Türk hukuk öğretisinde kambiyo senetlerinin içerdiği hakkın doğumu konusundaki baskın görüş sözleşme teorisi ile açıklanmakta bu da güven ilkesi ile desteklenmektedir. Bu teoriye göre kambiyo senedinin düzenlenmesi ile içerdiği hak derhal vücut bulmaz, borcun doğumu için ayrıca senedin borç altına girmek kastıyla lehdara da verilmesi yani teslime ilişkin bir de ayni sözleşmenin mevcudiyeti gerekir (Prof.Dr.Ali Bozer, Kıymetli Evrak Hukuku,7.Bası, Ankara 2017, s.21). Uygulamada ve doktrinde sıklıkla kullanılan bir ilke olan güven ilkesine göre kambiyo senetleri ticarette sıklıkla kullanılan önemli belgelerdir ve iş dünyasında güvenilirliği temsil ederler. Dolayısıyla, bir senet düzenlendiğinde, bu senedin sahibi veya lehdarı, senet sahibinin gerçekten borç altına girmek istediğine ve senedin arkasındaki taahhüdü yerine getireceğine güvenmelidir. Ancak bu güven, senedin sadece düzenlenmesi ile değil, aynı zamanda senedin doğru kişiye veya kuruma teslim edilmesi ile sağlanır.
EREN’e göre taraflardan birinin, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin korkutması sonucu bir irade beyanında bulunması ya da sözleşme yapması hâlinde korkutmadan söz edilir (Prof.Dr.Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 22.Bası, Ankara 2017, s.419). Ancak borçluya takibe itiraz hakları kullandırılmış ve icra takibi kesinleşmişse artık borçlunun ikrarı veya ödeme taahhüdünün cebri icra baskısı altında verildiği kabul edilemez; böyle bir ikrarın irade sakatlığı nedeniyle geçersizliğinden söz edilemez. Kambiyo senetleri ile borçlanılması, bunların düzenlenmesine temel teşkil eden asıl borç ilişkisinden soyut bir ilişki yaratır ve senedi elinde bulunduran kişi ayrıca temel ilişkiyi ispat zorunda kalmaz. (Gülay Balıkçı, Kambiyo Senetlerinde Korkutma Def'i ve Cebir, Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, Sayı-49 ,2022, s.227). İcra takibi sırasında borçlu, kendisine icra takibi hakkında itiraz etme hakkına sahiptir. Ancak itiraz hakları kullanıldıktan ve icra takibi kesinleştikten sonra, borçlu tarafından senedin içeriği veya borçla ilgili ikrarın cebri icra baskısı nedeniyle verildiği savunması kabul edilmez. Yani, kesinleşmiş bir icra takibinden sonra, borçlu, senedin içeriğini veya borcu kabul etme durumunu itiraz edemez ve bu nedenle senedin geçersizliği iddiasını ileri süremez. Kambiyo senetleri, genellikle ticarette kullanılan ve ödeme taahhüdünü belirleyen önemli belgelerdir. Bu senetler, asıl borç ilişkisinden bağımsız olarak düzenlenebilirler ve taşıdıkları ödeme taahhüdü, senedin elinde bulundurulan kişi tarafından ayrı bir ispat gerektirmez. Yani, kambiyo senetleri, içerdikleri taahhüdü bağlı oldukları asıl borç ilişkisinden soyutlarlar ve senet elinde bulunan kişi, bu taahhüdün geçerliliğini kanıtlamak için asıl borç ilişkisini yeniden ispat etmek zorunda kalmaz.
Türk Ticaret Kanunu Kapsamında Ele Alınması;
Bu husus Türk Ticaret Kanununda’da vücut bulmaktadır "6102 sayılı TTK’nın 780/1-b maddesi gereğince", çek illetten mücerret olup, senet metninden ayrıca ve açıkça anlaşılmadıkça doğumuna sebep olan ilişkiden bağımsız olarak takip konusu edilebilir. Yine Türk Ticaret Kanunu m. 825’te emre yazılı senetlere karşı ileri sürülebilecek “borçlunun def ’ileri”, medeni hukuktaki “itiraz”ları da kapsayacak nitelikte, senet metninden anlaşılacak defiler, senetteki beyanın hükümsüzlüğüne ilişkin def ’ileri ve şahsi def ’iler olarak üçlü bir ayrıma tabi tutulmuştur. Aslında kıymetli evrak hukuku doktrinindeki bu temel sınıflandırmanın hukuki sonuçları, def ’ilerin ait oldukları gruba göre senedi devralan üçüncü kişilere karşı ileri sürülüp sürülemeyeceğinin belirlenmesinde kendisini gösterir. Bu nedenle çalışmamızda bu sınıflandırma çerçevesinde senedin tehdit altında zorla imzalatılmasına ilişkinin defi’inin, sadece çekin kambiyo senedi vasfına ilişkin olup olmayacağı hususunun açıklanması ile yetinilecektir. (Prof. Dr. Hasan Pulaşlı, Kıymetli Evrak Hukukunun Esasları, 5. Bası, Ankara 2017,s.64)
Senetlerin içeriği, üzerindeki metinler ve ekler, senetlerin hukuki niteliği ve içerdikleri taahhütler hakkında önemli bilgiler sunar. Bu nedenle, senetlerin içeriği titizlikle incelenmelidir. Senet metninden anlaşılabilen defi'ler, senedin üzerindeki yazılı metinler ve ekler incelenerek belirlenebilir. Örneğin, vadeye göre zamanaşımı veya senedin ciro zincirinde kopukluk gibi hususlar, senet metninden anlaşılabilen defi'ler arasındadır. Kambiyo senetleri, ticarette sıklıkla kullanılan ve ödeme taahhüdünü içeren önemli belgelerdir. Ancak bu senetlerin hukuki niteliği ve içerdikleri taahhütler, senet metni ve eklerine dayalı olarak belirlenir. Senet metninden anlaşılacak def’iler, senedin ön ve arka yüzü ile eklerinin incelenmesi sonucunda anlaşılabilen def’ilerdir. (Prof. Dr. Nomer Ertan, Ticari İşletme Hukuku, 7. Bası. İstanbul 2021, s.73)
Örneğin, vadeye göre zamanaşımına ilişkin def’inin ileri sürülmesi, vadenin gelmemiş olması veya ciro zincirinde kopukluk senet metninden anlaşılabilen hususlardandır. Ancak senet metninden anlaşılabilen her türlü def’inin, senedin kambiyo vasfını etkileyecek nitelikte olmadığı da hatırlatılmalıdır. Bu açıklamalar çerçevesinde karara konu kambiyo ilişkisinde çekin gasp ve tehdit altında zorla imzalatılmasının senet metninden anlaşılabilen bir husus olmadığı açıktır. (Prof. Dr. Ersin Çamoğlu, Kambiyo Senetlerinde Borçlunun Def ’ileri (Savunmaları), Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, Sayı-5, 2019 s. 35).Ehliyetsizlik, yetkisiz temsil, imzanın zorla attırılması, imza sahtekarlığı, senedin hükümsüzlüğüne ilişkin def ’ilere örnek olarak verilebilir. Bu nitelikte def ’iler, senedin hükümsüzlüğüne ilişkin değil, beyanın hükümsüzlüğe ilişkindir. Alıntıda belirtildiği gibi, çekin gasp veya tehdit altında zorla imzalatılması gibi durumlar, genellikle senet metninden anlaşılabilen hususlar değildir. Bu tür olumsuz uygulamalar, senet metni ve içeriği ile ilgili olmayabilir, ancak hukuki açıdan ayrı bir konu olarak ele alınabilir. Diğer bir deyişle, senedin zorla imzalattırıldığına ilişkin savunma, senedin kambiyo vasfına etki edebilecek bir def ’i değildir. (Prof. Dr. Ersin Çamoğlu, Kambiyo Senetlerinde Borçlunun Def ’ileri (Savunmaları), Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, Sayı-5, 2019,s.35).
Sonuç olarak, çekin keşide edilmesinin irade sakatlığına dayandığına ilişkin def ’i, örneğin çekin cebir veya tehditle imzalanması veya taraflar arasında ticari ilişki olmaması, senedin kambiyo vasfı ile doğrudan ilgili değildir. Ancak bunlar senetteki beyanın hükümsüzlüğüne ilişkin def ’i veya şahsi def ’i olarak nitelendirilebilir. Çekin kanunda aranan tüm zorunlu unsurlara sahip olması halinde senedin dayandığı hukuki ilişkinin var olmaması, çekin kayıtsız şartsız olma niteliğini, diğer bir ifadeyle senedin kambiyo vasfını, etkilemez (Ayşe Odman Boztosun, Kambiyo Senetlerinde Teminat Kaydı, Legal Hukuk Dergisi)
İcra İflas Kanunu Kapsamında Ele Alınması;
Madde Metni (İİK m. 169/a-1)
“İcra mahkemesi hâkimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hâkim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı hâlinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hâkimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir.”
İİK m. 169/a-1 uyarınca borca itiraz, ancak üç sebebe dayandırılabilir. Borçlu, borçlu olmadığını,
borcun itfa edildiğini veya borcun imhal edildiğini ileri sürebilir. Buna ilaveten, aynı fıkrada borçlunun, bu itirazlarını ancak imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat edebileceği açıkça hükme bağlanmıştır. İnceleme konusu kararda borçlu, icra mahkemesine “takibe konu çeki bedelsiz ve zorla imzaladığını, gasp ve tehdit baskısı ile çeki imzaladığını” ileri sürmüştür. Bu husus bir şikâyet sebebi değildir, çünkü bu sebebin senet metni üzerinden anlaşılması olanaksızdır. Çekin zorla imzalatılması, borca itiraz kapsamında borçlunun borçlu olmadığına yönelik bir itirazı olarak nitelendirilmelidir. (Timuçin Muşul, İcra ve İflas Hukuku, 5. Bası, Ankara 2013 s.1052). Borçlunun borçlu olmadığına yönelik itirazı, ancak resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile yapılabilir. İcra mahkemesinin borca itiraz incelemesinde yetkisi sınırlıdır ve incelemeyi sadece resmi veya imzası ikrar edilmiş belgeler ile yapılabilir. Çekin zorla imzalatıldığı iddiası ise borca itiraz olmakla birlikte sınırlı inceleme yetkisine sahip icra mahkemesi tarafından incelenemez. (Timuçin Muşul, İcra ve İflas Hukuku, 5. Bası, Ankara 2013 s.1052). Örneğin borçlu, ödeme emrine itiraz ederken dilekçesinde bir sebep bildirmese dahi borca itiraz etmiş sayılır. Ancak bu durumda icra mahkemesi, ancak kambiyo senedi metninden anlaşılan itiraz sebeplerini dikkate alabilir. (Prof. Dr. Murat Atalı, 6. Bası, Ankara 2022, s.137).Sonuç olarak doktrindeki icra iflas hukukçularının yaygın görüşene göre takip konusu bono' nun hile ve tehdit ile alındığı iddiası icra mahkemesince ileri sürülemez (Talih Uyar, İcra ve İflas Kanunu Şerhi Cilt 9, 2 .Bası, Ankara 2008, s.14484).
İlgili Yargıtay Kararları;
Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 2015/25257 Esas 2016/4128 Karar Sayılı ilamında; “…borçlunun itirazı, takip konusu senetlerin zorla alındığına yönelik olup, takip konusu senedin teminaten verildiği yönünde bir itirazın süresi içinde borçlu tarafından ileri sürülmediği ve bu hususun İİK’nun 170a maddesi kapsamında mahkemece re’sen dikkate alınamayacağı gibi, senedin zorla alındığı iddiası da yargılamayı gerektirdiğinden dar yetkili icra mahkemesince incelenemez.” Kararda senedin zorla alındığı iddiasının ayrı bir yargılamayı gerektirdiği , bu iddianın dar yetkili icra mahkemesi tarafından incelenemeyeceği belirtilmiştir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 30.01.2014 tarih, 2013/35792 Esas 2014/2582 Karar Sayılı ilamında;Yargıtay’ın bu husustaki görüşü açıktır: “Yasal sürede borca itiraz nedeni olarak ileri sürülmeyen hususlar senet metninden anlaşılanlar dışında yargılama sırasında ileri sürülemeyeceği gibi mahkemece de kendiliğinden dikkate alınamaz”. Senet metninden anlaşılan nedenler dışındaki sebeplerin icra hukuk mahkemesi tarafından re'sen dikkate alınamayacağına ilişkindir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 06.05.2008 tarih 2008/7079 Esas 2008/9601 Karar Sayılı ilamında; “…10.000,00-YTL bedelli bonodaki imzanın tehdide dayalı olarak atıldığını beyan etmiştir. Borçlu L. S.’un anılan bononun cebir ve tehditle imzalatıldığına ilişkin iddiaları genel mahkemede yargılamayı gerektiren bir husus olup dar yetkili icra tetkik merciinde incelenemez… Karara ilişkin bononun cebi ve tehditle atıldığına ilişkin beyan genel mahkemelerde yargılamayı gerektirdiğini bu bağlamda bahsi geçen hususun icra tetkik merciinde incelenemeyeceği vurgulanmıştır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 19.12.2022 tarih 2002/25542 Esas 2022/26948 Karar Sayılı ilamında; “Borçlu vekili imzanın borçluya ait olduğunu açıkça beyan etmiş ancak imzanın tehtide dayalı olarak atıldığı ve okuma yazması olmayan adı geçen imzanın sonuçlarını bilemeyeceğini beyan etmiştir bu iddialar dar yetkili icra tetkik mercii nde incelenemez”.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 16.02.2016 tarih 2015/25257 Esas 2016/4128 Karar Sayılı ilamında ; Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun, yasal (5) günlük süre içerisinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takip dayanağı senetlerin alacaklı tarafından zorla alındığını ileri sürerek borca itiraz ettiği, mahkemece, alacaklının cevap dilekçesi içeriğinden, senetlerin teminat senedi olarak alındığının anlaşıldığı gerekçesiyle İİK'nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. İcra takibine dayanak yapılan senedin teminat olarak verildiği iddiası, İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz olup, bu itirazın, aynı Kanun'un 168/5. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren (5) günlük sürede icra mahkemesine bildirilmesi gerekmektedir. Somut olayda, borçluya örnek (10) nolu ödeme emrinin 25.3.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal beş günlük süre içinde (31.3.2014 günü) icra mahkemesine vermiş olduğu itiraz dilekçesinde teminat olgusunu ileri sürmediği, alacaklının da senetlerin teminat olarak alındığı yönünde bir kabul beyanının bulunmadığı, aksine senetlerin kendisine ait araçla borçlu tarafından yapılan kaza neticesinde oluşan hasarın tazmini için alındığını belirttiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 170/a maddesinin 2. fıkrası gereğince, icra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Bu durumda, borçlunun itirazı, takip konusu senetlerin zorla alındığına yönelik olup, takip konusu senedin teminaten verildiği yönünde bir itirazın süresi içinde borçlu tarafından ileri sürülmediği ve bu hususun İİK'nun 170/a maddesi kapsamında mahkemece re'sen dikkate alınamayacağı gibi, senedin zorla alındığı iddiası da, yargılamayı gerektirdiğinden dar yetkili icra mahkemesince incelenemez. O halde mahkemece, borçlunun senedin zorla alındığına yönelik iddiası dışında başka bir itirazı da bulunmadığından, itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile itirazın kabulü ve takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Sonuç olarak senedin zorla alındığı iddiası, senet metni üzerinden anlaşılamayan bir husustur. Senet metninden anlaşılacak def'iler, senedin ön ve arka yüzü ile eklerinin incelenmesi sonucunda anlaşılabilen def'ilerdir. Bu def'iler arasında vadeye göre zamanaşımı veya ciro zincirinde kopukluk gibi hususlar yer alabilir. Ancak senedin zorla alındığı iddiası, senet metninden anlaşılamaz ve bu nedenle senet üzerinden direkt olarak incelenemez. İcra takibi sırasında borçlu, kendisine icra takibi hakkında itiraz etme hakkına sahiptir. Ancak itiraz hakları kullanıldıktan ve icra takibi kesinleştikten sonra, borçlu tarafından senedin içeriği veya borçla ilgili ikrarın cebri icra baskısı nedeniyle verildiği savunması kabul edilmez. Yani, kesinleşmiş bir icra takibinden sonra, borçlu, senedin içeriğini veya borcu kabul etme durumunu itiraz edemez ve bu nedenle senedin geçersizliği iddiasını ileri süremez.Kambiyo senetleri, genellikle ticarette kullanılan ve ödeme taahhüdünü belirleyen önemli belgelerdir. Bu senetler, içerdikleri taahhüdü bağlı oldukları asıl borç ilişkisinden soyutlarlar ve senet elinde bulunan kişi, bu taahhüdün geçerliliğini kanıtlamak için asıl borç ilişkisini yeniden ispat etmek zorunda kalmaz. İİK m. 169/a-1 uyarınca, borca itiraz sadece belirli sebeplere dayandırılabilir ve bu sebepler ancak resmi veya imzası ikrar edilmiş belgelerle ispat edilebilir. Senedin zorla imzalatılması gibi iddialar ise senet metninden anlaşılamayan hususlar olarak kabul edilir ve icra mahkemesi tarafından incelenemez. Bu tür iddialar, genel mahkemelerde ayrı bir yargılama gerektirir.