GAZETECİLER, 15 YIL-3600 GÜN ŞARTINI SAĞLAYARAK VEYA EMEKLİLİK SEBEBİYLE İŞTEN AYRILMAK İSTERLERSE, KIDEM TAZMİNAT HAKKI DOĞAR MI?

Abone Ol

Bu yazımızda, çalışma hayatında sıklıkla karşılaşılan bir durum olan, 15 yıl ve 3600 gün şartını (yani yaş dışında diğer şartları) sağlayarak veya emeklilik sebebiyle kıdem tazminatlı işten ayrılma hakkına gazetecilerin de sahip olup olmadığı hususu incelenecektir. (Emeklilik sebebiyle işten ayrılmak ile yaş dışında diğer şartların sağlanması sebebiyle işten ayrılmak, dayandıkları Kanun maddesi itibariyle benzerlik göstermektedir. Bu sebeple iki husus beraber incelenmiştir)

Bilindiği üzere, 1475 sayılı İş Kanununun halen yürürlükte olan 14. maddesine göre, yaş dışında diğer şartları sağlaması veya emeklilik sebebiyle işçi işten ayrılmak isterse, işverenin kıdem tazminatı ödemesi gerekir. Basın İş Kanununda ise böyle bir hüküm yoktur.

Doktrinde ağırlıklı olarak, İş Kanunu ile Basın İş Kanunu arasında genel kanun-özel kanun ilişkisinin olmadığı ve Basın İş Kanununda boşluk olan hallerde genel kanun olan Borçlar Kanununun uygulanması gerektiği görüşü ileri sürülmektedir[1]. Yargıtay da aynı görüştedir.[2]

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin bir kararında, Basın İş Kanununda kıdem tazminatına ilişkin 1475 Sayılı İş Kanunundaki 14/I-5 hükmüne paralel bir düzenleme olmadığından, gazetecinin böyle bir hakkı olmadığına karar verilmiştir. Bu karara dayanak olarak “Basın İş Kanununda kıdem tazminatına ilişkin 1475 Sayılı İş Kanunundaki 14/I-5 hükmüne paralel bir düzenleme olmadığı gibi davacı hakkında 1475 Sayılı Kanun hükümlerinin uygulanma imkanı da yoktur.“ gerekçesi ileri sürülmüştür[3]. Bir kararda da, gazetecinin emeklilik sebebiyle işten ayrılması halinde, kanunen kıdem tazminatı hakkı yoksa da, tarafların anlaşması halinde kıdem tazminatı ödenebileceği belirtilmiştir[4].

Ancak, daha önce verilen başka bir karara göre, gazeteciler emeklilik suretiyle ayrılırlarsa da kıdem tazminatı alabilir.[5] Bu karara dayanak olarak ise, “İş Kanunu’nun 4. maddesinde istisnalar arasında 5953 sayılı Yasa kapsamında çalışanlar gösterilmediğine göre, basın çalışanlarıyla ilgili 5953 sayılı Yasa kapsamında çalışanlar bakımından istisnaen İş Kanunu hükümlerinin uygulanması mümkün görülmelidir. 5953 sayılı Yasa’da boşluk bulunan hallerde boşluğun, her iki kanun arasındaki denge ve çalışma yaşamı gereklerine uygun olarak 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri ile doldurulması gerekir. Başka bir anlatımla, 5953 sayılı Yasada düzenlenmemiş olan her konu için boşluğun, doğrudan 4857 sayılı İş Kanunu ile doldurulması yerine, konunun çalışma yaşamıyla ilgili gerçek bir ihtiyaca cevap vermesi aranmalıdır.” gerekçesi ileri sürülmüştür. Başka bir kararda da, basın işçisinin de diğer işçiler gibi şartları gerçekleştiğinde iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebileceği ve bu sebeple emeklilik sebebiyle işten ayrılan gazetecinin kıdem tazminatına hak kazanacağı belirtilmiştir [6].

Kanaatimizce, doktrindeki baskın görüşe ve Yargıtayın kabulüne göre İş Kanunu ile Basın İş Kanunu arasında genel kanun özel kanun ilişkisi olmadığından, Basın İş Kanununda özel bir düzenleme olmadığından, yaş dışında diğer şartları sağlamak veya emeklilik sebebiyle işten ayrılan gazetecinin kıdem tazminatına hak kazanamayacağını ileri sürmek daha isabetlidir.

---------------------

[1] Bkz. Şahin Çil, Seracettin Göktaş, Açıklamalı-İçtihatlı Basın İş Kanunu, Ankara 2003, s. 10, Nuri Çelik, İş Hukuk Dersleri, İstanbul, 2017, s. 20, Ercan Akyiğit, Kıdem Tazminatı, Ankara, 2010, s.939. Karşı görüş için bkz. Nuray Gökçek Karaca, Gazetecinin Basın İş Kanunundan Doğan Hakları ve Sorumlulukları, 5953 sayılı Basın İş Kanunu ve Uygulaması, İstanbul, 2010, s.193, Esen Güven, Bireysel İş Hukukunda Temel Kavramlar, İşletmelerde İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku, İnsangücü Yönetimi, C. 1, Kitap 1, Kazancı Ya.No:32, 1985, s.17.

[2] Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, E.2000/8226, K.2000/12788 sayılı ve 02.10.2000 tarihli kararı.

[3] Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, E.2016/26107, K.2019/8161 sayılı ve 09.04.2019 tarihli kararı.

[4] Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, E. 2008/3051, K. 2008/12820 sayılı ve 27.05.2008 tarihli kararı.

[5] Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, E. 2013/2104, K. 2014/35348 sayılı ve 25.11.2014 tarihli kararı.

[6] Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, E.2011/54927, K.2014/4416 sayılı ve 13.02.2014 tarihli kararı.