COVID-19 VİRÜSÜ VE ŞEFFAFLIK

Abone Ol

Çin’den dünyaya yayılan yeni corona virüsü (covid-19) BM Sağlık Örgütü tarafından »pandemi« olarak ilan edilmiştir. Virüsün yayıldığı birçok ülke toplumun genel sağlığını ve özellikle de risk altında bulunan kişileri düşünerek, olağanüstü tedbirler almak zorunda kalmıştır.

Ülkemizin bu süreçte önceden aldığı tedbirler vasıtasıyla Avrupa ülkelerine göre daha iyi bir sınav verdiği dile getirilmektedir. Bu noktada gözler işin merkezi Sağlık Bakanlığı ve bakanlık bünyesinde oluşturulan Bilim Kurulu’na çevrilmektedir.

Siyasette saydamlık önemlidir; çünkü toplum hakkında sorumlu sıfatı ile karar alıcıların uygulamaları merak konusudur. Vatandaşın bu noktada yeterli seviyede bilgilendirilmesi gerekmektedir. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, kriz yönetimindeki tavrı ile siyasette saydamlığın önemini gündeme getirmiş ve bu önemi pekiştirmiştir.

İster kamu isterse de özel sektör temelli bir organizasyonun saydamlık ilkesini hayata geçirmek istemesi, o kamu ya da özel hukuk kişisinin kamuoyu ile iyi bir ilişki kurması demektir.[1] İyi yönetişimin gereği saydamlığa verilecek önem, hiç kuşkusuz beraberinde hesap verilebilirliği de gündeme getirecektir.[2] Ayrıca saydamlık ilkesi uygulamaları, bilgi edinme hakkını tamamlayıcı bir rol üstlenmektedir.[3]

Kişilerin yahut kurumların şeffaflığı meselesi, partiler üstü bir meseledir. Bir internet sayfasında yapılan anket, bu meselenin partiler üstü bir mesele olduğunu desteklemektedir. 13937 kişinin çevrimiçi oy kullandığı bir ankette, katılımcıların %76.33’ü Sağlık Bakanlığının yeni korona virüsü ile ilgili aldığı tedbir ve uygulamaları yerinde ve başarılı bulmuştur.[4] Sahada yapılan başka bir araştırma sonucuna göre, ankete katılanların %73.1’i Sağlık Bakanı’nı başarılı bulmuştur.[5]

Vatandaşın kurum ya da kuruluşun işlerliğine olan inanç ve güven, şeffaf uygulamalar ile bütünleşerek pekişir. Bu sebeplerden ötürü saydamlık ilkesi, günümüz bilgi ve iletişim toplumunda demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından birisi olarak yer edinmeye başlamıştır; sosyal medyanın yaygınlaştığı, iletişimin kolay hale geldiği günümüz toplumlarında önemi git gide artmaktadır.

Son olarak, ülkemizin ihtiyaçlarını karşılayacak ve demokrasi seviyemizin çıtasını yükseltecek bir “saydamlık kanunu”[6], şimdiden iyi örnekler arasında yer edinen Sağlık Bakanlığı kriz yönetimi uygulamasını taçlandıracak bir adım olacaktır. Böylelikle vatandaşın kurum ve kuruluşlara olan güven ve inancı pekişecektir. Kurumların yozlaşmasına ve yolsuzluğa karşı da atılacak güzel bir adım olacaktır…

Semih Yumak*

--------------------------------------

* Köln Üniversitesi Hukuk Fakültesi Doktora Öğrencisi, MEB Yurtdışı Lisansüstü Bursiyeri.

[1] Krş. UN Global Compact Office, Business against Corruption, 2011, s. 13; OECD, Leitsätze für multinationale Unternehmen, 2011, VII, Nr. 5.

[2] Bkz. Bir Olgu Olarak Yolsuzluk: Nedenler, Etkiler ve Çözüm Önerileri, 2006, s. 54.

[3] Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013): Kamuda İyi Yönetişim, DPT Özel İhtisas Komisyonu Raporu, 2007, s. 17.

[4] https://anket.memurlar.net/anket/?primarykey=81fddc5d-e262-ea11-80f5-a0369f7d1486 (25.3.2020).

[5] https://www.yenisafak.com/dunya/guven-tam-3530029 (25.3.2020).

[6] Almanya’da eyalet çapında çıkarılan Şeffaflık kanunları (Transparenzgesetz), bu bağlamda örnek teşkil edebilir.