HEKİMLERİN ESTETİK AMELİYATLARDAN KAYNAKLANAN HUKUKİ SORUMLULUĞU

Abone Ol

Genel Olarak

Günümüzde modern yaşam tarzı ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte her geçen gün uygulamada kendine daha çok yer edinen estetik amaçlı cerrahi ameliyatlar beraberinde çeşitli uyuşmazlıkların da meydana gelmesi söz konusu olmaktadır. Bu tür uyuşmazlıkların çözülme kavuşturulması için ilk olarak bakılması gereken ise, sözleşmelerin hukuki niteliğidir. Nitekim hasta ile hekim arasında oluşturulan sözleşmesel ilişkiye uygulanacak sonuçlarda hizmet sözleşmesi, eser sözleşmesi ya da vekalet sözleşmesi olarak kabul edilmesine göre şekil almaktadır. Ayrıca bununla birlikte tarafların sahip oldukları haklar, borç ve yükümlülükleri de belirlenmektedir.

Estetik amaçlı cerrahî ameliyat, kişinin doğuştan olan ya da sonradan bir etken sonucu veyahut kendiliğinden meydana gelmiş görünüm bozukluklarını düzeltmek ve böyle bir şekil bozukluğu olmamasına karşın kişinin daha güzel görünmesini sağlamak maksadına yönelik tıbbî müdahalelerdir. Bu sebeple, tedavi maksatlı ve güzelleştirme maksatlı olmak üzere iki tür estetik müdahaleden söz edilmektedir. Fakat bazen bu iki maksat bir arada olmaktadır. Bu bağlamda estetik müdahalelerde ki maksat, sadece güzel görüntü sağlayarak hastanın ruh sağlığını korumak olmayıp, aynı zamanda hastanın çektiği bazı acıların dindirilmesi maksadı taşımaktadır. Dolayısıyla ruhsal acılarla birlikte bazı fizikî acılar ve ağrılar da estetik müdahalelerle sona erdirilmektedir.

Öte yandan hekimler, hastalar ile gerçekleştirdiği tedavi ve uygulamalarda bir sonuç garantisi vermediğinden dolayı hastanın iyileşmemesi durumunda sorumluluğu dar bir çerçevede değerlendirilmektedir. Fakat estetik ameliyatların diğer tedavilerden farkı hasta ile hekim arasında bir sonuç üzerinde anlaşılması ve hekimin hastaya belli bir görünümüne kavuşacağı taahhüdünü vermesidir. Dolayısıyla estetik cerrah, işin niteliği gereği diğer cerrahlara göre daha fazla dikkat ve özen göstermekle sorumlu olduğundan, sorumluluğu da diğer hekim ve cerrahlarınkinden daha kapsamlı olmaktadır. Nitekim estetik cerrahî operasyonlarını diğer cerrahî operasyonlardan ayıran en önemli özellik, bu operasyonların kişinin doğrudan dış görünüşünde değişiklik meydana getirmesidir. Zira estetik ameliyatlarda, güzellik ve estetik görünüm çok büyük önem taşıdığından, ameliyatı gerçekleştirecek cerrahın dikkat ve özen yükümlülüğü bu noktada daha çok ön plana çıkmaktadır. Öyle ki, estetik cerraha göre çok güzel bir sonuç, hasta bakımından hiç de beklenilmeyen bir sonuç olabilmektedir. Böyle bir durumda ise, hekim ile hasta arasında gerçekleşen sözleşmesel ilişkilerin sonuçları, hukuki uyuşmazlık konusu olmaktadır.

Hukukumuza baktığımızda gerek hekimin, gerekse de estetik cerrahın yükümlülüğüne  dair özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Aynı zamanda hekimlerin sorumluluğunda olduğu gibi, estetik cerrahların sorumluluğu neticesinde ortaya çıkan hukukî uyuşmazlıklar da, Borçlar Kanunun genel nitelikteki hükümleriyle çözüme kavuşturulmaktadır. Ayrıca hekim ile hasta arasında önceden kurulmuş geçerli bir sözleşme bulunuyor ise, sorumluluk için bu sözleşmeye dair kanunî düzenlemeler böyle bir sözleşmesel ilişki bulunmaması halinde ise, ilgili kanunun haksız fiile ilişkin maddeleri uygulama alanı bulmaktadır. Söz konusu hükümlere göre sorumluluğun asıl unsuru kusur olduğundan, tıbbî faaliyetler neticesinde oluşan zarardan da ancak kusur bulunması halinde sorumluluk doğmaktadır. Yine sözleşmeden ve haksız fiilden kaynaklanan sorumlulukla birlikte, estetik cerrahın vekâletsiz iş görmeden kaynaklanan sorumluluğu da söz konusu olmaktadır.

Doktrine göre hastanın vücudunda estetik maksatlı yapılan değişikliklerin taahhüt edildiği sözleşmenin, eser sözleşmesi veya vekalet sözleşmesi olarak hangi sözleşme çerçevesinde değerlendirileceği tartışmalı bir konu olmaktadır. Yargıtay’a göre ise, bu tür cerrahi operasyonlar konusu olan sözleşmelerin diğer tedavi sözleşmelerinden farklı olarak eser sözleşmesi niteliğinde olduğu görüşü kabul edilmektedir. Dolayısıyla Yargıtay’ın bu doğrultudaki kabulünün gerekçelerinden en önemlisi hekimin hastaya bir sonuç taahhüdünde bulunuyor olmasıdır. Fakat estetik burun ameliyatında olduğu gibi nefes yolunun açılması ya da burunda ki tıkanıklığın giderilmesi gibi tıbbi maksatları da kapsayan bir estetik ameliyatın varlığında estetik ameliyatın asıl maksadının tıbbi mi yoksa estetik maksatlı mı olduğu da göz önünde bulundurulmalıdır. Yine doktrinde hakim olan bir diğer görüşe göre ise, hekimin hastaya yönelik bir sonuç taahhüdünde bulunabilmesi mümkün olmayıp, hasta vücudunda ameliyat sonrası her türlü komplikasyon gelişebilmektedir. Dolayısıyla sonradan istenmeyen durumlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle her türlü olayda hekimin kusur sorumluluğuna gidilmesi uygun olmamaktadır. Bu görüşü destekleyenler için estetik operasyonlarda eser sözleşmesinden çok vekalet sözleşmesi normlarının uygulanması gerekmektedir. Bu konuda  Yargıtay’ın vermiş olduğu kararlar şu şekildedir;

Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 2018/4953 Esas, 2018/4526 Karar sayılı kararında: “Estetik müdahalelerde yüklenici, somut olayda hastane ve hekim hastanın istediği sonucu elde etmesini garanti etmektedir. Plan bölümünde açıkça yapılacak işler ve sonuç garanti edilmektedir. Esasında eser sözleşmesiyle tedavi sözleşmesinin farkı da sonucun garantisiyle ilgilidir. Estetik müdahale sonucu garanti edilen bir sözleşmedir. Diğer yandan yüklenicinin borçları TBK'nın 471. maddesinde düzenlenmiş olup, " (1) Yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. (2) Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır." şeklinde belirtilmiş olup, söz konusu kararda; tedavi maksatlı ve estetik maksatlı yapılan ameliyatlarda ayrımına gidilmiş, estetik maksatlı cerrahi müdahalelerin eser sözleşmesi niteliğinde olduğuna değinilmiştir.

Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2018/415 Esas, 2018/2123 Karar  sayılı kararında ise; “Davacının talebi ile davalı tarafından yapılan operasyon davacının göğüslerine güzel bir görünüm kazandırılması işlemi olup estetik bir işlem olduğu ve sonuç olarak tedavi değil güzelleşme amaçlandığından tarafların arasındaki ilişki hizmet ilişkisi değil 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisidir. Eser sözleşmesinin varlığı halinde uyuşmalığın da eser sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Eser sözleşmelerinin diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran en önemli farklı sonuç sorumluluğu, yani tarafların anlaşmaları doğrultusunda yüklenicinin bir sonucu meydana getirmeyi taahhüt etmesidir. Sonucu taahhüt eden yüklenici Türk Borçlar Kanunu’nun 471 maddesi uyarınca iş sahibinin yararını gözeterek özen görevini sadakatle yerine getirmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranışları esas alınacaktır. Sadakat borcu, yüklenicinin iş sahibinin yararına olacak şeyleri yapma, zararına olacak şeyleri yapmama anlamını da ifade eder. Eser sözleşmesinde ve somut olayda güzelleşme amaçlı estetik ameliyatta yüklenici olduğu kabul edilen doktorun yükümlülüğü taahhütlerine, tıbbın gereklerine ve iyi niyet kurallarına uygun şekilde ameliyatı yapmak, davacı iş sahibinin sorumluluğu bedeli ödemektir.” şeklinde ifade edilmiştir.

Yine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2019/2716 Esas ve 2019/3692 Karar Sayılı Kararında; “Dava, eser sözleşmesi niteliğinde estetik amaçlı tıbbi müdahaleden kaynaklanmakta olup, mahkemece davanın reddine dair verilen hüküm davacı vekilince temyiz olunmuştur. İnceleme konusu olayda ise; dosya kapsamına göre davalı tarafından yapılan operasyondan sonra oluşan ve giderilemeyen şekil bozukluğunun başka bir uzman tarafından giderildiği anlaşılmaktadır. Davalı savunmasında davacıyı ikinci operasyon için çağırdıklarını ancak gelmediğini açıklamıştır. Davalının edimi Borçlar Kanunu’nda düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerine göre sonuç taahhüdünü içermekte olup bu taahhüdün ilk operasyonda yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Güveni sarsılmış olan davacının ikinci operasyon için davalıya gitmesi beklenemeyeceğinden davacının burun ile ilgili estetik operasyon için yaptığı masrafın yeni bir bilirkişi heyetinden alınacak rapor ile hesaplattırılıp ayrıca manevi tazminat talebi yönünden de değerlendirme yapılarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.” şeklinde belirtilmiştir.

Estetik Ameliyatlarda Hekimin Sorumluluğunun Değerlendirilmesi

Hekimin, estetik müdahaleler dahilin de üstlendiği operasyon, tedavi gibi tıbbi süreçlere dair yükümlülüğü genel olarak kusur sorumluluğu çerçevesinde değerlendirilmektedir. Hekim, kusur ya da ihmal durumunda ve illiyet bağının kurulduğu durumda sorumlu olmaktadır. Ancak estetik ameliyat bakımından hekim ve hasta arasındaki sözleşmesel ilişkinin hukuki niteliğinin tam olarak belirlenmesi gerekmektedir. Zira hukuki niteliğe göre borç ve yükümlülükler kapsamında farklı kabuller ile karşılaşılmaktadır. Nitekim hekimin her halükârda sorumluluğunun bulunduğu durumlarda tazminat ödeme borcu ile karşılaşabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Dolayısıyla hukuki sorumluluk kapsamında kusursuzluğun söz konusu olabilmesi için hekimin özen yükümlülüğüne ve aydınlatma yükümlülüğüne uygun hareket etmesi oldukça önemlidir. Ayrıca zarar olgusunun varlığı, kusurun tespiti ve tarafların borç ve sorumluluklarına uygun davranmaları gibi tazminat hukukunun da konusunu oluşturan unsurların her durumda araştırılması bu konu dahilinde sağlıklı sonuçlar alınmasında faydalı olacaktır. Önemle belirtmek gerekirse, özellikle estetik ameliyatların uygulamada gün geçtikçe daha sık gerçekleştiriliyor olması birçok hukuki sorunları da ortaya çıkarmaktadır. Sonuç olarak, hekim ile hasta arasında yapılacak sözleşme, herhangi bir şekil şartına tabi tutulmamış ise de sözleşmenin ayrıntılı şekilde düzenlenmesinin, uyuşmazlık halinde iki tarafın da yararına olacağı tartışmasız olup sözleşmeye konu estetik cerrahi müdahale tüm detayları ile sözleşmede belirtilmelidir.

Av. Begüm GÜREL (LL.M) &Stajyer Avukat İpek MENGİLLİ

Kaynaklar

1-https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/754165

2-https://okyayevren.com/yayinlar/estetik-ameliyatlarin-sonucunun-beklendigi-gibi-olmamasi/#:~:text=Hekimin%2C%20estetik%20m%C3%BCdahaleler%20dahi%20olm

3-https://www.eyavuz.av.tr/estetik-ameliyatlarinda-doktorun-tazminat-sorumlulugu/

4-https://sullu.av.tr/m/10/estetik-mudahalelerin-hukuki-niteligi-ve-hekimin-sorumlulugu

5-http://www.ozgurdogan.av.tr/2021/05/11/estetik-cerrahin-hukuki-sorumlulugu/

6- https://www.bgazete.com.tr/haber/14818721/can-kaybi-50-bin-783e-yukseldi