Doktrin ve Yargıtay Kararları Işığında Ecrimisil Davalarında Arazi Değerinin Hesaplanması

Abone Ol

Giriş:

Ecrimisil, Türk Medeni Kanunu'nda düzenlenen ve bir mülk sahibinin izni olmaksızın başkası tarafından kullanılması sonucu doğan haksız kazançtır. Ecrimisil, mülk sahibinin hukuki koruması altında olan mülkünün izinsiz ve haksız bir şekilde kullanılması durumunda, kullanıcının mülk sahibine tazminat ödemesini gerektiren bir konudur. Bu tazminatın belirlenmesi ise arazi değerinin doğru ve adil bir şekilde hesaplanmasıyla mümkündür. Ecrimisil davalarında, arazi değerinin hesaplanması, uzman bilirkişiler tarafından gerçekleştirilir ve bu değerleme süreci, davanın sonuçlarını doğrudan etkileyebilecek önemli bir aşamadır.

Ecrimisil Davalarında Arazi Değerinin Hesaplanmasında Etkili Faktörler:

Ecrimisil davalarında arazi değerinin hesaplanmasında birçok etkili faktör bulunmaktadır. Bu faktörlerin doğru bir şekilde değerlendirilmesi, adil bir tazminatın belirlenmesi için oldukça önemlidir. Bazı etkili faktörler şunlardır:

1)Arazi Tipi ve Kullanım Amacı:

Ecrimisil davalarında arazinin tipi ve kullanım amacı önemli bir rol oynar. Tarım arazisi, konut arazisi veya ticari arazi gibi farklı tiplerdeki arazilerin değerlemesi, farklı kriterlere dayanarak yapılır. Tarım arazileri genellikle tarım potansiyelleri, toprak verimliliği ve çevredeki tarım arazilerinin fiyatları gibi faktörlere dayanarak değerlendirilirken, konut arazileri çevredeki benzer yapılaşmış alanların fiyatlarına, ulaşım olanaklarına ve çevre düzenlemelerine göre değerlendirilir.

2)Yerel Piyasa Koşulları:

Arazi değerinin hesaplanmasında yerel piyasa koşulları büyük bir öneme sahiptir. Bölgedeki benzer arazilerin satış fiyatları, kira gelirleri ve piyasa talebi gibi faktörler, ecrimisil hesaplamalarında referans olarak kullanılır. Yerel emlak piyasasının durumu, arazi değerlemesi için güncel ve doğru verilerin elde edilmesini sağlar.

3)Yüzölçümü ve Kullanım Süresi:

Ecrimisil tazminatı, mülkün izinsiz kullanım süresine göre belirlenir. Bu nedenle, kullanım süresi ne kadar uzunsa, tazminat miktarı da o kadar yüksek olacaktır. Aynı zamanda, arazinin yüzölçümü de hesaplamada önemli bir rol oynar. Büyük bir arazi daha yüksek bir ecrimisil tazminatı talep edebilir.

4)Konumu ve Erişim:

Arazi değerinin hesaplanmasında, arazinin konumu ve ulaşım olanakları da dikkate alınır. Merkezi bir konumda ve kolay ulaşılabilir bir arazi, daha yüksek bir değere sahip olabilir. Aynı şekilde, çevredeki altyapı ve sosyal olanaklar da arazi değerini etkileyebilir.

5)Yapılaşma ve Gelişme Potansiyeli:

Arazinin yapılaşmaya uygunluğu ve gelecekteki değer artış potansiyeli, ecrimisil hesaplamalarında göz önünde bulundurulmalıdır. Eğer arazi, gelecekteki bir imar değişikliğiyle daha değerli bir hale gelebilir veya büyüyen bir bölgede bulunuyorsa, tazminat miktarı buna göre düşünülmelidir.

6)Vergi Değeri:

Arazi değerinin hesaplanmasında, arazinin vergi değeri de bir gösterge olarak kullanılabilir. Ancak, vergi değeri, ecrimisil tazminatının belirlenmesinde tek başına yeterli bir faktör değildir ve diğer etkili faktörlerle birlikte değerlendirilmelidir.

Ecrimisil Davalarında Bilirkişilerin Rolü:

Ecrimisil davalarında arazi değerinin doğru bir şekilde hesaplanması için uzman bilirkişilere başvurulur. Bilirkişiler, alanında uzman, tarafsız ve nitelikli kişilerdir ve mahkeme tarafından atanırlar. Bilirkişiler, ecrimisil davasının detaylarını inceleyerek ve yukarıda belirtilen etkili faktörleri değerlendirerek arazi değerini belirlerler. Hesaplamalarda güvenilir ve güncel veriler kullanarak adil bir değerlendirme yaparlar ve mahkemeye rapor sunarlar. Bu raporlar, ecrimisil davasının sonucunu doğrudan etkiler ve mahkemenin karar verme sürecinde önemli bir kanıt niteliği taşır. Adil bir değerlendirme ve tarafsız bilirkişi raporları ile sonuçlandırılmalıdır. Ancak son dönemde, ecrimisil davalarında bilirkişilerin ecrimisil değerini yüksek belirlemesi konusunda ciddi sorunlar yaşandığı gözlemlenmektedir, aşağıda  bu sorunların nedenleri, etkileri ve çözüm önerileri ele alınacaktır.

Sorunlar

1)Değerleme Yöntemleri ve Kriterlerin Yanlış Kullanımı:

Ecrimisil davalarında, bilirkişilerin kullanacakları değerleme yöntemleri ve kriterlerinin yanlış seçilmesi, tazminatın gerçek değerinden uzaklaşılmasına neden olabilir. Özellikle, mülkiyetin ekonomik değerinin doğru hesaplanmaması veya mülkiyetin gerçek kullanım değerinin göz ardı edilmesi gibi durumlar, ecrimisil değerinin haksız yere yüksek belirlenmesine yol açabilir.

2)Tarafsızlığın Eksikliği:

Bilirkişilerin tarafsızlığı, adil bir değerlendirme yapabilmek için kritik bir öneme sahiptir. Ancak, bazı bilirkişilerin, davaya taraf olan kişilere veya kurumlara yakın ilişkileri olabilir veya maddi çıkarları etkileyebilecek faktörler rol oynayabilir. Bu durum, ecrimisil değerinin objektif bir şekilde belirlenmesini engeller ve güvenilirliği zedeler.

3)Hassasiyet ve Yeterlilik Eksikliği:

Ecrimisil davalarında değer tespiti, belirli bir hassasiyet ve uzmanlık gerektiren bir süreçtir. Farklı mülkiyet türleri ve durumları dikkate alınmalı, ecrimisilin zarar gören taraf için gerçekçi ve adaletli bir tazminat sağlaması amaçlanmalıdır. Maalesef, bazı bilirkişilerin yeterli uzmanlık ve tecrübeye sahip olmaması, doğru ve dengeli bir ecrimisil değeri belirlenmesini zorlaştırır.

Etkiler

Bilirkişilerin ecrimisil değerini yüksek belirlemesi, çeşitli olumsuz etkilere neden olabilir:

1)Mülkiyet Sahiplerinin Mağduriyeti:

Ecrimisil değerinin haksız yere yüksek belirlenmesi, mülkiyet sahiplerinin adil bir tazminat almalarını engeller ve ekonomik kayıplara yol açabilir. Mağduriyet yaşayan mülkiyet sahipleri, haklarını savunma konusunda zorlanabilir ve adaletin sağlanmasına olan güvenlerini kaybedebilir.

2)Haksız Tazminat Ödemeleri:

Ecrimisil değeri yüksek belirlendiğinde, zarar veren tarafın haksız yere yüksek miktarlarda tazminat ödemesi gerekebilir. Bu durum, haksız bir yük getirir ve mali güçlükler yaşanmasına neden olabilir.

3)Hukuk Sisteminde Güven Kaybı:

Hukuk sisteminin adalet ve tarafsızlık ilkelerine olan güven, ecrimisil davalarında bilirkişilerin ecrimisil değerini yüksek belirlemesi sonucunda zedelenebilir. Hukukun üstünlüğüne ve adalete olan inancın azalması, hukukun etkinliğini ve toplumsal düzeni olumsuz etkileyebilir.

Çözüm Önerileri

-Eğitim ve Yeterlilik Kontrolü: Bilirkişilerin eğitimi ve yeterliliği düzenli olarak kontrol edilmeli ve güncellenmelidir. Ecrimisil davalarında görev alacak bilirkişilerin, alanlarında uzman ve deneyimli kişilerden oluşması, doğru değerlendirmelerin yapılmasını kolaylaştırır.

-Çok Taraflı İnceleme ve Denetim Mekanizmaları: Bilirkişi raporlarının oluşturulması sürecinde, çok taraflı inceleme ve denetim mekanizmaları kurulabilir. Bu sayede bilirkişilerin tarafsızlığı ve doğruluğu daha etkin bir şekilde sağlanabilir.

-Çeşitli Bilirkişilerin Katılımı: Ecrimisil davalarında birden fazla bilirkişinin görev alması, farklı bakış açıları ve uzmanlıkların birleştirilmesini sağlar. Bu sayede, davanın önemi ve karmaşıklığına uygun bir şekilde ecrimisil değeri tespit edilebilir.

Ecrimisil Davalarında Bedel Hesaplanması Hakkında Hukuki Görüşler;

1)Yargıtay İBBGK’nin 8.03.1950 tarih ve 1949/22 esas 1950/4 karar sayılı içtihadı birleştirme kararına göre ecrimisil davalarında ecrimisil hükmedilebilmesi için malikin bir zarara uğramış olması gerekir. Karara göre taşınmazı haksız olarak işgal eden bu işgalden dolayı doğan zararları ve elde ettiği  veya elde etmeyi ihmal eylediği semereleri tazmin ile yükümlü ise de malik bir zarara uğramamşışsa ecrimisil adı veya başka bir ad altında herhangi bir tazminat talep edemez.(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesi Başkanı Aydın Tekdoğan, Ecrimisil Davaları ,2.Bası,Ankara 2020,s.347)

2)Aynı yere ilişkin önceki dönem ecrimisil miktarı bir mahkeme kararı ile kesinleşmişse kesinleşen bu ecrimisilin miktarı emsal olarak kullanılır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesi Başkanı Aydın Tekdoğan, Ecrimisil Davaları ,2.Bası,Ankara 2020,s.371)

3)Bilirkişinin konusunda uzman kişilerden seçilmesi gerekir. Bu nedenle ecrimisil davalarında taşınmazı belirlemek tapu kaydı imar planı vergi kaydı sözleşme kroki tapu tahsis belgesi gibi Çap uygulaması gerektiğinden tapu fen elemana mutlaka bulundurulmalıdır. Ayrıca taşınmaz tarla ise ürün geliri veya kira gelirinin tespiti için ziraat bilir kişisi üzerinde ev gibi yapılar varsa kiranın tespiti için inşaat mühendisi imar planı dahilinde taşınmaz ise mülk bilirkişisi gerekirse hesap bilirkişi veya hukukçu bilirkişi dinlenebilir. Dava konusu taşınmaz ticari işletme ise bu işle uğraşan bilirkişiden görüş alınması daha uygundur.(Yargıtay E.Tetkik Hakimi Mühübe GÜRLEK İLGÜN,Ecrimisil Davaları ,3.Bası,Ankara 2019,s.438)

 4)Ecrimisil hesabında emsal kira sözleşmeleri ibraz ettirilerek emsal karşılaştırması yapılmak suretiyle bedel tespit edilmesi gerektiğinden emsal kira sözleşmeleri yanında en iyi emsalin taşınmazın kendisi olduğu ilkesinden hareketle haksız işgal edilen taşınmaza ilişkin bir kira sözleşmesi veya ecrimisil ihbarnamesi varsa mutlaka irdelenmelidir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesi Başkanı Aydın Tekdoğan, Ecrimisil Davaları ,2.Bası,Ankara 2020,s.376)

5)Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre işgali zararı en az kira parası en çok da tam gelir yoksunluğudur. Yani haksız işgalden dolayı istenebilecek ecrimisil miktarı tam gelir yoksunluğu olabileceği gibi taşınmazın getirebileceği kira parası da olabilir. Tam kar mahrumiyeti taşınmazın davacı tarafından kullanılamaması sebebiyle elde etmekten mahrum kaldığı kardır. Kira geliri ise taşınmazın normal olarak getirebileceği kira parasından ibarettir. Yerleşik içtihatlara göre tam geliri yoksunluğuna hükmedilebilmesi için davacının bu yönde talepte bulunması ve yüksek miktarda gelir mahrumiyetine uğradığının davacı tarafça ispatlanması gerekir.(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesi Başkanı Aydın Tekdoğan, Ecrimisil Davaları ,2.Bası,Ankara 2020,s.352)

6)Bilirkişinin uzmanlığı vermiş olduğu raporla kanıtlanmalıdır. Raporunda çelişkileri açıklayamayan ve ortaya çıkan olguları tartışmayan bilirkişilerin uzmanlıklarından söz edilemez. O halde yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak verilen hüküm usul ve yasaya aykırı olup bu nedenle bozulmalıdır.(Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Onursal Başkanı Nihat YAVUZ,Uygulamada Ecrimisil Davaları, 3.Bası,Ankara 2010,s.629)

7)Taşınmazın işgali sebebiyle yüksek miktarda gelir mahrumiyetine uğrandı ispat edilemezse taşınmazın asgari kira getirisinin hesap edilerek tazmine karar verilir. Bunun için benzer yerlere ait emsal kira sözleşmeleri taraflardan temin edildikten sonra bilirkişi marifetiyle taşınmaz başında keşif yapılmalı emsal yerlere ait bu kira sözleşmeleri esas alınmak suretiyle davaya konu taşınmazın büyüklüğü ve kullanım biçimi de gözetilerek işgal tarihindeki kira parası belirlenmeli sonraki yıllar için ise Üretici fiyat endeksi artış oranı uygulanmak suretiyle takip eden dönemlerin ecrimisil miktarları hesap edilmelidir. Gerek bilirkişi raporunda gerekse kararda her dönem ayrı ayrı belirtilmelidir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesi Başkanı Aydın Tekdoğan, Ecrimisil Davaları ,2.Bası,Ankara 2020,s.353)

8)Davalının dava konusu taşınmaz malın bir bölümünü 23 yıl evvel narenciye bahçesi haline getirildiğini savunmasında bildirmiş olması hususu ayrı bir davaya konu yapılabilir. Ne var ki dava konusu yıla ait üründan davacının payı hesaplanırken o yıl ürün almak için yapılan giderler de saptanıp umarım da davacının payı için ödenecek satış bedelinden düşülmesi gerekir.(Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Onursal Başkanı Nihat YAVUZ,Uygulamada Ecrimisil Davaları, 3.Bası,Ankara 2010,s.627)

 9)Arsa ve binalarda ecrimisil hesabı kira geliri üzerinden yapılırken tarım arazilerinin işgaline değil ecrimisil hesabı ise ürün esasına göre yapılmaktadır.(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesi Başkanı Aydın Tekdoğan, Ecrimisil Davaları ,2.Bası,Ankara 2020,s.349)

10)Ecrimisil emsal taşınmaz malların dava edilen yıllarda getirebileceği kiralar dikkate alınmak suretiyle hesaplanmalıdır. Bunun içinde taraflardan emsalleri olup olmadığı sorulmalı emsel gösterirlerse dayanaklar istenmeli ve mahallinde bu Emsaller dava konusu taşınmaz mallar karşılaştırma yapılarak var alacak sonuca göre bir karar verilmelidir.(Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Onursal Başkanı Nihat YAVUZ,Uygulamada Ecrimisil Davaları, 3.Bası,Ankara 2010,s.626)

11)Arazi vasıflı taşınmazlarla ecrimisil bedelinin tespiti ürün hesabına göre yapılır. Yerleşmiş içtihatlara göre ürün esasına göre ecrimisil hesabı yapılırken; resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktarı TÜİK tarafından yayınlanan ÜFE artış oranının tamamı yansıtılmalıdır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesi Başkanı Aydın Tekdoğan, Ecrimisil Davaları ,2.Bası,Ankara 2020,s.383)

Ecrimisil Davalarında Bedel Hesaplaması Hakkında Yargıtay Kararları:

1)Karar Yorumu ve Özeti : Ecrimisilden sorumlu tutulabilmesi için işgalin haksız ve kötü niyetli olması gerekir.

Bir taşınmazı kendi tasarrufunda bulunduran kişinin ecrimisil ile sorumlu tutulabilmesi için o taşınmazdan bir gelir elde etmesi şart olmayıp işgalin haksız ve kötü niyetli olması yeterlidir(Yargıtay 1.Hukuk Dairesi 13.01.2014 tarih ,2013/15491 E. 2014/86 K. Sayılı ilamı)

2)Karar Yorumu ve Özeti:  Arsa ve binalarda ecrimisil hesabı kira geliri üzerinden yapılırken tarım arazilerinin işgali nedeniyle ecrimisil hesabı ise ürün esasına göre yapılmaktadır.

Tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa bu konudaki resmi veriler taşınmazın bulunduğu bölgedeki tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı , bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve de kara verim değerleri hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli bölgede münavebeli ekibim yapılıp yapılmadığı taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı üstüne eksik tarafları belirlenmelidir.(Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 23.02.2015 tarih 2014/18.887 E. 2015/2665 K. sayılı ilamı)

3)Karar Yorumu ve Özeti : Taşınmazın işgali sebebiyle yüksek miktarda gelir mahrumiyetine uğrandığı tespit edilemezse taşınmazın asgari kira getirisinın hesap edilerek tazmine karar verilir.

Arsa niteliğinde olan davaya konu taşınmazda ecrimisil bedelinin hesabında mevcut haliyle kiraya verilmesi halinde belirlenecek ecrimisil bedelinin esas alınması gerekir.(Yargıtay Hukuk Genel kurulu 9.04.2014 tarih 2013/3-1045 E. 2014/496 K .sayılı ilamı)

4)Karar Yorumu ve Özeti : Dava konusu taşınmazın tapu kaydına göre değer belirlenmesi gerekirken davalı beyanına göre belirlenmesi hatalıdır.

Somut olay değerlendirildiğinde dava konusu taşınmazın tapu kaydında taşınmazın vasfının arsa olarak belirlenmiş olduğu taşınmazın davalı belediye tarafından otopark olarak kullanılmakta olduğu anlaşılmaktadır. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda ecrimisil bedelinin taşınmazın tapu kaydında ki vasfına değer verilmek suretiyle arsa olarak getireceği gelir üzerinden belirlenmesi gerekirken otopark olarak getireceği gelir üzerinden belirlediği görülmektedir. Mahkemece konusunda uzman bilirkişiler eşliğinde keşif yapılarak yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca araştırma ve inceleme yapılması oluşacak sonuca göre davacının payı oranında belirlenecek ecrimisil hükmedilmesi gerekirken…(Yargıtay 8.Hukuk Dairesi 16.10.2019 tarih 2018/4227 E. 2019/9123 K. sayılı ilamı)

5)Karar Yorumu ve Özeti : Arsa niteliğindeki taşınmazın ecrimisil bedeli hesaplanırken taşınmazın eksik yönlerinin de dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiği yönündedir.

Taşınmaza yakın konumda kiraya verilen emsal bilgilerinin mahkemece re sen araştırma veya taraflarca sunulması sağlanır bunlardan taşınmazla benzer özellik gösteren uygun bir emsal kira veya ecrimisil sözleşmesi seçilip eksik ve üstün yönleri açıklanıp karşılaştırma yapılmak suretiyle ecrimisil bedeli hesaplanması gereklidir.(Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 27.10.2016 tarihli 2015/21939  E. 2016/ 1289 K.sayılı ilamı)

6)Karar Yorumu ve Özeti : Ecrimisil hükmedilmesi için taşınmazın bulunduğu mevkideki diğer taşınmazların dava tarihinden geriye doğru ecrimisil istenen süre içinde kiraya verilip verilmedikleri veriliyor ise nasıl ve ne şekilde kiralandıklarının taraflardan delilleri sorulmak suretiyle tespit edilmesi ve emsal kira sözleşmesi temin ettirilerek mahallinde keşif yapalım alınacak rapor doğrultusunda hüküm kurulması gerekir.

Taşınmazın ecrimisil istenen süre içinde kiraya verilip verilmediklere veriliyor ise nasıl ve ne şekilde kiraladıklarının taraflardan delilleri sorulmak suretiyle tespit edilmesi ve emsal kira sözleşmesi temin edilerek mahallinde keşif yapılıp alınacak rapor doğrultusunda hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden soyut bir şekilde ecrimisil hesabı yapan rapor esas alınarak eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru görülmemiştir görülmemiştir(Yargıtay 5.Hukuk Dairesi 11.02.2019 tarih 2017/18553 E. 2019/1737 K. sayılı ilamı)

7)Karar Yorumu ve Özeti : Kural olarak paydaşlar intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil  isteyemezler. İntifadan men koşulun gerçekleşmesi için ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak istediğini davalı paylaşa bildirmesi gerekir. İntifadan men dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re sen gözetilir ve yemin dahil her türlü delil ile ispatlanır.

Somut olayda dosya arasında bulunan muris Fikret Koçoğlu'na ait veraset ilamının incelenmesinden davalılardan Konuralp K’nin de mirasçı olduğu dolayısıyla dava tarihi itibari ile dava konusu taşınmazda paydaş bulunduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davalılardan... açısından intifadan men şartının gerçekleştiği ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 15.06.2010 tarihinden itibaren ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, murisin ölüm tarihinden itibaren hesaplanan ecrimisilin hüküm altına alınması doğru olmamıştır.(Yargıtay 8.Hukuk Dairesi 24.10.2019 tarih 2018/2801 E. 2019/821 K .sayılı ilamı)

8)Karar Yorumu ve Özeti :  Kullanılmayan ya da kullanımı engellenmeyen boş taşınmaz için ecrimisil talep edilemez

Dava konusu 33 parça taşınmazdan büyük bir kısmının ecrimisil istenen dönem itibari ile kullanılmadığı ve boş olduğu tespit edildiği halde tüm taşınmazları içine alacak şekilde ecrimisil hükmedilmesini isabetli bulunmamıştır(Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 1.02.2005 tarihli 2005/248 E. 2005/529 K. sayılı ilamı)

9)Karar Yorumu ve Özeti : İşgalin başlama tarihini davacının ispat etmesi gerekmektedir.

Ancak Türk medeni kanunun altıncı maddesine göre kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Davacı taraf davalının taşınmazı Nisan 2004 tarihinde otopark olarak kullanmaya başladığını iddia etmiş mahkemece de sağlık bu iddia doğrultusunda bilirkişi raporu alınarak hüküm oluşturulmuştur. Oysa davalı otopark hususunda Bahçelievler belediyesine 28.12.2004 tarihli dilekçe ile başvurduğunu savunmaktadır. Bu durumda davacı tarafın işgalin başlangıç tarihinin ispat etmesi gerekmektedir. Mahkemece bu husus araştırılıp saptanmadan eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.(Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 7.07.2008 tarihli 2008/9909 E. 2008/12605 K. sayılı ilamı)

Sonuç

Ecrimisil davalarında bilirkişilerin ecrimisil değerini yüksek belirlemesi, hukuki sürecin adaletine ve zarar gören tarafın haklarına ciddi zararlar verebilir. Bu nedenle, doğru ve adil bir değerlendirme yapılabilmesi için bilirkişilerin tarafsızlığı, yeterliliği ve eğitimi önemli bir rol oynamaktadır. Önerilen çözüm yöntemleri sayesinde, ecrimisil davalarının daha adil ve etkili bir şekilde sonuçlanması ve hukuk sistemine olan güvenin artırılması sağlanabilir. Aynı zamanda, bu önlemler sayesinde mülkiyet sahipleri ve zarar veren taraflar arasındaki anlaşmazlıkların daha çabuk ve uzlaşmacı bir şekilde çözülmesi hedeflenmektedir.