Vergi suçlarında zaman zaman ilgili vergi kurumunun mütalaası bulunmadığı hallerde düşme kararı mı yoksa durma kararı mı verilmesi gerektiği hususu tartışmalara neden olmaktadır.
Bu tartışma açısından öncelikle mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nin 223/1 maddesinde; Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verileceği ifade edilmektedir.
Yasal düzenlemeye göre hüküm çeşitleri şunlardır:
1) Beraat,
2) Ceza verilmesine yer olmadığı,
3) Mahkûmiyet,
4) Güvenlik tedbirine hükmedilmesi,
5) Davanın reddi,
6) Davanın düşmesi.
5271 sayılı CMK’nin 223/8 maddesine göre; Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilecektir.
Durma kararı verilebilecek haller
Burada soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilebilecektir. Bu karara yönelik itiraz yasa yoluna gidilmesi mümkündür. (CMK m. 223/8)
Belirtmek gerekir ki; derhâl beraat kararı verilebilecek durumlarda durma, düşme veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi mümkün değildir. (CMK m. 223/9)
Rapor değerlendirme komisyonunun mütalaası
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun[1] 367.[2] Maddesinin birinci fıkrasına[3] göre; yaptıkları inceleme sırasında 359 uncu maddede yazılı suçların işlendiğini tespit eden Vergi Müfettişleri ve Vergi Müfettiş Yardımcıları tarafından ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla doğrudan doğruya ve vergi incelemesine yetkili olan diğer memurlar tarafından ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla vergi dairesi başkanlığı veya defterdarlık tarafından durumun Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesi zorunlu kılınmıştır. Burada mütalaa bir dava şartı olarak karşımıza çıkmaktadır.
VUK’nun 359 uncu maddede yazılı suçların işlendiğine diğer yollarla öğrenen Cumhuriyet başsavcılığı hemen ilgili vergi dairesini haberdar ederek inceleme yapılmasını talep etmelidir. (VUK m. 367/2)
Buna göre; Cumhuriyet savcısının kurum mütalaası olmadan bir kişi hakkında vergi suçundan kamu davası açabilmesi mümkün değildir. Mütalaa dava şartı olduğundan yazılacak iddianamenin reddedilmesi söz konusu olabilcektir.
Vergi suçunda kamu davasının açılması, inceleme sonucunun ve mütalaanın Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesine kadar ertelenmesi gerekmektedir. (VUK m. 367/3)
VUK’nun 359. maddesinde belirtilen suçlardan dolayı cezaya hükmedilmesi, vergi ziyaı cezası veya usulsüzlük cezalarının ayrıca uygulanmasını engellemeyecektir. (VUK m. 367/4)
Ceza mahkemesi kararları, Vergi Usul Kanunu’nun dördüncü kitabının ikinci kısmında yazılı vergi cezalarını uygulayacak makam ve mercilerin işlem ve kararlarına etkili olması mümkün değildir. Ayrıca yasada belirtilen bu vergi makam ve mercilerince verilecek kararlar da ceza hakimini bağlamayacaktır. (VUK m. 367/5)
Yargıtay Uygulaması
Mütalaanın farklı suçu ilişkin olması
Şayet sanık hakkında düzenlenen iddianamede atılı suça ilişkin verilmiş bir mütalaa bulunmaması halinde, öncelikle durma kararı verilmelidir. Burada 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği Vergi Dairesi Başkanlığından sorulmalı ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tespit edilmesi gerekir.
Örneğin; Sanık A hakkında 25.05.2010 tarihli 1778/39 sayılı vergi suçu raporuna uygun olarak 2008 takvim yılında “sahte fatura düzenleme” suçundan kamu davası açılmış olmasına karşın, B Vergi Dairesi Başkanlığı Denetim Grup Müdürlüğü’nün 01/08/2010 tarih ve 6291 sayılı mütalaasının “sahte fatura kullanma” suçuna ilişkin olduğu, atılı suça ilişkin verilmiş bir mütalaa bulunmadığı ortaya çıkmıştır.
Bu durumda öncelikle durma kararı verilip, 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği Vergi Dairesi Başkanlığından sorulmalı ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmelidir. Burada yargılamaya devamla hüküm kurulması hukuka aykırı olacaktır.[4]
Mütalaa ve vergi suçu raporuna aykırı olarak kamu davası açılması
Vergi suçlarında açılacak kamu davasının, mütalaa ve vergi suçu raporuna aykırı olmaması gerekir. Burada bazı vergi suçlarının birbirine dönüşemeyeceği dikkate alınmalıdır.[5]
Örneğin; mütalaa ve vergi suçu raporuna aykırı olarak “2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan açılan dava nedeniyle durma kararı verilmelidir. Burada bu durma kararı ile birlikte 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince kovuşturma şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceğinin Vergi Dairesi Başkanlığından sorulmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekir.[6]
Mütalaa ve vergi suçu raporunda belirtilen suçlardan farklı suç tanımlaması ile kamu davasının açılması halinde mutlaka durma kararı verilmeli ve dava şartının gerçekleşip gerçekleşmeyeceği araştırılmalıdır.
Farklı yıllara ilişkin vergi suçları nedeniyle dava açılmış olması
Yine farklı yıllara ilişkin vergi suçları nedeniyle dava açılmış olması halinde de durma kararı verilmeli ve dava şartının gerçekleşip gerçekleşmeyeceği araştırılmalıdır.
Örneğin; sanık A hakkında 2008-2009 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak" suçundan kamu davası açılmıştır. Fakat dosya içerisindeki M. Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 22.03.2011 tarihli mütaalasının sadece 2008 takvim yılına ilişkin olduğu, 2009 takvim yılına ilişkin olduğu olarak sanık hakkında düzenlenmiş herhangi bir vergi suçu raporu ve verilmiş herhangi bir mütalaa bulunmadığı görülmüştür.
Bu durumda öncelikle durma kararı verilmeli ve 2009 yılına ilişkin 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği hususu Vergi Dairesi Başkanlığından sorulmalıdır. Buradan gelecek sonuca göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekir.[7]
Belirtmek gerekir ki, her bir takvim yılında işlenen sahte fatura kullanmak suçu birbirinden ayrı ve bağımsız suçlardır. Bu nedenle her takvim yılı ve suç için ayrı ayrı hüküm kurulması gerekecektir.[8]
Örneğin; hangi takvim yılından hüküm kurulduğu da belirtilmeksizin, sanığın eylemi tek suç kabul edilerek eksik ceza tayini hukuka aykırı olacaktır.[9]
İddianamede yazılan suçun niteliğinin değişmesi halinde
Bazen de iddianamede tanımlanan suçun niteliğinin değiştiği ve vergi suçu olarak tanımlanması gerektiği sonucuna ulaşılabilir.
Örneğin; sahtecilik eyleminden açılmış olan bir davada suçun sübutu halinde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na muhalefet suçunu oluşturacağı anlaşılmıştır. Fakat bu suça ilişkin verilmiş bir mütalaanın bulunmadığı görülmüştür. Bu örnek olayda şu işlemler yapılmalıdır:[10]
1) Öncelikle sanıklar hakkında dava konusu edilen eylemlerine ilişkin olarak vergi tekniği ve vergi suçu raporları ile buna bağlı olarak mütalaa verilip verilmediği araştırılmalı ve vergi dairesinden sorulmalıdır.
2) Aynı eylemlerine ilişkin olarak kamu davası açılıp açılmadığı ilgili Vergi Dairesinden sorulmalıdır.
3) Mütalaanın verilmediğinin tespit edilmesi halinde durma kararı verilmelidir.
4) Sanıklar hakkında dava konusu edilen eylemlerine ilişkin olarak, 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği ilgili Vergi Dairesi Başkanlığından sorulmalıdır.
5) Bu araştırmaların sonucuna göre sanığın hukuki durumu belirlenmelidir.
Mütalaanın verilmeyeceğinin anlaşılması
Örneğin; sanık A hakkında “2008, 2009 yıllarında sahte fatura kullanma” suçundan kamu davası açılmıştır. Fakat bu suçla ilgili verilen mütalaa bulunmamaktadır. Dava dosyasında sahte fatura kullanmak ve sahte fatura düzenlemek suçları bulunmaktadır. Bu suçlar birbirinden bağımsız ve ayrı suçları oluşturmaktadır. Burada bu suçların birbirine dönüşmeyeceği gözetilmelidir.
Bu durumda mahkeme tarafından öncelikle durma kararı verilmelidir. Daha sonra 213 sayılı VUK'nun 367. maddesi gereğince 2008-2009 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak suçundan dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği Vergi Dairesi Başkanlığından sorulmalıdır. Şayet verilmeyeceği tespit edilmiş ise, bu durumda davanın düşmesine karar verilmelidir.[11]
Aynı iddianamede yer alan sanığın biri hakkında mütalaa olmasına karşın diğer sanık hakkında mütalaanın bulunmaması
Örneğin sanıklar A ve B hakkında “defter gizleme” suçundan kamu davası açılmıştır. Ancak atılı suça ilişkin olarak sanık A hakkında mütalaa verildiği, sanık B hakkında ise verilmiş bir mütalaa bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda mahkeme tarafından öncelikle durma kararı verilmelidir.
Daha sonra sanık B hakkında 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği Vergi Dairesi Başkanlığından sorulmalıdır. Bu araştırmanın sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerekecektir.[12]
Mütalaa verilmeyeceğinin bildirilmesi
Mütalaa verilmeyeceğinin bildirilmesi halinde vergi suçu nedeniyle açılan kamu davasının düşmesine karar verilmelidir.[13]
Örneğin; sanık A hakkında iddianame ile “2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarından kamu davaları açılmıştır. Fakat daha sonra yapılan incelemede atılı suça ilişkin verilmiş bir mütalaa bulunmadığı belirlenmiştir.
Bu durumda Mahkemece 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği hususunun ilgili Vergi Dairesi Başkanlığından sorulması gerekir. Şayet bu kurumun cevabi yazısında sanık A yönünden mütalaa verilmeyeceği bildirilmiş ise, bu durumda sanık A hakkında CMK’nin 223/8. maddesi gereğince düşme kararı verilmelidir.[14]
(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)
-----------------------------------------
[1] Vergi Usul Kanunu, Kanun Numarası : 213, Kabul Tarihi : 4/1/1961, Yayımlandığı Resmî Gazete : Tarih : 10/1/1961 Sayı : 10703, 11/1/1961 10704, 12/1/1961 10705, Yayımlandığı Düstur : Tertip : 4 Cilt : 1 Sayfa : 1037.
[2] Madde 367 - (Değişik madde: 23.01.2008 - 5728 S.K/Madde 280); 23/01/2008 kabul tarihli, 08/02/2008 tarih ve 26781 sayılı R.G.de yayımlanan 5728 sayılı Kanunun 280. maddesi ile değiştirilen madde: “Madde 367 - (Değişik madde: 30.12.1980 - 2365 S.Kanun/Madde 86) (Değişik fıkra: 23.06.1982 - 2686 S.Kanun/Madde 40) Yaptıkları inceleme sırasında 359 ve 360 ıncı Maddelerde yazılı kaçakçılık veya iştirak suçlarını tespit eden maliye müfettişleri, hesap uzmanları ile bunların muavinleri ve gelirler kontrolörleri ile stajyer gelirler kontrolörleri tarafından doğrudan doğruya ve vergi incelemesine yetkili olan diğer memurlar tarafından ilgili vergi dairesinin bağlı bulunduğu vergi dairesi başkanlığının veya defterdarlığın mütalaasıyla, keyfiyetin yetkili Cumhuriyet Savcılığına bildirilmesi mecburidir. Yukarıda belirtilen kaçakçılık suçunun işlendiğine sair suretlerle ıttıla hasıl eden Cumhuriyet Savcılığı hemen ilgili vergi dairesini haberdar ederek inceleme yapılmasını talebeder. Amme davasının açılması, inceleme neticesinin Cumhuriyet Savcılığına bildirilmesine talik olunur. (Değişik fıkra: 22.07.1998 - 4369 S.Kanun/Madde 81) 359 ve 360 ıncı Maddeler uyarınca uygulanan hapis cezalar, vergi ziyaı cezası veya usulsüzlük cezalarının ayrıca uygulanmasına engel teşkil etmez. Ceza mahkemesinden sadır olacak kararlar, bu Kanunun dördüncü kitabının ikinci kısmında yazılı vergi cezalarını uygulayacak makam ve merciler muamele ve kararlarına müessir olmadığı gibi bu makam ve mercilerce ittihaz edilecek kararlar da ceza yargıcını bağlamaz.”
[3] (Değişik 1. fıkra: 23.07.2010 - 6009 S.K/Madde 13); Fıkra, 23/07/2010 kabul tarihli, 01/08/2010 tarih ve 27659 sayılı R.G.de yayımlanan 6009 sayılı Kanunun 13. maddesi ile, 01/01/2011 tarihinde yürülüğe girmek üzere değiştirilmiştir. 23/07/2010 kabul tarihli, 01/08/2010 tarih ve 27659 sayılı R.G.de yayımlanan 6009 sayılı Kanunun 13. maddesi ile değiştirilen 1. fıkra: Yaptıkları inceleme sırasında 359 uncu maddede yazılı suçların işlendiğini tespit eden maliye müfettişleri, hesap uzmanları ile bunların yardımcıları ve gelirler kontrolörleri ile stajyer gelirler kontrolörleri tarafından doğrudan doğruya ve vergi incelemesine yetkili olan diğer memurlar tarafından ilgili vergi dairesinin bağlı bulunduğu vergi dairesi başkanlığının veya defterdarlığın mütalaasıyla, keyfiyetin Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesi mecburidir.
[4] Y.11.CD, E: 2017/8843, K: 2020/4045, Teb: 11 - 2014/10593, KT: 07.07.2020: “…2008 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafinin temyiz taleplerinin incelenmesi…”
[5] Y.11.CD,E: 2017/12239, K: 2020/1184, Teb: 11 - 2014/319859, KT: 11/02/2020: “…B) Defter ve belge gizleme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafii tarafından yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde; 1- K… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 16/07/2013 tarih ve 2013/11890 esas sayılı iddianamesi ile, mütalaaya atıf yapılan vergi suçu raporuna aykırı olarak sanık hakkında, defter ve belge gizleme suçundan kamu davası açıldığı; K…Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı’nın 03/04/2013 tarihli Mütalaası ekinde yer alan 14/03/2013 tarih ve 2013-A/851/91 sayılı vergi suçu raporunun “muhteviyatı itibariyle yanıltıcı ve sahte fatura düzenleme" suçlarına ilişkin olduğu “defter ve belge gizleme” suçundan verilmiş bir mütalaa bulunmadığı anlaşılmakla, öncelikle durma kararı verilip, "defter ve belge gizleme” suçundan 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceğinin Vergi Dairesi Başkanlığından sorulması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla defter ve belge gizleme suçundan hüküm kurulması,…BOZULMASINA, 11/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi…”
[6] Y.11.CD, E: 2017/10514, K: 2020/3900, Teb: 11 - 2014/209418, KT: 02/07/2020: “…Sanığın 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan yargılandığı ve temyiz incelemesinde Dairemizin 2017/1586 Esasına kayıtlı dava ile mevcut dava arasında bağlantı bulunduğu anlaşılmakla, dosyaların birlikte yapılan incelemesinde…213 sayılı VUK’nin 367. maddesine göre dava şartı olan mütalaa ve vergi suçu raporuna aykırı olarak sanık hakkında, “2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan kamu davası açıldığı, “sahte fatura kullanma” suçundan açılmış bir dava bulunmadığı gibi birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olan "sahte fatura düzenleme" ve “sahte fatura kullanma” suçlarının birbirine dönüşemeyeceği dikkate alınarak; “2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan açılan dava nedeniyle durma kararı verilerek, 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince kovuşturma şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceğinin Vergi Dairesi Başkanlığından sorulmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, yargılamaya devamla sahte fatura düzenleme suçundan hüküm kurulması,…BOZULMASINA, 02/07/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi…”
[7] Y.11.CD, E: 2017/3635, K: 2020/2831, Teb: 11 - 2013/91287, KT: 09.06.2020: II-Sanık M. hakkında “2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık ve katılan vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
[8] Y.11.CD, E: 2017/3635, K: 2020/2831, Teb: 11 - 2013/91287, KT: 09.06.2020: “III-Sanık A. hakkında “2008 takvim yılında sahte fatura kullanmak” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık ve katılan vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde; M. Cumhuriyet Başsavcılığının 26.04.2011 tarih ve 2011/2793 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında "2008-2009 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak" suçlarından kamu davası açılmış ise de, dosya içerisindeki M. Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 22.03.2011 tarihli mütaalasının sadece 2008 takvim yılına ilişkin olarak ve sanık M hakkında verildiği, sanık A hakkında “2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak” suçlarına ilişkin mütalaa alınmadan dava açıldığı dikkate alınarak; CMK'nin 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca kovuşturmanın durmasına karar verilerek, 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince kovuşturma şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği Vergi Dairesi Başkanlığından sorulduktan sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,…BOZULMASINA, 09.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.”
[9] Y.11.CD, E: 2017/3635, K: 2020/2831, Teb: 11 - 2013/91287, KT: 09.06.2020.
[10] Y.11.CD, E: 2017/14783, K: 2020/1730, Teb: 11 - 2015/503, KT:25.02.2020: “…sahtecilik suçuna hasren yapılan incelemede; 5271 sayılı CMK'nin 225.maddesi uyarınca hükmün konusu olan 12/03/2014 tarih ve 2014/15819 esas sayılı iddianame ile sanıklar hakkında tavsifi yapılan sahtecilik eyleminin sübutu halinde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na muhalefet suçunu oluşturacağı ve bu suça ilişkin verilmiş bir mütalaa bulunmadığı görülmekle, öncelikle sanıklar hakkında dava konusu edilen eylemlerine ilişkin olarak vergi tekniği ve vergi suçu raporları ile buna bağlı olarak mütalaa verilip verilmediğinin, aynı eylemlerine ilişkin olarak kamu davası açılıp açılmadığının ilgili Vergi Dairesinden sorulması; verilmediğinin tespit edilmesi halinde durma kararı verilerek, sanıklar hakkında dava konusu edilen eylemlerine ilişkin olarak, 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği ilgili Vergi Dairesi Başkanlığından sorularak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, yargılamaya devamla sanıklar hakkında yazılı şekilde karar verilmesi, …BOZULMASINA, 25.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi…”
[11] Y.11.CD, E: 2017/11888, K: 2020/1409, Teb: 11 - 2016/245580, KT: 18/02/2020: “…213 sayılı VUK'nin 367. maddesi uyarınca dava şartı olan mütalaa ve dayanağı olan vergi suçu raporu ile eklerinin "2008, 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme" suçuna ilişkin olduğu; Ü… Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın 26/04/2012 tarih ve 2012/3430 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında “2008, 2009 yıllarında sahte fatura kullanma” suçundan kamu davası açıldığı ancak bu suçla ilgili verilen mütalaa bulunmadığı, sahte fatura kullanmak ve sahte fatura düzenlemek suçlarının birbirinden bağımsız ve ayrı suçları oluşturduğu ve birbirine dönüşmeyeceği dikkate alınarak, mahkeme tarafından öncelikle durma kararı verilip, 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince 2008-2009 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak suçundan dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceğinin Vergi Dairesi Başkanlığından sorulması, verilmeyeceğinin anlaşılması durumunda davanın düşmesine karar verilmesi gerekeceği gözetilmeden yargılamaya devamla, sahte fatura düzenlemek ve kullanmak suçlarının da karıştırılması suretiyle mahkumiyet hükümleri kurulması,…BOZULMASINA, 18/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi…”
[12] Y.11.CD, E: 2019/4254, K: 2020/1262, Teb: 11 - 2019/53110, KT: 13.02.2020: “…A… Cumhuriyet Başsavcılığının 26.11.2012 tarih ve 2012/12046 esas sayılı iddianamesi ile sanıklar hakkında “defter gizleme” suçundan kamu davası açılmış ise de; atılı suça ilişkin olarak sanık S hakkında mütalaa verildiği, sanık A hakkında ise verilmiş bir mütalaa bulunmadığı anlaşıldığından, mahkeme tarafından öncelikle durma kararı verilip, sanık A hakkında 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği Vergi Dairesi Başkanlığından sorularak, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,…BOZULMASINA, 13.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi….”
[13] Y.11.CD,E: 2020/538, K: 2020/4703, Teb: 11 - 2019/63144, KT: 21/09/2020: Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, sanık hakkında Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın 23/03/2012 tarihli 2009/19839 Soruşturma ve 2012/3101 Esas sayılı iddianamesi ile “2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan kamu davası açılmış ise de; atılı suça ilişkin verilmiş bir mütalaa bulunmadığı, Mahkemece 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği hususunun Vergi Dairesi Başkanlığından sorulması üzerine, Eskişehir Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı’nın 03/01/2019 tarihli ve 27657514-641.99-E.39 sayılı cevabi yazısı ile sanık İsmail Yağcı yönünden mütalaa verilmeyeceğinin bildirilmesi karşısında, sanık hakkında CMK’nin 223/8. maddesi gereğince düşme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden beraat kararı verilmesi, …BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun‘un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davasının, dava şartı olan “mütalaanın” verilmemesi nedeniyle CMK’nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE, 21/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi…” Y.11.CD,E: 2020/830, K: 2020/4614, Teb: 11 - 2020/14701, KT: 17.09.2020: “…A… Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 01.03.2013 tarih ve 2013/4982 esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında “2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan kamu davası açılmış ise de; atılı 2010 takvim yılındaki suça ilişkin olarak sanık hakkında verilmiş bir mütalaa bulunmadığı anlaşıldığından, mahkeme tarafından öncelikle, 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği Vergi Dairesi Başkanlığından sorulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla beraat hükmü kurulması,…BOZULMASINA, 17.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi…” Y.11.CD, E: 2019/794, K: 2020/4043, Teb: 19 - 2015/261060, KT: 07/07/2020: “…A) Sanık G hakkında 2008 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz taleplerinin incelenmesinde: 5271 sayılı CMK'nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı; sanık hakkında, Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 30/03/2012 tarih ve 2012/219 esas sayılı iddianamesi ile Vergi Dairesi Başkanlığı’nın mütalaasına aykırı olarak “2008 yılında sahte fatura düzenleme” suçundan kamu davası açıldığı; ancak bu suçtan yargılama koşulu olan mütalaa bulunmadığı, sahte belge düzenleme ve sahte belge kullanma eylemlerinin birbirinden bağımsız ve ayrı suçları oluşturduğu ve birbirine dönüşmeyeceği dikkate alınarak; iddianameye konu olan sahte fatura düzenleme suçu yönünden 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceğinin Vergi Dairesi Başkanlığından sorulması, verilmeyeceğinin anlaşılması durumunda davanın düşmesine karar verilmesi gerekeceği gözetilmeden yargılamaya devamla mahkumiyet hükmü kurulması, B) Sanık F hakkında kurulan düşme hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde; Sanık hakkında dava şartı olan mütalaa alınmadan dava açıldığı anlaşılmakla; “2008 takvim yılında sahte fatura kullanmak” suçundan önceden mütalaa verilip verilmediğinin araştırılması, verilmediğinin tespit edilmesi halinde CMK'nin 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca kovuşturmanın durmasına karar verilerek, 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince kovuşturma şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği Vergi Dairesi Başkanlığından sorulduktan sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, düşme kararı verilmesi, BOZULMASINA, 07/07/2020 tarihinde karar verildi….”
[14] Y.11.CD, E: 2017/7333, K: 2020/5278, Teb: 11 - 2013/191142, KT: 01.10.2020: “…1-Sanık M… hakkında verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyiz nedenlerinin incelenmesinde; Sanık hakkında T. Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 26.12.2011 tarihli 2011/2539 Esas sayılı iddianamesi ile “2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarından kamu davaları açılmış ise de; atılı suça ilişkin verilmiş bir mütalaa bulunmadığı, Mahkemece 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği hususunun Vergi Dairesi Başkanlığından sorulması üzerine, Samsun Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı’nın 09.03.2012 tarihli ve AGB-A-1/13-13 sayılı cevabi yazısı ile sanık M. yönünden mütalaa verilmeyeceğinin bildirilmesi karşısında, sanık hakkında CMK’nin 223/8. maddesi gereğince düşme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, beraat kararı verilmesi, ….BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun'un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davalarının dava şartı olan “mütalaanın” verilmemesi nedeniyle CMK’nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE, 2-Sanık A hakkında 2009 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz nedenlerinin incelenmesinde; Sanığa yüklenen "sahte fatura kullanma" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli dava zamanaşımının, kesici son işlem olan sanığın sorgusunun yapıldığı 01.06.2012 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun'un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen asli dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE, 01.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi…” Y.11.CD, E: 2020/1119, K: 2020/5276, Teb: 11 - 2019/51372, KT: 01.10.2020: 1- Sahte fatura kullanma suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyiz nedenlerinin incelenmesinde; Sanık hakkında S Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 24.05.2012 tarihli 2012/264 Esas sayılı iddianamesi ile “2006, 2007, 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura kullanma” suçlarından kamu davaları açılmış ise de; atılı suça ilişkin verilmiş bir mütalaa bulunmadığı, Mahkemece 213 sayılı VUK'nin 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği hususunun Vergi Dairesi Başkanlığından sorulması üzerine, B. Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı’nın 01.08.2018 tarihli ve 19245389-663.05(56)-E.3569 sayılı cevabi yazısı ile sahte fatura kullanma fiiline ilişkin mütalaa verilmeyeceğinin bildirilmesi karşısında, sanık hakkında sahte fatura kullanma suçu yönünden CMK’nin 223/8. maddesi gereğince düşme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, beraat kararı verilmesi,….BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun'un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davasının, dava şartı olan “mütalaanın” verilmemesi nedeniyle CMK’nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE, hükmün BOZULMASINA, ….01.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi…”