MAKALE

CORONAVİRÜS SÜRECİNDE İHTİYATİ HACİZ KARARINI TAMAMLAYAN MERASİM

Abone Ol

CORONAVİRÜS (COVİD-19) SÜRECİNDE İHTİYATİ HACİZ KARARINI TAMAMLAYAN MERASİM

Av.Prof.Dr.Seyithan DELİDUMAN

I. Genel Olarak

İhtiyati haciz, alacaklının, aleyhine dava açtığı (veya açacağı) yada takip başlattığı (veya başlatacağı) borçlusundan olan alacağını güvence altına almak amacıyla, borçlunun malvarlığına hukuken el konulmasını sağlayan bir geçici hukuki himaye kurumudur.

İhtiyati Haciz İcra ve İflas Kanunu m.257 vd. hükümlerinde düzenlenmiştir.

İcra ve İflas Kanununun, Salgın hastalık, umumi bir musibet veya harb halinde Cumhurbaşkanı kararıyla memleketin bir kısmında veya bazı iktisadi zümreler lehine muayyen bir müddet için icra takipleri durdurulabilir” şeklindeki hükmüne müsteniden alınan 2279 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararında;

COVID-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını önlemek amacıyla alınan tedbirler kapsamında; bu Kararın yürürlüğe girdiği tarihten 30/4/2020 tarihine kadar, nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere, yurt genelinde yürütülmekte olan tüm icra ve iflas takiplerinin durdurulmasına ve bu çerçevede taraf ve takip işlemlerinin yapılmamasına, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınmamasına ve ihtiyati haciz kararlarının icra ve infaz edilmemesine karar verilmiştir” ifadelerine yer verildiği görülmektedir.

Cumhurbaşkanlığı Kararından kısa bir süre sonra, yargılama ve icra takipleri hakkında, özellikle sürelere ilişkin geçici bir düzenleme yapılmıştır. 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişikli Yapılması Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir (25.03.2020 tarihli Resmi Gazete, 26.03.2020, 31080/Mükerrer). Bu Kanunun geçici birinci maddesi ile süreler belirli bir zaman dilimine kadar durdurulmuş ve uzatılmıştır. Aynı düzenlemede bazı hususlar kapsam dışında bırakılmıştır. İlgili hüküm şu şekildedir;

“GEÇİCİ MADDE 1- (1) Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla;

a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,

b) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,

itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır.

(2) Aşağıdaki süreler bu maddenin kapsamı dışındadır:

a) Suç ve ceza, kabahat ve idari yaptırım ile disiplin hapsi ve tazyik hapsi için kanunlarda düzenlenen zamanaşımı süreleri.

b) 5271 sayılı Kanunda düzenlenen koruma tedbirlerine ilişkin süreler.

c) 6100 sayılı Kanunda düzenlenen ihtiyati tedbiri tamamlayan işlemlere ilişkin süreler.

(3) 2004 sayılı Kanun ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlar kapsamında;

a) İcra ve iflas daireleri tarafından mal veya haklara ilişkin olarak ilan edilmiş olan satış gününün durma süresi içinde kalması halinde, bu mal veya haklar için durma süresinden sonra yeni bir talep aranmaksızın icra ve iflas dairelerince satış günü verilir. Bu durumda satış ilanı sadece elektronik ortamda yapılır ve ilan için ücret alınmaz,

b) Durma süresi içinde rızaen yapılan ödemeler kabul edilir ve taraflardan biri, diğer tarafın lehine olan işlemlerin yapılmasını talep edebilir,

c) Konkordato mühletinin alacaklı ve borçlu bakımından sonuçları, durma süresince devam eder,

ç) İcra ve iflas hizmetlerinin aksamaması için gerekli olan diğer tedbirler alınır.

(4) Durma süresince duruşmaların ve müzakerelerin ertelenmesi de dâhil olmak üzere
alınması gereken diğer tüm tedbirler ile buna ilişkin usul ve esasları;

a) Yargıtay ve Danıştay bakımından ilgili Başkanlar Kurulu,

b) İlk derece adli ve idari yargı mercileri ile bölge adliye ve bölge idare mahkemeleri bakımından Hâkimler ve Savcılar Kurulu,

c) Adalet hizmetleri bakımından Adalet Bakanlığı, belirler.”

II. İhtiyati Haciz Kararı Alınması

Yukarıda ayrıntılı olarak ortaya konulan düzenlemeler çerçevesinde Covid-19 süreci içerisinde ihtiyati haciz talep edilmesine ve mahkemesince ihtiyati haciz kararı verilmesine bir engel bulunmamaktadır. Yasaklama ihtiyati haczin uygulanmasıyla ilgilidir.

7226 sayılı Kanunla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda düzenlenmiş olan ihtiyati tedbirleri tamamlayan işlemler kapsam dışında bırakılmıştır. Buna karşın, niteliği itibariyle ihtiyati tedbirin bir çeşidi olmasına rağmen ihtiyati haciz kapsam dışında bırakılmamıştır.

Bu düzenleme, Covid-19 sürecinde vadesi gelen bir borcun ödenmemesinin ihtiyati haciz sebebi olacağı dikkate alındığında isabetli olmamıştır. Zira, halihazır durumda borcun ödenmesi (daha doğrusu ödenebilmesi) kural değil adeta istisna halini almıştır. Dolayısıyla süreç boyunca ihtiyati haciz yolunun da kapalı olması gerekirdi.

Buna göre Covid-19 sürecinde mahkemeye başvurup ihtiyati haciz kararı alınabilmesi mümkün olacaktır.

O halde;

‘Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir’ şeklindeki düzenleme gereği, 2480 Karar Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 15.06.2020 tarihine kadar (30.04.2020 tarih ve 31114 sayılı Resmi Gazete) süresince de uzatılan 15.06.2020 tarihine kadar ihtiyati haciz yoluna başvurmak ve bu yönde karar almak mümkün olmakla birlikte bu süreç içerisinde veya öncesinde verilmiş olan bir ihtiyati haciz kararı Covid-19 süreci boyunca icra edilemeyecektir.

III. Covid-19 Sürecinden Önce veya Süreç İçerisinde Alınmış İhtiyati Haciz Kararını Tamamlayan Merasim

Dava açılmadan veya icra takibine başlanmadan evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı; haczin tatbikinden, haciz gıyabında yapılmışsa haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya takip talebinde (haciz veya iflas) bulunmaya veya dava açmaya mecburdur. (İİK m. 264).

Covid-19 sürecinden önce veya süreç içerisinde ihtiyati haciz alınabileceğini belirledikten sonra, ihtiyati haczi tamamlayan merasim sürecinin de belirlenmesi gerekir. Covid-19 sürecinden önce alınmış olan ihtiyati haciz kararını tamamlayan merasim süresi olan 7 günlük süre, süreç başlamadan önce dolmuş ise, bu durum inceleme kapsamımız dışında kalmaktadır. Burada önem arz eden hususlar, süreç öncesinden alınmış olmasına rağmen henüz 7 günlük sürenin dolmadan Covid-19 sürecine girilmiş olması veya Covid-19 süreci içerisinde ihtiyati haciz kararının alınmış olması halleridir.

Cumhurbaşkanlığı Kararının ardından 26.03.2020 tarihinde resmi gazetede 7226 sayılı Kanun yayımlanmış ve icra işlemleri ve sürelere ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. 7226 Sayılı Kanunun yayımlanması ile Geçici 1.Maddesinde “ ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden, itibaren 15.06.2020- (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır.“ denmek suretiyle sürelerin işlemesi, hak kayıplarının yaşanmaması için, durdurulmuştur.

7226 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin a ve b bentlerindeki duracak sürelerin başlangıcı farklı tarihler olarak belirtilmiştir. Geçici 1. maddenin a bendinde genel olarak tüm davalarda sürelerin 13.03.2020 tarihinden itibaren duracağı belirtilirken b bendinde ise “İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku” açısından sürelerin 22.03.2020 tarihinden itibaren duracağı belirtilmiştir. Kanımızca, ihtiyati haciz bir İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku düzenlemesi olduğundan, geçici 1. maddenin b bendi kapsamında değerlendirilmesi ve sürelerin durmaya başlayacağı tarihin de 22.03.2020 olması gerekir. İhtiyati haczi tamamlayan merasimin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir.

Kanunda süre bakımından bir uzatılma durumu söz konusudur. Yani “durma süresinin başladığı tarih olan 22.03.2020 tarihi itibariyle, bitimine “on beş gün ve daha az” kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır” denmek suretiyle 22.03.2020 tarihinden önce olacak şekilde on beş gün veya daha az süresi kalan tarafa durma süresinin sona erdiği günden itibaren on beş günlük bir işlem yapabilme imkânı tanımıştır.

İhtiyati haciz kararını tamamlayan merasim İİK. m.264’te düzenlenmiş olup şu şekildedir;

Dava açılmadan veya icra takibine başlanmadan evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı; haczin tatbikinden, haciz gıyabında yapılmışsa haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya takip talebinde (haciz veya iflas) bulunmaya veya dava açmaya mecburdur (m. 264, I).

İcra takibinde, borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemeye veya mahkemede dava açmaya mecburdur. İcra mahkemesi, itirazın kaldırılması talebini reddederse alacaklının kararın tefhim veya tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dava açması lazımdır m.264, II).

İhtiyatî haciz, alacak davasının mahkemede görüldüğü sırada konulmuş veya alacaklı birinci fıkraya göre mahkemede dava açmış ise, esas hakkında verilecek hükmün mahkemece tebliğinden itibaren bir ay içinde alacaklı takip talebinde bulunmaya mecburdur (m. 264, III).

Alacaklı bu müddetleri geçirir veya davasından yahut takip talebinden vazgeçerse veya takip talebi kanuni müddetlerin geçmesiyle düşerse veya dava dosyası muameleden kaldırılıp da bir ay içinde dava yenilenmezse veya davasında haksız çıkarsa ihtiyati haciz hükümsüz kalır ve alakadarlar isterse lazım gelenlere bildirilir (m.264, IV).

Borçlu müddeti içinde ödeme emrine itiraz etmez veya itirazı icra mahkemesince kesin olarak kaldırılır veya mahkemece iptal edilirse, ihtiyati haciz kendiliğinden icrai hacze inkılab eder (m. 264, V).

İhtiyati haczi tamamlayan merasimin takip ve dava bakımından ayrı ayrı ele alınması gerekir. Şöyle ki;

1. Alacaklının Borçluya Karşı Takip Başlatması

Covid-19 süreci boyunca takip yapılması yasaklanmış olduğundan, ihtiyati haczin icra edilmesi ve buna bağlı olarak da ihtiyati haczi tamamlayan merasim söz konusu olmayacaktır. O halde, inceleme konusu Covid-19 sürecinin başlangıcı olan 13.03.2020 tarihinden önce icra edilmiş olan ve 13.03.2020 tarihi itibariyle 7 günlük sürenin dolmamış olduğu durumlardır.

7226 sayılı Kanun özel bir düzenleme olduğundan İİK m. 264’te öngörülen 7 gün değil 7226 sayılı Kanunla belirlenen 15 günlük süre uygulanacak ve alacaklı sürecin 15.06.2020 tarihinde bitmesini müteakiben 15 gün içerisinde ihtiyati haczi tamamlayan merasim bağlamında borçluya karşı (icra veya iflas) takip başlatabilecektir.

2. Alacaklının Borçluya Karşı Dava Açması

Borçlusuna karşı ihtiyati haciz kararı alıp uygulatan alacaklı, ihtiyati haczi tamamlayan merasim bağlamında borçluya karşı dava açmak isterse, 7 günlük süre içerisinde bu davayı (alacak davasını) açabilir. Ancak bu sürenin durma tarihi olan 22.03.2020 tarihi ile çakışmaması gerekir.

Yedi günlük sürenin 22.03.2020 tarihine sarkması durumunda süre, geçici 1. maddenin b bendi gereğince sürecin biteceği 15.06.2020 tarihine kadar uzayacaktır. Burada dava açma süresi artık 7 gün değil 15 gün olarak uygulanacaktır.