BOŞANMA DAVASI SÜRECİ VE MÜMKÜN OLDUĞUNCA SIKINTISIZ GEÇİRMEK İÇİN TAVSİYELER

Abone Ol
Kulağa her ne kadar ürkütücü gelse de, sorunlu ve hayat kalitesini düşüren bir evliliği sürdürmektense, boşanmak, çoğu zaman bir kurtuluş, yeni bir hayatın başlangıcı olmaktadır. Bununla birlikte, boşanmanın gerçekleşmesinden önceki ve sonraki evrenin oldukça sıkıntılı olduğu yadsınamaz. Bu sıkıntıları mümkün olduğunca azaltmak için yapılabilecek en iyi şey, alanında uzman bir hukukçudan ve psikologdan destek almaktır. Bu yazımda boşanmadan önceki ve sonraki evrenin sağlıklı geçirilebilmesi, kısa ve sorunsuz atlatılabilmesi için hukuken yapılabilecekleri anlatacağım.
 
Boşanma davası açmadan önce, gerçekten bunu isteyip istemediğinizi tartmanız gerekir. Kesin kararınızı verdikten sonra, emin adımlarla bu yolda yürümeniz, davanın seyri açısından oldukça önemlidir. 
 
Boşanma davaları, çekişmesiz ve çekişmeli olarak ikiye ayrılır. Anlaşmalı boşanma olarak bilinen çekişmesiz boşanma türünü ve tarafların anlaşamadığı hususlar nedeniyle çekişmeli olarak süren boşanma türünü detayları ile daha sonraki yazılarımda ele alacağım için burada kısaca değineceğim.
 
Evlendiğiniz tarihten itibaren bir yıl geçmişse, eşinizle boşanma ve nafaka, tazminat, çocukların kimde kalacağı, mal paylaşımı gibi talepleriniz hususunda anlaşmışsanız, karşılıklı imzaladığınız bir protokol ve durumu anlatır bir dilekçe ile eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte ikamet ettiğiniz yer aile mahkemesine başvurarak kısa sürede boşanabilirsiniz.
 
Boşanma kararı alınmışsa ve geri dönüşünün olmayacağı düşünülüyorsa en ideal ve sorunsuz boşanma türü, anlaşmalı boşanmadır. Bununla birlikte taraflardan biri boşanmak istemiyorsa, ya da karşı tarafın kabul edemeyeceği miktarda nafaka, tazminat, çocukların kimde kalacağı ve mal paylaşımı taleplerinde bulunuluyorsa, bu durumda çekişmeli boşanma kaçınılmazdır.
 
Boşanma davası açarken dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri, boşanma sebebinin tespiti ve boşanma dilekçesinde belirtilmesidir, çünkü Medeni Kanun’da boşanma sebepleri sayılıdır ve bu sayılı sebeplerin dışında bir sebep ileri sürerseniz davanız reddolur. Bu sebepler; zina, hayata kast, pek kötü muamele, onur kırıcı davranış, küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastalığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılması. Bu sebepler daha sonraki yazılarımızda detaylıca incelenecektir.
 
Yine dava açarken karşı taraftan talep ettiğiniz nafaka, tazminat, çocukların kimde kalacağı, sizde kalmasını istediğiniz mallar da açıkça yazılmalıdır. Bu talepler aşırı olmamalı, emsal davalarda verilen kararlar dikkate alınarak istenmelidir. Davanız taleplerin aşırılığı sebebiyle kısmen de reddolsa, ortaya çıkacak vekâlet ücreti, yargılama giderlerinden sorumluluğunuz doğacaktır.
 
Boşanma davasında nafaka, tazminat, çocukların kimde kalacağı ve diğer taleplerinizin kabul edilebilmesi için kusursuz ya da karşı tarafa göre daha az kusurlu olma şartı vardır. Bunun için dava açan taraf kusursuzluğunu ya da karşı taraftan daha az kusurlu olduğunu ispatlamalıdır. Bu noktada tanık ifadeleri çok önemlidir. Dilekçenizde, davanızda sizin lehine ifade verecek en az iki tanığın adını, kimlik numarasını ve adresini belirtmelisiniz.
 
Boşanma davası açarken, mali durumunuza göre mahkemeden karşı tarafın dava süresince tedbir nafakası vermeye hükmedilmesi talebinde bulunabilirsiniz. Bunun yanında dava sonuçlanana ve hakim mal paylaşımı hususlarında karar verene kadar, karşı tarafın mallar üzerinde tasarruf yetkisinin kısıtlanması için tüm malların üzerine tedbir konulmasını talep edebilirsiniz.
 
Bu zorlu yolda sabır çok önemlidir. Dava devam ederken karşı tarafla iletişiminizdeki hatalar, davanızın ve nafaka, tazminat, çocukların kimde kalacağı vs. taleplerinizin reddine sebep olabileceğinden, dava sürecinde karşı tarafla iletişimi mümkün olduğunca sınırlamak, en doğrusudur.

(Bu köşe yazısı, sayın Av. Rana Konal tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)