Miras Reddinde Amme Alacağı[1]’nda bahsetmiştik ya, Prof. Dr. Hirsch’in Anılarım kitabıyla ilgili konuşacağız diye. Kitap sadece bir hukuk profesörünün anıları değil, o devrin Türkiye’sine bir bakış aslında. Hitler’den hep korkunç olarak bahsedilir ya, orada anlıyoruz ki bu deli olmasaydı bizim ülkemizde böylesine dehşetli bir üniversite reformu da olamayacaktı. Gazi’nin dehasına bir kere daha hayran kalmamak elde değil.
Hani Resmi Belge Sahteciliğinde Hata[2]’da demiştik ya bizim ceza kanunumuzun kaynağı İtalya diye, hani hemen itirazlar gelmişti, bunlara da cevabı Rüşvet Verip Hakaret Etmek[3]’te vermiştik ya; bir baktım Hirsch’in kitabında da “…İsviçre’den alınan Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu, İcra ve İflas Kanunu, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu gibi, Almanya’dan Deniz Ticaret Kanunu ve Ceza Usul Kanunu, İtalya’dan Ceza Kanunu alınmıştı” yazmasın mı! Ya, sadece ders kitabı, kanun, içtihat değil, biraz da genel kültür gerekiyor iyi hukukçu olabilmek için.
En etkileyen kısımlarından biri de o zamana kadar Fransız ekolü gereği dersine iyi çalışmış hoca geliyor, özenle hazırladığı notlarını derste okuyor. Öğrenci de harıl gürül bu notların kopyasını çıkarıyor, sınava kadar ezberliyor; kim hocanın dediklerini bire bir, noktası virgülüne kadar yazarsa en yüksek notu alıyor.
Hirsch bu düzeni bozuyor. Soru cevap ilerlemek istiyor. Bir olay verip öğrencilerin o analizi yapmasını istiyor. Elbette ki en büyük tepkiyi üniversite yönetiminden alıyor da, öğrenciler de en başta bunu istemiyor. Sınavda onlardan belli bir konuyu anlatmalarını istemiyor, bütün konuları derste işlemiş olduğu bir kanun hükmünün metnini öğrenciye veriyor ve öğrencinin hem kanunu hem de derste işitmiş olduğu açıklamaların yardımıyla bir hukukçu gibi nesnel düşünmesini öğrenip öğrenmediklerini test etmek istiyor. Öğrenciler panik halinde, istemiyorlar bu yöntemi. Hatta bir kız öğrenci derdini onun eşine anlattığında sizin sadece hukukçu gibi düşünüp düşünemediğinizi öğrenmek istiyor dönüşüne karşı öğrencinin cevabı “işin kötü tarafı bu ya zaten” oluyor.
Bakınız aradan asır geçmiş, günümüzde de düzen aynen böyledir. Öğrenci istemez muhakeme etmeyi, bilmek ister nereyi çalışması, ezberlemesi gerektiğini. Öğrenci sınavda çıkmayacak konuların konuşulmasını da istemez derste. Bazen kıdemli öğrenciler de olur amfide. Kıdemli derken uzatmış olanlardan bahsetmiyoruz, daha önceden farklı bir lisans bitirmiş gelenler. Bunların çok ilginç soruları olabilir. Tam da öğrencinin mezun olup tatbikatçı olduğunda karşısına çıkabilecek türlerden. Ama öğrenci bunun konuşulmasını da istemez.
Hangi eğitimi alırsanız alın, özgürce sorabileceğiniz tek zaman öğrenciykendir. Hoca ayıplamaz sizi. En fazla bunu geçen sene öğrenmiş olmanız gerekirdi der ya da bunu ileride göreceğiz der. Ama iş hayatında kınanırsınız. Öğretmen, avukat, mühendis olmuş sorduğu sorulara bak derler; sana o diplomayı veren hocaya küfrederler. O yüzden değerini bilmek gerekir öğrenciliğin.
Hirsch’ten bahsedeceğiz dedik de, kişinin neden bu kadar önemli olduğundan bahsetmedik. Tartışmasız ülkemizin en köklü hukuk fakültesi İstanbul’dur. İşte Hirsch burada ticaret kürsüsünü kurandır. Daha da ileri gitmiştir, derslerini Türkçe verebilecek düzeyde hakim olmuştur bizim dilimize. Arslanlı onun hem asistanı, hem de Türkçe öğretmeni olmuştur.
Hirsch’in başarısı sadece hukuk dersi verebilecek kadar Türkçe öğrenmesi de değildir; bugün hala yürürlükte olan Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kendisi tarafından yazılmıştır. Düşünebiliyor musunuz, otuzunuzdan sonra dil öğreneceksiniz, bu dil Türkçe gibi öğrenmesi çok zor olan bir dil olacak özellikle Latince kökenliler için, bu dilde ders vereceksiniz, verdiğiniz ders hukuk olacak, yetmeyecek bir de bu dilde kanun yazacaksınız! Üstelik hatasız, gayet de güzel bir Türkçeyle.
Bizim kanunlardaki hataları, özensizlikleri görünce düşünmeden edemiyorum, hazır eli değmişken diğerlerini de bir düzeltip öyle mi gitseydi acaba?
------------
[1] https://www.hukukihaber.net/miras-reddinde-amme-alacagi-ozgur-turkes
[2] https://www.hukukihaber.net/resmi-belge-sahteciliginde-hata-ozgur-turkes
[3] https://www.hukukihaber.net/rusvet-verip-hakaret-etmek-ozgur-turkes