1) DİRİ DİRİ GÖMÜLÜŞ: Milattan önce bu işkence şekli hem bireyler için hemde gruplar içinde kullanılıyordu. Kurban genellikle bağlanıp açılan bir çukura atılıp gömülüyordu.
2) ÇİMENTO AYAKKABILAR: Amerikan mafyası tarafından uygulanan bir işkence şeklidir.Kurbanlarının ayakları kül bloklarına yerleştirilip üstüne çimento dökülüp denize fırlatılıyordu.
3) PİRİNÇ BOĞA (SİCİLYA BOĞASI): Antik Yunanistan da icat edilen bir tür işkence aleti. Pirinç dökümcüsü Atina’lı Perillos, Agrigentum Tiran’ı Phalaris için yeni bir suçlu öldürme yöntemi icadı olarak, tamamen pirinç’ten içi boş ve bir tarafında kapı bulunan bir boğa yaptı. Kurban boğanın içine kapatılıyor ve sonra boğa altına yerleştirilen ateşle metalin rengi sıcaktan kırmızaya dönene kadar ısıtılıyor, böylece kurbanın içeride yavaşça kızararak ölmesi sağlanıyordu. Boğanın başı, karmaşık bir sistemle tüp ve tapalarla yapılmıştı ve böylece mahkumların çığlıkları kızmış bir boğa böğürmesine dönüştürülebiliniyordu. Söylendiğine göre boğa tekrar açıldığında, kurbanın kavrulmuş kemikleri mücevher gibi parlıyordu ve bunlardan kolye yapılıyordu.
4) ÇARMIHA GERME: Çarmıh, birbiri üzerine çapraz konmuş iki tahtadan oluşan darağacı. Farsça dört çivi anlamına gelir. Eskiçağ’da kurulu din ve düzene karşı suç işlediği için idamına karar verilenler çarmıha gerilerek öldürülürlerdi. Bunun için mahkûmun vücudu ve ayakları çarmıhın dikey tahtasına bağlanır, kolları yana açılarak elleri yatay tahtaya mıhlanırdı. Günlerce açıkta, aç, susuz ve tahtaya çivili kalan mahkûm, yavaş yavaş ve işkence çekerek ölürdü. Hristiyan inancına göre, Roma’lı vali Pontius Pilatus tarafından İsa’nın da böyle çarmıha gerdirildiğine inanılır. Çarmıha gerilme konusu utanç verici olarak nitelendiği için, uzun zaman Hıristiyanlarca ele alınamadı. 16. yüzyıl’dan sonra, pek çok ressam İsa’yı çarmıhta gösteren tablolar yaptı.
5) CUMHURİYET EVLİLİĞİ: Cumhuriyet Evlilik bu listede en korkunç ölüm olmayabilir ama kesinlikle en ilginç olanıdır. Devrimci Fransa’da başlamıştır. Muthemelen yaşları aynı olan bir kadın ve bir erkeği çıplak bir şekilde yere yatırıp birbirilerine bağlarlardı ve kılıca doğru koşmaları gerekirdi. Hatta bazı durumlarda etrafta su bile bulunmuyordu.
6) YILAN ÇUKURU: Yılan çukuru tarihi bir idam yöntemidir. Mahkumlar, engerekler gibi zehirli yılanların olduğu çukurlara atılırdı. Rahatsız edilmiş yılanlar onlara saldırır ve mahkumlar zehirlenerek ölürdü.
7) KEDİ PATİSİ: Genelde işkencecinin elinde takılı olan bu pati, kurbanın vücudunun herhangi bir yerindeki etini kemikten ayırmak için kullanılıyordu.
8) YAVAŞ DİLİMLEME: Bir Çin işkencesi. İnsan bir tahtaya bağlanıyor ve geniş bir zaman aralığında, kurban hala yaşıyorken, bedeninden parçalar kesiliyor. MS 900 yılından 1905 yılına kadar kullanılan bir yöntem.
9) KAZIKTA YAKILMA: Vatana ihanet veya büyücülük şuçuyla uzun zaman kullanılan bir işkence şeklidir.18yüzyıl öncesinde uygulanmıştır.Kurban şehrin tam ortasında bir kazığa bağlanır.Seyircilerin karşında da ateşe verilir.Yavaş ölümlerin arasında yer alır.
10) GERDANLIK: Genelde Güney Afrika’da uygulanan bu yöntem maalesef hala yaygındır. Küçük bir lastikten oluşur, benzinle doludur. Kurban göğüs ve çevresinde zorlanacak şekilde tasarlanmıştır. Ateşe verilir.
11) ISTIRAP: Çin’in başkentinde uygulanırdı. Kurbanın ilk burnu sonra bir eli bir ayağı kesilir.Sonra kurban hadım edildikten sonra ortadan 2’ye ayrılır.
12) FİL İŞKENCESİ: Güney ve Güneydoğu Asya’da, binlerce yıl fillerle idam cezası yapıldı. Filler, iki şekilde yürütülmek üzere eğitilmişlerdi. Yavaşça, uzun zamanlı ama daha acılı. Kırma ki bu bir anda kurban can verirdi.
13) KOLOMBİYA KRAVATI: Bu işkence yöntemi en kanlılardandır. Herhangi keskin bir aletle kurbanın boğazı kesiliyor ve sonra dili kesilen yerden dışarı çıkartılıyor ve kravat şeklinde sarkıtılıyor.
14) ASILMAK, ÇEKİLMEK VE DÖRDE BÖLÜNMEK: İngiltere ‘de vatana ihanet suçundan sık sık asılıp,çekilip,dörde bölünüyorlardı.1814 yılında yasaklansa da, bu yürütme şeklinden bir sürü insan öldü.İdam süreci şöyleydi; ilk önce ahşaptan yapılan bir yapıya sürüklenir.İkincisi, kurban boynundan asılır, ölmesine yakın boynundan ip çıkartılır.Üçüncüsü,karnındaki organların çıkartılıpması ve kısırlaştımasıdır.Organları kurbanın gözü önünde yakılır.Sonunda da kurban 4 parçaya ayrılır.
15) TAŞLAMA: İran mahkemeleri bugün hala kamunun gözü önünde taşlama cezası vermeye devam ediyor. Hakkında taşlanma hükmü verilenler ceza uygulanmadan önce akıl almaz şekilde kırbaçlanıyor. Üstelik cezaların uygulanması sırasında cinsiyete dayalı farklılıklar da göze çarpıyor. Eğer hakkında hüküm verilen bir kadın ise, mahkum önce boynuna kadar toprağa gömülüyor; taşlama cezası sonra uygulanıyor. Taşlanan kadın mucizevi bir şekilde hayatta kalmayı başarır ise sonrasında hapis cezasına çarptırılıyor. Erkekler içinse taşlanma süreci biraz daha farklı işliyor. Ceza alan erkek taşlanmadan önce beline kadar gömülüyor. Ancak eğer suçunu itiraf eder ya da kaçmayı başarırsa serbest kalabiliyor.
16) DARAĞACINA ASMA: Asarak infaz etme dünyanın birçok yerinde kullanılan bir ölüm cezası olmaya devam ediyor. İran son zamanlarda idam cezalarının sayısını azaltmış olsa da, idam Afganistan, Bangladeş, Irak, Japonya, Pakinstan, Singapur ve Sudan gibi ülkelerde hala oldukça yaygın olarak uygulanmakta.
17) ASKIDA İDAM: Kimi ülkelerin seçimi ise mahkumu bir vinç yardımıyla düğümlenmiş boynundan yukarıya taşıyarak uygulanan ‘askıda idam’dan yana oluyor. Ölüm süreci bu metotta da kısa düşüş yönteminde olduğu gibi yine yavaş ve acı verici oluyor. İdamdan sonra cesedin yüzünde ve gözlerinde kırmızı ve mavi izler görülüyor.
18) ELEKTRİKLİ SANDALYE: Asarak idamın her türlüsü insanlık dışı ve zalimce ya da böyle olma potansiyeli yüksek olduğundan 1888 yılında ABD’de elektrikli sandalye ile infaza başlandı. Elektrikli sandalye anında ölüme neden olmasa da ‘daha insancıl’ bir infaz yöntemi olarak tasarlandı. Elektrikli sandalye bugüne kadar ABD’nin 27 eyalinde ve Filipinler’de kullanıldı. Elektrikli sandalye ile infaz edilen ilk mahkum ise 6 Ağustos 1890 yılında sevgilisini öldürmekten hüküm giymiş William Kemmler oldu. Kemmler sandalyeye kendi rızasıyla oturdu ve gövdesi, bacakları ve kolları deri kuşaklarla sandalyeye bağlandı. Yüzü ise siyah bir örtüyle örtüldü. Kemmler’e ilk şok 17 saniye boyunca verilen ilk şok sonrası vücudu gevşediğinden öldüğüne karar verildi ancak 30 saniye sonra mahkumun göğsünde spazmlar meydana gelince 70 saniye boyunca yanık kokuları ve dumanlar yayılmasına neden olan ikinci bir elektrik akımı verildi. Kemmler bu ikinci şoka karşı koyamadı ve resmi olarak ölü ilan edildi. Elektrikli sandalye yöntemiyle infaz bugün hala ABD’nin birçok eyaletinde uygulanmakta. Ancak mahkumlara ölümcül enjeksiyon veya elektrikli sandalye ile infaz seçenekleri sunuluyor ve karar kendilerine bırakılıyor.
19) SOPALAMA: Singapur, Malezya gibi ülkelerde sopalama erkek mahkumlara sık uygulanan bir yöntemdir. Bu ülkelerde bu ceza şekli yıl içinde çok sık kullanılır. Ceza hapishanenin özel bir kısmında uygulanılır. Mahkumlar soyunarak iyice ıslatılmış sopa ile dövülürler. Tenleri sopa darbesiyle yara içinde kalır ve bazen görevli, mahkumun kafasını tutarak mahkuma nefes almasını hatırlatır. İşkence sonrası mahkumların yaraları tıbbi yardımla temizlenir.
20) VURARAK ÖLDÜRME: Çoğu ülke atış mangası ya da tek kurşunla kafaya ateş etme yöntemlerini bırakıp öldürücü madde içeren iğne kullanıyor. Utah, Afganistan, Beyaz Rusya, Etiyopya, Kuzey Kore, Nijerya, Yemen, Vietnam, Endonezya ve Çin’in belli bölgelerinde ateş ederek idam etme hala kullanılıyor. Çin ölüm cezası istatistiğini devlet sırrı olarak saklıyor.
21) KISAS YÖNETMİ: Suudi Arabistan'da Hintli vatandaş Puthan Veettil 'Abd ul-Latif Noushad 2005'te acımasızca cezalandırıldı. Bir dövüşe dahil olduğu için sağ gözünün çıkarılması emredildi ve Suudi Arabistanlı vatandaş kavgada yaralandığı için cezanın uygulanması konusunda ısrar etti.
22) KİMYASALLA KÖR ETME: İran’da 27 yaşındaki adam, sevdiği kadın tarafından reddedilince sinirlenip kadına saldırdı ve üzerine asit atarak kadını kör etti. Yüksek Mahkeme ceza olarak adamın iki gözünün de kör edilmesine karar kıldı. Gözlerine hidroklorik asit damlatılacak.
23) ORGAN KESME: Suudi Arabistan’da hırsızlıktan yakalananların sağ elleri kesiliyor. Otoyol soygunundan yakalananlara çarpraz yöntem uygulanarak, sağ kol ve sol bacak kesiliyor. İran’da hapishanede ciddi suçları olanlar da ceza olarak hem ellerini hem de bacaklarını kaybediyor. Yemen, Sudan ve Nijerya’nın İslamik bölgelerinde de bu sistem kullanılıyor ve Taliban döneminde de Afganistan’da kullanılıyordu.
Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Google News’te HUKUKİ HABER sitemize
abone olun.