DANIŞTAY'IN BOZMA KARARI VE 2 NOLU BİLDİRİM

Abone Ol
Uygulamada sıkça karşılaştığımız konulardan bir tanesi de, vergi mahkemesi kararına göre veya diğer yargı organlarının kararlarına göre düzenlenen ihbarnameler (bildirimler) vergi mahkemesinde dava konusu edilebilecek midir? Bu sorunun yanıtı çoğunlukla hayır olmalıdır. Çünkü,  2 nolu bu tip ihbarnameler esasında  213 sayılı VUK’a göre bir ihbarname niteliğinde değildir. Bu ihbarnameler esasen, bildirim  özelliği taşımaktadırlar. 213 sayılı VUK’nun  34 ve izleyen maddelerinde ihbarname esası ayrıntılı olarak   açıklanmış bulunmaktadır.  35. madde hükmünde ihbarnamenin kapsamı ve içeriği ayrıntılı olarak belirtildikten sonra VUK 66 Seri Nolu Genel Tebliğde ihbarnamelerle ilgili  ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir. 

Vergi dairesi tarafından düzenlenen işte bu 1 nolu ihbarnameler  üzerine vergi mahkemesinde dava açılması veya düzeltme talebinde bulunulması mümkün bulunmaktadır.   Ne var ki, 2 nolu ihbarname dediğimiz yargı kararları üzerine düzenlenen ihbarnameler için tekrar yargıya gidilmesi istisnai bir yol olarak gözükmektedir.  2 nolu ihbarnamelerde  dava açılabilmesinin tek koşulu bu ihbarname kapsamında yer alan vergi hatasına ilişkin hükümlerin  yer alıp almadığı konusudur. 2 nolu ihbarname içeriğinde vergi hatası veya diğer hatalar söz konusu ise bu ihbarnamelere karşı  düzeltme talebinde bulunmak veya dava açmak hakkı mümkün  bulunmaktadır. 

Uygulamada 2 nolu vergi ve ceza ihbarnameleri, vergi dairesinin ihtilaflı işler servisinin ilgili memur veya şefi tarafından düzenlenip, ilgili müdür tarafından imzalanmaktadır.  Bu ihbarnameler VUK 112/3 ve 2577 sayılı İYUK’nun 28/5 md. hükmüne göre düzenlenmektedir.  Bu ihbarnamelerin tebliğ edilmesi üzerine bölge idare veya Danıştay  nezdinde yapılan itiraz ve temyize esas olamaz.  İtiraz ve temyiz bu  ihbarnamenin  (bildirimin) ilişkin olduğu vergi mahkemesi kararına karşı ve bu kararın tebliği üzerine yapılır. Bu ihbarnamede (bildirimde) vergi hatası bulunması   halinde VUK’nun 116-126. maddeleri hükümlerine göre düzeltilmesi istenmelidir. 

Vergi mahkemesi kararına göre hesaplanan ve bu  ihbarname ile tebliğ edilen vergi; taksit süresi geçmemiş ise taksit  süreleri içinde, taksit süresi kısmen veya tamamen geçmiş ise bir ay içinde ödenmelidir. Açılan davanın  kısmen  veya tamamen mükellef aleyhine  sonuçlanması durumunda dava konusu yapılan vergilerin ödenmemiş kısmı üzerinden, tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren vergi mahkemesi kararının vergi dairesine  tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için, VUK 112/3. maddesine göre hesaplanan gecikme faizi de aynı süre içinde ödenmelidir. 

Vergi mahkemesi kararına göre  hesaplanan ceza, bu  2 nolu ihbarnamenin  tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde ödenmelidir.  

Bölge İdare Mahkemesine veya Danıştay’a başvurulmuş olması,  mahkeme kararlarının yürütülmesini durdurmaz, ancak, yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi halinde, mahkeme kararlarının yürütülmesini durdurabilmektedir.   Bu gibi durumda mahkeme tarafından tehir-i icra kararı  verilmesi zorunludur. 

Öte yandan, ödeme emrine karşı açılan davaların reddi ve kesinleşen yargı kararı üzerine 6183 sayılı  kanunun 58. maddesine göre alınacak %10 zam tutarı için bu 2 nolu  ihbarname düzenlenmektedir. Bu zam, yani haksız çıkma zammı  ihbarnamenin  tebliğ tarihinden itibaren başlayarak 1 ay içinde ödenmesi gereklidir. 

Öte yandan, yüksek mahkeme Danıştay tarafından verilen bir kararda: “inceleme raporuna göre yapılan tarhiyatın kaldırılması istemi ile açılan davayı  reddeden vergi mahkemesi kararı sonucu, ihbarname ile istenen vergi  borçlarının tebliği tarihinden itibaren  süresinde ödenmemesi üzerine, düzenlenen ödeme emrinin, vergi mahkemesi kararının Danıştay’ca bozulması üzerine iptal edilmesi gerekir” şeklinde kararları bulunmaktadır.   

2 nolu vergi/ceza ihbarnameleri vergi dairelerinin  davalı  işler servisi tarafından düzenlenmekte ve  bu ihbarname üzerinde “İHB2” kod numarası bulunmaktadır. Aynı zamanda ihbarname üzerinde, ilgili vergi dairesinin adı,   ihbarname tanzim tarihi, cilt sıra numarası, mükellefle ilgili bilgiler tablosu, davaya konu olan vergi-harç ve cezaya ilişkin ihbarnamenin tarih ve numarası,  yargı aşamaları: yani dava konusu edilen vergi ve ceza kısmı, vergi mahkemesi kararına göre hesaplanan verginin ve cezanın matrahı, kat veya oranı ve miktarı, yine Bölge İdare Mahkemesi veya Danıştay  kararına göre  ödenmesi  gereken vergi ve cezanın matrahı, kat veya oranı ve miktarı gösterilmelidir. 

Diğer taraftan, 2 nolu ihbarnameler üzerinde, mahkeme kararına göre hesaplanan gecikme faizi ve karar harcı gösterilmelidir. Nihayet,  ihbarnamenin en sonunda hangi mahkemenin kararı olduğu mahkemenin mercii, kararın tarihi, esas veya karar  numaraları ayrı ayrı gösterilir.  2 nolu ihbarnameler 3 nüsha olarak düzenlenir ve 1 nüshası mükellefe diğer 2 nüsha ise vergi dairesinde  iki farklı servislerde dosyalarda muhafaza edilir. Mükellefe tebliğ edilecek nüsha kapalı bir zarf içerisinde posta ile iadeli taahhütlü olarak gönderilir.  Bu tebligat yapılmadan mükelleften herhangi bir vergi veya cezanın istenmesi söz konusu olamaz.  Mükellefin davayı kazanması durumunda ise, 2 nolu  ihbarnamenin düzenlenmesine söz konusu değildir. Anlaşılacağı üzere böyle bir durumda mükellef açtığı davayı kazanmış ve mahkeme mükellefin lehine  neticelenmiş, sonuçta vergi dairesi davayı kaybetmiş bulunmaktadır. 

Danıştay tarafından verilen  bütün kararlar üzerine her zaman  2 nolu ihbarname  düzenlenmeyebilir. Örneğin, Danıştay tarafından verilen bozma kararları üzerine  2 nolu ihbarname düzenlenir fakat bu ihbarname üzerinde sadece  yargı harcı gösterilir. Mükellefe evvelki aşamalarda  yapılan tarhiyatla ilgili  vergi ve ceza gösterilmez. Bozma kararları  Danıştay tarafından alt mahkemelerin verdiği kararların  2577 sayılı kanun 49. maddesine göre bozulabilmektedir. Bozma kararları, Danıştay tarafından alt mahkemelerin verdiği kararlar için  uygulanmaktadır.  Alt mahkemeler,  bozma kararları üzerine ya ısrar kararı veyahutta  bozma kararına aynen uyabilirler. Kararı bozulan ilk derece idari yargı yerleri  dosyayı  kendisine geldikten sonra  öncelikle  bu dosyayı karara bağlamak zorundadır.  

Ancak bunun için bozma kararının taraflara tebliğ edilmesi ve tebliğ tarihini izleyen günden itibaren  aleyhine bozma kararı verilen taraflar bakımından  15 gün içerisinde  Danıştay’ın aynı dairesine karar düzeltme talebinde bulunulabilir.  İşte bu noktada  Danıştay’ın bozma  kararı üzerine vergi dairesi tarafından 2 nolu ihbarname düzenlenemez. 15 günlük süre içerisinde  kararın düzeltilmesi başvurusu bulunması halinde, kararı bozulan mahkeme veya Danıştay dava dairesinin, bu başvurusunun sonuçlanmasını da beklemesi zorunludur. Kararın düzeltilmesi  başvurusunda bulunulması veya  yapılan başvurunun, temyiz merciine usul veya esas yönlerinden reddedilmesi halinde, kararı bozulan ilk derece idari yargı yeri, dosyayı öncelikle inceler.  

Eğer;  kararı bozulan ilk derece idari yargı yeri,  Danıştay dava dairesi ise, bozma  kararına  uyulması ve gereklerinin aynen yerine getirilmesi zorunludur.  Buna karşılık; kararı bozulan  idare ve vergi mahkemelerinin, yapacakları bu inceleme sonucuna göre, iki tür karar vermeleri olasıdır: Kararı bozulan ilk derece yargı yeri (idare veya vergi mahkemesi), bozma kararına  uyarak, gereklerini yerine getirmek suretiyle  kararını verir veya  bozulan kararında direnir.

Kararı bozulan mahkemenin bu iki tür davranış biçimi dışında, üçüncü bir seçeneği yoktur. Ancak; bu durum, birden fazla hüküm fıkrası içeren  mahkeme kararının bozulması halinde, kimi hüküm fıkraları bakımından bozma kararına uyulmasına; kimi hüküm fıkraları  direnilmesine engel değildir. Mahkeme, ulaşacağı kanıya göre, bozulan hüküm fıkralarından yalnızca   birine veya bir kaçına uyup, diğerlerine direnebilir.  

(Bu köşe yazısı, sayın Av. N. Gaye ALPASLAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)