Blokzincir teknolojisi bilindiği üzere son yıllara damgasını vuran teknolojilerden biri konumundadır. Aslına bakılırsa blokzincir teknolojisinin reel hayata olan etkileri teknolojinin kendisinin konuşulduğu kadar yüksek değildir. Ancak, blokzincir teknolojisinin bu kadar konuşulmasının temel sebebi altında barındırmış olduğu fikirsel altyapıdır. Bu fikirsel altyapı da “merkeziyetsizliktir”. 25 Aralık 1991 tarihinde Sovyetler Birliği’nin Devlet Başkanı olan Mihail Gorbaçov'un görevinden istifa etmesi ve akabinde Sovyetler Birliği'ni oluşturan bazı devletlerin bağımsızlıklarını ilan etmeleriyle birlikte 26 Aralık 1991'de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin dağılmış ve iki kutuplu dünya son bulmuştur. Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra dünyadaki kurumlar Amerikan merkezli olarak dizayn edilmiş; ancak, bu dizayn daha sonra tek merkezde toplanma nedeniyle 2008 krizi gibi krizlere neden oldu (Gürcan 2022: s.15).
Blokzincir teknolojisi çok önceden kriptografi uzmanı grupların içinde ortaya çıkmış olup 2009 yılında Satoshi Nakamoto adı altında bilinmeyen bir kişi veya bir grup tarafından yayınlanan bir makale ile tarihte insanlar bilinen ilk kripto para birimi Bitcoin’in altında yatan teknoloji olarak sektör dışındaki insanlarla tanışmıştır ( Ganne 2018: s.3). Blokzincir teknolojisi yukarıda da ifade ettiğimiz üzere dünyada krize sebebiyet veren merkeziyetçi sisteme karşı bir çözüm önerisi olarak çıkış tarihinden bu yana ileri sürülmektedir. Bu sistemin blokzincir olarak adlandırılmasının nedeni grup halindeki blokların birleşiminden oluşan zincir veya zincirlerden oluşmasıdır (Tevetoğlu 2021: s.7). Uygulamada, her ne kadar blokzincir teknolojisi ile Dağıtılmış Defter Teknolojisinin(İng. Distibuted Ledger Technology, “DLT”) bir çok defa aynı şey olduğu söylenmektedir; ancak, blokzincir teknolojisi söylenenin aksine DLT’nin sadece bir örneğidir (Retornaz ve Güçlütürk 2021: s.21). Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere blokzincir teknolojisi merkeziyetsiz yapıya sahip olduğu için değişmeyen ve dağıtılmış bir sistemdir (Yaşlıdağ 2021: s.13). Blokzincir siteminde her blokzincir “düğüm” olarak adlandırılan bilgisayarlar veya serverlar tarafından yürütülmekte olup eşler arası(ing. peer to peer “P2P”) ve üçüncü bir müdahaleye ihtiyaç olmaksızın idare edilen bir sistemdir (Ganne 2018: s.5). Bu sistemde değişim merkezi sisteme nazaran çok daha zor olup sistemin içine giren herhangi bir veriyi ortadan kaldırmak baya meşakkatlidir; zira sistemde node olarak adlandırılan dağıtılmış düğümler olduğu için bozulmalara v.s. dayanıklıdır.
Blokzincir sistemini kısa bir şekilde anlatmak gerekirse bu sistem üzerinde gerçekleştirilen her bir işlem bloklara kaydedilir ve blok dolunca mevcut veriler ile bir hash değeri oluşturulur; bu hash değeri kriptografi alanında ortaya çıkmış bir tabir olup herhangi bir uzunluğa sahip olan bir orijinal veriyi bahse konu orijinal veriyi temsil eden çok daha kısa sabit uzunluklu değere başka bir deyişle anahtara verilen isim olarak da adlandırılabilir. Bilinen 20’den fazla hash algoritması olup blokzincir teknolojisini kullanan bitcoinde SHA-256 hash algoritması kullanılmaktadır. (Güven ve Şahingöz 2021: s.50). Yine, yukarıda da ifade ettiğimiz üzere bir bloğun dolmasıyla birlikte bir hash değeri oluşturulur ve akabinde yeni bir blok eklenir; bu şekilde birbirine eklenen bloklar bir zincir oluşturacaktır; ancak zincirde yer alan her bir blok öncekinin hash değerini ihtiva ettiği için herhangi bir değişiklik tüm zinciri değiştirecek ve zincirin orijinal olmadığı ortaya çıkacaktır (Güven ve Şahingöz 2021: s.53). Blokzincir teknolojisinde her bir kullanıcıya hem açık hem de özel anahtar verildiği için güvenlik sağlanmakta olup örnek vermek gerekirse; her kullanıcının kendi açık anahtarını serbestçe paylaşabilmesi sayesinde mesajı alacak kişi açık anahtarını mesajı gönderecek kişiyle paylaşacak olup mesajı gönderecek kişi mesajını, mesajı alacak kişinin açık anahtarı ile şifreler ve sonunda mesajı alçak kişi mesajı kendi özel ve açık anahtarı ile açacaktır (Güven ve Şahingöz 2021: s.47). Bu sistem bilginin gizli ve güvenli bir şekilde paylaşılmasını sağlamaktadır. Blokzincirler’in kendi içerisinde Genel, Özel ve Konsorsiyum olmak üzere 3 çeşit olarak kabul edildiği bilinmektedir (Retornaz ve Güçlütürk 2021: s.4). Ayrıca, blozkzincir sisteminde Proof of Work(PoW) ve Proof of Stake(PoS) olmak üzere iki adet doğrulama ve mutabakat modeli mevcuttur. PoW modelinde ağa katılacak yeni bloklara ait hash değerlerinin belirli bir değere sahip olması gerekmektedir; bu nedenle PoW işlemci gücüne daha fazla sahip olan madencilerin daha fazla söz hakkına sahip olduğu model olup PoS da ise işlem gücünün PoW da olduğu gibi bir önemi bulunmamaktadır; PoS sisteminde ödül kazanma ve blok edinme oranı sahip olunan hisseyle doğru orantılıdır (Tevetoğlu 2021: s.17-18).
Bu bağlamda blokzincir teknolojisi kısaca merkeziyetsiz bir yapıya sahip, eşler arası ve üçüncü bir müdahaleye ihtiyaç olmaksızın idare edilen bir sistem olup DLT teknolojisinin en önemli örneklerinden biridir. Aslında blokzinzcir teknolojisi tek başına hukukun konusu değildir. Burada önemli olan blokzincir teknolojisini kullanarak oluşturulan ürünlerdir. Kritoparalar, Akıllı sözleşmeler ve NFT’ler üretilirken blokzincir teknolojisi kullanılmaktadır. Kripto paralar şu an Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmasına Dair Yönetmelik içinde “Bu Yönetmeliğin uygulanmasında kripto varlık, dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıkları ifade eder.” şeklinde ifadelere yer verilerek gayri maddi malvarlığı olarak kabul edilmektedir. Zira hukuk öğretisinde; eşya olduğuna, para olduğuna veya menkul kıymet olduğuna ilişkin görüşler de bulunmaktadır NFT’ler de daha çok fikri eserlerin, tasarımların veya markaların kriptografik olarak kayıt altına alınmasında kullanılmakta olup kripto paraları ve diğer tokenların aksine eşsiz olmaları nedeniyle diğer tokenlardan ayrılmaktadır (Sarı 2022: 30). NFT’lerinde genellikle menkul kıymet olduğu kabul edilmekte ise de kanımca bu geçici bir süre için mevcut olan bir kabul olup bu durum yakın zamanda değişecektir. Başka bir deyişle, bir süre sonra NFT’ler için yeni bir hukuki statü belirlenecektir. Yine akıllı sözleşmeler de blokzincir teknolojisinin kullanıldığı önemli örneklerden biridir.
Görüldüğü üzere blokzincir teknolojisi ülkemizde ve dünyada her geçen gün daha fazla önem kazanmakta ve bu durum hukuk sistemlerine de yansımaktadır. Belki bu sistemde yarın çok önemli kayıtlar tutulmaya başlanacak ve bu kayıtlar dünyadaki herkesçe ulaşılabilir olacaktır. Bunların hepsi büyük soru işaretidir. Ancak sonuç olarak blokzincir teknolojisinin çağımız açısından bir mihenk taşı olduğunu söylemekte fayda vardır.
KAYNAKÇA
Güven V. ve Şahinöz E. , Blokzincir, Kriptoparalar, Bitcoin Satoshi Dünyayı Değiştiriyor(7th edn. Kronik Yayıncılık 2021).
Ganne E., Can Blockchain revolutionize international trade?(1st edn. World Trade Organization 2018).
Tevetoğlu M. , Hukuki Yönleriyle Kripto Varlıklar ve Kripto Varlıkların İlk Arzı(2nd edn. Aristro Yayınları 2021).
Retornaz E. E. A. ve Güçlütürk O.G., Gelişen Teknolojiler ve Hukuk I: Blokzincir(2nd edn. Onikilevha Yayıncılık 2021).
Yaşlıdağ B. , “Kripto Paralar Nedir?- Nasıl İşlem Yapılı? Yatırım Stratejileri(1st edn. Seçkin Yayıncılık 2021).
Gürcan, B., Blockchain Teknolojisi(1st edn. Seçkin Yayıncılık 2022).
https://www.cumhuriyet.com.tr/dunya/sovyetler-dagildi-dunya-degisti-1895450 (Erişim Tarihi: 6.11.2022).
https://www.ozztech.net/siber-guvenlik/hash-nediri/ (Erişim tarihi: 06.11.2022).
https://www.hukukvebilisimdergisi.com/kripto-paralarin-hukuki-niteligi-ve-cebri-icra-hukukuna-konu-olmasi/ (Erişim Tarihi: 06.11.2022).