ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI (TMK-166. m)

Abone Ol

Uygulamada ve yaygın olarak halk arasında çekişmeli boşanma davası olarak bilinen boşanma davası ile ilgili merak edilen belli başlı konuları kolay anlaşılabilir olması adına yazımızda soru-cevap şeklinde kısaca açıklamaya çalışacağız.

Çekişmeli boşanma davası nedir?

Çekişmeli boşanma eşlerden birinin boşanmak istemesine rağmen diğer eşin boşanmayı kabul etmemesi veya her iki tarafın da boşanmayı kabul etmelerine rağmen çocukların velayeti, nafaka, tazminat gibi konularda kendi aralarında anlaşmaya varamamaları halinde ortaya çıkan boşanma davası türüdür. Kanunda çekişmeli boşanma davası şeklinde bir düzenleme yoktur. Bu terim tarafların boşanma ve sonuçları konusunda anlaşamamış olmaları sebebi ile uygulamada yerleşmiş olan bir ifade şeklidir.

Şiddetli geçimsizlik nedir?

Evlilik sözleşmesi eşlere karşılıklı olarak sadakat ve yardımlaşma yükümlülüğü yüklemektedir. Bu yükümlülüklerin eşlerden biri tarafından ihmal edilmesi ve bu ihmalin, diğer eş için ortak hayatı sürdüremeyecek şekilde çekilmez bir hale getirmesi halinde evlilik birliğinin temelinin sarsıldığı kabul edilir. İşte bu duruma sebebiyet verebilecek her şey şiddetli geçimsizlik sebebidir. Bu sebepler kişilere ve her aileye  göre değişebilmektedir. Eşinizle aranızda şiddetli bir geçimsizlik varsa evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davası açabilirsiniz.

Ben boşanmak istiyorum eşim boşanmak istemiyor yine de boşanabilir miyim?

Boşanma davalarında önemli olan davayı kimin açtığından ziyade hangi tarafın daha kusurlu olduğudur. Evlilik birliği taraflara karşılıklı olarak belirli yükümlülükler yükler (sadakat gösterme, çocukların bakımı ve evin ihtiyaç ve giderleri ile gücü oranında ilgilenme gibi). Eşiniz evlilikten doğan  yükümlülüklerini gerektiği gibi yerine getirmiyor ve bu durum sizin için artık ortak hayatı çekilemez bir hale getirmişse eşiniz boşanmayı kabul etmese dahi iddialarınızı ispatlamak sureti ile boşanma kararı alabilirsiniz.

Bu gibi durumlarda davayı açan tarafın ispatlaması gereken hususlar şunlardır;

- davalı tarafın evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini ihlal ettiği

- davalının bu  tutumları sebebi ile evlilik birliğinin temelinin sarsıldığı

- kendisi için evliliği yürütmenin çekilmez bir hal aldığı

Davacı eş yukarıda sayılan durumlara ilişkin belli olaylar ve olaylara ilişkin belli deliller göstermek sureti ile mahkemede bu iddialarını ispatlamalıdır. Bu ispatı yapabilirseniz karşı taraf istemese de boşanabilirsiniz. Burada öneli olan husus diğer eşin daha kusurlu olduğunu ispat edebilmektir. Eğer karşı taraf sizin daha kusurlu olduğunuzu ve bu sebeple boşamayı kabul etmediğini beyan eder ve bu iddialarını ispatlarsa açacağınız boşanma davası reddedilecektir.

Eşim boşanma davası açtı ancak ben boşanmak istemiyorum yine de boşanır mıyım?

Açılacak olan her davanın kanuni bir dayanağı olmak zorundadır. Boşanma davaları da dayanağını medeni kanunda düzenlenen  özel ve genel boşanma nedenlerinden almaktadır. Özel boşanma nedenleri  kanunda tek tek sayılmıştır. Bunlar; Zina, hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığıdır. Boşanmak isteyen bir kişi kanunda düzenlenen bu özel durumların varlığı halinde isterse özel boşanma sebeplerine isterse  genel  boşanma nedenine dayanarak davasını açabilir. Özel boşanma nedenlerine dayanılarak açılan davada mahkeme sadece özel neden üzerinde bir değerlendirme yapacak ve özel neden oluşmuşsa boşanmaya karar verecektir.

Uygulamada ise boşanma davaları çoğunlukla genel boşanma nedeni olan ve halk arasında şiddetli geçimsizlik olarak bilinen “evlilik birliğinin sarsılması” nedenine dayanılarak açılan çekişmeli boşanma davalardır.

Şiddetli geçimsizlik olarak bilinen evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile açılan bir boşanma davasında davayı açan eşin kusuru daha ağır ise diğer eş açılan davaya itiraz ederek boşanmak istemeyebilir . Mahkeme , yapılan yargılama neticesinde davayı açan eşin daha ağır kusurlu olduğuna kanaat getirirse ve davalı eş boşanmak istemezse açılan boşanma davasını reddeder. Yani boşanma kararı vermez.

Böyle bir durumda mahkemeye vereceğiniz cevap dilekçesi ile boşanmak istemediğinizi  ve davanın reddine karar verilmesini isteyebilirsiniz. Burada dikkat edilecek bir husus ise cevap dilekçesi ile davanın reddini isteyen eşin aynı dilekçede karşı dava açmasına gerek kalmaksızın red talebine rağmen davanın kabulüne karar verilmesi halinde maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini isteyebilmesidir. Bu talepler ayrıca harca tabi olmayacaklardır.

Ancak; bu durumda yapacağınız” boşanmak istemiyorum” itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmamalıdır. Yani; davayı açan eş daha kusurlu olsa ve siz boşanmak istemediğinizi söyleseniz bile eğer evliliğin devamında sizin ve varsa küçük  çocuklarınızın menfaatine bir durum kalmamışsa, siz  evliliğinizin düzelir bir hali kalmamış olmasına rağmen haksız olarak boşanmaya itiraz ediyorsanız ve hakim buna kanaat getirirse davayı açan eşin daha kusurlu olmasına rağmen nadiren de olsa  boşanma kararı verebilir.

Ben de boşanmak istiyorum ancak eşimin bana karşı açtığı davadaki iddiaları ve talepleri kabul etmiyorum. Ne yapabilirim?

Bu durum davalarda sık yaşanılan durumlardan biridir. Her iki eş  boşanmak istemekte ancak herkes karşı tarafın daha fazla kusurlu olduğunu düşünmekte ya da her iki tarafın da karşılıklı olarak nafaka, tazminat, velayet talepleri olabilmektedir.

Bu durumda davayı açan siz değilseniz karşı iddialarınızı ve taleplerinizi bildirir ayrı bir  dava açmanız gerekir. Bu davanızı eşinizin size karşı açmış olduğu davaya vereceğiniz cevap dilekçesi ile karşı dava olarak açabileceğiniz gibi tamamen ayrı bir dava olarak ta açabilirsiniz. Uygulamada genellikle cevap dilekçesi ile karşı davalar açılmaktadır. Bu durumda mahkeme karşılıklı iddiaları topluca değerlendirecek ancak her davayı ayrı ayrı karara bağlayacaktır. Karşı dava dilekçenizi verirken karşı dava harcını da  ödemeniz gerekmektedir.

Çekişmeli boşanma davası nasıl açılır? (HMK-118.m)

Çekişmeli boşanma davası mahkemeye vereceğiniz boşanma dilekçesi ile dava harç ve giderlerini mahkeme veznesine yatırmanız ile açılır.

Çekişmeli boşanma davanızı açarken bütün taleplerinizi, bu taleplerinizi dayandırdığınız olayları ve olayların ve taleplerin ispatına yönelik delillerinizin neler olduğunu dilekçenizde belirtmeniz gerekmektedir.

Boşanma davasını ne zaman açmalıyım?

Geçimsizliğinize sebep olan olaylar devam ettiği sürece usulüne uygun olarak  boşanma davanızı açabilirsiniz.

Çekişmeli boşanma davası  ne kadar sürer?

Çekişmeli boşanma davaları ileri sürülen olaylar ve taleplerin içeriğine, delillerin toplanmasına göre bazen birkaç yıl dahi sürebilmektedir. Davanın çok karmaşık olmaması halinde  mahkemelerin yoğunluğuna göre  bu süre birkaç aya kadar kısalabilir. Mahkemeler için öngörülen hedef dava süreleri kesin nitelik taşımadığından bu konuda kesin bir süre belirtmek mümkün değildir.

Çekişmeli boşanma davasını eşim mi açmalı yoksa ben mi açmalıyım?

Boşanma davasını hangi eşin açtığının aslında bir önemi yoktur. Burada önemli olan eşlerin kusur durumları ve boşanmayı kabul edip etmedikleridir. Buna göre;

- Kusurlu olan eşin  boşanma davası açması halinde diğer eş boşanmayı kabul etmezse mahkeme ispat durumuna göre boşanma davasını reddedebilir.

- Kusurlu olan eşin açtığı boşanma davasını diğer eş kabul eder yani o da boşanmak isterse mahkeme boşanma kararı verebilir.

- Kusursuz veya daha az kusurlu olan eş boşanma davasını açar ve karşı tarafın daha ağır kusurlu olduğunu ispatlarsa karşı taraf boşanmak istemese de mahkeme boşanma kararını verir.

Burada tarafların kusurları  değerlendirirken şahsi değil objektif olarak bir değerlendirme içinde olmak gerekir.

Çekişmeli boşanma davasında neyi ispat etmem gerekir?

Çekişmeli boşanma davasında evliliğinizi temelinden sarsan geçimsizlik sebeplerinizi ve eşinizin buna sebebiyet veren kusurlu davranışlarının neler olduğunu  mahkemeye ispatlamanız gerekir.

Çekişmeli boşanma davasında neleri delil olarak gösterebilirim?

Boşanma davalarında delil olarak en başta tanıklar gelmektedir. Eğer şiddet veya benzeri sağlık sorunlarına sebep olan olaylar yaşanmış ise  hastane kayıtları, adli makamlara intikal eden olaylar yaşanmış ise adli kayıtlar (emniyet, jandarma, adliye), banka kayıtları, iletişim (telefon, mesaj, sosyal medya vs.) kayıtları (hukuka aykırı olarak yani yasaların yasaklamadığı şekilde elde edilmiş olması şartıyla) tüm deliller boşanma davasında delil olabilecektir.

Düğün takılarına ilişkin talepler varsa düğün kayıtları, fotoğraflar, bunların değerinin tespitine yönelik bilirkişi  raporları, faturalar v.s. delil olarak kullanılabilir.

Çocukların velayeti değerlendirilirken sunmuş olduğunuz delilerin yanında mahkemeler adliyelerde görev yapan  uzman pedagoglardan  çocuğun velayetinin hangi eşte kalmasının çocuğun menfaatine daha uygun olduğu yönünde rapor almaktadır. Bu rapor hazırlanırken pedagoglar her iki tarafla ve çocuklarla ayrı ayrı görüşmeler yaparak raporlarını hazırlamaktadır.

Davaya ilişkin delillerinizi dilekçeler aşamasında mahkemeye bildirmiş olmanız gerekmektedir.

Çekişmeli boşanma davasında kimleri tanık olarak gösterebilirim?

Yaşadığınız geçimsizliklere sizin anlatımınız sebebi ile değil bizzat yaşayarak, görerek, duyarak şahitlik etmiş olan herkes (aile, akraba, komşu, arkadaş vs.) boşanma davalarında tanıklık yapabilir.

Kanun bazı kişilere özel durumları gereği isterlerse tanıklıktan çekinebilme hakkı tanımıştır. Bu kişiler: anne, baba, büyük baba ve büyük anneler, çocuklar, kardeşler, dayı, amca, hala, teyze, meslekleri gereği sır olarak saklaması gereken bilgileri öğrenmiş olan doktorlar, avukatlar, muhasebeciler ve şahitlik yapması kendisi için önemli zararların doğmasına sebep olabilecek bazı kişilerdir. Bu kişiler  isterlerse  tanıklık yapmaktan çekilebilirler. Siz bu kişileri şahit olarak gösterseniz bile hakim bu kişilere tanıklık yapmak isteyip istemedekilerini soracak, bu  kişiler dilerlerse tanıklık yapıp dilerlerse tanıklıktan çekilebileceklerdir.

Çekişmeli boşanma davasında eşimden neler isteyebilirim?

Boşanma davalarında boşanma dışında başlıca talepler şunlardır;

- Boşanacağınız kişiden olan ve 18 yaşından küçük çocuklarınız varsa çocukların velayetinin kendinize verilmesini isteyebilirsiniz veya velayetin karşı tarafta kalmasını kabul edebilirsiniz. Çocuğun velayetini boşanacağınız eşiniz ile ortak yürütebileceğinize inanıyorsanız uluslararası sözleşmeler gereğince ortak velayete hükmedilmesini de isteyebilirsiniz.

- Çocukların velayeti diğer tarafta kalacaksa çocuklar ile şahsi münasebet tesisi (çocukların hangi zamanlarda sizde kalabileceği) talep edebilirsiniz

- Kendiniz için yoksulluk nafakası ve velayeti tarafınıza verilecek çocuklarınız varsa çocuklar için iştirak nafakası talep edebilirsiniz.

- Boşanma sebebi ile maddi bir zarara uğrayacaksanız maddi tazminat talep edebilirsiniz.

- Boşanmaya sebep olan olaylar sebebi ile kişilik haklarınız ihlal edilmiş ise manevi tazminat talep edebilirsiniz.

- Düğün takılarının (ziynet alacağı) aynen veya bedel olarak ödenmesini talep edebilirsiniz.

Herkesçe merak edilen eşlerin mal paylaşımına yönelik talepleri yönünden ise farklı bir durum söz konusudur. Eşler arasında geçerli olan mal rejiminin evliliğin sona ermesi ile sona ereceği ve ancak bu aşamadan sonra mal paylaşımının yapılabileceği yasada öngörülmüştür. Mal paylaşımına yönelik taleplerin mahkemece dinlenilebilmesi için boşanma kararının nüfus kaydına  işlenmiş olması gerekir. Bu sebeplerle çekişmeli boşanma davalarında mal paylaşımı yönünden mahkemeler karar vermez bu talepler yönünden ayrıca dava açmak gerekmektedir. Uygulamada boşanma davası ile aynı anda ayrı bir mal paylaşım davası açılıp tedbir kararı alınmakta ve boşanma davasının sonucu beklenmektedir. Anlaşmalı boşanma davalarında ise mal paylaşımı konusunda anlaşma sağlanır ve bu husus bir protokole bağlanırsa bu anlaşma sizin için bağlayıcı olacaktır.

Boşanma davasında taleplerinizin neler olduğunu dava veya cevap dilekçeniz ile mahkemeye açıkça bildirmeniz gerekmektedir.

Boşanmada çocukların velayeti kime verilir? (TMK-182.m)

Çocukların velayeti sorunu kamu düzeninden sayılan yani tarafların kendi aralarında yapmış oldukları anlaşmaların mahkemeyi bağlamayacağı özel bir durumdur. Çocukların velayetinin kimde kalacağına karar verilirken tabi ki tarafların bu konudaki düşünceleri ve eğer çocuk idrak çağında ise (kendini ifade edebilecek yaşta ise) çocuğun düşüncesi de alınacaktır. Mahkemeler  adliyelerde  görevli uzmanlardan bu konuda bir rapor isteyerek çocuğun eğitim, sağlık, ahlak ve sosyal gelişim açısından kimde kalmasının daha uygun olacağını değerlendirecek ve ona göre bir karar verecektir. Boşanmaya rağmen taraflar çocukların velayetini ortak olarak yürütebileceklerini düşünüyorlarsa ve mahkeme de buna kanaat getirir ise ortak velayet kararı da verilebilir. Ortak velayet halinde tabi ki çocuk yine fiili olarak bir tarafta kalacak ancak çocuğun temsilini gerektiren işlemler her iki tarafça da yapılabilecektir. Velayete ilişkin kararlar  kesin hüküm teşkil etmezler ve durumlar değiştikçe her zaman velayetin değiştirilmesi davası açılabilir.

Velayet hususunda değinmek istediğimiz bir konu da çocukların soyadı noktasındadır. Boşanma davası sonunda çocukların velayeti kendisine verilen anne dilerse velayeti kendisine verilen çocuklarının kendinin boşanma ile kazandığı soyadının kullanmasına karar verilmesini mahkemeden isteyebilirler. Bu talep boşanma davasında talep edilebileceği gibi velayet hakkı devam ettiği sürece sonradan ayrı bir dava olarak da açılabilir.

Nafaka (yoksulluk nafakası) alabilir miyim? Nafaka ödemem gerekir mi? Nafaka hangi  durumlarda kesilir? Nafaka artırımı nasıl olur? (TMK-175.m)

Boşanma sonucu boşanmada kusursuz olan veya daha az kusurlu olan eş, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek ise kendisi için zorunlu olan; barınma, yeme içime gibi zaruri ve sürekli ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli olan bedeli diğer taraftan süresiz olarak yoksulluk nafakası olarak talep edebilir. Bu nafaka zorunlu yaşam ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olup karşı tarafın ödeme gücü de miktarının belirlenmesinde dikkate alınacaktır. Süresiz nafaka uygulamasını kaldırmaya yönelik hukuki çalışmalar devam etmekte olup henüz yasalaşmış bir kanun yoktur.

Nafaka ihtiyacınız acil ise; davanın açıldığı tarihten davanın karara çıkacağı tarihe kadarki dönem için de tedbiren nafaka ödenmesini talep edebilirsiniz. Mahkeme bu talebinizi kabul ederse dava süreci devam ederken de nafaka alabilirsiniz.(TMK-169.m)

Nafaka toptan veya aylık biçiminde ödenebilir. Aylık halinde ödenmesine karar verilen nafaka, alacaklı tarafın başkası ile evlenmesi, taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden sona erer. Fiili olarak evliymiş gibi yaşaması halinde ise mahkemeden nafakanın kaldırılması talep edilebilir.

Değişen ekonomik koşullara göre nafakanın artırılıp azaltılmasını ilgili kişi mahkemeden dava yoluyla isteyebilir. Taraflar bu konuda anlaşabilirlerse davaya gerek kalmadan da nafakayı kendi aralarında artırıp azaltabilirler. Yoksulluk nafakası talebinizi dava dilekçenizde veya davalı taraf iseniz karşı dava dilekçeniz ile talep edebileceğiniz gibi  boşandıktan sonra 1 yıl içinde ayrıca açacağınız bir dava ile de talep edebilirsiniz. Ancak bu talepleri boşanma davanız ile birlikte talep etmeniz halinde harç ödemeniz gerekmezken ayrı bir dava açmanız halinde talep ettiğiniz yıllık nafaka miktarı üzerinden  nispi harç ödemeniz gerekir.

Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında yetkili mahkeme nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesidir.

Yoksulluk nafakası talepleri 7036 sayılı yasa kapsamında taraflar arasında arabuluculuk yöntemi ile de çözülebilmektedir.

Boşanmalarda maddi tazminat (TMK-174.m)

Maddi tazminat yoksulluk nafakasından ayrı bir taleptir. Boşanma sonucunda evlilikte sahip olduğunuz maddi imkanlardan (yaşadığınız evin koşulları, sosyal imkanlar, iş durumunuz, sağlık imkanlarınız gibi) mahrum kalacaksanız ve boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu taraf siz değilseniz karşı taraftan mali gücü oranında uygun bir tazminat ödemesini isteyebilirsiniz ya da bu şartlarda maddi tazminat ödemek durumunda kalabilirsiniz.

Maddi tazminat alacak olan eşin kusursuz ya da daha az kusurlu olması gerekmektedir.

İstenilen tazminat miktarının, tazminat hukukun amacını aşacak biçimde zenginleşme aracı olarak kullanılmasını hukuk düzeni korumamaktadır. Eşler arasında çeşitli hukuki ilişkilerden doğan alacak verecek hesapları boşanma sebebi ile maddi tazminat talebinin  konusu değildir. Maddi tazminat talebinizi dava dilekçenizde veya davalı taraf iseniz cevap dilekçeniz veya karşı dava dilekçeniz ile talep edebileceğiniz gibi  boşanmanın kesinleşmesinden itibaren  1 yıl içinde açacağınız ayrı bir dava ile de talep edebilirsiniz. Ancak bu talepleri boşanma davanız ile birlikte talep etmeniz halinde harç ödemeniz gerekmezken ayrı bir dava olarak açmanız halinde talep ettiğiniz tazminat miktarı üzerinden nispi harç ödemeniz gerekmektedir.

Boşanmadan sonra açılan tazminat davalarında yetkili mahkeme genel yetki kuralları gereği davalının ikametgahı yerindeki aile mahkemesidir.

Maddi tazminat talepleri 7036 sayılı yasa kapsamında taraflar arasında ihtiyari arabuluculuk yöntemi ile de çözülebilmektedir.

Boşanmalarda manevi tazminat (TMK-174.m)

Boşanma davasına sebep olarak gösterilen geçimsizlik sebebi olaylar nedeni ile kişilik haklarınız (onurunuz, saygınlığınız, duygularınız) zarara uğramışsa ve daha ağır kusurlu taraf siz değilseniz manevi tazminat isteyebilirsiniz ya da bu şartlarda manevi tazminat ödemek durumunda kalabilirsiniz. Manevi tazminatın her halde toplu olarak ödenmesine karar verilir, aydan aya ödenmesine karar verilemez. Manevi tazminat talebinizi dava dilekçenizde veya davalı taraf iseniz cevap dilekçeniz veya karşı dava dilekçeniz ile talep edebileceğiniz gibi  boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde açacağınız ayrı  bir dava ile de talep edebilirsiniz. Ancak bu talepleri boşanma davanız ile birlikte talep etmeniz halinde harç ödemeniz gerekmezken ayrı bir dava açmanız halinde talep ettiğiniz tazminat miktarı üzerinden nispi harç ödemeniz gerekir.

Boşanmadan sonra açılan tazminat davalarında yetkili mahkeme genel yetki kuralları gereği davalının ikametgahı yerindeki aile mahkemesidir.

Manevi tazminat talepleri  7036 sayılı yasa kapsamında taraflar arasında ihtiyari arabuluculuk yöntemi ile de çözülebilmektedir.

Boşandıktan sonra kadın hangi soyadını kullanabilir? (TMK-173.m)

Boşanan kadın normal şartlarda sona eren evliliğinden önceki soyadını alır. Kadının boşandığı eşine ait soyadını kullanmakta menfaati varsa ve  bu durum boşandığı eşine bir zarar vermeyecekse bunları ispatlayarak hakimden boşandığı eşinin soyadını kullanmasına izin vermesini boşanma davasında talep edebilir. Koşullar değişirse koca bu iznin kaldırılmasını sonradan dava edebilir.

Kadın boşandığı eşiyle evlenmeden önce dul idiyse mahkemeden bekarlık soyadını kullanmasına karar verilmesini isteyebilir.

Boşandığım eşimin benim üzerime yaptığı vasiyet geçerli mi?(TMK-181.m)

Boşanan eşler birbirlerine mirasçı olamazlar. Halk arasında genel olarak vasiyet denilen ölüme bağlı tasarruflar ile kendisine boşandığı eşi tarafından böyle bir tasarruf ile bir menfaat sağlanan eş aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, yani boşanmaya rağmen geçerliliğini koruyacağına dair bir anlam taşımadıkça, bu haklarını kendiliğinden kaybederler. Yani boşanma aksi vasiyette belirtilmedikçe vasiyeti geçersiz hale getirir.

Düğünde takılan takılar kimin olur? Ziynet eşyaları sorunu (TMK-226.m)

Düğün merasimi sırasında gerek düğün tarafları gerekse misafirler tarafından  takılan ziynet eşyalarının kime takılırsa takılsın geline bağışlanmış sayılacağı ve gelinin mülkiyetinde kabul edileceği Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ile kabul edilmiştir. Burada tek istisna olarak sadece damadın kullanımına yarayacak olan (örneğin kol saati gibi) ziynetler damadın kabul edilir.

Ziynet eşyalarına yönelik alacak talebinizi boşanma davasında veya boşanmadan sonra açacağınız  ayrı bir dava ile ileri sürebilirsiniz. Ziynet alacağına yönelik talepler boşanma davası ile birlikte talep edilse dahi nisbi haraca tabidir. Yani talep ettiğiniz miktara göre dava  harcı ödersiniz.

Ziynet alacağı talebinde bulunurken istenilen ziynetlerin cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı  belirtilmesi gerekmektedir. İstenilen ziynetlerin varlığı; düğün kayıtları, fotoğraf, senet, tanık, yemin  ve hukuken geçerli her türlü delille ispatlanabilir. Ziynet eşyaları aynen istenebileceği gibi karşılığı olan değerin nakden ödenmesi de talep edilebilir.

Ziynet eşyalarının kadın tarafından bir daha geri istenmemek üzere erkeğe verildiği iddia ve ispat edilemedikçe erkek eş bunları geri vermek borcu altındadır. (Yargıtay 2. H.D. 2016/5155 Esas 2017/ 10339 Karar) Ziynetlerin kadına iade edildiğini ispat yükü erkek tarafa aittir. Kadının bunların iade edilmediğini ispatlaması gerekmez.

Davamı geri alabilir miyim bunun bir masrafı olur mu? Boşanma davalarında davayı geri alma (HMK-123.m), davadan feragat (HKM-307.m) ve davayı takipsiz bırakma (HMK-150.m)

Açmış olduğunuz boşanma davasını çeşitli sebeplerle devam ettirmek istemeyebilirsiniz. Dava sürecinde eşiniz ile tekrar barışabilirsiniz ve bu sebeple davayı devam ettirmek istemeyebilirsiniz. Eşinizle barışmasanız bile  dava ile uğraşmaya devam etmek istemeyebilirsiniz. Bu durumda davadan feragat, davayı geri alma ve davayı takipsiz bırakma şeklinde farklı hukuki yollar mevcuttur . Hepsinin prosedürü, hukuki sonuçları farklıdır ve bu hususlara dikkat etmek gerekir. Kısaca değinecek olursak davadan feragat ederseniz dava tarihinden önce yaşanmış olan olaylar sebebi ile eşinizi affetmiş sayılırsınız ve bu tarihten önceki sebeplere dayanarak sonradan boşanma davası açamazsınız (açarsanız davanız reddedilecektir). Yeni sebeplere dayanarak boşanma davası açabilirsiniz. Davanızı geri almak isterseniz bu talebiniz karşı tarafın kabulüne bağlıdır. Karşı taraf davanızı geri almanızı kabul ederse davanız hiç açılmamış gibi sona ermiş olur. Davayı takipsiz bırakma ise açılmış olan davanın takip edilmemesidir. Takipsiz bırakılan duruşma tarihi üzerinden 3 ay içinde davanızı  takip edeceğinizi mahkemeye bildirmezseniz mahkeme res’en davanın açılmamış sayılmasına karar verecektir.

Bu işlemler sonucunda davanız son bulur ancak; avukat tutmuş iseniz avukatınızın ücretini, davanın aşamasına göre karşı tarafta avukat var ise karşı vekalet ücreti dediğimiz kanundan doğan vekalet ücretini ve yargılama masraflarını ödemeniz gerekebilir.

Avukat tutacak param yok ne yapabilirim?(Av. Kanunu-176.m)

Eğer hiçbir geliriniz yok ve avukata ücret ödeyebilecek durumda değilseniz bulunduğunuz yerdeki baro başkanlığının adli yardım birimine müracaat ederek onların sizlerden istediği belgeleri (muhtarlık ve çeşitli kurumlardan alınacak ve geliriniz olmadığını gösterir belgeler) temin ederseniz baro durumunuzu değerlendirecek ve ödeme güçlüğü içinde olduğunuzu kabul ederse sizin adınıza davanızı yürütecek bir avukat görevlendirecektir. Görevlendirilen avukatın ücreti baro tarafından ödenecek ve sizin avukata bir ücret ödemeniz gerekmeyecektir. Görevlendirilen avukat size bildirilecek ve sizinle iletişime geçecektir.