5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun; bakımevine alınan sokak köpeklerinden, insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan veya sahiplenilmesi yasak olanların öldürülebilmesine imkan sağlayan 13. maddesinde yapılan değişiklikle ilgili görüşlerimizi “Hayvanları Koruma Kanununun 13. maddesinde Yapılan Değişikliğin Kapsamı” başlıklı yazımızda açıklamıştık. Bu yazıda; 5199 sayılı Kanunun 6. maddesinde yapılan değişiklik gerekçe gösterilerek, bakımevi olmayan veya sınırları dahilinde mevcut olan bakımevi uygun, elverişli ve yeterli şartları taşımayan belediyelerin, sahipsiz köpekleri toplamasına ve öldürmesine imkan olup olmadığı değerlendirilecektir.
Belirtmeliyiz ki; 5199 sayılı Kanun değişikliğinden önce yürürlükte olan 6. maddenin 4. fıkrasında da sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların bakımevlerine alınacağı düzenlenmiş idi, ancak hüküm fıkrasının devamında kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları yere bırakılacağı belirtilerek “yakala-kısırlaştır-aşıla-bırak” prensibi uygulanmakta iken, Kanun değişikliği ile bakımevlerine alınan sahipsiz tüm köpeklerin kısırlaştırmayı da içerecek şekilde rehabilite edilmesi, sahiplendirilinceye kadar bakımevinde barındırılması, bilinen adıyla “yakala-kısırlaştır-tut-sahiplendir” usulü getirilmiştir.
5199 sayılı Kanunun Ek 1. maddesinde; büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu yirmi beş bini aşan belediyelere hayvan bakımevi kurma zorunluluğu getirilmiş olup, Geçici 4. maddede bu belediyelerin 31.12.2028 tarihine kadar hayvan bakımevi kurma ve mevut barınakların şartlarını iyileştirme yükümlülükleri olduğu düzenlenmiştir. Kanunun Ek 1. maddesinin 2. fıkrasında ise; hayvan bakımevi kurma zorunluluğu olmayan belediyeler ile il özel idareleri ise sorumluluk alanında olan hayvanları en yakın hayvan bakımevine götüreceği öngörülmüştür.
İlk soru şudur: Hayvan bakımevi kurma zorunluluğu olan ve 31.12.2028 tarihine kadar bakımevini kurma veya şartlarını iyileştirme yükümlülüğü getirilen belediyeler, bu bakımevleri kurulmadan veya şartları uygun, elverişli ve yeterli hale getirilmeden sahipsiz köpekleri toplayabilir mi?
5199 sayılı Kanun m.6/4’e bakıldığında; sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürüleceğinin, burada rehabilite edileceğinin ve sahiplendirilinceye kadar bakımevinde barındırılacağının düzenlenmesi karşısında, bakımevinin “var olması” şartının arandığında tereddüt bulunmamaktadır. Bu durumda; Kanuna göre bakımevi kurmaya yükümlülüğü olan ancak henüz bakımevi kurmayan belediyelerin, sokakta yaşayan sahipsiz köpekleri götürebilecekleri, rehabilite edip barındırabilecekleri bir bakımevi yoksa, o bölge sınırlarında yaşayan sahipsiz köpeklerin toplanamayacağı sonucuna varılmaktadır. Çünkü 5199 sayılı Kanun m.6/4; “sahipsiz köpekler toplanır” ifadesine yer vermemiş olup, sahipsiz köpeklerin “var olan bakımevlerine götürülmesi” şeklinde kaleme alınmıştır.
Var olmakla birlikte; yetersiz, elverişsiz ve uygunsuz olan bakımevlerini iyileştirmeden sahipsiz köpekleri bu tür bir bakımevine toplamak, “Yasaklar” başlıklı 5199 sayılı Kanun m.14/1’in (a), (ı) ve (m) bentlerinde öngörülen kötü muamele yasağını ihlal edeceği gibi, ilgili kamu görevlilerinin fiilinin niteliğine göre 5199 sayılı Kanun m.28/A’nın dördüncü, altıncı ve yedinci fıkraları ile TCK m.257 uyarınca ceza sorumluluğuna sebep olabilecektir. Bu nedenle, yetersiz ve elverişsiz barınaklara sahipsiz köpeklerin alınması ve orada kabulü mümkün olmayan şartlarla tutulması hukuka aykırıdır.
Hayvan bakımevi kurma zorunluluğu olmayan belediyeler ile il özel idarelerinin; sorumluluk alanında bulunan sahipsiz hayvanları en yakın hayvan bakımevine götürme yükümlülüğünün, yukarıda belirtilen kötü muamele yasağını düzenleyen hükümlere aykırı şekilde yerine getirilemeyeceğinde de tereddüt bulunmamaktadır.
İkinci soru şudur: 5199 sayılı Kanun m.13/2’de yer alan “Yerel yönetimler sahipsiz köpeklere ilişkin yürüttüğü iş ve işlemlerde Bakanlar Kurulu’nun 28/8/2003 tarihli ve 2003/6168 sayılı Kararı ile onaylanan Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi kapsamında gerekli idari tedbirleri almaya yetkilidir.” hükmü, anılan Sözleşmenin 12. maddesi karşısında, bakımevi olmayan belediyelerin sahipsiz köpekleri toplama ve öldürme şeklinde tasarrufta bulunmasının yasal dayanağı ve meşru sebebi olabilir mi? Bir başka ifadeyle; bakımevi olmayan veya şartları uygun, elverişli ve yeterli olmayan bakımevi bulunan belediyeler, sınırları içerisinde sahipsiz köpeklerin sayısının sorun oluşturduğundan bahisle “idari tedbir” olarak köpekleri öldürebilir mi?
Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’nin 12. maddesi; sahipsiz hayvanların nüfus kontrolünün sağlanmasında, devletlere kısırlaştırmayı teşvik etmeyi taahhüt edeceklerini belirtmektedir. Maddede; sahipsiz hayvanların öldürülebileceği şeklinde açık bir ifadeye yer verilmemiş olup, hayvan sayısının sorun oluşturduğu kanaatine varılırsa nüfusu azaltmak için uygun yasal ve/veya idari tedbirleri almaktan ve muhafaza veya öldürmede Sözleşme prensiplerinin dışına çıkılmamasından söz etmektedir. Bir başka ifadeyle; eğer taraf Devlet iç hukukunda nüfus kontrolü için öldürmeyi düzenlemişse, bu tedbiri Sözleşmenin prensiplerini ihlal etmeyecek şekilde yerine getirecektir. 5199 sayılı Kanunun gerek değişiklik öncesi ve gerekse değişiklik sonrası halinde; “nüfus kontrolü amacıyla öldürme” şeklinde bir tedbir kabul edilmemiştir. Ayrıca Sözleşmenin 12. maddesi de öldürmeyi bir tedbir olarak önermemektedir; yakalama, muhafaza ve öldürme işlemlerinde Sözleşme prensiplerine uygun hareket etme şartını düzenlemektedir. Öldürme halleri ile ilgili olarak iç hukuk düzenlemelerimize bakılmalıdır. 5199 sayılı Kanun m.13/1’de ilk olarak “bakımevine alınan köpekler” yönünden 5996 sayılı Kanun m.9/3’e atıf yapıldığı, m.13/2’de ise yerel yönetimlere Sözleşmede belirtilen idari tedbirleri alma yetkisi tanındığı görülmektedir. 5996 sayılı Kanun m.9/3’de; hayvanlara ötenazi yapılmasının yasak olduğu açıkça belirtilmiş olup, istisnaları da sıkı ve sınırlı şekilde düzenlenmiştir. Bu düzenlemenin sınırlarını aşan her türlü faaliyet hukuka aykırı olacaktır. Bir başka ifadeyle; iç hukukumuzun öngördüğü sistem, öncelikle “var olan” ve şartları uygun, yeterli ve elverişli olan bakımevlerine köpeklerin alınması, 5996 sayılı Kanun m.9/3’de sayılan istisnai haller varsa öldürme yapılması, aksi halde rehabilite edilen köpeklerin sahiplendirilinceye kadar bakımevinde barındırılmasıdır. Bakımevi yoksa veya olup da 31.12.2028 tarihine kadar şartları uygun, elverişli ve yeterli hale getirilmezse; bu fiili durum gerekçe gösterilerek, sokakta yaşayan köpekleri bulundukları yerde veya bir başka yere götürerek veya yetersiz bakımevine götürüp “yerimiz yok” diyerek öldürme şeklinde “idari tedbir alma” yetkisinin tanınmadığı açıktır. Sonuç olarak; sahipsiz hayvanlar, nüfus yoğunluğu gerekçe gösterilerek öldürülemez. Yerel yönetimler öncelikle; yoksa bakımevi kurmalı, varsa bakımevinin şartlarını uygun, elverişli ve yeterli hale getirmeli, bu yükümlülükler yerine getirilmeden Sözleşmeye atıfla “idari tedbir” adı altında vicdana, Sözleşmeye ve Kanuna aykırı uygulamalardan kaçınmalıdır.
(Bu köşe yazısı, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)