildiriminin, yirmi işgünü içinde yapılması zorunludur. (4) Yerleşim yeri ve diğer adresi aynı olan ailenin ergin fertleri birbirlerinin yerine adres beyanında bulunabilirler. Vekâletname ibraz edenler de kişilerin adresleri ile ilgili bildirimde bulunabilirler. (5) Çocukların ve kısıtlıların adresleri veli, vasi, kayyım, bunların bulunmaması hâlinde, çocuğun büyük ana, büyük baba, ergin olan kardeşleri veya çocuğu yanında bulunduranlar tarafından bildirilir. (6) Huzurevi, yetiştirme yurdu, cezaevi, öğrenci yurdu gibi yerlerde kalanların adres bildirimleri ilgili kurum yetkililerince, bildirim yapamayacak durumda olan kimsesizlerin ise muhtarlar tarafından yapılır. (7) Beyanda şüphe duyulması hâlinde kişinin beyanını teyit eden bilgi ve belgeler istenebilir. (8) Yetkili idareler adres oluşumuna dayanak teşkil eden yapı belgelerini, belgelerin oluşturulması ile eş zamanlı olarak ulusal adres veri tabanına işlemekle yükümlüdür.’’ Demektedir. Bu madde uyarınca, ikametgah adresi değişen vatandaşın 20 iş günü içerisinde yeni adresini bildirme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bir özel kişinin ikametgah adresinden kasıt ise Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi’ne kayıtlı adresi olmakla birlikte, bir kişinin MERNİS sistemine kayıtlı birden fazla adresi de olabilmektedir.

Genel olarak, ilamlı takiplerde icra emri; ilamsız takiplerde ise ödeme emri icra müdürlüğünce düzenlenir ve resen, herhangi bir talebe gerek kalmaksızın borçluya tebliğe çıkarılır.

Bir icra takibine girişen alacaklı veya vekili, genellikle icra/ödeme emrinin borçlunun MERNİS adresine gönderilmesini ister. Birden fazla MERNİS adresi olması durumunda ise bunlardan birine gönderilmesi tebligatın usulüne uygun yapılmasını sağlayacaktır.

MERNİS adresi hiç olmayan kişiler için, icra müdürlüğünden adres araştırması için borçlunun nüfusa kayıtlı olduğu ilçe emniyet müdürlüğüne müzekkere yazılmasını ve adres araştırmasını talep etmek gerekmektedir. Gelecek tutanağa göre kişinin bildirilen adresine yapılacak olan tebligat usulüne uygun olacaktır. Eğer ki kişinin daha önceden MERNİS adresi varsa lakin takip yapıldığı tarihte MERNİS adresi bulunmuyorsa, son MERNİS adresinin bulunduğu yer ilçe emniyet müdürlüğünden adres araştırması talep etmek gerekmektedir.

Özel şahıslar için yapılacak olan ilk icra/ödeme emri tebligatının kişinin MERNİS adresine yapılması gerekmektedir. MERNİS değil de başka bir adrese yapılacak olan tebligatta borçlu, tebliği bizzat almaz ise tebligat hem usulsüz olacaktır hem de tebligatın iade dönmesi halinde doğrudan doğruya TK Madde 21/2 uyarınca tebligat istene şansımız ortadan kalkacaktır.

Tebligat Kanunu’nun 21. Maddesinin 2. Fıkrası; ‘’Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.’’ Hükmünü haizdir. Hukuk camiasında ‘’muhtara tebligat’’ olarak bilinen madde bu şekildedir.

TK Madde 21/2 uyarınca yapılacak olan tebligat için ilk olarak gönderilen tebligatın iade dönmesi ve iade dönen tebligat yapılan adresinin borçlunun adres kayıt sistemindeki adresi olması gerekmektedir. Yani borçlunun MERNİS adresine yapılan bir tebligat iade dönerse direkt olarak TK Madde 21/2 uyarınca tebligat talep etmek mümkün olacaktır. Ancak ilk gönderilen tebligat borçlunun MERNİS adresine değil de adres kayıt sisteminde hiç kayıtlı olmayan bir adresine gönderilmiş ve iade dönmüş ise TK Madde 21/2 uyarınca tebligat istemeden önce MERNİS adresine normal tebligat talep etmek gerekmektedir.

Yukarıda anlatılan kısımlar özel kişiler, vatandaşlara karşı yapılacak tebligatlar için geçerlidir. Gelelim kurumlara, şirketlere, tüzel kişilere yapılacak olan tebligatlara. Bu şahıslara yapılacak olan ödeme/icra emri veya başkaca tebligatlarda ilk olarak ilgili kurumun (bu kurum; kamu kurumu, şirket, dernek veya başkaca bir tüzel kişilik olabilir) bağlı olduğu sicile bildirilen adresine tebliğ talep etmek doğru olacaktır. Örneğin bir ticari şirkete yapılacak tebligatta ticaret sicil müdürlüğüne, borçlu şirketin bildirmiş olduğu adrese tebligat talep etmek gerekmektedir. Bir derneğe yapılacak tebligatta, derneğin, bulunduğu yer valiliğine bildirmiş olduğu adrese tebligat talep etmek gerekmektedir.

Kuruma gönderilen tebligatın iade dönmesi halinde ise Tebligat Kanunu’nun 35. Maddesi uyarınca ikinci bir tebligat talep etme zorunluluğu hasıl olur. TK Madde 35 de aynı TK Madde 21/2 gibi kağıt yapıştırma suretiyle yapılan bir tebligat türüdür. Lakin TK Madde 35 uyarınca tebligat istemeden önce, icra dairesi kurumun bağlı olduğu sicilden adres sorar. Bu sorulmadan TK Madde 35 uyarınca tebligat yapılması zaten usulsüzlük doğuracaktır. Bu müzekkere için masrafın alacaklı tarafından yatırılması gerekmektedir. İlgili sicile adres sorulduktan sonra, iade dönen tebligat ile sicilin bildirdiği adres aynı ise TK Madde 35 uyarınca tebligat, alacaklı tarafından talep edilebilecektir. Eğer ki iki adres arasında farklılık varsa sicilin bildirdiği adrese normal bir tebligat yapmadan, TK Madde 35 uyarınca tebligat talep edilemez.

Unutmadan söylemek gerekmektedir ki icra dairelerinin kullanmış olduğu UYAP ekranında PTT tebligat sorgulaması ekranı tanımlıdır. TK Madde 21/2 veya Madde 35 uyarınca tebligat talep edebilmek için icra müdürlerinin tebligat parçasının dönmesini beklemesinin herhangi bir hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Pek ala PTT Tebligat sorgulaması ekranından tebligatın ne aşamada olduğu, iade dönüp dönmediği sorgulanabilmektedir. Tebligat parçasının beklenmesinin kayıtlarda oluşacak hataların önüne geçme amacını güttüğünü savunanlar da elbette vardır. Lakin PTT çalışanları, devlet memurudur ve yapılacak hatalar devletin sorumluluğunda olup, devletin memura rücu ve cezai soruşturma amacıyla şikayet hakları her zaman saklıdır.