Zaman zaman çeşitli işyerlerinde Emniyet Müdürlüğü ekiplerince denetimler yapılabilmektedir. Özellikle, gece çalışan işyerleri, restoranlar, gece kulüpleri, gazinolar vb. eğlence yerlerinde çalışan yabancı personellerle ilgili emniyet müdürlüğü denetimleri sürdürülmektedir. Denetimlerde yabancı personelin izin alıp almadığı, sigorta kaydının bulunup bulunmadığı, gıda işletmelerinde çalışan personelin periyodik portör muayenelerinin yapılıp yapılmadığı gibi konularda denetimler yapılagelmektedir.
Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından düzenlenen tutanaklar Gelir İdaresi Başkanlığına veya Vergi Dairesi Başkanlıklarına yazı ekinde yollanmaktadır. Buradan yola çıkılarak çalışan personelin sigorta kayıtlarının takibi, muhtasar beyanname verilip verilmediği vs. konularda denetimler sürdürülmektedir.
Öte yandan, ülkemizde izinsiz istihdam edilen yabancı uyruklu personeller ile ilgili olarak da 4817 sayılı kanunun 21/3 ve 21/4 md hükümlerine göre idari para cezaları kesilebilmektedir. Bu tür durumlarda emniyet müdürlüğü elemanları tarafından yapılan tespitlere göre konu çalışma ve iş kurumuna intikal ettirilerek yüksek miktarlara varan idari para cezaları kesilmektedir. Oysaki, bu gibi tespitlerin mutlak surette SGK müfettişleri tarafından yapılması zorunludur. İzinsiz çalışan yabancı uyruklu kimselerin güvenlik açısından takibi emniyet müdürlüğüne ait olabilir. Ancak sosyal güvenlik açısından bu gibi teftişlerin 4817 sayılı yasa kapsamında yetkili denetim elemanları SGK müfettişleri veya SGK denetmenlerinin düzenleyecekleri tutanaklara göre idari para cezası ancak işkur tarafından kesilebilir.
Özellikle son yıllarda SGK tarafından da çeşitli denetimler yapılarak düzenlenen tutanaklar (2) kurum arasında SGK -Vergi Dairesi Başkanlıkları, Defterdarlık-SGK’nın müşterek çalışmaları ile kayıt dışı personel istihdamı önlenmeye çalışılmaktadır. Mahalli karakollara işverenler tarafından yapılan işçi bildirim formları buradan SGK’ya tekrar yollanarak SGK’nın beyan edilen işçileri takibi yapılmaya çalışılmaktadır. Uygulamada bu konularda sıklıkla problemler yaşanarak birçok işverene yersiz ve mesnetsiz yere idari para cezalarının da kesilmiş olduğunu görmekteyiz.
Problemin asıl kaynağına inildiğinde;
1) Birçok yargı kararında da görüldüğü üzere emniyet müdürlüğü ekiplerince düzenlenen tutanaklar hukuki yönden ve mali açıdan her zaman geçerli görülmemiştir. Örneğin, emniyet müdürlüğü tarafından gece 01:00’da yapılan denetim sonucunda ……. işyerinde 14 yabancı uyruklu şahsın çalışma kartları bulunmaksızın çalıştırıldığının tespiti üzerine durum vergi dairesine intikal ettirilmektedir. Bunun üzerine vergi dairesinin yeniden ve vergi usul mevzuatına uygun yoklama memurları eli ile yoklama fişi düzenlemesi zorunludur. Aksi takdirde salt emniyetin düzenlediği tutanaklara göre; 14 kişinin istihdam edildiği varsayımından yola çıkılarak muhtasar beyanname verilmediği iddiasıyla VUK md. 30/6 hükmüne göre resen tarhiyat yoluna gidilmez.[1]
2) Yine, karakollar tarafından SGK’ya yollanan işyerlerindeki çalıştığı iddia edilen personellerle ilgili SGK tarafından kesilen idari para cezaları idare mahkemeleri tarafından iptal edilmektedir.
3) Gıda maddeleri satan işyerlerinde periyodik portör muayeneleri ile ilgili sağlık kuruluşları tarafından SGK’ya yollanan bildirimlere göre kesilen idari para cezaları yargıdan geri dönmektedir.
4) Sevk irsaliyesi veya fatura üzerinde yer alan isme göre ilgili personelin o tarihlerde çalıştığı varsayımından yola çıkılarak kesilen idari para cezaları yargı tarafından iptal şeklinde sonuçlanmaktadır.[2]
Sonuç olarak, Gelir İdaresinin kayıt dışı istihdamla mücadele programı kapsamında değişik kuruluşlarla yapılan eşgüdümlü çalışmalar bazen beraberinde hukuki sorunlar da yaratmaktadır. Kamu kurumlarının kendi aralarında eşgüdümlü çalışmaları kayıt dışı ekonomiyi bir ölçüde engellemektedir. Ancak, vergisel konularda yapılacak tarhiyatlarda hiçbir şekilde emniyet tutanakları, polis zabıtları dayanak olamaz.
2013 yılı başından itibaren uygulamaya konulan yeni tip yoklama fişleri bir ölçüde SGK kurumuna veri hazırlama mahiyeti arz etse de uygulamada söz konusu tutanakların belli bilgileri içermediği, detaylı bilgilere göre dizayn edilmediği görülmektedir. Kayıt dışı ekonomi ile mücadele projesinde en önemli unsurun işçi ve işveren arasındaki ücret, ücretler üzerindeki kamusal payların ağırlığı, devletin işçi ve işveren üzerindeki ağır yükleri azaltılmadığı sürece yukarıdaki problemler yıllarca devam edecektir.
Nazlı Gaye ALPASLAN GÖRGÜLÜ
Avukat
------------------
[1] İzmir Bölge İdare Mahkemesinin, 18.9.2013 gün ve E:2013/5361-K:2013/4543 sayılı kararları.
[2] İzmir 1. İdare Mahkemesi, 17.12.2010 gün ve E:2010/619-K:2010/1720 sayılı kararları.