Covid-19 İzninde Olanlar ve Kapalıda Bulunan Hükümlüler Hakkında İnfaz Düzenlemesi Üçüncü Bilgi Notu

Abone Ol

Covid-19 izni ile ilgili Kanun Teklifi hakkında bir kısım tereddütleri ve eleştirileri iki yazımızda dile getirmiştik. Teklifte dikkate alınması, değiştirilmesi ve aydınlatılması gereken hususlar kanaatimizce şu şekildedir:

1. Karşılıksız çek suçundan verilen ve hapse dönüştürülen cezalar Teklif kapsamına alınmalıdır. Aynı şekilde, diğer adli para cezaları hapse çevrilenler de kapsamda olmalıdır. Bu kişiler Covid-19 izninde kapsama alınmıştır; mahkum oldukları suçlar ve netice cezaları itibariyle Teklif kapsamının dışında bırakılmaları ve yeniden açık kuruma alınmaları hakkaniyetli değildir. Bu kişilerin ceza infaz kurumuna geri dönmesi; ilgili cezaların ödenmesini sağlamayacağı gibi, daha da zorlaştıracaktır.

2. TCK m.220 kapsamına giren örgüt suçları Teklifle İnfaz Kanununa eklenmesi öngörülen Geçici m.10’un 6. fıkrası kapsamına alınmalıdır; silahlı veya silahsız örgüt kurucusu, yöneticisi, üyesi olmaktan ve/veya örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan mahkum olanlar, bu hüküm kapsamında değerlendirilmelidir. İnfaz Kanunu Geçici m.6’da 2020 yılında yapılan düzenlemede TCK m.220’nin kapsama alındığı dikkate alınmalı; şu an ise Geçici m.10/6’nın kapsamı dışında bırakılmalarını zorunlu kılan bir sebep bulunmadığı, tehlikelilik hali ve toplumsal reaksiyonu çok daha fazla olan diğer suçlar kapsama alınmışken, TCK m.220’nin kapsam dışında bırakılmasının adil ve hakkaniyetli olmayacağı gözetilmelidir.

3. Teklifle İnfaz Kanununa eklenecek Geçici m.10’da “iyi hal” aranıp aranmayacağı netleştirilmelidir. İyi hal aranacaksa metinde açıkça belirtilmeli, iyi hal aranmayacaksa bunun da şartları öngörülebilir olarak düzenlenmelidir. Firar eden veya halihazırda disiplin cezası bulunan ve kaldırılma süresi sona ermeyen hükümlülerin durumu açıklığa kavuşturulmalıdır. Diğer şartları sağlamaları halinde; firar eden hükümlülerin belirli bir tarihe kadar teslim olması şartı getirilebilir, disiplin cezalarının infaz edilmemesi, infaz edilenlerin süre sınırı aranmaksızın kaldırılması değerlendirilebilir.

4. Teklifle İnfaz Kanununa eklenecek Geçici m.10/6’da; toplam cezası 10 yıl ve üzeri olan hükümlüler yönünden, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği m.6’da aranan “toplam cezanın onda birinin kapalı kurumda infaz edilmesi” şartı yerine,  31.07.2023 tarihi itibariyle kapalı kurumda olan bu hükümlülerin kapalı kurumda 3 ay kalmaları ve açık kuruma ayrılmalarına 3 yıl veya daha az süre kalması şartı aranacaksa da, hükümlünün açık kuruma ayrılmasına ne zaman 3 yıl veya daha süre kalacağının tespiti için normal şartlarda açık kuruma ayrılmayı hak edeceği tarihin hesaplanması gerekeceğini, bu hesapta da 10 yıl ve üzeri cezalar yönünden “toplam cezasının onda birinin kapalı kurumda infaz edilmesi” şartının tarih hesaplaması sırasında mecburen dikkate alınması gerekeceğini, bu hesaplama sonucunda hükümlünün açığa ayrılmasına 3 yıl ve daha az süre kaldığında Teklifle İnfaz Kanununa eklenecek Geçici m.10/6’dan faydalanabileceğini, ancak çoğu kez bu hesaplamanın sonuca etki etmeyeceğini ifade etmek isteriz. Özetle; açığa geçmek için toplam cezanın onda birinin kapalıda geçirilmesi yerine 3 ay kapalıda kalma şartı öngörülmüşse de, hükümlünün açığa ayrılmasına 3 yıl ve daha az kalması şartının hangi tarihte gerçekleşeceğinin tespiti için, önce Yönetmelik m.6’ya göre olağan şartlarda açığa geçme tarihinin hesaplanması ve bu hesapta da toplam cezanın onda birinin kapalıda geçirilmesi şartının hangi tarihte gerçekleşeceğinin tespiti gerekecektir. Bununla birlikte; “toplam cezanın onda biri” kriterinin dikkate alınması, çoğu kez hükümlünün açığa ve denetimli serbestliğe 3 yıl erken ayrılmasında sonuca etki etmeyecektir. Örneğin; kasten öldürmeye teşebbüsten 12 yıl ceza alan bir hükümlünün normal şartlarda açığa geçmesi Yönetmelik m.6/1’e göre “toplam cezanın onda birinin kapalıda geçirilmesi”, “iyi halli olma” ve “koşullu salıverilmesine 7 yıl kalması” şartlarının gerçekleşmesi ile mümkündür. Bu örnekte; hükümlünün koşullu salıverilme süresi 8 yıl olup, “koşullu salıverilmesine 7 yıl kalması” şartı için 1 yıl kapalıda kalması yeterli gözükmektedir. Oysa Yönetmeliğe göre açığa ayrılması için bu yeterli değildir, çünkü normal şartlarda kapalıda geçirmesi gereken “toplam cezasının onda biri” 1 yılı aşmakta ve 1 yıl 2 ay 13 güne denk gelmektedir. Dolayısıyla bu hükümlünün normal şartlarda açığa ne zaman geçeceğinin hesaplanmasında; koşullu salıverilmesine 7 yılın kalacağı 1 yıllık kapalıda infaz süresi değil, onda bir şartının da gerçekleşeceği 1 yıl 2 ay 13 gün kapalıda infaz süresi dikkate alınacak ve açığa geçmeyi hak edeceği tarih buna göre hesaplanacaktır. Bu örnekte; her halükarda hükümlünün açığa ayrılmasına 3 yıl ve daha az kaldığından sonuca etkili bir durum olmasa da, açığı hak edeceği tarihin hesaplaması kural olarak buna göre yapılacaktır. Netice itibariyle; bu örnekte hükümlü, kapalı kurumda 3 ay kaldıktan sonra açık kuruma geçecek, 3 yıl 9 ay açık kurumda kaldıktan sonra 1+3 yıl olacak şekilde 4 yıl sürecek denetimli serbestliğe ayrılabilecektir. Bu sürelerin ardından, hükümlü hakkında koşullu salıverilme kararı verilebilecektir.

5. Yukarıda yer alan 4. maddeyi toplam cezası 10 yılın altında olanlar yönünden değerlendirdiğimizde ise; normal şartlarda Yönetmelik m.6’da kapalıda 1 ay kalmanın yeterli görüldüğü, Geçici m.10/6’da da aynı sürenin arandığı, İnfaz Kanunu Geçici m.6’ya tabi olan (30.03.2020 tarihine kadar işlenen ve maddede istisna sayılmayan suçlar) ve bu sebeple 3 yıllık denetimli serbestlikten faydalanan hükümlülerde kapalıda 1 ay kalma şartı bulunmadığı, bu durumda olan hükümlülerin denetimli serbestliğine 3 yıl kaldığında doğrudan kapalı kurumdan denetimli serbestliğe ayrılabilecekleri, bu hükümlerin birlikte tatbikinde ise bir kısım hükümlülerin kapalıda 1 ay kalmalarının gerekip gerekmeyeceğinin incelenmesi isabetli olacaktır. Konuyu iki örnekle anlatmak gerekirse;

Birinci örnek: 30.03.2020 tarihinden önce işlediği ve İnfaz Kanunu Geçici m.6’da istisna sayılmayan bir suçtan 8 yıl hapis cezası alan hükümlünün koşullu salıverilmesi 1/2 oranına tabi olsun. Bu hesaba göre; 4 yıl koşullu salıverilme ve 3 yıl denetimli serbestlik süresi düşüldüğünde, 1 yıl ceza infaz kurumunda infaz edilecek süre kalmaktadır. Normalde; bu 1 yılın 1 ayı kapalıda, 11 ayı ise açıkta infaza tabidir. Bu hükümlü 31.07.2023 tarihi itibariyle kapalı kurumda ise; 1 ay kapalıda ve 3 ay açıkta kalması kaydıyla, toplam 4 aylık infaz sonucunda denetimli serbestliğe ayrılabilecektir. Netice itibariye; bu hükümlü, hem İnfaz Kanunu Geçici m.6’dan ve hem de Teklifle eklenecek Geçici m.10/6’dan faydalanarak, 3 yıl 8 aylık süre için denetimli serbestlikten faydalanabilecektir.

İkinci örnek: 30.03.2020 tarihinden önce işlediği ve İnfaz Kanunu Geçici m.6’da istisna sayılmayan bir suçtan 6 yıl hapis cezası alan hükümlünün koşullu salıverilmesi 1/2 olsun. Bu hesaba göre; 3 yıl koşullu salıverilme ve 3 yıl denetimli serbestlik imkanı bulunan hükümlü, Geçici m.6’nın 3. fıkrasında açığa ayrılmayı hak etme şartı aranmadığından ve doğrudan kapalıdan denetimli serbestliğe çıkma imkanı sağlandığından, süre itibariyle açıkta veya kapalıda infaz edilecek süresi bulunmayacaktır. Dolayısıyla; bu durumda olan bir hükümlünün kapalıda 1 ay kalması şartı aranmayacak olup, Geçici m.6’nın tatbiki ile cezasının infazı denetimli serbestlikle yapılacaktır.

6. "4'de 4'ler" olarak bilinen aynen infaza tabi hükümlünün sırada bekleyen cezası bu Kanun Teklifi kapsamına girmekle birlikte, aynen infaz bakımından bu Kanun Teklifi uygulanmayacaktır.

Prof. Dr. Ersan Şen

Av. Beyza Başer Berkün

>> Covid-19 İzninde Bulunan Hükümlüler ile Kapalı İnfaz Kurumunda Bulunan Hükümlülerin Durumu

>> Covid-19 İzninde Olanlar ve Kapalı İnfaz Kurumunda Bulunanlar Hakkında İkinci Bilgi Notu

(Bu köşe yazısı, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)