Huzur Dersleri: Ben küçük işlerin adamıyım

Abone Ol


Küçük işlerin adamıyım ama benim için küçük işler oldukça önemlidir. Bir kere başladım mı, asla yarım bırakmam mesela. Başladım mı canımla uğraşırım başarmaya. Uyumam, uyuyamam, yemem içmem, çalışırım. Zaten küçük de olunca iş, başarmam an meselesidir.

Aslında işler birbirine geçmiş daireler gibidir. En küçük daire vardır yakınımızda, elimizin ulaştığı yerlerde. Bir de daha uzaktaki daireler... Pek elimiz ulaşmaz. Ben işte elimin ulaştığı yerlerle uğraşıyorum.

Hikaye ederler ya. Babası kendisini sürekli meşgul eden çocuğunu savmak için elindeki dünya haritası olan bir gazeteyi iyice parçalar, hadi oğlum bunu tamamla sonra oynayalım der. Bir kaç dakika sonra gazeteyi tamamlamış çocuk gelir babasının yanına. Babası hayretler içindedir. Nasıl yaptın sorusuna, arkada bir insan resmi vardı, onu tamamladım, dünya resmi zaten kendiliğinden tamamlandı der.

Hayattaki işler de böyledir aslında. Küçük küçüktür, birbirine bağlıdır. Etrafımızdaki en büyük dairenin tamamlanması da öyle aslında. En küçüğü yapmazsak zaten büyüğünü yapsak da, o büyük kısım hep eksik kalacaktır.

Taptuk Emrenin ocağına eğri odun sokmayan Yunus, küçük işi yapıyordu. Yavuz Sultan’ın ordusu, üzüm bağlarının arasından aldıkları üzümlerin yerine altın keseleri koyması küçük işlerdendi. Fetihten dönen, zafer kazanmış sultanların izbelerde yatması da küçük işti. Okulunda dersini öğrenen öğrencinin yaptığı küçük iştir. Mesaisinin hakkını veren memur, dersine vaktinde giren hocanın işi küçüktür. Alın teriyle kazandığı parasıyla koltuğunun altına gazete kağıdıyla sıkıştırılmış ekmeği evine götüren baba da küçük iş yapar. Kimseler bilmez bunları, kimseler de büyük iş safına sokmaz.

Büyük işlere gelince, aklım ermez ama, dünyaya yön vermektir, ülkeye yön vermektir. Oturduğunda politikadan başka bir şey konuşmamaktır. Bir başbakan edasıyla konuşmaktır, bir parmağıyla savaşa sokmaktır devleti. Uluslararası ilişkilerde ahkam keserler. Türlü türlü komplo teorileri kurarlar. Gizemli kişilerdir bunlar. Hayran hayran dinlerim çoğu kez bu kişileri. Her yerde tanıdıkları vardır, hatırlı insanlardır tabiatıyla. Hayranlık bir yana anlayamadığımı da söylemeliyim bu insanları.

Bazen düşünür ben de böyle olayım derim kendi kendime, büyük işlerle uğraşayım büyük işlerden bahsedeyim. Ama ben bunları yapamam ki. Gerçekten ben küçük işlerin adamıyım. Mesela sıra bekleme işini iyi yaparım. Ben hastanede iyi sıra beklerim, kimsenin sırasını almam, yemekhanelerde sıra beklerim, kaynak yapmam. Daha önce de yazmıştım, torpil yapamam, hatır koyamam, bunları bilmediğim için çalışırım. Bir kaybederim, iki kaybederim... Bazen hep kaybederim. Bazen de kazanırım. Ben işte bu kazandıklarım kadarım, kazandıklarımla mutlu olurum. Velhasıl ben, küçük işlerin adamıyım.

Sevgili öğrencilerim ve dostlarım...

Kimseyi kınama yazısı değil bu. Sadece kendimi açtım bu yazımda size. Bütün yaşadıklarımdan bildiğim ve çıkardığım bir sonuç var: Küçük işlerin adamı olmak insanı daha huzurlu ediyor. Ben bunu biliyorum ve bugün, bu Pazar sizleri küçük işlerinizi iyi yapmaya çağırıyorum. Büyük işleri büyüklere bırakarak tabii.