Evlilik birliği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu madde 185 uyarınca eşlerin birbirine karşı sevgi, saygı ve dayanışma yükümlülüğünü üstlendikleri hukuki bir kurumdur. TMK 185 ve kanunun ilgili diğer hükümleri evliliğin sağlıklı bir şekilde yürütülmesini amaç edinir. Ancak büyük hayallerle, mutlu bir “evet” ile başlayan bazı evlilikler, eşlerden birinin veya her ikisinin aile yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle mutlu sona ulaşamadan sona ermektedir. Evlilik birliğini sona erdiren birçok sebep olmakla birlikte bu yazımızda psikolojik şiddet ele alınacaktır. Evlilik birliğinde fiziksel şiddet kadar ağır sonuçlar doğuran psikolojik şiddet kişinin ruhsal bütünlüğünü ihlal edebilmektedir. Modern aile hukukunda, psikolojik şiddet kavramı boşanma davalarında önemli bir ispat ve yorum alanı oluşturmuştur.
Psikolojik Şiddetin Tanımı ve Unsurları
Psikolojik şiddet, eşe karşı; sürekli hakaret, küçümseme, aşağılama, iletişimden kaçınma, duygusal soğukluk ve sevgisizlik, kıskançlık, baskı, tehdit, ekonomik kısıtlama, sosyal ilişkilerden yalıtma, erkeğin ailesi tarafından yapılan hakarete ve baskıya kayıtsız kalınması, sürekli suçlama ve değersizleştirme gibi davranışlarla ortaya çıkan, fiziksel temas içermeyen, ancak ruh sağlığı üzerinde yıkıcı etkiler yaratan bir şiddet türüdür.
Bu davranışlar süreklilik arz ettiğinde, TMK m. 166/1 anlamında “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” sebebini oluşturur.
Türk Hukukunda Psikolojik Şiddet
Türk Medeni Kanunu’nda psikolojik şiddet açıkça tanımlanmamış olmakla birlikte, Yargıtay kararlarında “eşin kişilik haklarını zedeleyen, ortak yaşamı çekilmez hale getiren” her türlü davranış boşanma sebebi kabul edilmektedir.
Dolayısıyla, psikolojik şiddet “özel boşanma sebebi” olarak değil, genel boşanma sebebi (TMK m.166/1) çerçevesinde ileri sürülebilmektedir.
İspat Sorunu
Psikolojik şiddetin boşanma davalarındaki en önemli yönü ispat güçlüğüdür. Çoğu kez gizli ve sistematik bir şekilde gerçekleştiği için, fiziksel şiddette olduğu gibi rapor ve tanık bulunmayabilir. Ancak tanık beyanları, yazılı mesajlar, e-postalar, sosyal medya kayıtları, psikolojik tedaviye ilişkin doktor raporları, komşu veya aile bireylerinin gözlemleri delil niteliği taşıyabilir. Yargıtay, tanık beyanlarıyla desteklenen iddiaları çoğu kez boşanma için yeterli görmektedir.
Uluslararası Hukukta Psikolojik Şiddet
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. ve 8. maddeleri kapsamında, bireyin onurunun ve özel yaşamının korunması yükümlülüğü devlete aittir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, psikolojik şiddeti de insanlık dışı muamele kapsamında değerlendirmektedir. Ayrıca İstanbul Sözleşmesi, psikolojik şiddeti aile içi şiddetin açık bir türü olarak düzenlemiştir.
Psikolojik Şiddet Nedeniyle Manevi Tazminat
Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi uyarınca, kişilik haklarına yapılan her türlü haksız saldırı manevi tazminat yükümlülüğünü günde getirir. Evlilik birliği içinde şiddete uğrayan kişi, boşanma davasıyla birlikte ya da ayrı bir dava açmak suretiyle tazminat talebinde bulunabilir. Psikolojik şiddet özelinde değerlendirmek gerekirse psikolojik şiddetin ağırlığına ve süresine, şiddetin birey üzerinde yarattığı etkilere, diğer boşanma sebeplerinin de birlikte bulunmasına göre belirlenmektedir. Şiddet gören kişinin yaşam alanını terk etmek zorunda kalması, tedavi görmesi ya da çocuklarıyla birlikte zarar görmesi durumlarında, tazminat miktarı daha da artabilir.
Sonuç Olarak
Netice itibarıyla, psikolojik şiddet olgusu, evlilik birliğini zedeleyen ve eşler arasındaki güven, saygı ve dayanışma unsurlarını ortadan kaldıran bir ihlal niteliğindedir. Psikolojik şiddet, boşanma hukukunda görünmez ama en ağır yıkıcı etkileri olan bir olgudur. Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması kapsamında değerlendirilmesi gereken bu davranış biçimleri, Yargıtay uygulamaları ve doktrindeki görüşlerle de boşanma için haklı ve yeterli sebep olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda, psikolojik şiddetin görmezden gelinmesi mümkün olmayıp, aile hukukunun korunması ve bireyin temel haklarının güvence altına alınması adına yargısal mercilerce titizlikle ele alınması zorunludur.
Av. Tuğba GÜNEŞ AKSAKAL