CEZALANDIRILMA İMKÂNI OLMAYAN SUÇLARIN ZİNCİRLEME SUÇA ETKİSİ

Abone Ol

Zincirleme suç bünyesinde barındırılan tüm suçların her birinin başlı başına suç oluşturması ve cezalandırılabilir nitelikte olması zorunludur.

Cezalandırılma imkânı olmayan suçların zincirleme suç ilişkisinde değerlendirilmeye alınması söz konusu edilemez.

Burada kişisel cezasızlık sebeplerinin bulunduğu suçlar ile af, zamanaşımı, şikâyetin geri alınması, ön ödeme ve uzlaşma gibi ceza ilişkisini düşüren nedenlerin varlığı halinde cezalandırılamayan suçların zincirleme suç bünyesinde değerlendirilmeye alınması mümkün değildir.

Bu suçların zincir ilişkisi dışına alınması ve bağımsız değerlendirmeye alınması gerekmektedir.

Örneğin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 167/1-c maddesindeki şahsi cezasızlık sebebi dolayısıyla cezalandırılabilme şartı gerçekleşmeyecek olan suç zincir kapsamına alınmayacaktır.

Zincirleme suç bünyesinde yer alan ve bağımsız olarak cezalandırılabilme özelliği olan suçlarda, yapılan şikâyetten sonradan vazgeçme hali de zincirleme suç açısından değerlendirilmeli, şikâyetten vazgeçme ile oluşan hukuki durum nedeniyle bu tür suçlar, zincir dışına çıkarılmalıdır.

Bu yüzden vazgeçmeye konu edilen suç, zincirleme suç kapsamında değerlendirilmemeli ve bu suç zincir dışına alınmalıdır.

Bundan başka genel af veya özel af kapsamında olan bir suçun da, zincirleme suç bünyesinde değerlendirilmesi söz konusu olamaz. Başka bir söylemle af kapsamındaki suçlarda zincirleme suç kapsamı dışına alınmalı ve kalan suçlara göre değerlendirme yapılmalıdır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 75. Maddesinde belirtilen hallerde ön ödeme kapsamında olan suçlar bakımından fail, ön ödemede bulunarak soruşturma evresinde hakkında kamu davası açılmasını önleyebilir.

Şayet kamu davası açılmış ise, kovuşturma aşamasında da davanın düşmesini temin edebilir. Bu nedenle ön ödemeye tabi suçlarında zincir kapsamı dışında değerlendirilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, bu durum uzlaşma kapsamında olan suçlar açısından da geçerlidir. Şayet suç uzlaşma kapsamında kalan bir suç ise, uzlaşma halinde o suç nedeniyle dava açılması veya mahkûmiyet hükmü kurulması söz konusu olamayacaktır.

Bu nedenle ön ödeme ve uzlaşma kapsamında olan bir suçun, uzlaşma işlemlerinin yerine getirilmesi için zincir dışında bırakılması gerekmektedir.

Özet olarak belirtmek gerekirse, suçlardan bazılarının ön ödeme veya uzlaşma nedeniyle cezalandırılabilir olmaktan çıkması halinde, bu suçlar zincirleme suç kapsamında değerlendirilemeyecektir.

Bundan başka, isnat yeteneğini ortadan kaldıran yaş küçüklüğü (TCK md 31/1), akıl hastalığı (TCK md 32) , sağır dilsizlik (TCK md 33) hallerinde eylemin cezalandırılabilme özelliği ortadan kalktığından, bu hallere tabi suç zincir dışında bırakılacaktır.

Ayrıca isnat edilebilirliğin ortadan kalktığı geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu madde etkisinde olma (TCK md 34) gibi hallerde de eylemin cezalandırılabilmesi mümkün değilse, bu suçta zincir ilişkisi dışında tutulacaktır.

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

KAYNAKÇA

ALACAKAPTAN, Uğur: Suçun Unsurları, Ankara 1975.

ARTUÇ, Mustafa: Zincirleme Suç, Terazi Hukuk Dergisi, Aralık 2008, Sayı:28.

DÖNMEZER, Sulhi/ERMAN, Sahir: Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, Cilt I, 11. Bası, Beta Yayınları, İstanbul 1994.

HAKERİ, Hakan: Ceza Hukuku Genel Hükümler, 6. Bası, Seçkin Yayınları, Ankara 2007.

İÇEL Kayıhan, Suçların İçtimaı, İstanbul 1972.

ÖZTÜRK, Bahri/ERDEM, Mustafa Ruhan: Uygulamalı Ceza Hukuku ve Emniyet Tedbirleri Hukuku, 10. Baskı, Seçkin Yayınları, Ankara 2008.

SANCAR, YALÇIN Türkan: Yeni Türk Ceza Kanununda Zincirleme Suç, TBB Dergisi, Sayı:70, Mayıs-Haziran 2007, s.244-259.

Y.15.CD, E. 2017/2133, K. 2017/25227, T. 29.11.2017.

-------------------------------

[1] ALACAKAPTAN, Uğur: Suçun Unsurları, Ankara 1975, s.58; DÖNMEZER, Sulhi/ERMAN, Sahir: Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, Cilt I, 11. Bası, Beta Yayınları, İstanbul 1994, s.396; HAKERİ, Hakan: Ceza Hukuku Genel Hükümler, 6. Bası, Seçkin Yayınları, Ankara 2007, s.422; ÖZTÜRK, Bahri/ERDEM, Mustafa Ruhan: Uygulamalı Ceza Hukuku ve Emniyet Tedbirleri Hukuku, 10. Baskı, Seçkin Yayınları, Ankara 2008. s.306; ARTUÇ, Mustafa: Zincirleme Suç, Terazi Hukuk Dergisi, Aralık 2008, Sayı:28. s.51; SANCAR, YALÇIN Türkan: Yeni Türk Ceza Kanununda Zincirleme Suç, TBB Dergisi, Sayı:70, Mayıs-Haziran 2007, s.244-259, s.72.

[2] Y.15.CD, E. 2017/2133, K. 2017/25227, T. 29.11.2017: “… a)Sanığın farklı zamanlarda farklı mağdurların banka hesaplarından paraları çekmiş olması sebebi ile mağdur sayısınca suç oluşacağı gözardı edilerek eylemlerin zincirleme suç kabulü ile TCK 43 .maddesi uygulanması, b) TCK 158/1-f-son maddesi gereğince manfaat miktarının yanlış hesaplanması, c) 5237 sayılı TCK 167/2.maddesi gereği ana baba bir olup ayrı konutta yaşamakta olan kişi aleyhine bu suçun işlenmesi durumunda takibin ve yargılamanın şikayete tabi olduğu yönündeki düzenleme gereği, dosya kapsamında mağdur ...'in ile sanığın kardeş olup mağdur ...'ın abisi olan sanıktan bu eylem sebebi ile şikayetinin olmadığını beyan etmesi karşısında, sanıktan şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediğinin 5237 sayılı TCK 73/6.maddesi gereği sorulmasının ardından, sonucuna göre yargılama yapılması gerekirken bu hususun eksik bırakılması sureti ile hüküm kurulması…”

[3] İÇEL Kayıhan, Suçların İçtimaı, İstanbul 1972, s.125.