“ÇEK BİR ÇEK KANUNU DAHA” !

Abone Ol
3167 sayılı ÇEK kanunundan  başka, hukuk tarihimizde hemen her iktidarın daima “değiştirilecek” söylemleri ile, üzerinde  bu kadar sık oynanan başka bir kanun varmıdır acaba? 

Hukuk yaşamına başladığımız ilk yıllarda karşılıksız çek kesmenin cezası doğrudan DOLANDIRICILIK suçuna girerdi. Çek sahibinin ödeme yapmış olması da pek önemli değildi. Acı bir şekilde  gülümseyerek hatırlıyorum 1980 li yılların başlarında  karşılıksız çek şikayetini yaptığınızda Emniyet Müdürlüğü Asayiş ekipleri çek sahibini derhal göz altına alır savcı-mahkeme-cezaevi- prosedürleriyle kişi derhal tutuklanırdı.  Araya girenler çek bedelini öderler, ödeme sonrası şikayetten vazgeçmeyle birlikte kişinin tahliye edilmesi ŞANSI doğardı.

1985 başlarında  karşılıksız çekleri düzenleyen ve müeyyide getiren 3167 sayılı yasa çıktı. Bu yasada karşılıksız çıkan çek sonrası insiyatifler  mahkemeden alınarak şikayetçinin insiyatifine bağlandı ve bu suretle suç şikayete bağlı bir suç haline getirildi.

1999 yılında Ecevit affı da denilen yasayla tüm karşılıksız çek suçu işleyenler hakkında af getirildi ve son beş yılda hapis cezasına güvenip borçlusundan  çek almış olan alacaklılar tabir caiz ise avuçlarını yaladılar.

Bu kez yıl 2004 , Yeni Türk Ceza Kanun’nun yürürlüğe girmesi ve genel ceza prensipleri ile çek yasası prensiplerinin çakışması  nedeniyle Yargıtay ve mahkemeler karar çıkaramaz oldular, hemen tüm dosyalar 7.5 yıllık zamanaşımına uğradı ve yasadaki müeyyidelere güvenip çek kabul etmiş olan alacaklılar bir kez daha avuçlarını yaladılar.

Yıl 2012,  3167 sayılı  Çek Kanununda çeklere hapis cezası müeyyidesi getiren hükümler Meclisimiz tarafından bütünüyle kaldırıldı.  Yasa geçmişe yönelik hüküm içerdiği için son beş yıldır hatta sekiz yıldır bu yasaya güvenip te çek kabul etmiş olan  alacaklılar lütfen tabirimi hoş görün son bir kez daha avuçlarını yaladılar.

Malum, yasalar her zaman hukuk yaratmıyor, her yasa pozitif hukuk demek değil. Hukukun en önemli vasıflarından biri, toplumun tüm kesimlerinin mevcut yasalara güven duymasıdır. Bugün fatura ile mal satan , vergisini kuruşuna kadar devletine ödeyen, sattığı malın karşılığında KANUNDA HAPİS CEZASI MÜEYYİDESİ OLDUĞU İÇİN BUNA GÜVENİP TE  ÇEK KABUL EDEN  Vergi verenler, üreticiler, sanayiciler, esnaf, tacirler OYUN ORTASINDA KURAL DEĞİŞTİREN bu düzenlemeler nedeniyle devletine, yargı sistemine duydukları güveni kaybetmişlerdir.

Kesin kanım ,bu yasayı hazırlayanlar sahadan, uygulamadan uzaktırlar. Kayguları politik kaygulardır. Yaptıkları populizm den ibarettir. Bunlar ekonomik ve toplum yapımıza aykırı uygulamalardır. Avrupa’dan farklı olarak  bizde geniş aile yapıları nedeniyle çek’ten yasaklı olmak  önemli bir müeyyide içermemektedir. Nasılsa karşılıksız çek sahibinin aileden 5 kardeşi, 48 amcaoğlusu, 158 yeğeni çak karnesi almak için hazırda beklemektedir. Diğer yandan gelişmiş bilgi ve paylaşım sistemlerine sahip olmadığımız ortadadır. Bunun gibi bir çok reel pratik nedenlerle yasa yapıcılarının kullandıkları argümanlar kabul edilebilir değildir.

Nitekim geçtiğimiz günlerde Bursa Ticaret ve Sanayi Odası temsilcileri Bakanımıza çek yasasında GERÇEKÇİ müeyyidelerin tekrar konması , aksi taktirde ticaret hayatında yaşanan olumsuzlukların ekonomiye gitgide daha fazla olumsuz suretle yansıyacağına dair bilgi, tepki  ve taleplerini ilettiler.

Oysa Nafile bir biçimde 2012 başlarında yani  bu son yasa çıkmazdan evvel bu gerçekleri tüm milletvekillerimize e-mail yolu ile ve bizzat kendilerine ulaşarak paylaşmaya çalışmıştım.

Yapılacak iş basitti. Birincisi, üç yıla varan tutuklanma halini sadece BİR AY gibi bir süreye  indirerek sosyal gayeyi sağlamak ve cezaevlerindeki yoğunluk sızıntılarını bu suretle önlemek. İkincisi ise  karşılıksız çek için verilen ve ödenmediğinde hapse dönüşen  para cezasında verilen karara karşı Yargıtay yolunu kapatmak ( Örnek olarak icra ceza suçlarında 3 aya kadar hapis cezası kararları Yargıtay denetimi dışındadır.  ) dolayısıyla Yargıtay ve mahkemelerin iş yüklerini gerçekten azaltmış olmak, en önemlisi TİCARİ HAYATTA  ÇEK’E GÜVENİ devam ettirmekti yapılması gereken. 

İşte bu kadar ve bu kadar basitti. Ama ilgili büyüklerimiz,  önerilermizi EMİR BÜYÜK YERDEN gibi argümanlarla geçiştirdiler ve yarın ticari yaşamda çok daha büyük kaosların doğacağı, tefecilerin, mafyanın bu tür olumsuzlukların tohumlarını ektikleri  artık gün gibi aşikar. 

Yasa koyucu ve onlara yol gösterenler geçmişte karşılıksız çeklere dayalı hapis cezası kararlarının % 98 inin şikayetten vazgeçme ve ödeme ile kapandığını istatistiklerle görmeleri gerekirken görmezden geldiler. Oysa yasa çıktıktan sonra hemen hiçbir karşılıksız çek sahibi alacaklısına ödeme yapmadı. Büyük devletler vergi verenini baş tacı yapmalı ve korumalı, popülizmle gelen vergi, sigorta afları ile bu nevi yasalar ise vergisini düzenli ödeyeni ve vergisini ödediği alacağını alamayanı bırakınız korumak,  adeta cezalandırmaktadır.
  
Saygılarımla.

Av. Öztürk YAZICI