DAVA İÇİN İZİN ŞARTI

Abone Ol

YENİ KANUN TEKLİFİ HAZIRLANIŞ AMACINI SAĞLAMAKTAN UZAKTIR.
Bir milletvekili tarafından sunulan yeni kanun teklifinde, MİT Mensuplarının görevden doğan veya görev ifası sırasında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü yapılacak soruşturmanın Başbakan’ın iznine bağlı olduğu belirtilmektedir. 
Bununla ilgili ve birebir benzer bir düzenleme esasen mevcut kanunda da bulunmaktadır. Buna rağmen, herhangi bir izin alınmasına gerek olmaksızın soruşturma başlatılabilmiştir.
 
Zira Ceza Muhakemeleri Kanununda yer alan ve katalog suçlar denilen bazı suçlar nedeniyle, özel yetkili Savcılar ve Mahkemeler eliyle yapılacak olan soruşturmalar ve davalarda, bu suçları işleyenlerin ‘sıfat ve memuriyetleri ne olursa olsun’ bu Kanunla görevlendirilmiş ağır ceza mahkemelerinde yargılanacağı hükmü bulunmaktadır. 
Bu maddenin yer aldığı kanun, her türlü yargılamada öncelikle uygulanması zorunlu olan Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) olduğuna ve ilgili madde de özel bir hüküm yer aldığına göre, her türlü soruşturma ve yargılamada uygulanacak kanun ve maddeler, bu maddeler olacaktır. 
Bu bakımdan CMK ve ilgili 250.maddesi yürürlükte olduğu sürece, diğer bazı kanun ve maddelerde yapılan değişiklikler, bu uygulamayı durdurucu nitelikte değildir. Kaldı ki başlayan kovuşturma ve soruşturmayı ne kadar etkileyeceği de belli değildir.

ESKİ DAVALAR DA TARTIŞMAYA AÇILACAKTIR.
Mevcut uygulama olan 250.madde de yani özel yetkilerde kısıtlama ve yeni bir düzenlemeye gidilmesi halinde ise, bu madde uyarınca bu güne kadar yapılan ve devam etmekte olan bütün soruşturma, kovuşturma ve yargılamalar da tartışmaya açılacaktır. Bu güne kadar yapılan bir takım işlemlerin geçersiz hale geldiği, yeni yasaya göre yeniden işlem yapılması ve güncelleştirilmesi hususları gündeme gelebilecektir.


GÖREV SUÇU TANIMI TARTIŞMALIDIR
Yeni teklif ile getirilen değişikliklerin büyük ölçüde tartışılabilir ve uygulamaya açıklık getirmekten uzak olmasının yanında, getirilen yeni değişiklik ile, Başbakan’ın iznine bağlanan hususlar, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işlenen suçlar olarak tanımlanmaktadır.        

Soruşturmaya başlanan suçların, görevden doğan suçlar mı, yoksa görev dışı ve görevi aşan suçlar mı olduğu yani soruşturmasının izne bağlı olup olmadığı konusu da tartışılacaktır ve karmaşaya neden olacaktır. Bir görevin yerine getirilmesi, suç işlemeyi gerektirmediğine göre, işlendiği ileri sürülen suçun görevden doğup doğmadığı ve soruşturmasının izne bağlı olup olmadığı da tartışmalı olacaktır.


ÖZEL YETKİLİ OLDUĞU İFADE EDİLEN ‘BERBER’ BİLE YASADAN YARARLANABİLECEKTİR
Yeni tasarıda; Başbakan tarafından özel bir görevi yerine getirmek üzere görevlendirilen diğer kişiler de, hiçbir kısıtlama ve tarif getirilmeksizin, kanun kapsamına alınmaktadır. 
Demokratik ve çoğulcu rejimlerde, tek bir kişi tarafından görevlendirme mümkün olmamalıdır. Tek bir kişi tarafından, yani Başbakan tarafından görevlendirilen ve herhangi bir kamusal görevi dahi bulunmayan bütün kişiler bu dokunulmazlıktan yararlanacaklardır. Öyle ki, Başbakan’ın “berberi” dahi, kendisine özel olarak verilen bir görevle yaptığını söylediği eylemlerinden ötürü, kovuşturulması izne bağlı kişiler kapsamında olacaktır. Dokunulmazlık tanımının bu kadar geniş ve belirsiz olması uygulamada çeşitli tartışmalara neden olacaktır.    
Olayın sıcaklığı ile ve soruşturmayı bir an önce durdurmak telaşı ile alelacele yapılan kanun önerisine getirilecek ek ve değişikliklerle, olay daha tartışılır ve içinden çıkılmaz hale gelecektir. 
Yasaların tartışma ve kuşkulardan uzak olarak uygulanması için bütün bu belirsiz ifadelerden arındırılması, yasalarda çok sık ve kişisel nedenlerle değişiklik yapılmaması zorunlu ve gereklidir. 

(Bu köşe yazısı, sayın Av. Erdem AKYÜZ tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)