HAKARET SUÇU NEDİR?
Hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu Madde 125-131 arasında şerefe karşı işlenen suçlar başlığı altında düzenlenmiştir.
TCK 125. Madde de hakaret suçu ‘’ Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (…) (1) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.’’ şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre hakaret suçu iki farklı şekilde işlenebilir. Bunlardan birincisi belli somut bir durum ve olgunun isnat edilmesi suretiyle kişinin şeref ve saygınlığının zedelenmesi diğeri ise genel ve soyut nitelikteki söz ve davranışlarla kişinin değersizleştirilmesi ve rencide edilmesidir. Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukukî değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığıdır.
Hakaret suçunun oluşabilmesi için, kişiye somut bir fiil veya olgu isnat edilmelidir. Örneğin, kamu görevlisinin bir kişiden bir iş karşılığında belli bir miktar rüşvet aldığı yönünde isnatta bulunulması durumunda hakaret söz konusudur. Kişiye isnat olunan somut fiilin gerçek olup olmamasının, hakaret suçunun oluşması bakımından bir önemi yoktur. Ancak, iddia olunan hususun gerçek olduğunun ispat edildiği durumlarda, fail cezalandırılmayacaktır.
Keza, kişiye herhangi bir olayla irtibatlandırmadan, soyut olarak yakıştırmalarda bulunulması hâlinde de, hakaret suçu oluşur. Kötü bir niteliği veya huyu ifade eden sözler, somut bir fiil veya olguyla irtibatlandırılmadıkları hâlde, yine de hakaret suçunu oluştururlar. Örneğin, bir kimseye “serseri”, “alçak”, “hayvan” denmesi hâlinde, somut fiil isnadı söz konusu değildir. Aynı şekilde kişiye soyut olarak “hırsız”, “rüşvetçi”, “sahtekâr”, “fahişe” gibi yakıştırmalarda bulunulması hâlinde de hakaret suçu oluşmaktadır. Kişinin bedenî arızasını ifade etmekle veya kişiye bir hastalık izafe etmekle de hakaret suçu işlenmiş olur. Örneğin, kişiye “kör”, “şaşı”, “topal”, “kambur”, “kel” vs. demekle; kişiye “psikopat”, “frengili” veya “AİDS’li” demekle, hakaret suçu işlenmiş olur.
Dikkat edilmelidir ki; davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Bir kişiye izafeten söylenen sözün veya bulunulan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, toplumda hâkim olan telâkkileri, örf ve âdetleri göz önünde bulundurmak gerekir. Beddua niteliğindeki sözler hakaret suçu oluşturmaz. Örneğin ‘’allah seni bildiği gibi yapsın’’ yada ‘’cehenneme kadar yolun var ‘’ , ‘’ allah belanı versin’’ gibi sözler beddua niteliğinde olduğundan Yargıtay tarafından hakaret olarak kabul edilmemektedir.
Nitekim Ceza Genel Kurulunun 03.07.2001 gün 132-155 ve 16.09.2014 gün 328-386 Sayılı kararlarında da; “Allah belanı versin” sözlerinin beddua niteliğinde, nezaket dışı, kaba ve rahatsız edici bir söz olduğuna işaret edilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Adalet Bakanlığı tarafından yapılan infaz koruma memurluğu mülakat sınavına katılan oğlunun mülakatı geçememesi üzerine sanığın, Adalet Bakanlığı’na hitaben yazdığı dilekçedeki “… mülakat imtihanında yapılan haksızlığı yapanın Allah belasını versin, çoluk çocuğu hayır görmesin, ömür boyu sürünsün, … adalet bu ise adalet olmaz olsun, adaleti böyle kullananın Allah belasını versin, haksızlık yapanları kahretsin, ömür boyu sürüm sürüm sürünsün, mazlumların haklarını ondan alsın, … çocuğumun hakkını yiyenlerin en büyük musibetler başına ve çocuklarına gelsin, …” şeklindeki ifadeleri, beddua niteliğinde, nezaket dışı, kaba ve rahatsız edici sözler ise de, komisyon üyelerinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadı içermemesi ve sövme fiilini de oluşturmaması sebebiyle hakaret suçunun kanuni unsurlarının gerçekleşmediği kabul edilmelidir.’’
Hakaret suçu, kişi muhatap alınarak işlenebilir. Bu durumda huzurda hakaret söz konusudur.
Hakaret suçu, kişinin gıyabında da işlenebilir. Kişiye hazır bulunmadığı bir ortamda veya doğrudan muttali olamayacağı bir surette hakaret edilmesi durumunda, gıyapta hakaret söz konusudur. Ancak, gıyapta hakaretin cezalandırılabilmesi için, fiilin mağdurun gıyabında ve fakat en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir. Bu kişilerin toplu veya dağınık olmalarının suçun oluşumu üzerinde bir etkisi yoktur. Bir veya iki kişiyle ihtilat ederek de mağdura hakaret edilebilir. Bu gibi durumlarda da esasında bir haksızlık gerçekleşmektedir. Ancak, izlenen suç siyaseti gereğince, gıyapta hakaretin cezalandırılabilmesi için, mağdurun gıyabında en az üç kişiyle ihtilat edilerek, yani en az üç kişi muhatap alınarak hakaretin yapılması şart olarak aranmıştır. Günümüzde iletişim araçlarının çeşitlenmesi ile birlikte hakaret suçu farklı iletişim araçları ile de işlenebilir. Bu nedenle ; e-mail, facebook, instagram, messenger, twitter gibi sosyal medya araçları ile doğrudan mağdur hedef alınarak hakaret edilmesi halinde de hakaret suçu oluşur.
HAKARET SUÇUNUN CEZASI
Hakaret suçunun cezası basit hakaret suçu (TCK 125/1) ve nitelikli hakaret suçu (125/3) olmasına göre değişir. Suçun basit şekilde, yani kamu görevlisi olmayan bir kişin yüzüne karşı hakaret edilmesi halinde hakaret suçunun cezası 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Suçun basit şekli ile işlenmesi halinde hakim ya para cezası yada hapis cezası verecek olup, kararında neden hangi cezayı verdiğini gerekçelendirecektir.
Suçun nitelikli halinde ise ; hakaret suçunun cezası 1 yıl ile 2 yıl arasındadır. Mağdurun kamu görevlisi olması ve hakaretin görevinden dolayı yapılmış olması , kişinin mensup olduğu dinin kutsal değerlerine veya din özgürlüğünün kullanılmasına hakaret edilmesi hakaret suçunun nitelikli halini oluşturur.
Hakaret suçunun alenen işlenmesi halinde ceza 1/6 oranında arttırılır. Aleniyet suçunun oluşabilmesi için herkese açık olan bir yerde işlenilmesi yada herkesin vakıf olabileceği bir araç ile işlenmesi gerekmektedir. Örneğin bir caddede, bir mağazada veya bir televizyon programında hakaret edilmesi halinde suç aleni bir şekilde işlenmiştir.
HAKSIZ FİİLE NEDENİ İLE VEYA KARŞILIKLI HAKARET SUÇU VE CEZASI
Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez.
Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
KİŞİNİN HATIRASINA HAKARET
Bir kimsenin öldükten sonra hatırasına en az üç kişiyle ihtilat ederek hakaret eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Ceza, hakaretin alenen işlenmesi halinde, altıda biri oranında artırılır.
Bir ölünün kısmen veya tamamen ceset veya kemiklerini alan veya ceset veya kemikler hakkında tahkir edici fiillerde bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
HAKARET SUÇU ŞİKAYET, ZAMANAŞIMI, UZLAŞTIRMA VE HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI
Hakaret suçu basit şekli ile takibi şikayete bağlı suçlar kategorisinde yer almaktadır. Şuçun mağduru hakaret edeni öğrendiği tarihten itibaren başlamak üzere 6 ay içerisinde şikayet hakkını kullanmak zorundadır. Aksi takdirde şikayet hakkını kaybeder. Nitelikli hakaret suçu ise şikayete tabi değildir. Suçun işlenmesi halinde Cumhuriyet Savcılığı resen soruşturma açar.
Basit yargılama suçu uzlaşmaya tabidir. Uzlaşma prosedürü tamamlandıktan sonra gerekli soruşturma yada kovuşturma aşaması uzlaşma sağlanamazsa soruşturmaya yada yargılamaya devam edilir. Hakaret suçları nedeni ile yargılamalar Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılır.
Bir yargılamada hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartlarından biri mağdurun uğradığı zararı gidermesi şartıdır. Hakaret suçu açısından dikkat edilmesi gereken nokta, HAGB kararı verilmesi için aranan şart suçtan kaynaklanan doğrudan maddi bir zarar yoksa, zararın giderilmesi şartı aranmaz. Kişinin uğramış olduğu manevi zararı gidermesi beklenilmez.
Av. Bilal Küçükşengün