BİRDEN FAZLA İŞYERİNDE SİGORTALI ÇALIŞMA - PRİME ESAS KAZANÇ VE EMEKLİLİĞE ETKİSİ

Abone Ol
Kişiler, hizmet akdine tabi çalışma, serbest çalışma, şirket ortaklığı vb. durumlara göre sosyal güvenlik sistemimiz içerisinde farklı sigorta kollarına tabi sayılmaktadır. 5510 sayılı “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu”na göre sigortalılıkta üçlü bir ayrıma gidilmiştir. Buna göre; 4/1-a(SSK), 4/1-b(Bağ-Kur) ve 4/1-c(Emekli Sandığı) şeklinde üçlü bir ayrım söz konusudur. Ancak çalışma yaşamında bazı hallerde kişiler, birden fazla sigorta koluna aynı anda tabi olmayı gerektirecek şekilde çalışmaktadır. İşte aynı dönem içerisinde birden fazla sigorta koluna tabi olacak şekilde çalışmanın bulunması durumuna “sigortalılık hallerinin çakışması” denilmektedir.
 
Bir kişinin aynı dönemde birden fazla sigorta koluna tabi olacak şekilde çalışmasına karşın Ülkemizde kural olarak geçerli olan “sosyal güvenlikte teklik ilkesi” dir. Buna göre sigortalılık hallerinin çakışması durumunda kişinin tek bir sigorta kolundan sigortalılığı kabul edilmektedir. Buna göre aynı dönemde 4/1-a(SSK) ve 4/1-b(Bağ-Kur) sigortalısı olma şartlarını sağlayan bir kişinin sigortalılığı Kanundaki düzenlemeye göre tespit edilecek ve bunlardan birine tabi olduğu kabul edilecektir.
 
Bazı hallerde ise aynı dönemde aynı sigorta koluna tabi olacak şekilde birden fazla işte çalışma durumu söz konusu olabilir. Örneğin; gündüz fabrikada çalışan işçi, gece de bir restoranda motorlu kurye olarak çalışabilir. Görüldüğü üzere bu durumda kişi, işverene hizmet akdiyle bağlı olarak çalıştığı için her iki işyerindeki çalışması da 4/1-a(SSK) sigortalılığı kapsamında kalmaktadır. Biz de yazımızda bu şekilde çalışmanın sosyal güvenlik hukuku açısından ne şekilde değerlendirildiğini ele alacağız.
 
AYNI DÖNEMDE BİRDEN FAZLA İŞTE ÇALIŞMANIN HER İŞVERENCE BİLDİRİLMESİ GEREKİR Mİ?
 
Bu durumda her işte geçen çalışmaya ilişkin sigorta priminin ayrı ayrı yatırılması gerekir. İşveren, işçinin zaten diğer işverence sigorta bildiriminin yapıldığı gerekçesiyle sigorta bildirim yükümlülüğünden kaçınamaz.
 
İKİ İŞYERİNDE ÇALIŞMA PRİM GÜNÜ AVANTAJI SAĞLAR MI?
 
Kanuna göre bir ay; 30 gün olarak kabul edilir[1]. Kişinin bir ay boyunca olan çalışması da 30 günü geçemez[2]. Bu nedenle iki işte çalışan kişinin her işten otuzar gün bildirilmesi durumunda toplam prim günü 60 gün olmaz, yine 30 prim gününe sahip olur.
 
AYNI DÖNEMDE İKİ İŞTE ÇALIŞMANIN NE FAYDASI VARDIR?
 
Aynı dönemde birden fazla işte çalışmanın kişiye gün olarak kazandırımı olmadığını belirttik. Bu durumda işçinin ne gibi bir kazancı olacağı sorusu akla gelmektedir. İşçi, aynı dönemde birden fazla işte çalışması nedeniyle birden fazla sigorta bildirimi yapılacağı için prime esas kazancının[3] artması imkanını elde etmektedir[4]. Prime esas kazancın yüksek olması bağlanacak yaşlılık(emekli), malûllük, ölüm aylığı ve gelirlerin daha yüksek olmasını sağlayacaktır. Örneğin; asgari ücret üzerinden primi yatırılan bir işçi ile asgari ücretin dört katı tutarda kazançtan primi yatırılan bir işçinin emekli aylıkları eşit olmayacaktır.
 
PRİME ESAS KAZANCIN, KAZANÇ TAVANINI AŞMASI DURUMUNDA NASIL BİR YOL İZLENİR?
 
Prime esas kazancın belirlenmesinde asgari ücret dikkate alınmaktadır. Buna göre prime esas kazanç, asgari ücret ve asgari ücretin 7,5 katı[1]`na kadar[2] söz konusu olabilmektedir[5]. Prime esas kazancın tavan sınırı 01.01.2017 tarihinden itibaren asgari ücretin 6,5 katından 7,5 katına çıkarılmıştır[6].
 
Prime esas kazanç brüt ücret üzerinden belirlenmektedir. Buna göre 2017 yılı için prime esas kazanç, 1.777,50 TL ile 13.331,25 TL arasında olabilmektedir.
 
Prime esas kazanç tavanının üzerinde yatan tutar kişinin ya da hak sahibinin alacağı aylık ve gelirlere etki etmeyecektir.
 
Sigortalıların aynı sigortalılık haline tâbi olacak şekilde birden fazla işte çalışması nedeniyle Kuruma ödenen primler toplamı, bu sigortalılık hali için belirlenen prime esas kazanç üst sınırı üzerinden hesaplanacak miktarı aşarsa, aşan kısmın tamamı, sigortalının talebi üzerine en geç talep tarihini takip eden ay içinde hissesi oranında sigortalıya defaten geri ödenir. Geri verilen primler için ayrıca gecikme cezası ve gecikme zammı ile faiz ödenmez[7]. Ancak burada şu hususu önemle belirtmek gerekir ki maddede de açıkça belirtildiği üzere sadece çalışanın prim hissesi iade edilecek olup, işveren hissesi iade edilmeyecektir[8].
 
---------------------------------------------
[1] 5510 s. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu md. 2.
[2] Fiili hizmet süresi zammına tabi çalışanlara çalıştığı meslek koluna göre yılda prim günlerine ek olarak 60, 90 ve 180 gün ek süre verilmesi hali bu durumun istisnasıdır.
[3] Sigortalıların elde etmiş oldukları gelirlerinin üzerinden sigorta prim kesintisi yapılmaktadır. Sigortalıların, sigorta prim kesintisi yapılan bu gelirlerine “prime esas kazanç” denilmektedir.
[4] Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 97 inci maddesinde; “Bu sigortalılardan, birden çok işverenin işinde çalışanların, bu işlerden elde ettiği aylık ve günlük kazanç tutarı ayrı ayrı dikkate alınır ve primler buna göre hesaplanır. ” denilmiştir.
[5] Burada şu hususu da belirtmek gerekir ki her ne kadar  “Asgari Ücret Yönetmeliği”nin 7 inci maddesinde yer alan; “Ücret en geç iki yılda bir olmak üzere işçilerin 16 yaşını doldurmuş olup olmadıklarına göre ayrı ayrı belirlenir. ” şeklindeki fıkra mülga edilmiş ve artık asgari ücretin belirlenmesinde yaşa bakılmazken 5510 s. Yasanın 82 inci maddesinde bu konuda uyarlama yapılmamış ve ilgili maddede halen “sigortalıların yaşlarına uygun asgarî ücretin” ve “üst sınırı ise 16 yaşından büyük sigortalıların günlük kazanç alt sınırının” şeklinde ibareler yer almaktadır.
[6] 6761 s. Yasa madde 8
[7]  Prof. Dr. Yusuf Alper, Türk Sosyal Güvenlik Sistemi Sosyal Sigortalar  Hukuku, 5. Bası, Bursa 2013, syf. 161, 5510 s. Yasa md. 82/IV.
[8] Prof. Dr. A. Can TUNCAY/Prof. Dr. Ö. EKMEKÇİ, Sosyal Güvenlik Hukuku Dersleri, 15. Bası, İstanbul 2012, syf. 158.