BİLİŞİM SUÇLARI

Abone Ol

1. Genel Olarak

Çağımızda hızlı bir şekilde gelişen ve değişen teknoloji nedeniyle,  sınırları belirli olan bir bilişim suçları tanımı yapmak zor olmakla birlikte bilişim suçları genel olarak , “bilişim sistemlerine hukuka uygun erişim sağlayarak veya hukuka aykırı olarak erişimde bulunarak, bilişim sistemleri aracılığıyla bilişim sistemini ya da bu sistemde yer alan veri ya da verileri bilişim teknolojilerinin kullanılması veya bilişim araçlarına doğrudan müdahale etmek suretiyle hukuka aykırı olarak sisteme ya da verilere girme veya çeşitli saiklerle kendisinin ya da başkasının yararına kullanma, erişilmez kılma, silme, değiştirme, var olan veriyi gönderme veya bozma suretiyle işlenen suçlar” olarak tanımlanabilir. Bilişim suçlarının sınırları net olarak belirlenmemiş olup, gelişen ve çeşitlenen teknolojiyle birlikte bilişim suçları da biçim ve içerik olarak değişmektedir.

Bilgisayar sistemlerine karşı hackleme, verileri değiştirme, verilere zarar verme, verileri erişilmez kılma veya  hileyle yönlendirme gibi eylemler gelişen teknoloji ile birlikte kanuni düzenlemelerin ötesinde öngörülemeyen şekilde yaygınlaşmaktadır. Çağdaş yaşam ekonomik, sosyal ve teknik olarak birbiriyle ilişki içerisindedir. Bilişim yoluyla işlenen suçların önlenebilmesi ve cezalandırılabilmesi için etkin ve verimli bir ceza politikası oluşturulması gerekmektedir. Bilişim suçlarında zaman ve yer kavramı değişkenlik arz etmektedir. Bilişim suçlarının yurt dışındaki veri ağları üzerinden veya ülke içerisinde ancak sahte kimliklerle açılmış hesaplarla yapılması faillerle mücadeleyi zorlaştırmaktadır. Bu nedenle ulusal ya da uluslar üstü bilişim soruşturmaları için demokratik hukuk devletinin gereklerine uygun bir şekilde uluslar arası işbirliğini sağlayacak kanuni düzenlemelerin ve antlaşmaların yapılması gerekmektedir.

2. Siber Suçlar

Teknoloji ve internet kullanımının artması sonucu siber suçların sayısı ve nitelikleri hızla değişmektedir.  Modern hayat ekonomik, kültürel, sosyal ve teknik olarak birbiriyle ilişki içerisindedir. Bilişim suçlarının önlenebilmesi ve cezalandırılabilmesi için etkin ve verimli bir ceza politikası oluşturulması gerekmektedir. Ancak bu politikanın oluşturulmasında bilişim sistemlerine girmenin önlenmesine ilişkin tedbirlerle demokratik toplumun gereklerine uygun kişi hak ve özgürlükleri arasında bir denge oluşturulmalıdır. Bilişim teknolojisindeki hızlı gelişme bilişim sistemlerinin çeşidini ve kullanım sayısını artırmakta olup, beraberinde değişik yöntemlerle işlenebilen suç tiplerini de ortaya koymaktadır.

Bilişim suçlarının zaman veya mekân sınırlaması olmaksızın kolay ve hızlı işlenmesi, bilişim suçlarından korunmaya yönelik önleyici tedbirlerin bulunmaması, bilişim teknolojilerini kullananların bilişim suçlarının failleri veya mağdurları olabilecekleri konusunda farkındalıklarının olmaması nedeniyle bilişim suçları klasik suçlara nazaran hızla artış göstermektedir. Bilişim suçlarında faillerinin ve suç delilerinin ortaya çıkarılmasında yaşanan güçlükler, sosyal ve ekonomik alanda ortaya çıkan tehlikelerin ve zararların fazlalığı, bu alanlarda ortaya çıkabilecek ekonomik, sosyal, siyasal ve kişisel ihtiyaçlara cevap verebilecek hukuki boşluk yaratılmasına engel olacak yasal düzenlemeler yapılmasını zorunlu kılmaktadır.

Bilişim suçlarının yurt dışındaki veri ağları üzerinden veya ülke içerisinde ancak sahte kimliklerle açılmış hesaplarla yapılması faillerle mücadeleyi zorlaştırmaktadır. Bu nedenle ulusal ya da uluslar üstü bilişim soruşturmaları için demokratik hukuk devletinin gereklerine uygun bir şekilde uluslar arası işbirliğini sağlayacak kanuni düzenlemelerin ve antlaşmaların yapılması gerekmektedir.

3. Bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme

TCK’nın 243. Maddesinde bilişim sistemine girme suçu şu şekilde tanımlanmıştır; bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren veya orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.    Bilişim sistemine hukuka aykırı girme suçu, bilişim suçlarının en yaygın olanıdır. Bilişim sistemine hukuka aykırı girme eylemi, verilerin temin edilmesi ,verilerin öğrenilmesi  veya failin kendisini test etmesi amacıyla da gerçekleştirilebilir. Bilişim sistemine yetkisiz erişim eylemi, sadece ekonomik ve özel yaşama ilişkin nedenlerle olmayıp, casusluk, siyasi veya terör saikiyle de gerçekleştirilebilirler. Sisteme hukuka aykırı olarak girerek veya orada kalmaya devam etmekle suç oluşur.

Bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme veya  sistemde kalmaya devam etme suçu bilişim suçlarının en önemlisini oluşturmaktadır. Çünkü bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girmeden veya sistemde kalmadan diğer bilişim suçlarını işlemek mümkün değildir. Bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme ve sistemde kalmaya devam etme suçlarını önlemenin en etkin yolu güvenlik önlemlerinin geliştirilmesi ve klasik suçlardaki soruşturma ve kovuşturma yöntemlerinden farklı yöntemlerle soruşturma ve kovuşturma yapılmasıdır.

Bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme veya sistemde kalmaya devam etme suçu ile mücadele ederken klasik soruşturma yöntemlerinin dışına çıkılması şarttır. Çünkü bilişim cihazlarının nitelikleri ve bilişim ağlarının yapısı söz konusu suçların soruşturulmasında ve delil toplanmasında büyük güçlükler ortaya çıkarmaktadır. Hukuka uygun yöntemlerle elde edilecek delilere nasıl ulaşılacağı ve bu delillerin neyi temsil ettiği standardize edilerek geliştirilmesi ve sistematik hale getirilmesi gereklidir. Ceza muhakemesi alanında kaynak veri iletişiminin denetimi, telekomünikasyon ile soruşturma organlarının işbirliği, veri teslim etme yükümlülüğü ve şifre çözmeye yönelik yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

Bilişim sistemine yetkisiz erişim, bilişim sistemi ve veri güvenliği için tehdit veya zarara sebebiyet verebileceği için bilişim sistemi ve veri güvenliğinin korunma ihtiyacı bulunmaktadır. Eşyanın doğası gereği failin bilişim sistemine bir amaç için girmesi gerekmekte olup failin bilişim sistemine girme amacı için kalacağı süre ne kadar az olursa olsun korunan hukuki menfaatler ihlal edilmiş olacağından suçun oluştuğu kabul edilmelidir.

4. Bilişim sistemini engelleme veya bozma

TCK’nın 244/1. Maddesinde  Bilişim sistemini engelleme veya bozma  suçu şu şekilde tanımlanmıştır . Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 244/1’inci maddesi ve fıkrasında bilişim sistemini engelleme suçu, bilişim sistemini bozma suçu ile birlikte seçimlik hareketli olarak öngörülmüştür. Buna göre sistemi engelleyen hukuka aykırı bir müdahalenin gerçekleşmesi ya da sistemin hukuka aykırı şekilde bozulması halinde suç gerçekleşmiş olacaktır.  Bilişim sistemini engelleme, bozma veya bilişim sistemini engelleme ya da bozma suretiyle haksız yarar sağlama suçları ile mücadele ederken klasik soruşturma yöntemlerinin dışına çıkılması şarttır. Hukuka uygun yöntemlerle elde edilecek delillere nasıl ulaşılacağı ve bu delillerin neyi temsil ettiği standardize edilerek geliştirilmesi ve sistematik hale getirilmesi gereklidir. Ceza muhakemesi alanında kaynak veri iletişiminin denetimi, telekomünikasyon ile soruşturma organlarının işbirliği, veri teslim etme yükümlülüğü ve şifre çözmeye yönelik yasal düzenlemeler yapılmalıdır

5. Bilişim sistemindeki verileri değiştirme, bozma , yok etme, erişilmez kılma, var olan verileri başka yere gönderme

TCK’nın 244/2. Maddesinde  bilişim sistemindeki verileri değiştirme, bozma , yok etme, erişilmez kılma, var olan verileri başka yere gönderme suçu şu şekilde tanımlanmıştır . Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Türk Ceza Kanunu’nun 244’üncü maddesinin 2’nci fıkrasında bilişim sisteminde yer alan verilere zarar verme suçu farklı hareket türleriyle seçimlik olarak düzenlenmiştir. Buna göre, bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişinin cezalandırılacağı öngörülmüştür. Fail tarafından verilere verilen zarar seçimlik hareketlerden yalnızca bir tanesinin yapılması ile gerçekleştirilebileceği gibi birden fazla hareketin yapılması ile de suç tamamlanmış olacak ve fakat tek bir suç oluşacaktır.

Bilişim sistemini engelleme, bozma veya bilişim sistemini engelleme ya da bozma suretiyle haksız yarar sağlama suçlarıyla failler, suçların mağduru olan bireylerin bilişim dokunulmazlığını, özel hayatlarının gizliliğini, iletişim ve haberleşme hürriyetlerini, internetin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle sonuçları ağır olan müdahalelerde bulunmaları nedeniyle TCK’ nın 244'üncü maddesindeki cezalar artırılmalıdır. Çünkü bu suçlardaki hukuki yararlar bireylere ait bilişim sistemlerinin güvenli olarak işleyişi, mülkiyet veya zilyetlik haklarının korunması,  bilişim sisteminin güvenilirliği ile kamu güvenliği ve kamu düzeninin korunmasıdır. Gelişen iletişim teknolojileri ve bilişim sistemleri hayatın tüm alanlarında önemli değişikliklere neden olmakta, bu teknolojilerin ve sistemlerin ortaya çıkardığı yeni iletişim şekilleri, araç ve hizmetler hızla insanlığın tüm yaşamını etkilemeye devam etmektedir. Bilişim teknolojileri ve sistemlerinin sunduğu hizmetlerin nitelikleri gereği hem kişilerin bilişim güvenliğini hem de kamu güvenliği ve kamu düzeninin korunması amaçlanmıştır. Suçların önlenmesi ve suçluların cezalandırılması açısından ceza hukukunun ölçülülük ilkesine uygun olarak faillerin kusurlarına ve işledikleri suçların ağırlığına uygun cezaların yasalarda yer alması gerekmektedir. TCK’ 244'üncü maddesindeki cezalar bu suçlarla korunmak istenen yararlara hizmet etmekten uzaktır. Özellikle uygulamada cezaların genellikle asgari hadden verildiği göz önünde tutulduğunda cezaların artırılması şarttır.

Bilişim sistemini engelleme, bozma veya bilişim sistemini engelleme ya da bozma suretiyle haksız yarar sağlama suçlarının faillerinin kamu görevlileri, bilgisayar tamircileri, teknik servis görevlileri, telekomünikasyon görevlileri ya da internet servis sağlayıcı görevlileri gibi sisteme girmeyi kolayca sağlayan kişilerce görevlerinin ya da mesleklerinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi hali ağırlatıcı sebep olarak düzenlenmelidir.

6. Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 245. Maddede düzenlenmiştir. Buna göre, (1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. (2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. (3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır ceza gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

Banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması başlıklı 245’inci maddesinin birinci fıkrasında başkasına ait bir banka veya kredi kartının kötüye kullanılması, ikinci fıkrasında sahte banka veya kredi kartı üretilmesi, satılması, satın alınması, üçüncü fıkrasında ise sahte oluşturulan bir banka veya kredi kartının kullanılması suçları düzenlenmiş ve yaptırımlara bağlanmıştır.

Bilişim suçlarının en çok işlenen şekli olan banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçları zaman veya mekân sınırlaması olmaksızın hem küresel hem de yerel olarak kolay ve hızlı işlenmektedir. Bilişim suçlarından korunmaya yönelik önleyici tedbirlerin yeterli olmaması, bilişim teknolojilerini kullananların bilişim suçlarının mağdurları olabilecekleri konusunda farkındalıklarının olmaması ve mağdur bankaların önleyici tedbirler alma konusunda yeterince yatırım yapmamaları nedenleriyle bilişim suçları klasik suçlara nazaran hızla artış göstermekte olup, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçları özel bir suç olarak düzenlenmesi cezanın etkinliği ve fonksiyonları açısından yerinde bir düzenlemedir.  Çağımızda en etkili ödeme aracı olan banka veya kredi kartlarının sahte olarak üretilmesinden satılmasına, devredilmesinden satın alınmasına veya kabul edilmesine kadar birçok aşamada kullanılmasına kadar geçen süredeki her eylem cezalandırılmak suretiyle, gerçek veya tüzel kişilerin bilişim alanı kullanılmak suretiyle malvarlıklarına zarar verilmesinin önlenmesi amaçlanmaktadır.

Bilişim teknolojinin gelişmesi, değişmesi ve internet kullanımının artarak yaşamın hemen hemen her alanına girerek mal ve hizmetlerin alımında bir ödeme aracı haline gelen banka veya kredi kartı kullanımının yaygınlaşması beraberinde başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek üretilen, satılan, devredilen, satın alınan veya kabul edilen sahte banka veya kredi kartlarının kullanılarak yarar elde edilmesi suçunun giderek artmasına neden olmaktadır. Bundan dolayı, sahtecilik yapılan banka veya kredi kartlarının kullanılması suretiyle yarar sağlamak cezalandırılmak suretiyle, sahte banka veya kredi kartlarının piyasadaki dolaşımının cezalandırılması büyük önem arz etmektedir.

Sahte olarak oluşturulan banka veya kredi kartlarını kullanarak haksız yarar sağlama suçu hızla değişen ve gelişen teknoloji ile birlikte kanuni düzenlemelerin ötesinde sınır ve mekân gözetmeksizin öngörülemeyen bir şekilde yaygınlaşmaktadır. Modern hayat ekonomik, kültürel, siyasi, ticari, eğitim, sosyal ve teknik olarak birbiriyle ilişki içerisindedir.

Sahte banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarının bilişim sistemleri üzerinden işlenmesi nedeniyle zaman ve yer kavramı değişkenlik arz etmektedir. Sahte banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarının yurt dışındaki bankalar, bilişim sistemleri, veri ağları üzerinden veya ülke içerisinde ancak sahte kimliklerle açılmış hesaplarla elde edilmiş banka veya kredi kartları ile yapılması suçla ve faillerle mücadeleyi zorlaştırmaktadır. Banka veya kredi kartlarının güvenli bir şekilde kullanılabilmesi amacıyla ulusal ya da uluslar üstü bilişim suçları ile ilgili soruşturmaları ve kovuşturmaları yapabilmek için demokratik hukuk devletinin gereklerine uygun bir şekilde uluslar arası ve uluslar üstü işbirliğini sağlayacak delil toplama, fail ya da faillerin tespiti ve yakalanmalarını temine yönelik kanuni düzenlemelerin ve antlaşmaların yapılması gerekmektedir.

Sahte banka veya kredi kartlarının genellikle kopyalanarak üretilmesi ve  yasada belirlenen seçimlik hareketlerle satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul edilmek suretiyle bulundurulması  TCK’nın 245/2. maddesinde  düzenlenmiş olup, suça  konu kartların  fiziksel olarak veya sanal ortamda kullanılması ve bundan haksız menfaat  sağlanmasını halinde TCK’nın 245/3. maddesinde düzenlenen sahte banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle yarar sağlama suçu oluşacaktır.  Özetle TCK’nın 245/2. maddesinde düzenlenen suçun oluşabilmesi için sahte olarak üretilmiş bir banka veya kredi kartı veya bu sahte kartın yasada belirlenen şekillerde ele geçirilmesi gereklidir. Ancak banka veya kredi kartı kullanılmış ve bir yarar elde edilmiş ise TCK’nın 245/3. maddesinde düzenlenen sahte banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle yarar sağlama suçu oluşacaktır. Öte yandan her ne suretle olursa olsun ele geçen veya elinde bulundurulan gerçek bir kredi veya banka kartı kullanılarak veya kullandırılarak haksız bir yarar elde edilmiş ise TCK’nın 245/1’inci maddesinde düzenlenen suçun başkasına ait gerçek bir kredi veya banka kartının kötüye kullanılması suçu oluşacaktır. 

7. Yasak cihaz veya program suçu

TCK Madde 245/A  Bir cihazın, bilgisayar programının, şifrenin veya sair güvenlik kodunun; münhasıran bu Bölümde yer alan suçlar ile bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenebilen diğer suçların işlenmesi için yapılması veya oluşturulması durumunda, bunları imal eden, ithal eden, sevk eden, nakleden, depolayan, kabul eden, satan, satışa arz eden, satın alan, başkalarına veren veya bulunduran kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

Bir cihazın, bilgisayar programının, şifrenin veya sair güvenlik kodunun; münhasıran bu bilişim suçları bölümde yer alan suçlar ile bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenebilen diğer suçların işlenmesi için yapılması veya oluşturulması durumunda, bunları imal eden, ithal eden, sevk eden, nakleden, depolayan, kabul eden, satan, satışa arz eden, satın alan, başkalarına veren veya bulunduran kişilerin cezalandırılması gecikmiş ancak yerinde bir düzenlemedir.  Bu düzenleme ile bireylerin özel hayatlarının gizliliği, kişisel verilerin güvenliği, iletişim özgürlüğü, kurumlara ait verilerin güvenliği, kurumların bilişim sistemlerinin güvenli olarak işleyişi, mülkiyet veya zilyetlik hakları, kamu güvenliği ve kamu düzeni koruma altına alınmış olup, hazırlık hareketi niteliğindeki eylemler müeyyide altına alınarak suç ve suçlularla mücadelede etkin bir yapı oluşturulmuştur.

TCK’nın 245/A maddesine getirilen düzenleme ile bilişim suçları veya bilişim yoluyla işlenebilen suçlarda kullanılabilen cihaz, program, şifre veya diğer güvenlik kodları yasak cihaz ve programlar olarak belirlenmiştir.  Buna göre suçun unsurlarının tamamlanmış sayılması için bilişim suçlarıyla meydana gelen zararın veya tehlikenin oluşması gerekmemekte olup, yasada sayılan eylemlerin yapılması bilişim suçları açısından tehlike olarak kabul edilerek bağımsız bir suç tipi olarak düzenlenmiştir. Bilişim sistemine hukuka aykırı erişimi engellemek, veri güvenliği ve banka veya kredi kartlarının güvenliğini sağlamak için bilişim suçlarında kullanılan araçların üretilmesi, ithal edilmesi, bulundurulması, devredilmesi, satın alınması, nakledilmesi veya depolanması gibi hazırlık hareketleri de yasa koyucu tarafından suç olarak kabul edilmiştir.

Yasak cihaz veya program suçlarının takibi şikâyete bağlı değildir. Cumhuriyet savcısı ihbar veya başka bir suretle yasak cihaz veya program suçlarının işlendiği izlenimini veren bir hali öğrendiği anda gerekli araştırma ve delil toplama sürecini tamamlayıp, şüpheli veya şüpheliler tarafından suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşuyorsa iddianame düzenler. Maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde araştırılması gerekir. Türk Ceza Kanunu’nun 245/A maddesinde yer alan suç, resen takip edilen suçlardandır.

8.  Bilişim suçlarıyla etkin bir şekilde  mücadeleye ilişkin öneriler

İnternet servis sağlayıcılarının bilişim ağı hizmetlerini etkin, hızlı ve sağlıklı bir şekilde vermesi bilişim suçları ile mücadelede önemli bir gerekliliktir. İnternet servis sağlayıcılarının hem ulusal hem de uluslararası düzeyde hukuki sorumluluklarının yasal düzenlemelerle belirlenmesi şarttır.

Bilişim suçlarında delil niteliği taşıyan veriler çoğunlukla bilgisayar, cep telefonu ve internet gibi ortamlarda tutulan sesli, yazılı ve görsel kayıtlardır. Bu kayıtların delil niteliği teşkil edebilmesi için sağlam ve değiştirilemez bir yapıya sahip olması gerekmektedir. Ancak bilişim cihazlarının kullanıcıları tarafından belirlenen yöntemlerle kaydedilen bilgiler yine bilişim cihazlarının kullanıcıları tarafından değiştirilebilme ihtimali taşımaktadır. Böyle olunca hukuka uygun yöntemlerle elde edilmiş sağlam bir delil olmaktan çıkmaktadır. Bilişim suçlarında, dijital delillerin hukuki durumunun net bir şekilde belirlenmesi için dijital delil kavramının tanımlanması ve yapısı gereği ivedilikle tespitinin yapılması gerektiğinden bu konuda yasal bir düzenleme yapılması gerekmektedir. Faillerin hukuka aykırı olarak online hizmetlere,  alışveriş sitelerine ve elektronik posta hesaplarına girmeleri halinde delillerin hangi sistematik içinde aşama aşama nasıl toplanacağına ilişkin uygulamaya ışık tutacak nitelikte ayrıntı ve derinlik içeren soruşturma tekniklerinin ortaya konulması şarttır.

Hâkim, Cumhuriyet savcısı ve adli kolluk görevlileri araştırma ve soruşturma yöntemini tam olarak bilmedikleri bilişim suçlarına ilişkin yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda,  hukuk ihlallerine sebebiyet verdikleri gibi, haksız yere suçlanan kişilerin ceza mahkûmiyeti almalarına ve gerçek suçluların da cezasız kalmalarına neden olmaktadırlar. Bu hukuk ihlallerinin önüne geçilebilmesi için, bilişim suçlarını soruşturan ve yargılayan makamların bilişim alanında hangi kavramın neyi temsil ettiği veya hangi delilin hangi amaçla araştırılması gerektiğini bilecek yeterli düzeyde teknik bilgiye sahip olması gerekmektedir. Bu amaçla bilişim suçlarını yargılayan özel mahkemelerin ve bilişim suçlarını soruşturan Cumhuriyet savcıları için de özel büroların kurulması gereklidir.  Özel bir mahkeme veya büro kurup, bu konuda bilgi sahibi hâkim ve savcıların görev yapmasını sağlamanın yanında ayrıca bilişim sistemleri konusunda eğitimli, özel olarak görevlendirilmiş, teknik bilgiye sahip ve hukuka uygun her türlü soruşturma taktik ve tekniklerini bilen adli kolluk görevlilerinin, Cumhuriyet savcılarının koordinesinde adli bilişim ve iletişim uzmanları ile birlikte hareket edebilecekleri soruşturma yöntemi yasallaştırılmalıdır. Soruşturmalar bizzat Cumhuriyet savcıları ve onların denetimi altındaki özel adli kolluk görevlileri ve adli bilirkişiler tarafından yapılmalıdır.

Dijital delillerin tespiti ve değerlendirilmesini sağlamak amacıyla adli kolluk görevlilerinin, adli bilişim uzmanı bilirkişilerin, Cumhuriyet savcılarının ve ceza hâkimlerinin eğitilmesi ve bilgilendirilmesi sürekli hale getirebilecek, bilişim ve teknoloji alanındaki gelişmeleri takip edebilecek, bilişim ve iletişim alanında uzmanlaşmış özel organize birimlerinin ivedilikle kurulması gerekmektedir.

Bilişim suçlarıyla mücadelede son teknolojinin en iyi şekilde kullanılması, bilişim teknolojisini kullanan kamu kurum ve kuruluşlarının, özel şirketlerin, özel ve kamu bankalarının önleyici tedbirleri almalarının sağlanması ve personellerinin bilişim suçlarıyla ilgili eğitime tabi tutularak farkındalık oluşturulması, bilişim teknolojileri kullanıcılarının ve toplumun bilişim suçlarının işlenme şekilleri ile ilgili olarak bilişim suçlarının mağduru olmaktan korumaya yönelik bilinçlendirilmesi gerekmektedir.

Bilişim suçlarının önlenmesi ve suçluların cezalandırılması açısından ceza hukukunun ölçülülük ilkesine uygun olarak faillerin kusurlarına ve işledikleri suçların ağırlığına uygun cezaların yasalarda yer alması gerekmektedir.  Bilişim teknolojileri ve internetin kullanılması suretiyle kişilere veya topluma zarar veren veya tehlike oluşturan eylemlerin suç olarak belirlenmesi ve cezasız kalmaması açısından ortaya çıkan hukuki sorunların çözülebilmesi için yasal düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Bu yasal düzenlemeler, teknolojik gelişmelerin ve uluslar arası yasal düzenlemelerin gerisinde olmamalıdır. Bilişim teknolojileri ve internetin, mekân ve zaman tanımaz oluşu, bilişim teknolojileri ve internet ile suçların hızlı ve kolay işlenebilme özelliği nedeniyle, ulusal hukuk sistemleri çerçevesinde öngörülecek düzenlemelerin, zamanla yetersiz kalmaması için teknolojik gelişmeler ve siber âlem konularının iyi bir şekilde takip edilerek bilişim ceza hukuku politikası oluşturulmalıdır. Çünkü bilişim ceza hukukuna ilişkin hukuki ve teknik düzenleme gereksinimleri hızla ortaya çıkmakta ve değişmektedir. Verilerin ve delillerin güvenlik altına alınması için seri yargılama usulü getirilmelidir. Teknolojik gelişmelere uygun delil toplama teknikleri geliştirilmelidir.

Hukuk ihlallerinin önüne geçilebilmesi için, bilişim suçlarını soruşturan ve yargılayan makamların bilişim alanında hangi kavramın neyi temsil ettiği veya hangi delilin hangi amaçla araştırılması gerektiğini bilecek yeterli düzeyde  GELİŞEN VE DEĞİŞEN TEKNOLOJİK BİLGİLERLE DONATILMIŞ teknik bilgiye sahip olması gerekmektedir. Bilişim sistemleri konusunda eğitimli, özel olarak görevlendirilmiş, teknik bilgiye sahip ve hukuka uygun her türlü soruşturma taktik ve tekniklerini bilen adli kolluk görevlilerinin, Cumhuriyet savcılarının koordinesinde adli bilişim ve iletişim uzmanları ile birlikte hareket edebilecekleri soruşturma yöntemi yasallaştırılmalıdır. Soruşturmalar bizzat Cumhuriyet savcıları ve onların denetimi altındaki özel adli kolluk görevlileri ve  ADLİ BİLİŞİM UZMANLARI tarafından yapılmalıdır.

Gelişen iletişim teknolojileri ve bilişim sistemleri hayatın tüm alanlarında önemli değişikliklere neden olmakta, bu teknolojilerin ve sistemlerin ortaya çıkardığı yeni iletişim şekilleri, araç ve hizmetler hızla insanlığın tüm yaşamını etkilemeye devam etmektedir. Bilişim teknolojileri ve sistemlerinin sunduğu hizmetlerin nitelikleri gereği hem kişilerin bilişim güvenliğini hem de kamu güvenliği ve kamu düzeninin korunmasını zorunlu hale getirmektedir.

DR. CENGİZ APAYDIN,

CEZA HUKUKU UZMANI

CUMHURİYET SAVCISI