A.    TANIMI

Şikâyet, takip hukukunda yer alan kuralların yanlış uygulanması, kanuna aykırı oluşu ya da somut olaya uygun olmamasından dolayı icra ve iflas dairelerinin icra hukukuna ilişkin işlemlerinin iptali veya düzeltilmesini sağlamak için kabul edilmiştir [1].Şikâyet yolu ile icra mahkemesinde icra veya iflas dairesindeki görevlilerin takip hukukuna ilişkin görevlerini “hiç yapmadığı” veya “yanlış yaptığı” ileri sürülür. Şikâyet takip hukukuna ilişkin işlemlerin icra mahkemelerince düzeltilmesi veya iptal edilmesini sağlamak amacıyla takibin taraflarına veya hukuki yararı bulunan ilgililere tanınan bir hak arama yoludur. Şikâyet, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 16’ ncı ve devamı maddelerinde yer almaktadır.[2]

Şikayet, icra ve iflas hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup medeni usul hukuku kapsamında bir dava veya yasa yolu değildir.[3]Yargıtay’a göre , şikayet medeni usul anlamında bir dava olmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenen davaya ilişkin koşullar şikayette aramaz. HMK’nın 119. maddesinde yazılı koşulları taşıması zorunlu değildir.[4]

Şikayet yoluna maddi hukuka değil , takip hukukuna ilişkin kuralların yanlış uygulanması nedeniyle başvurulur. Şikayetin konusu , icra ve iflas dairelerinin işlemleridir ve  şikayet hakkında karar verilirken memurun kusurlu olup olmadığı araştırılmaz.

Şikayette bulunmak isteyen kişinin “icra organlarının yaptığı veye yapmaktan kaçındığı işlemden doğrudan doğruya etkilenmiş olması” gerekir.[5]

B.     ŞİKAYETİN TARAFLARI , BAŞVURU MAKAMI, İNCELENME USULÜ

Şikayet bir dava olmadığından şikayette taraf yoktur.İşlemine karşı şikayet yoluna başvurulan icra dairesi veya başvuruda bulunan kişi taraf değildir. Bu nedenle şikayet başvurusunda davacı veya davalı terimleri kullanılmaz.Şikayette taraflar , şikayet eden ve şikayet olunandır.

Uygulamada , şikayet konusu işlem lehine olan kimse,şikayet başvurusu kabul edildiğinde yargılama giderlerine katlanması için karşı taraf ( şikayet olunan ) olarak gösterilmektedir. [6]

Şikayet başvurusu , kural olarak takibin yapıldığı yer icra mahkemesine yazılı veya tutanağa geçirilmek suretiyle sözlü olarak yapılır. İcra dairesine yapılan başvuru geçersizdir.

İcra mahkemesi , şikayeti basit yargılama usulüne göre inceler.Kural olarak şikayet için duruşma açılması zorunlu değildir.Ancak bazı durumlarda duruşma açılmasını zorunludur. Bu durumlar şunlardır:

[7]

- İhalenin feshi istemi üzerine,

- Sıra cetveline şikayet halinde,[8]

- Tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayette,[9]

- Keşif ve bilirkişi incelemesine gerek duyulan haczedilmezlik şikayetlerinde ve

- İlamların infazına ilişkin şikayetlerde.

Duruşma yapılmayan işlerde , icra mahkemesi İİK. m.18 gereğince işin kendisine geldiği tarihten itibaren en geç on gün içinde karar verir.

ŞİKAYET KENDİLİĞİNDEN İCRAYI DURDURMAZ.

İcra mahkemesi , şikayet sebepleriyle bağlı değildir.Başvuruyu incelerken takdiri kanıtlara (tanık , bilirkişi, keşif) başvurabilir.

C.    ŞİKAYET NEDENLERİ

İcra ve İflas kanununda 16’ncı maddesinde yer alan düzenlemeye göre şikâyet nedenleri dört tür olarak düzenlenmiştir. Bunlar:

1.      İşlemin kanuna aykırı olması ,

2.      İşlemin olaya (hadiseye) uygun olmaması,

3.      Bir hakkın yerine getirilmemesi ve

4.      Bir hakkın sebepsiz yere sürüncemede bırakılmasıdır.

 Kamu düzenine aykırılık hali şikâyet nedeni olarak kanunda düzenlenmemiştir. Ancak gerek doktrin de gerekse Yargıtay kararlarında kamu düzenine aykırılık hallerinde şikâyetin süreye bağlı olmadığı kabul edilmektedir.[10]

İşlemin kanuna aykırılığından anlaşılması gereken , bir yasa hükmünün ya hiç uygulanmaması ya da yanlış uygulanmasıdır. Kanuna aykırılık halleri çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. Örneğin, takip talebine aykırı ödeme emrinin gönderilmesi, icra memurunun alacaklının talebi olmadan haciz yapması, haczedilen malın ilan şartlarına uyulmadan satışa çıkarılması, ayni haklara ilişkin ilamın kesinleşmeden ilamlı takibe konu edilmesi, ilama aykırı icra emri gönderilmesi gibi birçok neden kanuna aykırılık hali teşkil edecektir.

İşlemin olaya uygun olmaması ,kanunun icra memuruna takdir yetkisi vermiş olduğu durumlarda , icra memurunun bu yetkisini kullanırken somut olayla bağdaşmayan bir çözüme ulaşmasıdır. İcra memurları takdir yetkisini kanunun çizdiği sınırlar içerisinde ve kanunun amacına uygun olarak kullanmalıdır.   İcra organlarına tanınan takdir yetkisi bazı durumlarda kanunda açıkça düzenlenmiştir . Örneğin İİK’nın 24/4’üncü maddesinde düzenlenen taşınır teslimine ilişkin “…Taşınır malın değeri, ilamda yazılı olmadığı veya ihtilaflı bulunduğu takdirde, icra memuru tarafından haczin yapıldığı tarihteki rayice göre takdir olunur”   şeklindeki düzenlemede; ve yine aynı kanunun 87’nci maddesinde kıymet takdirine ilişkin  , “Haczi yapan memur, sicile kayıtlı mallar hariç olmak üzere haczettiği malın kıymetini takdir eder. …” şeklindeki düzenlemede takdir yetkisi yasada açıkça düzenlenmiştir.[11] Bazı durumlarda ise takdir yetkisi kanun hükümleri yorumlanarak, yorumlanan kanun hükümlerinin amacından ortaya çıkarılır. Örneğin İİK’nın 55’inci maddesinde yer alan borçlunun ağır hastalığı halini ilişkin “Takip borçlunun mümessil tayin edemeyecek derecede ağır hastalığı halinde muayyen bir zaman için icra memurluğunca talik olunabilir. Ağır hastalığın resmi belge ile tahakkuku lazımdır. Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde hastalığın devamı sırasında da haciz yapılabilir” şeklinde ve yine aynı kanunun 85 inci maddesinde taşınır ve taşınmaz malların haczine ilişkin düzenlemede  takdir yetkisi kanun hükümleri yorumlanarak, yorumlanan kanun hükümlerinin amacından ortaya çıkmaktadır.[12]

İcra Mahkemesinde ileri sürülebilecek bir diğer şikâyet nedeni ise bir hakkın yerine getirilmemesidir. Bir hakkın yerine getirilmemesi yetkili icra organındaki görevli memurun görev alanına giren ve yapmakla yükümlü olduğu bir işi veya işlemi yerine getirmeyi reddetmesi olarak tanımlanabilir.[13] Bu şikâyet yoluna başvurabilmek için, görevli memurların hareketsiz kalarak görev alanında olan bir işlemi yapmayı reddetmesi gerekir.

Bu durum birçok şekilde karşımıza çıkabilir. Örneğin icra dairesinin usulüne uygun olarak kendilerine yapılan bir takip talebi üzerine borçluya ödeme emri gönderilmemesi ,icra dairesinin kendi yetki alanında olan ve kendiliğinden yapması gereken iş ve işlemleri yapmaması ve almakla yükümlü olduğu tedbirleri almaması bir hakkın yerine getirilmemesidir. Haczin kaldırılması talebi, kanuna ve usulüne uygun olarak yapıldığı halde bu talebin reddedilmesi de bir hakkın yerine getirilmemesi nedeniyle şikâyet başvurusuna örnek olarak gösterilebilir.[14]

D. ŞİKAYET SÜRESİ:

Kural olarak; şikayet süreye tabidir. İcra ve İflas Kanunu m.16/1’e göre şikayet süresi ; işlemin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gündür. İcra mahkemesi , şikayetin süresinde yapılıp yapılmadığını kendiliğinden inceler. Süresinde yapılmayan şikayet mahkemece dinlenmez.

İstisnai durum süresiz şikayet halleridir. Aşağıda belirtilen hallerde icra takibi sonuçlanıncaya kadar takibe ilişkin bir işleme karşı şikayette bulunulabilir.

Şikayetin süreye tabi olmadığı haller şunlardır:

Bir hakkın yerine getirilmemesi ve nedensiz sürüncemede bırakılması

Kamu düzenine aykırılık halleri.

Yargıtay’ın örnek bazı kararları ve öğretiye göre aşağıdaki işlemler süresiz olarak icra mahkemesine şikayet edilebilir. [15]

Alacaklının taraf veya takip ehliyetinin bulunmaması

Borçluya ödeme emri tebliğ edilmeden mallarının haczedilmesi

Devlet mallarının haczedilmesi

İlam niteliğinde olmayan bir belge için icra emri düzenlenmesi ve ilamlı takip yürütülmesi [16]

Takibin dayanağı olan ilama aykırı işlem yapılması [17]

Kesinleşmeden icra edilemeyecek ilamların kesinleşmeden icraya konulması [18]

Harcın yasaya aykırı olarak hesaplanmış olması

Yabancı para alacağının TL karşılığının takip talebi ve ödeme emrinde gösterilmemiş olması

E. SONUÇLARI:

Şikayet süresi içinde yapılmamışsa icra mahkemesi şikayet talebini usulden reddeder. Şikayet süresinde yapılmış olup nedenleri yerinde değilse icra mahkemesi talebi esastan reddeder.

İcra mahkemesi talebi yerinde görürse şikayeti kabul eder.Kabul kararı üzerine icra mahkemesi, şikayet konusu işlemin iptaline veya düzeltilmesine karar verebilir.

Şikayet yargılaması devam ederken şikayet konusu işlemin etki ve sonuçları ortadan kalkarsa şikayet de konusuz kalır ve şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilir.Bu durumda , mahkeme şikayetin yapıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu belirleyip o tarafı yargılama giderlerine mahkum eder.[19]

 

Avukat Firuzan Sıla ÇAPRAK

(Eski İcra Müdür Yardımcısı)

-----------------

[1] 3 Hakan Pekcanıtez vd.,İcra- İflâs Hukuku, Ankara: Yetkin Yayınları, 2016,s.103; Süleyman Burak Gündoğdu, “Anayasa Mahkemesinin İcra ve İflâs Hukukundaki Şikâyet Müessesesine Hukukî Dinlenilme Hakkı Açısından Yaklaşımı”, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi, 18 (2021), s.95.

[2] Ahmet ERTAN YILMAZTEKİN,İCRA-İFLAS HUKUKUNDA ŞİKÂYET SEBEPLERİ VE SÜRESİ,İzmir Barosu Dergisi  Ağustos 2022 Yıl: 87 • Sayı: 2 • Ağustos 2022 • S.459-488

[3] Baki KURU,İcra El Kitabı 2013,s.716

[4] 12. HD,6.5.2013,E.2013/8640,K.2013/17276

[5] İsmail ERCAN,Uygulamacılar için İcra ve İflas Hukuku El Kitabı,Ankara : Seçkin Yayıncılık 2020,s. 159

[6] PEKCANITEZ/ATALAY/SUNGURTEKİN ÖZKAN/ÖZEKES  : İcra (2005), s.67,68

[7] İsmail ERCAN,Uygulamacılar için İcra ve İflas Hukuku El Kitabı,Ankara : Seçkin Yayıncılık 2020,s. 166

[8] 23. HD,16.04.2015,E.201/5052,K.2015/2612

[9] 12. HD,21.01.2014,E.2013/3504,K.2014/1343

[10] Pekcanıtez vd., İcra- İflâs Hukuku, s. 109; Filiz Beberoğlu Yenipınar, İcra Takibinde Şikâyet, Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2020, s.26

[11] Ahmet ERTAN YILMAZTEKİN,İCRA-İFLAS HUKUKUNDA ŞİKÂYET SEBEPLERİ VE SÜRESİ,İzmir Barosu Dergisi  Ağustos 2022 Yıl: 87 • Sayı: 2 • Ağustos 2022 • S.459-488

[12] Ahmet ERTAN YILMAZTEKİN,İCRA-İFLAS HUKUKUNDA ŞİKÂYET SEBEPLERİ VE SÜRESİ,İzmir Barosu Dergisi  Ağustos 2022 Yıl: 87 • Sayı: 2 • Ağustos 2022 • S.459-488

[13] 4 Kuru, İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı, s. 105.

[14] Yargıtay 12. H.D. T. 13.04.2014, E.2013/35016, K. 2014/151

[15] KURU: İcra - El Kitabı (2013). s.109 vd. PEKCANITEZ/ATALAY/ÖZEKES: İcra (2005),s.70

[16] 8. HD,12.10.2012,E.2012/7240,K.2012/9082

[17] HGK,21.06.2000,E.2000/12,K.2000/1002

[18] HGK,17.04.2015,E.2013/8-2200,K.2015/1223

[19] İsmail ERCAN,Uygulamacılar için İcra ve İflas Hukuku El Kitabı,Ankara : Seçkin Yayıncılık 2020,s. 175