CİNSEL TACİZ SUÇU

Abone Ol

Cinsel taciz suçu cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar kategorisinde yer almaktadır. Toplumumuzda sıklıkla karşılaşılan suçlardandır. Bu suçun işlenmesindeki kolaylık suç oranının artmasına neden olmaktadır. Bazen kişiler bu suçun oluşumunu istemeden de suçu işlemek durumunda kalabilirler. Örneğin, arkadaşlık teklifleri, evlenme teklifleri, tanışma teklifleri ve yardım teklifleri cinsel taciz olarak algılanabilir. Özellikle erkeklerin kadınlara yönelik ve kadının güzelliğini övücü sözleri de cinsel taciz olarak algılanabilir. Bu nedenle bu konunun önemli olduğunun altını çizmeliyiz.

Cinsel taciz suçu 5237 sayılı TCK m. 105 hükmünde düzenlenmiştir. Madde ‘cinsel taciz’  başlığı altında yasada yer almaktadır.

TCK m. 105/1 hükmünde yetişkinlere yönelik cinsel taciz ile çocuklara yönelik cinsel taciz eylemleri farklı yaptırımlara tabi tutulmuştur.

Yetişkinlere yönelik cinsel taciz

Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adli para cezasına hükmedilecektir (TCK m. 105/1).

Çocuklara yönelik cinsel taciz

Cinsel taciz eylemi çocuğa karşı işlenmesi halinde fail hakkında altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmedilecektir (TCK m. 105/1).[1]

Fail ve Mağdur

Bu suçta herkes fail olabilir. Bununla birlikte uygulamada genellikle erkekler tarafından cinsel taciz eylemleri gerçekleştirilmektedir. Genelde mağdurlar da hep kadın veya kız çocuklarıdır. Erkek çocuklarına yönelik cinsel taciz eylemlerini de rastlanılmaktadır.

Sonuç olarak fail veya mağdur herkes olabilir. Mağdur çocuk olursa ceza daha ağırdır.

Şikâyet

Yetişkinlere yönelik cinsel taciz şikâyet tabidir.[2]

5237 sayılı TCK m. 105/1-c.2. hükmünde düzenlenen çocuğa karşı cinsel taciz suçunun soruşturma ile kovuşturması şikâyete tabidir.[3]

TCK m. 105/2 kapsamındaki cinsel taciz suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi değildir.[4]

Taciz kavramı

Sözlük anlamı olarak taciz; "tedirgin etme, rahatsız etme veya sıkıntı verme" şeklinde tanımlanmıştır.[5]

Cinsel taciz kavramı, mağdurun cinsel yönden ahlak temizliğine aykırı olarak rahatsız edilmesi şeklinde tanımlanabilir.[6]

Cinsel tacizin ne tür bir davranışla işlenebileceği hususunda yasal düzenleme metninde bir açıklık yoktur. Yasa koyucu bu hususu öğreti ve yargısal kararlara bırakmıştır.

Cinsel taciz suçunun oluşumu için iki koşul aranır:

1) Eylem mağduru hedef almalıdır.

2) Eylem kişinin vücut dokunulmazlığı ihlal edilmeksizin gerçekleştirilmelidir (vücuda temas olmamalıdır)[7]

Cinsel taciz eylem örnekleri

Cinsel taciz eylemi pek çok şekilde gerçekleştirilebilir. Serbest hareketli bir suçtur.

Aşağıda belirtilen örneklerdeki davranışlar cinsel taciz suçunu oluşturur:

1) Mağdurun cinselliğine yönelen söz söyleme,

2) Mesaj ya da mektup gönderme,

3) El hareketi yapma,

4) Öpücük atma,[8]

5) Cinsel ilişki teklif etme,[9]

6) Cinsel organını gösterme.[10]

Bu örnekleri çeşitlendirmek mümkündür. Yukarıda belirtilen örneklerdeki gibi eylemlerle cinsel taciz suçunun gerçekleştirilebileceği kabul edilmektedir.

Suçun nitelikli halleri

Suçun nitelikli halleri TCK m. 105/2 hükmünde düzenlenmiştir.

Suçun nitelikli halleri şunlardır:[11]

a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle cinsel taciz suçunun işlenmesi,[12]

b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından işlenmesi,[13]

c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi,[14]

d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi,[15]

e) Teşhir suretiyle işlenmesi.[16]

Yukarıda belirtilen şekilde suçun gerçekleştirilmesi halinde TCK m. 105 hükmüne göre verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır.  

Şayet bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamayacaktır.

Suçun maddi unsuru

Cinsel taciz suçunun maddi unsuru, bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz etmektir.

Manevi Unsur

Cinsel taciz suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Yani suçun manevi unsuru kasttır. Failde bilme ve isteme unsuru aranır. Suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir.

Bu suçta fail cinsel amaç gütmelidir. Yani failin cinsel arzu ve isteklerini tatmin maksadıyla hareket etmesi gerekir.

Eylemin cinsel amaçla işlenip işlenmediği ya da hangi fiilin cinsel taciz suçunu oluşturacağı somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından takdir edilecektir.[17]

Uygulamadan cinsel taciz eylem örnekleri[18]

1) Pencereye tırmanarak "seni kaçıracağım, beni içeri al, içeri gireceğim" demek,

2) Mağdura karşı çiçek koklamak,

3) Telefonla kısa aralıklarla arayıp; "evinin önündeyim, dışarı çık, seni maddi ve manevi tatmin edeceğim," "seni seviyorum, evlenmek istiyorum," şeklinde sözler söylemek,

4) Mağdurun yüzüne; "seni ve aileni tanıyorum, arabaya bin, gideceğin yere bırakayım, sana kötülük yapmam" şeklinde sözler söylemek,

5) "konuşmak ister misin, numarayı çaldır, istemezsen kimsenin haberi olmaz" içerikli mesajlar göndermek.

Yukarıda belirtilen eylemler yargı kararları ile cinsel taciz olarak kabul edilmiştir.[19]

Cinsel taciz suçunun oluşum koşulları

Cinsel taciz oluşturacak davranışlar, mağdurun vücuduna temas bulunmamak şartıyla gerçekleştirilmelidir. Cinsel taciz eylemleri ani olabileceği gibi, devamlı nitelikte de olabilir.

Yargıtay’a göre cinsel taciz suçunun varlığı için iki temel koşul bulunmalıdır. Bu koşullar şunlardır:

1) Failin cinsel amaç gütmesi gerekir.

2) Eylemin belirli kişi ya da kişilere karşı gerçekleştirilmiş olması gerekir.

Failde cinsel amaç yoksa eylem cinsel taciz suçunu oluşturmaz. Bu durumda hakaret, tehdit ya da kişilerin huzur ve sükununu bozma suçları ortaya çıkabilir.

Yargıtay cinsel taciz suçunun varlığı için aşağıda belirtilen koşulların bulunması gerektiğini ifade etmektedir.

Yargıtay’a göre suçun oluşum koşulları şunlardır:[20]

1) Eylem cinsel amaçlı olmalıdır (Failde cinsel amaç bulunmalıdır).

2) Eylem kişinin vücut dokunulmazlığının ihlali niteliğini taşımamalıdır (bedensel temas olmamalıdır).

3) Yapılan hareketler cinsel yönden ahlak temizliğine aykırı olmalıdır.

4) Eylem mağdurda rahatsızlık yaratmalıdır.

Yukarıda belirtilen koşulların varlığı halinde cinsel taciz suçunun varlığından söz edilebilecektir.

UYGULAMA ÖRNEKLERİ

Cep telefonu ile arayarak cinsel taciz

Örneğin; sanığın telefonda, “seninle olmak istiyorum, rızanla gel bana, istersen seni kaçırırım, rızanla olmazsa eşine söylerim evliliğin yıkılır” şeklinde cümleler kullanması halinde cinsel taciz suçunu işlenmiş olacaktır.[21]

Birden fazla telefonla arama ve cinsel taciz

Örneğin; sanığın, mağdureyi cep telefonundan arayıp cinsel taciz içerikli sözler söyledikten sonra, değişik zamanlarda birden fazla telefonla aramaktan ibaret eylemleri zincirleme olarak cinsel taciz suçu kapsamında kaldığı gözetilmelidir. Yargıtay’a göre,  TCK m. 123 hükmünde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu bu olayda cinsel taciz suçunun unsuru oluşturmaktadır.[22]

Örneğin; sanığın mağduru telefonla arayarak "Canım seni çok istiyor, seninle ilişkiye girmek istiyorum" şeklindeki sözleri söylemek şeklindeki fiilinin 5237 sayılı Kanun’un 105/2-d maddesinde düzenlen elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle cinsel taciz suçunu oluşturmaktadır.  Burada müsnet suçun soruşturma ve kovuşturmasının şikâyete tabi olmadığı gözetilmelidir.[23]

Birden fazla cevapsız çağrı bırakıp cinsel taciz içerikli mesajlar göndermek

Örneğin; sanığın, mağdurenin kullandığı cep telefonuna değişik zamanlarda birden fazla cevapsız çağrı bırakıp cinsel taciz içerikli mesajlar göndermekten ibaret eylemleri bir bütün halinde zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu oluşturmaktadır.[24]

Elektronik posta yoluyla ısrarla evlenme teklif etme

Örneğin; sanığın ilgi duyduğu katılanın istemediğini ve kabul etmediğini belirtmesine rağmen, ısrarla evlenme teklif etmesi, âşık olduğunu ve sevdiğini söylemesi, bunu da elektronik posta yoluyla icra etmesi karşısında, eylemlerinin TCK’nın 105/1-2 ve 43. maddelerinde tanımlanan zincirleme cinsel taciz suçunu oluşturduğu söylenebilecektir. Bu örnek olayda Yargıtay,  kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçundan mahkûmiyet kararı verilmesini hukuka aykırı bulmuştur.[25]

Yargıtay bir kararında, okuluna giden bir çocuğun yetişkin biri tarafından rahatsız edilip, evlenme teklifinde bulunulmasını cinsel taciz olarak değerlendirmiştir.[26]

Ahlak temizliğine ve yasalara uygun masumane evlenme teklifi

Ahlak temizliğine ve yasalara uygun masumane evlenme teklifi cinsel taciz olarak değerlendirilemez.[27]  

Müştekilere karşı cinsel organını çıkararak eliyle oynama (TCK m. 105/1 ve m. 225 uygulaması)

Örneğin; sanığın öğrenci yurdunun önünden geçtiği sırada bu yurtta kalan müştekilerin camdan baktığını görmesi üzerine, sokak üzerinde aleni olarak müştekilere karşı cinsel organını çıkararak eliyle oynaması şeklindeki bu tek eylemi TCK m. 105 hükmündeki cinsel taciz suçuyla birlikte aynı TCK m. 225 hükmünde düzenlenen hayâsızca hareketlerde bulunma suçunu da oluşturacaktır.

Burada fikri içtima kapsamında kalan cinsel taciz suçundan dolayı eylemin şikâyete bağlı olup olmadığı tespit edilmelidir. Şayet müştekilerin şikâyetten vazgeçmeleri halinde sanığın cinsel taciz suçundan cezalandırılması mümkün olmayacaktır. Bu durumda sanığa CMK m. 226 gereğince ek savunma hakkı verilmek suretiyle, doğrudan takibi gereken hayâsızca hareketlerde bulunma suçundan ceza tayin edilmesi gerekecektir. Bu örnek olayda sanık hakkında cinsel taciz suçundan şikâyetten vazgeçme sebebiyle davanın düşürülmesine karar verilmesi hukuka aykırı olacaktır.[28]

Zincirleme cinsel taciz

Örneğin; sanık mağdura yönelik olarak değişik zamanlarda  "canım nasılsın, seni çok özledim, eve geliyorum" şeklinde sözler söylemiştir. Bu eylemler cinsel taciz suçunu oluşturmaktadır ve eylemin aynı suç işleme kararı ile birden fazla gerçekleştirildiği gözetilerek sanığın zincirleme biçimde cinsel taciz suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekecektir. Bunun yerine kişilerin huzur ve sükunu suçundan hüküm kurulması hukuka aykırı olacaktır.[29]

Çocuğa karşı cinsel taciz suçu ve şikâyet koşulu

5237 sayılı TCK'nın 105/1-c.2. maddesinde düzenlenen çocuğa karşı cinsel taciz suçunun soruşturma ile kovuşturmasının şikâyete tabidir.

Örneğin; suç tarihinde on beş yaşından küçük mağdurenin kovuşturma evresinde on altı yaşı içinde olduğu 05.11.2014, velayet hakkına sahip annesi müştekinin 29.06.2015 günlü mahkeme ifadelerinde şikâyetlerinden vazgeçtikleri tüm dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.

Burada sanıktan vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak neticesine göre 5237 sayılı TCK'nın 73 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekecektir.[30]

Şantaj ve cinsel taciz

Örneğin; sanığın, suç tarihinde mağdureye karşı gönderdiği mesajların şantaj ve cinsel taciz suçlarını oluşturduğu belirlenmiştir. Burada 5237 sayılı TCK m. 44 hükmü uyarınca en ağır cezayı gerektiren şantaj suçundan hüküm kurulması gerekecektir. Yani tek hüküm kurulacaktır. Burada ayrıca cinsel taciz suçundan hüküm kurulması hukuka aykırı olacaktır.[31]

Mesajlarda cinsel taciz içerikli sözün bulunmaması

Örneğin; sanığın, gerek aradığında gerekse gönderdiği mesajlarda cinsel taciz içerikli sözünün bulunmaması nedeniyle olayda atılı suçun kanuni unsurları itibarıyla oluşmadığı söylenebilecektir. Bu durumda sübuta eren eylemin 5237 sayılı TCK m. 123 hükmünde düzenlenen kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunu oluşturduğu gözetilmelidir. Bu gibi hallerde suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek cinsel taciz suçundan mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırı olacaktır.[32]

Tanışma isteğine yönelik mesajlar

Bazen sanığın tanışmak istediğine yönelik mesajlar göndermesi cinsel taciz suçunu oluşturabilir. Bu hususun tespiti için mesaj içeriklerine bakmak gerekir. Sanığın, katılanla tanışma isteğine yönelik mesajlarının, TCK'nın 105/1. maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçunu oluşturup oluşturmadığı her somut olayda değerlendirilmelidir. Bu tip olaylarda yetersiz gerekçeyle kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçundan hüküm kurulması kanuna aykırı olacaktır.[33]

Arkadaşlık teklifi

Bazen arkadaşlık teklifleri cinsel taciz şeklinde algılanabilir. Bu durumda fail tarafından kullanılan sözler büyük önem taşımaktadır. Arkadaşlık teklifleri ile ilgili olaylarda failde cinsel taciz kastının olup olmadığı her somut olayda tartışılmalıdır.

Örneğin; fail suç tarihinden önce telefon numarasını temin ettiği onbeş yaşı içerisindeki katılan mağdureyi bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda arayıp arkadaşlık teklifinde bulunmuştur.  Bu eylem nedeniyle failin kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkumiyetine ve HAGB kararı verilmiştir. İddianame ise hem cinsel taciz hem de rahatsız etme suçundan düzenlenmiştir.

Burada mahkemece ayrıca cinsel taciz suçundan açılan kamu davası ile ilgili olarak hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekecektir. Bunun yerine cinsel taciz suçundan  ayrıca beraat hükmü kurulması kanuna aykırı olacaktır.[34]

Yargıtay, cinsel amaç gütmeyen, içerik itibariyle cinsel mahiyet taşımayan, arkadaşlık veya evlilik tekliflerinin ısrarcı nitelik taşısa da cinsel taciz suçunu oluşturmayacağını düşünmektedir.[35]

Yukarıda da belirtildiği gibi arkadaşlık tekliflerinde kullanılan sözler önemlidir. Yukarıdaki örnekteki arkadaşlık teklifi cinsel taciz suçunu oluşturmazken, örneğin arkadaşlık teklifi yanında cinsel ilişki teklif etmek cinsel taciz suçunu oluşturacaktır.[36]

Araca davet ve götürme teklifleri

Cinsel taciz niteliğindeki eylemler kategorisinde sıklıkla görülen eylemlerden biri de bir kadının yanına araçla yaklaşıp araca davet ve gideceği yere bırakma teklifleridir. Burada fail kadınla tanışmak amacıyla kadını araca davet ederek kadınla birliktelik yaşamak amacında olabilir. Nitekim sıklıkla da böyle olur. Bu tekliflerin çoğu cinsel taciz olarak değerlendirilmektedir. Özellikle kullanılan sözler, faildeki ısrar cinsel taciz kapsamında değerlendirilebilir.

Nitekim Yargıtay bir kararında, sanığın mağduru araçla takip ettikten sonra araç camından kendisine ait telefon numarasının yazılı bulunduğu peçeteyi atarak olay yerinden uzaklaştığı davada cinsel taciz suçunun oluştuğuna hükmetmiştir.[37]

Yargıtay bu tip olaylardan bazılarını da TCK m. 123 kapsamında değerlendirmektedir.

Örneğin; sanık olay günü kullandığı araçla takip ettiği katılana yönelik "merhaba bakarmısın, seni istediğin yere bırakayım, benden korkma benden sana zarar gelmez" şeklinde sözler söylemiş ve katılanın kendisini rahatsız etmemesini söyleyip gitmesini istemesine rağmen ısrarla takip etmeye devam etmiştir. Bu şekilde gerçekleşen sanığın eyleminin cinsel amaç taşıdığı belirlenememiştir.  Yargıtay bu olayda, 5237 sayılı TCK m. 123 hükmünde düzenlenen kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunun oluştuğuna hükmetmiş ve cinsel taciz suçundan kurulan hükmü bozmuştur.[38]  

‘Israrlı takip’

12.05.2022 tarihinden sonra araçla kişilerin ısrarlı bir şekilde takip edilmesi halinde TCK m. 123/A hükmü uygulanabilecektir.

‘Israrlı takip’ başlığı altında düzenlenen TCK m. 123/A-1[39] hükmüne göre; Israrlı bir şekilde fıziken takip etmek ve bu şekilde temas kurmaya çalışmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olan faile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilecektir.

Kadının güzelliğini övücü sözler söyleme

Bazen erkeklerin kadınlara yönelik ve güzelliği övücü sözler söylemesi cinsel taciz olarak algılanabilir. Bu durumda failde cinsel amaç olup olmadığına bakmak gerekir. Bu durum her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

Örneğin; sanık markette çalışan müştekinin yanına gelerek "Çok güzelsin sana nazar değmesin nazar boncuğu tak" şeklinde sözler söylemiş ve daha sonra marketten çıkarken müştekiye "Gerçekten çok güzelsin ben karşıda duran otobüsün içerisindeyim seni izleyeceğim" dedikten sonra otobüsün içinden müştekiyi izlemiştir. Burada Yargıtay, sanığın gerçekleşen eyleminin, TCK'nın 105/1. maddesi kapsamında kalan cinsel taciz suçunu oluşturduğuna hükmetmiş ve yerel mahkemenin sanık hakkında verdiği kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan beraat kararını bozmuştur.[40]

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

-----------------

[1] Burada yer alan "hükmolunur" ibaresi, 18.06.2014 kabul tarihli, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı R.G.de yayımlanan 6545 sayılı Kanunun 61. maddesiyle ", fiilin çocuğa karşı işlenmesi halinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur" şeklinde değiştirilmiştir.

[2] Y.14.CD, E: 2012/5369, K: 2012/5024, T: 02.05.2012: “…Takibi şikayete bağlı cinsel taciz suçunda müştekinin hükümden sonra verdiği hakim tarafından 21.10.2010 tarihinde görülerek havale edilen dilekçesiyle şikayetten vazgeçtiği anlaşıldığından, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi lüzumu bozmayı gerektirmiştir.”

[3] Y.9.CD, E: 2021/11326, K: 2022/5676, T: 07.06.2022: “…5237 sayılı TCK'nın 105/1-c.2. maddesinde düzenlenen çocuğa karşı cinsel taciz suçunun soruşturma ile kovuşturmasının şikayete tabi olduğu ve suç tarihinde on beş yaşından küçük mağdurenin kovuşturma evresinde on altı yaşı içinde olduğu 05.11.2014, velayet hakkına sahip annesi müşteki Meltem’in 29.06.2015 günlü mahkeme ifadelerinde şikayetlerinden vazgeçtikleri tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, sanıktan vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak neticesine göre 5237 sayılı TCK'nın 73 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekir…”

[4] Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 31.03.2014 tarihli ve 2013/10291 esas, 2014/7904 karar sayılı ilamı.

[5] isim, (ta:ciz), Arapça taʿcīz Tedirgin etme, rahatsız etme. https://sozluk.gov.tr/; ET: 20.12.2022.

[6] Bkz.; Madde gerekçesi. “Doktirinde yapılan tanımlara göre ise cinsel taciz " bir kişinin bir başkasını rızası olmadan sözle, gözleriyle veya bedeniyle, cinselliğini hedefleyerek rahatsız etmesi", "bireylerin edep ve iffetlerine yönelik, rahatsız edici nitelikteki hareketlerde bulunması" ya da "mağdurda rahatsızlık yaratacak nitelikte yapılan her türlü cinsel davranıştır" . Cinsel tacizin ne tür bir davranışla işlenebileceği hususunda yasalarda açıklık bulunmamakla birlikte, öğreti ve yargısal kararlarda bu suçun; mağduru hedef almış, vücut dokunulmazlığı ihlal edilmeksizin ancak cinselliğine yönelen söz söyleme, mesaj ya da mektup gönderme, el hareketi yapma, öpücük atma, cinsel ilişki teklif etme, cinsel organını gösterme gibi eylemlerle gerçekleştirilebileceği kabul edilmektedir.” Bkz.;  YCGK, E: 2014/669, K: 2015/68, T: 24.03.2015.

[7] Bedensel bir temas olursa eylem sarkıntılık, cinsel saldırı, cinsel istismar suçuna konu olabilir.

[8] Y.14.CD, E: 2015/572, K: 2017/6823, T: 28.12.2017: “…İddianamede mağdureye yönelik bağımsız iki farklı olay anlatılıp, bu kapsamda 18.09.2009 tarihinde gece bilinmeyen zaman diliminde çocuğun basit cinsel istismarı eyleminin, aynı gün saat 22:30 sıralarında ise mağdureye el sallayarak öpücük atma şeklindeki cinsel taciz eyleminin anlatıldığı ve mahkemece yapılan yargılamada eylemler bütün halinde çocuğun basit cinsel istismarı kabul edilerek bu suçtan mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmakla birlikte ilk olayda mağdurenin, yüzünü görmediği sanığın kaçtığı aracın plaka numarasını alamaması ve dosya içeriği karşısında, anılan eylemle ilgili mahkûmiyete yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, sanığın yakalandığı ve oluşa uygun kabul edilen el sallayarak öpücük atma eyleminin ise cinsel taciz suçunu oluşturduğu gözetilerek bu suçtan mahkûmiyeti yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi kanuna aykırıdır….”

[9] Y.14.CD, E: 2016/3534, K: 2016/5296, T: 31.05.2016: “…Mağdure (G) ile mağdur (Z)’nın aşamalardaki anlatımları, N… Devlet Hastanesinde düzenlenen 26.06.2011 tarihli doktor raporuna ve tüm dosya içeriğine göre; sanığın, komşusunun kızı olan mağdure Gamze’ye cinsel ilişkiyle girmesi için 20 TL verme teklifinde bulunduğu, mağdurenin bunu babası (Z)’ya söylediği, olay günü sanıkla (Z)’nın sokakta karşılaştıkları (Z)'nın kızımı neden taciz ediyorsun demesi üzerine sanığın "sen kızını satıyorsun pezevenk" diyerek hakaret edip darp ederek üzerine atılı suçları işlediği gözetilerek mahkûmiyetine karar verilmesi gerekir….”

[10] Y.14.CD, E: 2018/8816, K: 2020/2634, T: 24.06.2020: “…Tüm dosya kapsamına göre suça sürüklenen çocuğun, olay günü yolda yürümekte olan mağdurelere cinsel organını göstererek teşhir suretiyle cinsel taciz suçunu işlediği ve müsnet suçun soruşturma ile kovuşturmasının şikayete tabi olmadığı gözetilmeden vaki şikayetten vazgeçme nedeniyle kamu davasının düşmesine karar verilmesi,…”

[11] (2) (Değişik fıkra: 18.06.2014 - 6545 S.K/Madde 61); 18.06.2014 kabul tarihli, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı R.G.de yayımlanan 6545 sayılı Kanunun 61. maddesiyle değiştirilen 2. fıkra: (2) (Değişik fıkra: 29.06.2005 - 5377 S.K/Madde 13) Bu fiiller; hiyerarşi, hizmet veya eğitim ve öğretim ilişkisinden ya da aile içi ilişkiden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlendiği takdirde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise, verilecek ceza bir yıldan az olamaz.

[12] Cinsel taciz suçu bakımından kamu görevlilerinin, kamu görevlisi olmalarından kaynaklanan nüfuzdan (otoriteden) yararlanarak eylemlerini gerçekleştirmeleri suçun işlenişi bakımından mağdurun direncini azaltacağından, bu durum daha fazla ceza verilmesini gerektiren nitelikli bir hal olarak kabul edilmiştir. Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için failin bir kamu görevini yerine getirmesi ve bu görevin sağladığı nüfuzdan yararlanması gerekir. Diğer bir ifade ile görevin sağladığı otoriteden yararlanılarak cinsel taciz suçu işlenmelidir. Ancak mağdur ile fail arasında bir ast-üst ilişkisinin bulunması şart değildir. Failin yaptığı görevin niteliği, görevin mağdur üzerindeki etkisi nazara alınarak kamu görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanarak fiilin işlenip işlenmediği belirlenmelidir. Emsal karar için bkz.; YCGK, E: 2013/352, K: 2014/446, T: 30.10.2014: “…Suç tarihinde İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi başkanı olan sanığın, birlikte yürütülen kamu görevi nedeniyle astı konumunda bulunan ve aynı mahkemede yazı işleri müdürü olarak görev yapan mağdureye yönelik olarak değişik zamanlarda, "müdürüm sen yorgunsun, otur uyu, ben seni izlerim, burada kimse seni rahatsız edemez", "küpen çok güzelmiş", "bu kolye sana çok yakışmış", "dün taktığın küpeyi bugün takmamışsın", "müdürüm yorgun gibisin otur dinlen", "müdürümün bana kahve yapmasını istiyorum","kahve sadece burada mı içilir" şeklinde mağdureyi hedef alan ve cinsel yönden rahatsız edici mahiyette sözler söylediğinin anlaşılması karşısında, sanığın suç tarihi itibarıyla hiyerarşiden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanmak ve aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu işlediğinin kabulünde zorunluluk bulunmaktadır…”

[13] Y.14.CD, E: 2012/4976, K: 2014/4903, T: 10.04.2014: “…Dosya içeriğine göre, anadolu lisesinde türk edebiyatı dil ve anlatım dersi öğretmeni olan sanığın, bazı derslerde sınıfa lolipop şekerlerinden getirtip bir tanesini kendisi alıp diğerlerini öğrencilere dağıtıp "sizlere vakumlama, yalama teknikleri öğreteceğim" diyerek lolipop şekerini yalayarak ve emerek yeyip, öğrencilere de yedirdiği şeklinde sübut bulan eylemde, sanığın cinsel amaçlı olarak mağdureleri taciz ettiğinin anlaşılması karşısında tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.”

[14] “Öte yandan cinsel taciz suçunun aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanarak işlenmesi hali de, mağdurla fail arasında birlikte çalışmaktan kaynaklanan güven ilişkisi, aynı işyerinde bulunmaya dayalı katlanma yükümlülüğünün mağdur açısından failin kastını belirlemeyi zorlaştırması, bu durumların mağdurun fiile karşı mukavemetini azaltması, aynı işyerinde çalışılması sebebiyle failin mağdura ulaşmasının kolay olması ve failin fiilini devam ettirme imkanına sahip olması nedenleriyle cinsel taciz suçunun daha ağır yaptırımı gerektiren bir diğer nitelikli hali olarak düzenlenmiştir. 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonrası, cinsel taciz suçunun hiyerarşiden kaynaklanan nüfuzun kötüye kullanılması hali madde metninden tamamen çıkarılmış, ikinci fıkranın (a) bendinde kamu görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle cinsel taciz suçunun işlenilmesi nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bununla birlikte suçun nitelikli hallerinin işlenmesi durumunda yapılacak artırım oranında bir değişikliğe gidilmemiştir.” Bkz.; YCGK, E: 2013/352, K: 2014/446, T: 30.10.2014

[15] Y.14.CD, E: 2014/11381, K: 2017/4294, T: 27.09.2017: “…Katılan mağdurenin aşamalarda değişmeyen samimi anlatımları, sanığın soruşturma evresinde belirtilen sabit hatları aradığını hatırlamadığını söylemesine rağmen duruşmada, yük götürdüğü firma sanarak aynı numarayı aradığını beyan etmek suretiyle savunmada çelişkiye düşmesi, suça konu telefon numaralarına ilişkin arama kayıtları ile tüm dosya kapsamına göre sanığın, katılan mağdureye yönelik olarak elektronik haberleşme araçlarıyla cinsel taciz suçunu işlediği anlaşıldığından, atılı suçtan mahkumiyeti yerine dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle beraatine karar verilmesi,…”

[16] Y.14.CD, E: 2018/8816, K: 2020/2634, T: 24.06.2020: “…Tüm dosya kapsamına göre suça sürüklenen çocuğun, olay günü yolda yürümekte olan mağdurelere cinsel organını göstererek teşhir suretiyle cinsel taciz suçunu işlediği ve müsnet suçun soruşturma ile kovuşturmasının şikayete tabi olmadığı gözetilmeden vaki şikayetten vazgeçme nedeniyle kamu davasının düşmesine karar verilmesi,…”

[17] Y.14.CD, E: 2015/4583, K: 2018/4308, T: 07.06.2018.

[18] YCGK, E: 2014/669, K: 2015/68, T: 24.03.2015.

[19] YCGK, E: 2014/669, K: 2015/68, T: 24.03.2015.

[20] YCGK, E: 2014/669, K: 2015/68, T: 24.03.2015; Y.14.CD, E: 2015/4583, K: 2018/4308, T: 07.06.2018.

[21] YCGK, E: 2014/669, K: 2015/68, T: 24.03.2015.

[22] Y.14.CD, E: 2012/11646, K: 2014/973, T: 28.01.2014

[23] Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 31.03.2014 tarihli ve 2013/10291 esas, 2014/7904 karar sayılı ilamı.

[24] Y.14.CD, E: 2013/8229, K: 2015/7847, T: 30.06.2015: “Mevcut haliyle TCK'nın 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun anılan olayda cinsel taciz suçunun unsuru olduğu gözetilmeden, ayrıca sanık hakkında bu suçtan da mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırıdır.”

[25] Y.18.CD, E: 2015/16840, K: 2016/2996, T: 18.02.2016;  11.09.2021 tarihinde www.t24.com’da “Yargıtay'dan emsal karar; ısrarlı evlilik teklifi cinsel taciz suçu sayıldı” başlığıyla yayınlanan Yargıtay 18. Ceza Dairesi kararı. Daire, ilgi duyduğu kadının istemediğini ve kabul etmediğini belirtmesine rağmen ısrarla evlenme teklif eden R.O. adlı kişiye, "kişilerin huzur ve sükununu bozma" suçundan verilen mahkumiyet kararını bozarak, olayların "zincirleme cinsel taciz" suçunu oluşturduğuna hükmetti. Sanığın, ilgi duyduğu katılanın istemediğini ve kabul etmediğini belirtmesine rağmen, ısrarla evlenme teklif etmesi, aşık olduğunu ve sevdiğini söylemesi, bunu da elektronik posta yoluyla icra etmesi karşısında, eylemlerinin TCK’nın 105/1-2 ve 43. maddelerinde tanımlanan zincirleme cinsel taciz suçunu oluşturur. Reddedilmeye karşın ısrarla yapılan evlenme teklifi cinsel tacizdir.”

[26] Y.14.CD, E: 2017/10326, K: 2018/1192, T: 20.02.2018.

[27] Y.14.CD, 09.12.2013 gün ve 2013/12926, 02.08.2012 gün ve 2012/1082, 21.05.2013 gün ve 2013/6268 sayılı kararları.

[28] Y.14.CD, E: 2012/11130, K: 2013/7174, T: 05.06.2013 Ayrıca aynı konuda başka emsal karar için bkz.; “Sanığın olay günü umumi yürüyüş yolunda beklediği sırada aynı yerde yürümekte olan müştekiye bakarak cinsel organı gösterip eliyle oynaması şeklindeki eyleminin, 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 105. maddesindeki cinsel taciz suçuyla birlikte aynı Kanunun 225. maddesinde düzenlenen hayasızca hareketlerde bulunma suçunu oluşturduğu, fikri içtima kapsamında kalan cinsel taciz suçundan dolayı müştekinin şikâyetinden vazgeçmesi sebebiyle sanığın cinsel taciz suçundan cezalandırılmasının mümkün olmadığı, bu durumda sanığa 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmek suretiyle, doğrudan takibi gereken hayasızca hareketlerde bulunma suçundan ceza tayin edilmesi gerekir.” Y.14.CD, E: 2015/427, K: 2016/153, T: 12.01.2016

[29] Y.14.CD, E: 2011/12493, K: 2012/10982, T: 07.11.2012. 13.03.2015 tarihinde www.milliyet.com.tr'de "Yargıtay, telefonla tacizi cinsel taciz saydı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, telefonla tanımadığı bir kadını taciz eden sanığın, cinsel taciz suçundan cezalandırılması gerektiğine karar verdi." şeklinde yer alan habere ilişkin Yargıtay Kararı. daire kararını onayan 10.03.2015 tarihli ve 2013/14-429 E., 2015/34K. sayılı Ceza Genel Kurul Kararı.

[30] Y.19.CD, E: 2021/11326, K: 2022/5676, T: 07.06.2022

[31] Y.19.CD, E: 2021/19510, K: 2022/1608, T: 23.02.2022

[32] Y.19.CD, E: 2021/3832, K: 2022/3279, T: 07.04.2022:  “…Dosya kapsamına göre sanığın, kendisine ait cep telefonundan mağdureye "merhaba", "seni tanımak isteyen biri", "tanımıyorum seni eşinin ceza evinde olduğunu biliyorum", "eğer sen de istersen seninle tanışmak isterim", "yemin ederim bilmiyorum", "söyleyemem sana güvendiğim zaman tamammı", "tanımıyorum seni eşinin ceza evinde olduğunu biliyorum", " hoşçakal", "söyleyemem sana güvendiğim zaman tamam mı", " boş ver mesajlaşmadık say oldumu", "özür dilerim", "hoşçakal", "tamam boş ver adını bilmiyorum ama beğendim seni güzelsin", "olmayabilir kafana takma adımı hemen söylememi bekleme benden lütfen anla beni ne tepki alacağımı bilmiyorum sana güvenebilirmiyim", "Gnydn", "soor", "hayır ben değilim canım", "ben seni tanımak istiyorum ama sen beni tehdit ediyorsun rahatsız oluyorsan mesaj atmam" şeklinde mesajlar gönderdiği anlaşıldığından,…”

[33] Y.18.CD, E: 2019/8781, K: 2020/4573, T: 18.02.2020.

[34] Y.14.CD, E: 2015/4202, K: 2016/6181, T: 21.06.2016.

[35]  YCGK, 10/03/2015 tarih ve 2015/34 sayılı karar.

[36] Y.14.CD, E: 2012/8532, K: 2014/4814, T: 09.04.2014: “…Suç tarihinden önce karşı binada dedesi müşteki Çetin'le birlikte yaşayan 19 yaşındaki mağdureyi gören sanığın başkasıyla resmi nikahlı evli olmasına rağmen arkadaşlık kurmak maksadıyla temin ettiği cep telefonu numarası ile ev telefonu numarasını aynı suç işleme kararı kapsamında değişik tarihlerde sık sık arayıp nihayetinde cep telefonundan ulaştığı mağdureye arkadaşlık teklif edip cinsel ilişkiye girmek istediğini söyleyerek cinsel tacizde bulunduğu ve mevcut haliyle sanığın tek eylemle hem kişilerin huzur ve sükununu bozma hem de cinsel taciz suçlarını işlemesi karşısında anılan eylemler nedeniyle TCK.nın 44. maddesinde yer alan fikri içtima düzenlemesi uyarınca ağır olan zincirleme cinsel taciz suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde her iki suçtan ayrı ayrı mahkûmiyetine hükmedilmesi,…”

[37] Y.18.CD, E: 2015/26035, K: 2016/8852, T: 27.04.2016:  “…Mahkemece de kabul edilen oluşa göre, sanığın olay tarihinde kaldırım üzerinde yürüyen kadın olan katılanın yanına aracı ile yaklaştığı ve katılan ile aynı hizada yanında ilerlemeye başladığı, katılanın kendisi ile ilgisi olmadığını düşünerek aracın ilerlemesini beklemek için durmasına rağmen sanığın aracı ile ilerlemeyip katılan ile birlikte yol kenarında durup beklemeye başladığı, katılanın tekrar yürümesi üzerine sanığın da aracı ile peşinden ilerlemeye devam ettiği ve bu sırada katılana araç camından kendisine ait telefon numarasının yazılı bulunduğu peçeteyi atarak olay yerinden uzaklaştığı şeklinde kabul edilen eylemin, TCK’nın 105/1. maddesine uyan cinsel taciz suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sırf huzur ve sükûnunu bozmak özel kastıyla işlenebilen kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçundan hüküm kurulması,.:.”

[38] Y.14.CD, E: 2016/8901, K: 2020/546, T: 20.01.2020.

[39] Madde 123/A - (Ek madde: 12.05.2022 - 7406 S.K/Madde 8).

[40] Y.18.CD, E: 2019/7222, K: 2020/198, T: 13.01.2020.