HÜKÜMLÜNÜN HABERLEŞME ÖZGÜRLÜĞÜNE DAİR ULUSLARARASI MEVZUAT VE AİHM UYGULAMASI

Abone Ol

Hükümlünün mektup faks ve telgrafları alma ve gönderme hakkının uygulanmasına ilişkin kurallar açısından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) "Özel ve aile hayatına saygı hakkı” başlıklı 8. maddesinin dikkate alınması gerekmektedir.

Buna göre; bireylerin yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahip olduğu söylenebilir (AİHS m. 8/1) Bu anlamda hükümlülerinde yapacağı yazışmalara saygı gösterilmeli ve bu hakkın kullanılması durumunda ulusal ve uluslararası mevzuat hükümlerine riayet edilmelidir.

Bu hakkın kullanılmasına bir kamu otoritesinin müdahale edebilmesi mümkündür. AİHS müdahalenin hukuka uygunluğu açısından şu koşulları aramaktadır (AİHS m. 8/2):

1) Müdahale, yasayla öngörülmüş olmalıdır.

2) Müdahale, demokratik bir toplum açısından zorunlu olmalıdır.

3) Müdahale; ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir niteliğinde olmalıdır.

İletişimin Denetlenmesinin Mümkün Olması

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), iletişim özgürlüğüne müdahale eden standartları demokratik bir toplumun gerekliliğini oluşturacak şekilde gözden geçirmekte ve iletişim üzerinde belirli bir ölçüde denetimin sağlanmasının ihlallere yol açmayacağına dikkat çekmektedir. Bu değerlendirmede infaz kurumlarının normal ve makul ihtiyaçlarının dikkate alınması gerekir. Bu değerlendirmenin bir zorunluluk olduğu bazı AİHM kararlarında dile getirilmektedir.[1]

Hükümlülerin Dış Dünya İle Tek Bağlantısının Mektup Ve Benzeri İletişim Araçlarına Bağlı Olması

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, her bir özel durumda, kamu makamlarının, bazı durumlarda cezaevi kurumlarında dış dünya ile hükümlüler ve tutuklular arasındaki tek temasın mektup gönderip almak olduğu gerçeğinin dikkate alınması gerektiğine işaret etmektedir.[2]

Müdahalenin Yasayla Öngörülmüş Olması

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne göre, iletişim özgürlüğüne müdahale esas olarak kanunla öngörülmüş olmalıdır. Müdahalenin yasal dayanağını oluşturan mevzuat erişilebilir olması önemlidir. Buna göre; mevzuatın yeterince açık ve belirli eylemlerin neticeleri bakımından öngörülebilir olması gerekir.

Bundan başka, bu konuda getirilecek kısıtlamanın meşru bir amaca dayanması gerekir. Ayrıca, demokratik bir toplumda müdahale zorunlu ve orantılı olmalıdır.[3]

AİHM bir kararında, 5275 sayılı Kanun'un ceza infaz kurumlarında mektupların denetimine ilişkin hükümlerinin, her türlü hukuka aykırı müdahaleye karşı yeterli korumayı sağlayacak kadar açık ve ayrıntılı olduğunu tespit etmiş ve bu yönüyle yasa hükümlerine ilişkin herhangi bir eleştiri getirmemiştir.[4]

Demokratik Toplumda Zorunluluk Kavramı

AİHM, demokratik toplumda zorunluluk kavramının kapsamında şu hususların yer aldığını ifade etmektedir:[5]

1) Müdahale oluşturan eylem, acil bir toplumsal ihtiyacı karşılamak amacıyla gerçekleştirilmelidir.

2) Müdahale kapsamındaki işlem ve eylemlerde takip edilen meşru amaç bakımından müdahalenin orantılı olması gerekir.

AİHS Hükümlerinden Hükümlü ve Tutuklu Kişilerin Yararlanabilmesi

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bazı kararlarında, hüküm giymiş ve tutuklanmış kişilerin de genel olarak AİHS hükümlerinde belirtilen tüm temel hak ve özgürlüklerden yararlanabileceğini ifade etmektedir.[6]

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, cezaevi kurumlarında tutulmanın kaçınılmaz bir sonucu olarak, suçun önlenmesi ve disiplinin sağlanması gibi güvenlik ve düzeni korumaya yönelik kabul edilebilir gerekliliklerin olması durumunda, hükümlü ve tutukluların haklarının kısıtlanabileceğini kabul etmektedir. Ancak, bu halde dahi hükümlülerin ve tutukluların haklarına yönelik her türlü kısıtlama makul ve orantılı olmalıdır.[7]

Bu konuya ilişkin yapılacak değerlendirmelerde, hükümlüler hakkında tatbik edilen infaz rejiminin ve mahkûmiyet nedenlerinin de gözetilmesi gerekmektedir.[8]

Örneğin AİHM; “yetkililerin hor görmesine dikkat çekmek”, “ceza infaz kurumu yönetimi yetkililerine hakaret içeren sözler sarf etmek”, “ceza infaz kurumu personeli hakkındaki iddialar” şeklinde hususları bünyesinde barındıran kişisel mektupların engellenmesinin demokratik bir toplum için zorunlu olmadığını bazı kararlarında dile getirmektedir.[9]

Dış Dünya ile İlişki

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin Üye Devletlere Avrupa Cezaevi Kuralları Hakkında REC (2006) 2 sayılı tavsiye kararları hükümlü ve tutukluların dış dünya ile ilişkilerine dair hükümler içermektedir. Burada tavsiye edilen hususlar şunlardır:

Mümkün olduğunca iletişim kurmaya izin verilmelidir

Mahpusların aileleri, diğer kişiler ve dış kuruluşların temsilcileri ile mektup, telefon görüşmesi veya diğer yollarla mümkün olduğunca mahpuslarla iletişim kurmalarına ve onları ziyaret etmelerine izin verilmelidir.

Devam eden cezai soruşturmaların bulunması hali

Bu durumda güvenliğin ve kamu düzeninin sağlanması, sürdürülmesi, suç önleme ve suç mağdurlarının korunması için gerektiğinde iletişim ve ziyaretlerin izlenebilmesi ve kısıtlanabilmesi mümkündür. Ancak, adli makamlar tarafından uygulanan bazı kısıtlamalar da dâhil olmak üzere bu tür kısıtlamalar, her zaman kabul edilebilir asgari iletişim düzeyine izin vermelidir.

İletişim kurması kısıtlanamayacak olan ulusal ve uluslararası kuruluşlarının belirlenmesi

Ulusal hukuk, hükümlülerle iletişim kurması kısıtlanamayacak olan ulusal ve uluslararası kuruluşları tespit etmelidir.

Dış Dünya ile Temas Konusunda Destek ve Yardım Yapılması

Ceza infaz kurumu yetkilileri, hükümlü ve tutukluların dış dünyayla yeterli bir iletişim sürdürmelerinde onlara yardım etmeleri gerekir. Bu doğrultuda, hükümlü ve tutuklulara uygun destek ve yardım temin edilmelidir.

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

-----------

[1] Mehmet Nuri Özen/Türkiye, B. No:15672/08, 11/1/2011, § 51; Silver ve diğerleri/Birleşik Krallık, B. No: 5947/72, 6205/73 ..., 25/3/1983, § 98.

[2] Campbell/Birleşik Krallık, B. No:13590/88, 25/3/1992, § 45.

[3] Silver ve diğerleri/Birleşik Krallık, §§ 85-90; Klass ve diğerleri/Almanya, B. No: 5029/71, 6/9/1978, §§ 42-55; Campbell/Birleşik Krallık, § 34.

[4] Gülmez/Türkiye (B. No:16330/02, 20/5/2008.

[5] Silver ve diğerleri/Birleşik Krallık, § 97.

[6] Hirst / Birleşik Krallık (No. 2), B. No: 74025/01, 6 /10/2005, § 69; Ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin veya tutukluların hayatlarının kısıtlı olması haberleşme özgürlüğüne müdahalede bulunmayı haklı kılmayacaktır. Bkz.; GÖLCÜKLÜ Feyyaz/GÖZÜBÜYÜK Şeref, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulaması, Turhan Kitabevi Yayınları, 3. Baskı, Ankara, 2002, s. 350.

[7] Silver ve Diğerleri / Birleşik Krallık, §§ 99-105.

[8] Silver ve diğerleri/Birleşik Krallık, §§ 98, 102; Atilla ve diğerleri/Türkiye (k.k.), B. No: 18139/07, 11/5/2010.

[9] Fazıl Ahmet Tamer/Türkiye, B. No: 6289/02, 5/12/2006, § 53.