İcra Takiplerinde Alacaklı Vekili Tarafından Borçlunun Yakınlarına Borç Bildirimine Dair Haber Verilmesinin KVKK Kapsamında Değerlendirmesi

Abone Ol

Pandemi dönemiyle birlikte ekonomik sıkıntılar daha da artmış ve özellikle alacaklı kişilerin borçlularından almaları gereken paranın tahsilatını yapabilmeleri de oldukça zorlaşmıştır. Bu nedenle alacaklılar, tahsilat işlemini yapabilmek için hukuki bir vasıta olarak icra takibi yapmaktadırlar. Öncelikle icra takibi, alacaklının borçludan alacağını almak için icra müdürlüğünde başlattığı işlemin hukuki adıdır. Avukatla icra takibi yapmanın sağlamış olduğu birtakım kolaylıklar nedeniyle alacaklı gerçek veya tüzel kişi, avukatları aracılığıyla bu süreci başlatmaktadır. Avukat tarafından icra takibi UYAP sistemi üzerinden gerçekleştirilebilmektedir. Bir diğer alternatif sistem ise İcra Tek sistemidir. Bu sistem, Türkiye Barolar Birliği tarafından avukatlar için özel olarak hazırlanmış bir online icra takip sistemidir. İcra Tek sistemine gerekli bilgilerin ve takip sistemi için olması gereken hususların kaydedilmesi suretiyle sistem tarafından otomatik olarak söz konusu borç ve borcun faizi tespit edilmektedir. Ayrıca UYAP üzerinden gerekli harcın ve masraf avansı denilen ücretin ödenmesi de gerekmektedir. Yatırılan bu harç ve avans sonucu herhangi başka bir işleme gerek kalmaksızın karşı tarafa tebligat da yapılabilecektir. İcra takibi yapmak karmaşık bir işlem olmamakla birlikte bilhassa avukatlar tarafından yapıldığı takdirde mesleğin genel etik kurallarının da bir gerekliliği olarak, avukatın dikkat ve özen yükümlülüğüne göre bu işlemi gerçekleştirmesi gerekmektedir.

Hayatın olağan akışı içerisinde bu yükümlülüğe riayet edilmediği ve avukatlık büroları tarafından söz konusu borçlunun yanı sıra akrabalarının, arkadaşlarının veya tanıdıkları kişilerin mesaj atmak ya da aranmak suretiyle rahatsız edilmeleri gibi durumların meydana geldiği görülmektedir. Böyle durumlarda, kendisine mesaj atılan kişilerin şikayetiyle birlikte sorumlu avukatlara Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından idari para cezaları verilmektedir. Belirtmek gerekir ki Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından verilen bu idari para cezalarının dayanağını Kişisel Verileri Koruma Kanunu, Avukatlık Kanunu, Avukatlık Meslek Etiği Kuralları ve Türk Ceza Kanunu gibi kanunlar oluşturmaktadır. Dolayısıyla avukatın her hukuki işlemde olduğu gibi icra takibi işlemlerinde de bu kuralların ve kanunların doğrultusunda hareket etmesi ve işlemlerini gerçekleştirmesi gerekmektedir. Türkiye Barolar Birliği’nin de avukatın icra takibini kanunun belirttiği icra takibi hakkındaki usul ve esaslara uygun olarak yapmaması halinde çeşitli disiplin kurulu kararları ve disiplin cezaları da mevcuttur. Söz konusu disiplin kurulu kararların içeriği, borçlunun taciz noktasına varacak şekilde rahatsız edilmesi, icra dosyasının müteselsil borçlusu, kefili veyahut başkaca bir sıfatla tarafı olmamasına rağmen borçlunun yakını olduğundan bahisle 3.kişilerin sürece dahil edilmesi gibi hususlara dayanmaktadır. Türkiye Barolar Birliği bu gibi durumların avukatlık kanunu mevzuatına aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle söz konusu avukatlara disiplin para cezası vermektedir.

Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun ilgili kişilerin şikâyeti üzerine mesaj atan avukatlara idari para cezası vermesinin temelinde söz konusu eylemin hak ihlallerine sebebiyet vermesi yer almaktadır. Bu hak ihlalinin ilki, söz konusu icra takip dosyasının hukuki olarak tarafı olmayan kişinin, asıl borçlu kişinin borcundan, T.C kimlik numarasından ve hizmet numarası gibi kişisel bilgilerinden haberdar edilmesidir. Dolayısıyla burada asıl borçlu olan kişinin bilgileri, Kişisel Koruma Kanunu’na aykırı olarak bir başka üçüncü kişiyle paylaşılmaktadır. İkinci bir hak ihlali teşkil eden durum ise, icra dosyasının tarafı olmayan üçüncü kişinin telefon numarasının yine hukuka aykırı olarak elde edilmesidir.

Kişisel verilerin işlenmesi, kişisel verilerin tamamen veya kısmen otomatik olan ya da herhangi bir veri kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan yollarla elde edilmesi, kaydedilmesi, depolanması, muhafaza edilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, açıklanması, aktarılması, devralınması, elde edilebilir hale getirilmesi, sınıflandırılması ya da kullanılmasının engellenmesi gibi veriler üzerinde gerçekleştirilen her türlü işlemi ifade etmektedir. Kişisel verilerin işlenme şartları ise Kanunun 5. maddesinde sayılmış olup bu şartlar  arasında İlgili kişinin açık rızasının varlığı, kanunlarda açıkça öngörülmesi, fiili imkansızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan veya rızasına hukuki geçerlilik tanınmayan kişinin kendisinin ya da bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması, bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması, veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması, ilgili kişinin kendisi tarafından alenileştirilmiş olması, bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması, ilgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, veri sorumlusunun meşru menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması gibi hususlar yer almaktadır. Ayrıca kişisel verilerin işlenme şartları, yani hukuka uygunluk halleri, Kanunda sayma yoluyla belirlenmiş olup, bu şartlar genişletilemez. Dolayısıyla Kişisel Verileri Koruma Kurulu, icra takibi gibi bir gerekçe de olsa Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nda belirtilen işleme şartlarından herhangi biri mevcut değilse, ilgili kişi haricinde başkasına SMS gönderimi, telefonla arama, elektronik posta iletme gibi işlemlerin kanuna aykırılık taşıdığı tespitine yer vermiştir.

Bir diğer husus ise icra takibi dosyasının tarafı olmayan üçüncü kişinin, telefon numarası bilgisinin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi sebebiyle Türk Ceza Kanunu’nun 136.maddesinde düzenlenmiş olan kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme suçu da meydana gelecektir. Kişisel verileri ele geçirme, yayma veya başkalarıyla paylaşma suçu şikâyete tabi bir suç değildir. Suçun soruşturulması Cumhuriyet Başsavcılığının böyle bir durumu öğrenmesinden itibaren re ‘sen yapılacaktır. Buna ek olarak, icra takibi dosyasıyla hukuki bağı olmayan kişi, kendisine mesaj atılarak rahatsız edilmesi gerekçesiyle Türk Ceza Kanunu’nun 123.maddesinde düzenlenen Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu kapsamında Savcılığa suç duyurusunda da bulunabilecektir.

Sonuç olarak, gelişen teknolojinin bir sonucu olarak kişilerin kişisel verilerine çok kolay bir şekilde ulaşılmasıyla birlikte, gizlilik ve güvenlik hakları ihlal edilmektedir. Bu ihlalleri önleyebilmek adına kanun koyucu da her türlü hukuki işlemin Kişisel Verileri Koruma Kanunu’na aykırılık teşkil etmeyecek şekilde yapılması gerektiğini aksi şekilde davranan sorumlu kişilerin ciddi yaptırımlarla karşılaşacağını belirtmiştir. Dolayısıyla bilhassa avukatların, Avukatlık Kanunu ve ilgili sair mevzuatlar nedeniyle bu hususta dikkatli ve özenli davranmaları ve her türlü hukuki işlemlerini bu mevzuatlar kapsamında gerçekleştirmeleri gerekmektedir.

Av. Begüm Gürel (LL.M.) & Hukuk Fakültesi Öğrencisi Meltem Kılıç