HAPİS CEZASININ ERTELENMESİ KURUMUNUN UYGULANMA-(MA)-SINDA MAHKEMENİN TAKDİR YETKİSİNİ GEREKÇELENDİRME-(ME)-Sİ

Abone Ol

ÖZ:

Hapis cezasının ertelenmesi, sanığın, mahkemece  yapılan yargılama sonucunda üzerine atılı suçun işlendiği sabit olması üzerine hakkında iki yıl veya daha az süreli hapis cezasına dair mahkumiyet hükmü tesis etmesi halinde, kanunda yer alan belirli bir takım objektif ve subjektif koşulların sağlaması durumunda, sanığın aleyhine verilen mahkumiyetine esas hapis cezasını ceza infaz kurumunda çekmeyip, hakim belirlemiş olduğu denetim süresi içerisinde öngörmüş olduğu bir takım yükümlülükleri sanığın yerine getirip ve yine denetim süresini iyi halli olarak geçirmesi halinde aleyhine olan hapis cezasına dair mahkumiyet hükmünü dışarıda yani sosyal ortamda infaz edilmiş sayılmasına imkan  sağlayan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 51. Maddesinde düzenlenen cezanın bireyselleştirilmesini yarayan karma bir ceza hukuku kurumudur. Sanık hakkında mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis cezasının ertelenebilmesi için TCK m.51 de yer alan objektif ve subjektif koşulların sağlaması gerekmektedir. Bu kapsamda mahkeme tarafından sanık hakkında TCK m.51 düzenlenen Hapis Cezasının Ertelenmesini uygulayabilmesi için şartlardan bir tanesi de “sanığın suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekmektedir.” Aksine durumda, mahkeme sanık hakkında hapis cezasının ertelenmesi kurumunu tatbik etmeyecektir. Ancak mahkeme, sanık hakkında hapis cezasının ertelenmesinin uygulanması veya uygulanmaması yönünde bir karar verecek ise o durumda bu kararı yasal, yeterli ve tatmin edici gerekçelere dayandırması gerekmektedir. Diğer bir ifade ile mahkeme, sanığın sabıkalı geçmişi, zararın giderilmemiş olması, yeniden suç işleyeceği yönündeki kanaat şeklinde tamamen soyut, genel geçer, kanuni terim ve tabirler ile hapis cezasının ertelenmesinin uygulanmaması yönünde gerekçesiz şekilde kararlar veremeyecektir. Aynı şekilde mahkemece, sanık hakkında hapis cezasının ertelenmesi kurumunun uygulanması durumda da uygulanmaması durumunda olduğu gibi bu kararın mutlaka tatmin edici gerekçelere dayanması gerekmektedir. İşte bizler bu çalışmamızda hapis cezasının ertelenmesi kurumu hakkında genel bir bilgi verdikten sonra bu kurumun uygulanmasına dair mahkemenin takdir yetkisi ve bu takdir yetkinin gerekçelendirilmesi meselesini uygulama, yüksek mahkemesi kararları, mevcut mevzuat hükümleri ve öğreti ışığında değerlendirmiş bulunmaktayız.

I. GİRİŞ:

Ceza yargılaması sonucunda sanıklar hakkında hükmolunan hapis cezaları her zaman doğrudan doğruya ceza infaz kurumlarında çektirilmez. Belirli koşul ve durumların varlığı halinde mahkumiyete hükmüne dayalı olan hapis cezası toplumda veya sosyal yaşamda infaz edilmiş sayılabilir. Hapis cezasının ertelenmesi kurumu da tam olarak sanığın mahkemece hakkında hükmetmiş olduğu iki yıl veya daha az süreli hapis cezasının diğer kanuni koşulların varlığı halinde mahkemece belirlen denetim süresi içerisinde yine mahkeme belirlenen yükümlülükleri yerine getirip bu denetim süresini iyi halli olarak geçirmesi halinde hakkında ki hapis cezasını ceza infaz kurumuna girmeden toplumda içerisinde infaz edilmiş sayılmasını öngören cezanın bireyselleştirilmesine yarayan ceza hukuku kurumudur.

İşte hapis cezasının ertelenmesi kurumu ile suç failinin topluma kazandırılması, ıslah edilmesi ve bir daha suç işlememesini sağlamak gibi meşru amaçlar tasavvur edilmiştir. Gerçekten de, adı geçen kurum doğru tatbik edildiğinde suç faili tekrardan topluma kazandırılmakta, faile ceza infaz kurumuna girmesine ramak kalmış olduğunu, deyim yerinde ise “kıl payı kurtulmuş olduğu” hususunda ders vermekte, onu ıslah etmekte, tekrardan suç işlenmesine engel olmakta, işlemiş olduğu suçtan dolayı nedamet( pişmanlık) duygusunun oluşmasına imkan sağlamakta ve bu ya da bunun benzeri birtakım işlevlere olumlu katkıda bulunmaktadır.

Bununla birlikte, erteleme kurumunun tanımına ve işlevine dair yukarıda yer vermiş olduğumuz bilgiden de görüleceği üzere, bu kurumun uygulanmasına karar verilebilmesi için kanunda yer şartlarla birlikte, sanığın suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekmektedir. Mahkeme, sanığın işlemiş olduğu suç nedeniyle yapılan yargılama sonucunda tekrardan suç işlemeyeceği yönündeki kanaat bakımından dolasıyla erteleme kurumunun bu koşulla sınırlı olmak kaydı ile uygulanması veya uygulanmaması bakımında takdir yetkisi vardır. Mahkeme bu konudaki takdir yetkini aşağıda da değineceğimiz üzere gerekçelendirmesi gerekmektedir.

İşte bu sebeple adı geçen çalışmamızda öncelikle hapis cezasını ertelemesi kurumu hakkında genel bir bilgiye yere verilecek akabinde erteleme kurumunun şartlarından olan sanığın suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması şartını hakimin bu konudaki takdir yetkisini, takdir yetkisinin gerekçelendirilmesini değerlendireceğiz.

II. GENEL OLARAK HAPİS CEZASININ ERTELENMESİ KURUMU:

Hapis Cezasının Ertelenmesi[1], sanığın üzerine atılı suçundan dolayı yapılan yargılama sonucunda mahkeme tarafından sanık hakkında iki yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkûm edilmesi halinde, sanığın aleyhine verilen hapis cezasının ceza infaz kurumun da değil, kanun belirtmiş olduğu objektif ve sübjektif şartlar dâhilinde mahkemenin öngörmüş olduğu denetim süresi içerisinde yükümlülüklerini tam ve gereği gibi yerine getirip öngörülen denetim süresini iyi halli geçirmesi halinde hükmolunan  hapis cezasını sosyal ortamda infaz edilmesini sağlayan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun[2] 51. Maddesinde düzenlenen cezaların bireyselleşmesine yarayan karma bir ceza hukuku  kurumudur[3].

Erteleme kurumunun getiriliş amacı, toplumsal barışın sağlanması, kamu düzeninin tekrardan tesisi, bireyin hak ve özgürlüklerinin korunması gibi ceza hukukunun genel önleme işlevinin yanında suç failinin re sosyalizasyonunu sağlama, topluma yeniden kazandırma, ıslah edilmesi, yeniden suç işlenmesini önlenmesi, sanığın olumsuz ceza infaz kurumu koşullarından korumak, işlemiş olduğu suçtan dolayı pişmanlık duymasını ve de bu  ve bu benzeri işlevlerin yerini getirmek amacıyla cezanın özel önleme işlevini “cezaların bireyselleştirilmesi “ temelinde gerçekleştirilmesidir[4].

Öğretide de, erteleme kurumunun, en önemli amaçlarından birisi de, suç faillerinin “iyileştirilmesi” olduğu, daha da önemlisi bu kurum suçlunun da bir insan olduğunun özel bir vurgusu olarak ifade edilmektedir[5].

Aynı şekilde, yerleşik uygulama halini alan yargısal içtihatlarda da belirtildiği üzere, ertelemenin, 765 sayılı Mülga Türk Ceza Kanununda şartlı bir af müessesi olarak öngörülmüşken mevcut yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’da “cezanın doğrudan doğruya sanığın kişiliğine uydurulmasını öngören yargısal bir kişiselleştirme müessesesidir.”[6]

Erteleme kurumunun uygulanabilmesi için birtakım şartların bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartlar TCK’nın 51. Maddesinde düzenlenmiştir. TCK m.51’e göre sanık hakkında erteleme kurumunun uygulanabilmesi için gereken şartlar şöyledir:

1-) Sanık hakkında üzerine atılı suçtan dolayı yapılan yargılama sonucunda mahkemece sanık hakkında sonuç olarak iki yıl veya daha az hapis cezasına mahkum etmiş olması gerekmektedir. Hapis cezasına dair üst sınır TCK m.51 f.1, c2’ye göre fiili işlediği sırada on sekiz yaşını doldurmamış veya altmış beş yaşını tamamlamış olanlar bakımından üç yıl olarak uygulanır. Burada yasa koyucu hapis cezanın türü bakımından mülga 765 sayılı TCK’dan farklı olarak sadece hapis cezasını öngörmüştür[7]

2-) Hakkında erteleme kurumu tatbiki gündeme gelen sanığın daha önceden kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması gerekmektedir. Bununla birlikte, taksirle işlenen suçlar bakımından sanık hakkında hükmolunan cezanın türü ve miktarı ne olursa olsun sanık hakkında erteleme kurumu tatbiki şartını bu yönüyle sağlar[8]. Sanığın daha önceki kasıtlı suç nedeniyle mahkum olmuş olduğu üç aydan fazla hapis cezasının erteleme kurumunun uygulanması bakımdan olumsuz etki yapması için söz konusu cezanın kesinleşmiş olması gerekmektedir[9]. Aksine durumda, erteleme kurumunun uygulanması bakımından bu husus engel teşkil etmeyecektir. Ve yine sanığın daha önceden kasıtlı bir suçtan dolayı olmuş olduğu ceza adli para cezası veya güvenlik tedbiri ise o durumda sanık hakkında erteleme kurumu tatbik edilecektir[10].

3-) Sanığın suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekir. Yasa koyucunun erteleme kurumun tatbiki için aramış olduğu şartlardan biriside, sanığın suç işlendikten sonra yargılama aşamasında bir daha suç işlemeyeceği yönünde mahkeme de kanaat uyandırmasıdır. Bu şart, büyük ölçüde çalışmamızın konusunu oluşturduğu için burada bir iki cümle ile ifade ettikten sonra bu husus aşağıda ayrı bir başlık altında etraflıca incelenecektir.

4-) Ertelenme kurumunun tatbiki, mahkemece, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulması halinde sanığın bu yükümlülüğünü yerine getirmiş olması gerekmektedir. Zararın giderilmesi şartı hakimin kendi takdirine bağlıdır. Yani hakim somut olayın koşulları, durumun gerekleri, haklı sebeplerin varlığı, zararın ağırlığı veya niteliği, kusurun ağırlığı veya türü vs. gözeterek sanık hakkında erteleme kurumunun tatbiki için sanığın ortaya çıkan zararın aynen veya tazmin suretiyle giderme ya da suçtan önceki hale getirme şeklindeki bir şarta tabi tutacak veya tutmayacaktır[11]. Tabi ki şunu belirtmekte fayda vardır ki, her ne kadar mahkemenin böyle bir takdir yetkisi varsa da mahkemenin keyfi surette hareket edeceği anlamına gelmez. Başka bir ifade ile mahkeme bu konuya dair takdir yetkisini, az yukarıda belirtmiş olduğumuz kriterleri( somut olayın koşulları, taraf menfaatleri, haklı sebepler, zararın ve kusurun ağırlığı vs.)  dikkate alarak gerekçeli olarak kullanması gerekmektedir.

Son olarak bu şartla ilgili şunu ifade etmeliyim ki, mahkeme sanık hakkında erteleme kurumunun tatbikini sanığın zararın giderilmesi koşuluna bağlamış ise koşul gerçekleşinceye kadar sanık cezasını infaz kurumunda çektirilmesine devam edilir. Koşulun yerine getirilmesi halinde, infaz hâkimi kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhal salıverilir.

Yukarıda sayma suretiyle belirtmiş olduğumuz koşullar bir arada gerçekleşmesi halinde mahkeme sanık hakkında TCK m.51 f.3 de uyarınca hükmolunan ceza süresinden az olmamak zere bir yıldan üç yıla kadar denetim süresine karar verir. Bu denetim süre içerisinde mahkeme sanık hakkında TCK m.51 f.4’de yer alan denetim tedbirlerine karar verebilir.

Mahkemece sanık hakkında TCK m.51 hükmü bağlamında hapis cezasının ertelenmesi kurumu tatbik etmesi sonucunda sanık erteleme süresi içerisinde denetim yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde veya bu süreyi iyi halli olarak geçirmesi halinde aleyhine hükmolunan hapis cezasını ceza infaz kurumuna girmeden infaz etmiş sayılır.

III. ERTELEME KURUMUNUN TATBİKİNDE GEREKÇE:

Erteleme kurumunun uygulanması veya uygulanmaması bakımından mahkemenin, sanığın suç işledikten sonra yargılama aşamasında işlemiş olduğu suçtan dolayı pişmanlık gösterip bir daha suç işlemeyeceği yönünde davranışları ve sanığın işlemiş olduğu suçtan dolayı kamunun ve/veya mağdurun uğramış olduğu zararlarının tazminini zorunlu tutması hususunda takdir yetkisi vardır. Dolayısıyla mahkemenin belirli bir ölçüde erteleme kurumunun uygulanması veyahut uygulanmaması bakımından takdir yetkisi vardır.

Mahkeme takdir yetkisini kullanırken ( özelliklede sanığın suç işlendikten sonra yargılama sürecindeki pişmanlığı bakımından) somut olayın koşulları, sanığın, yargılama sürecindeki pişmanlık gösterip göstermediğine dair davranışları, maddi hakikatin ortaya çıkması bakımından göstermiş olduğu çaba, tek başına kıstas olmamakla birlikte adli sicil kaydı, zararın ağırlığı, kusurun ağırlığı, menfaatler dengesi gibi hususları gözeterek erteleme kurumun uygulanması veya uygulanmaması bakımından bir karar vermesi gerekecektir[12].

Çalışmamızın çeşitli yerlerinde ve az öncede ifade ettiğimiz üzere, erteleme kurumunun uygulanma-(ma)-sı bakımından sanığın yargılama aşamasında pişmanlık gösterip göstermediği şartı/kriteri büyük bir önemi haizdir. Bu kriter bakımından mahkeme takdir yetkisini kullanırken ihtiyatlı davranması gerekmektedir. Zira, mevcut TCK m.51 hükmü mülga mevzuat hükümlerinden farklı olarak sanığın adli sicil kaydındaki geçmiş suç kaydından ziyade yargılama aşamasındaki pişmanlığını temelde kriter olarak benimsemiş ve sanığın ıslahı, topluma kazandırılması, ceza infaz kurumlarındaki olumsuz koşullardan kurtarmak gibi saikler gütmüştür[13]. Bu manada, mahkemeler, erteleme kurumunun uygulanması bakımından salt suç failinin sabıka kaydı, kişiliği ve suç işleme eğilimine dayalı olarak olumsuz karar veremeyecektir[14].

Bununla birlikte, mahkemeler erteleme kurumunun uygulanması veya uygulanmaması bakımından vereceği her türlü karar gerekçeli olması gerekmektedir. Bilindiği üzere, mahkemelerin her türlü kararı gerekçeli olması gerekmektedir( AY m.141 f.3) . Bu durum, adil yargılanma hakkının alt ilkelerinden olan hukuki dinlenilme hakkının ve gerekçeli karar hakkının bir gereğidir. Aynı şekilde, “hâkim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil, gerekçeli olarak yazılır. Gerekçenin yazımında 230 uncu madde göz önünde bulundurulur. Kararların örneklerinde karşı oylar da gösterilir”( CMK m.34 f.1). Ve yine, CMK m.230 f.1-d hükmünde erteleme kurumunun tatbikinde gerekçe ve dayanak gösterilmesi gerektiğine vurgu yapmaktadır. Gerekçesiz veya yasal ya da yeterli olmayan gerekçelere dayalı olarak karar verilmesi halinde bu durumda AY m.36;AİHS m.6 hükümleri bağlamında adil yargılanma hakkının daha özelde hukuki dinlenilme ve gerekçeli karar hakkının ihlali anlamına gelir.

Bu bağlamda, erteleme kurumunun uygulanması ya da uygulanmaması bakımından mahkemenin takdir yetkisini gerekçelendirilme-(me)-si meselesine dönecek olursak; mahkeme sanık hakkında üzerine atılı suç yönünden yapılan yargılama sonucunda objektif kanuni şartların yanından sanık hakkında erteleme kurumunun uygulanması ya da uygulanmaması bakımından takdir yetkisini ancak gerekçeli surette kullanması gerekmektedir. Çünkü, erteleme, istisnai nitelikte bir kurum olduğu için mahkeme bu konuya dair kararları diğer kararlarda olduğu gibi mutlaka gerekçeli olması gerekmektedir[15].

Erteleme kurumunun tatbiki bakımından gerekçe gösterilmesi zorunluluğu olsa da bu zorunluluk şekli bir zorunluluk değildir. Şöyle ki; söz konusu gerekçe maddi anlamda da yasal, yeterli ve tatmin edici bir nitelikte olması gerekmektedir. Sırf gerekçe göstermek amacıyla kanuni ifadelerin kullanılması yasal ve yeterli bir gerekçe olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

Ancak, uygulama da mahkemeler bazen, “sanığın sabıkalı geçmişi, adli sicil kaydı, yargılama aşamasında davranışları” gibi yasal ve yeterli olmayan gerekçeler ile sanık hakkında erteleme kurumunun uygulanmaması yönünde kararlar vermektedir. Bu nitelikteki kararlar yüksek mahkemeler tarafından bozulmaktadır. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu bir kararında[16] erteleme kurumunun tatbiki kararlarının gerekçeli olmasına dair aynen şu değerlendirmelere yer vermiştir: “07.06.1976 gün ve 4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile bu karara uyum gösteren Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş kararlarında belirtildiği üzere, ''hapis cezasının ertelenmesi'' cezanın doğrudan doğruya sanığın kişiliğine uydurulmasını öngören bir şahsileştirme kurumudur. Cezanın ertelenmesine veya ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken mahkemece gerekçe gösterilmeli ve bu gerekçe dosyada bulunan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde kanuni ve yeterli olmalıdır. Gerekçenin bu niteliği keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek özelliklerini de taşımaktadır.

Zira kanuni, yeterli ve dosya kapsamıyla uyumlu bulunmayan bir gerekçeye dayanılarak ''erteleme'' hükmünün uygulanmaması, kanun koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, cezanın kişiselleştirilmesi ilkesine de aykırı olacak ve uygulamada keyfiliğe yol açabilecektir.”

Yargıtay bir kararında[17], sanığın üzerine atılı hakaret suçu dolasıyla yargılama sonucunda  ilk derece mahkemesi tarafından “mahkememizce olumlu kanaat gelmediğinden” şeklindeki gerekçe ile erteleme kurumunun uygulanmaması yönündeki  kararını yasal olmayan bir gerekçeye dayandırmış olduğunu, yerel mahkemenin sanık hakkında erteleme kurumunun tatbikinde sanığın yargılama sürecindeki davranışlarından işlemiş olduğu suç dolayısıyla pişmanlık duyup duymadığı, bir daha suç işlemeyeceği yönünde davranışlar sergileyip sergilemediği hususu değerlendirerek sonuca göre bir karar vermesi gerektiğinden bahisle ilk derece mahkemesi kararını bozmuştur.

Yine, Ceza Genel Kurulu bir kararında[18], sanığa isnat edilen suçtan dolayı yapılan yargılamada sanığın duruşmalarda, işlemiş olduğu suçtan dolayı pişman olduğunu beyan etmesi, duruşmalarda olumsuz tavır ve davranışlar sergilememesi dolayısıyla mahkeme sanık hakkında TCK m.62 uyarınca hakkında takdiri indirimin kullanıldığı, ancak mahkemece sonuç olarak sanık hakkında vermiş olduğu  1 yıl 8 aylık hapis cezasını, sanığın işlemiş olduğu suç dolayısıyla yargılama aşamasında pişmanlık duyup duymadığı hususu değerlendirilmeden  "...sabıkalı geçmişi yeniden suç işlemeyeceğine kanaat gelmeyişi, zararın giderilmemiş olması nazara alınarak yasal koşulları oluşmadığı" şeklindeki gerekçe ile erteleme kurumunun tatbik edilmemesi yönündeki kararının gerekçe bakımından yasal ve yeterli olmadığı yönünde karar vermiştir.

Aynı şekilde, Yargıtay 3. Ceza Dairesi[19], temyiz incelemesi sonucunda vermiş olduğu bir kararda, ilk  derece mahkemesi 5237 Sayılı TCK'nin 51. maddesinde düzenlenen cezanın ertelenmesi hususu değerlendirilirken sanığın daha önce kasıtlı suçtan üç aydan fazla hapis cezasına mahkumiyetinin bulunmaması ve yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işleyip işlemeyeceği hususunda kanaat oluşup oluşmadığı dikkate alınarak karar verilmesinin gerektiği gözetilmeden “sanığın geçmişi dikkate alınarak cezasının ertelenmesi halinde bir daha suç işlemeyeceği kanaatine varılmadığından” şeklindeki gerekçenin erteleme kurumunun uygulanmaması bakımından yasal ve yeterli olmayan gerekçe mahiyetinde olduğuna dikkat çekmiştir.

Yargıtay 2. Ceza Dairesi[20], somut uyuşmazlığa dair temyiz yargılaması sonucunda vermiş olduğu bir kararında, sanığın üzerine atılı “suç eşyasını satın almak veya kabul etmek suçu” yönünden ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonrasında, mahkemece sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının, 5237 Sayılı TCK.nun 51.maddesi uyarınca ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilip edilmediği ile suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdikleri pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemeye kanaat gelip gelmediği hususları değerlendirilmeden, sanığın ertelemeye engel sabıkasının bulunmadığı ve ayrıca sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 62. maddesinin uygulanması sırasında, sanığın duruşmadaki tutum ve davranışları olumlu olarak değerlendirildiği halde, “Sanığın sabıkasının oluşu, kişiliği suçun işleniş biçimine göre cezasının ertelenmesi halinde bir daha suç işlemekten çekineceğine ilişkin mahkememizde kanaat oluşmadığından şeklindeki gerekçe ile erteleme kurumunun uygulanmasına yer olmadığına dair kararının yasal ve yeterli bir gerekçeye dayanmadığını belirtmiştir.

Sonuç olarak ifade etmek gerekir ki, mahkemeler sanık hakkında erteleme kurumunun uygulanması veya tam tersine uygulanmaması yönündeki takdir yetkisine dair kararlarının yasal, yeterli ve tarafları tatmin edici nitelikteki gerekçelere dayandırması gerekmektedir. Mahkeme takdir yetkisini sanığın yargılama aşamasındaki işlemiş olduğu suç dolayısıyla yapılan yargılama aşamasında ki davranışlarından pişmanlık gösterip- göstermediği, bir daha suç işleyip işlemeyeceği hususu somut, denetime elverişli, yasal ve tarafları tatmin edici gerekçelere dayandırarak erteleme kurumunun tatbiki bakımından olumlu veya olumsuz bir karar vermesi gerekmektedir. Aksine durum, yasa koyucunun erteleme kurumu bakımdan gütmüş olduğu amacına ve cezaların kişiselliği ilkesine aykırılık teşkil edeceği gibi bu durum uygulama da açık keyfiliğe sebep olabilecektir.

IV. SONUÇ:

Hapis cezasının ertelenmesi, sanığın, mahkemece  yapılan yargılama sonucunda üzerine atılı suçun işlendiği sabit olması üzerine hakkında iki yıl veya daha az süreli hapis cezasına dair mahkumiyet hükmü tesis etmesi halinde, kanun yer alan belirli bir takım objektif ve subjektif koşulların sağlaması durumunda, sanığın aleyhine verilen mahkumiyetine esas hapis cezasını ceza infaz kurumunda çekmeyip, hakim belirlemiş olduğu denetim süresi içerisinde öngörmüş olduğu bir takım yükümlülükleri sanığın yerine getirip ve yine denetim süresini iyi halli olarak geçirmesi halinde aleyhine olan hapis cezasına dair mahkumiyet hükmünü dışarıda yani sosyal ortamda infaz edilmiş sayılmasını sağlayan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 51. Maddesinde düzenlenen cezanın bireyselleştirilmesini sağlayan karma bir ceza hukuku kurumudur.

Bununla birlikte, mahkemenin, sanık hakkında erteleme kurumunun uygulanması noktasında belirli bir ölçüde takdir yetkisi vardır. Mahkemenin takdir yetkisi, sanığın işlemiş olduğu suçtan dolayı yargılama aşamasında pişmanlık duyup duymadığının ve ileri bir daha suç işlemeyeceğine dair varılacak kanaat ile işlenmiş olan suçtan dolayı kamunun ve/veya mağdurun uğramış olduğu zararı, aynen veya tazmin suretiyle ya da suçtan önceki hale getirme ile ilgili olarak sanığın yükümlü tutulmasına yöneliktir.

Sanık hakkında erteleme kurumunu tatbik edecek olan mahkeme takdir yetkisini kullanırken kararını yasal ve yeterli gerekçelere oturtması gerekmektedir. Bu manada, mahkeme, salt sanığın sabıka kaydı, kişilik özellikleri ve bir daha suç işlemeyeceğine dair olumsuz kanaat gibi soyut basma kalıp gerekçeler ile sanık hakkında erteleme kurumunun uygulamasına yer olmadığı kararı vermemesi gerekmektedir. Başka bir ifade tarzı ile, mahkemeler sanık hakkında erteleme kurumunun uygulanması veya tam tersine uygulanmaması yönündeki takdir yetkisine dair kararlarının yasal, yeterli ve tarafları tatmin edici nitelikteki gerekçelere dayandırması gerekmektedir. Mahkeme takdir yetkisini sanığın yargılama aşamasındaki işlemiş olduğu suç dolayısıyla yapılan yargılama aşamasında ki davranışlarından pişmanlık gösterip- göstermediği, bir daha suç işleyip işlemeyeceği hususu somut, denetime elverişli, yasal ve tarafları tatmin edici gerekçelere dayandırarak erteleme kurumunun tatbiki bakımından olumlu veya olumsuz bir karar vermesi gerekmektedir. Aksine durum, yasa koyucunun erteleme kurumu bakımdan gütmüş olduğu amacına ve cezaların kişiselliği ilkesine aykırılık teşkil edeceği gibi bu durum uygulama da açık keyfiliğe sebep olabilecektir. Ve yine bu durum, bireylerin, hukuk devletine daha özelde yargıya ve mahkemelere olan güvenin sarsmasına neden olabilecektir.

-------------

[1] Bundan böyle Hapis Cezasını Ertelenmesi Kurumu “Erteleme” olarak anılacaktır.

[2] RG, 12.10.2004, 25611

[3] Ayrıntılı bilgi için bkz: Epözdemir, R: ( 2022),  " Hapis Cezasını Ertelenmesi (TCK md. 51)." Galatasaray Üniversitesi Yayın No: 100 Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi No: 79: 447-511.

[4] Epözdemir, s. 450-451.

[5] Ünlü, A: ( 2018) "Hapis Cezasının Ertelenmesi" Necmettin Erbakan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 1.2, s. 10.

[6] Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 07.06.1976 gün ve 4-3 sayılı kararı; Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/2-1377 E. ,2013/382 K; Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/68 E.  ,2014/3 K, https://karararama.yargitay.gov.tr/ Erişim Tarihi: 10.05.2023.

[7] Epözdemir, s.454.

[8] Epözdemir, s.458.

[9] Epözdemir, s.460.

[10] Epözdemir, s.458-459.

[11] Ayrıntılı bilgi için bkz: Epözdemir, s. 470-478.

[12] Epözdemir, s. 466.

[13] Epözdemir, s. 466.

[14] Epözdemir, s. 466.

[15] Epözdemir, s. 469.

[16] Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/673 E.  ,2017/186 K.(  https://karararama.yargitay.gov.tr/)  Erişim Tarihi: 13.05.2023.

[17] Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2011/27660 E.,2013/12801 K.( https://karararama.yargitay.gov.tr/) Erişim Tarihi: 13.05.2023.

[18] Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/673 E.  ,2017/186 K.(  https://karararama.yargitay.gov.tr/)   Erişim Tarihi: 13.05.2023.

[19] Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2011/31755 E. ,2012/21314 K.(  https://karararama.yargitay.gov.tr/)    Erişim Tarihi: 13.05.2023.

[20] Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2013/22773 E. ,  2014/13483 K. ( https://karararama.yargitay.gov.tr/) Erişim Tarihi: 13.05.2023; Ayrıca benzer kararlar için bkz: “…Adli sicil kaydına göre sabıkasız olan sanık hakkında hükmolunan cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, 5237 sayılı TCK'nun 51/1-b maddesinde belirtilen; "suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaat oluşup oluşmaması" hususunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, "Sanığın adli sicil kaydı ve suç işleme hususundaki eğilimleri nazara alınarak cezasının ertelenmesi halinde ileride bir daha suç işlemekten çekineceğine dair mahkememizde vicdani kanaat hasıl olmadığından sanığın cezasının TCK 51 maddesi gereğince ertelenmesine takdiren yer olmadığına," biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile ertelemeye yer olmadığına karar verilmesi…”(Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2013/13890 E.  ,2014/2961 K.); “…5237 sayılı TCK.nun 51/1 madde ve fıkrasının (a) bendine göre tayin olunan cezanın ertelenmesine yasal engel bulunmadığı belirlenen sanık hakkında, aynı fıkranın (b) bendinde belirtilen “sanığın suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda bir kanaatin oluşması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde takdirin gerekçelerinin kararda gösterilmesi gerekirken, “sanığın tekerrüre esas sabıkasının bulunduğu, cezasının ertelenmesi halinde ileride bir daha suç işlemeyeceğine dair yeterli vicdani kanaatin oluşmadığı” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında 51. maddenin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi..” (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2013/159 E., 2013/5516 K.) ( https://karararama.yargitay.gov.tr/)  Erişim Tarihi: 13.05.2023

Anahtar Kelimeler: Hapis Cezasının Ertelenmesi, Cezanın Bireyselleştirilmesi, Takdir Hakkı, Gerekçe.