“KADINA ÖZGÜ” ziynet eşyaları, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından “HANGİ EŞE TAKILMIŞ OLURSA OLSUN” kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir. (TMK mad. 1, 6, 220/1-1, 222/1, HMK mad. 190, YHGK’nin 04.03.2020 tarihli ve 2017/ 3-1040 E., 2020/240 K. sayılı kararı).
Aksi halde, eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır (TMK mad. 222/2).
Somut olayda, varlığı ispatlanan 14 ayar 1 künye, 15 gramdan 2 adet bilezik, 10 gramdan 12 adet bilezik “kadına özgü ziynet eşyası” niteliğinde olup, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir. Ancak varlığı ispatlanan “1 adet TAM ALTIN ve 65 adet ÇEYREK ALTIN” ise “KADINA ÖZGÜ ZİYNET EŞYASI NİTELİĞİNDE OLMAYIP”, hangi eşe ait olduğunun ispat edilememesi halinde eşlerin paylı mülkiyetinde olduğunun kabulü gerekir. (Y8HD, 24.09.2020, E. 2020/944, K. 2020/5388)