5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde düzenlenen "Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma" güvenlik tedbirinin infazında uygulamada bazı sorunlar yaşandığı görülmektedir.
Bu nedenle belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma kararlarının infazı ile ilgili esasların neler olduğu ve infaz kurallarının nasıl işletilmesi gerektiği hususu yasal mevzuat açısından değerlendirilmeye muhtaç gözükmektedir.
Yazımızda da bu esasların neler olduğu ve hangi ilkeler çerçevesinde bu kararların yerine getirilmesi gerektiği hususu izah edilmeye çalışılacaktır.
Yukarıda da ifade edildiği üzere, 5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinde belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Yasal düzenleme, kişinin kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak maddede belirtilen belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına ilişkin hükümlerin infazı konusunda, 5402 sayılı Kanun, Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük ve ilgili Yönetmelikte çeşitli düzenlemeler bulunmaktadır.
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma kararlarının infazı
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma kararlarının infazı ile ilgili ilkeler Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği’nin (DSHY) 73 maddesinde ifade edilmiştir.
TANIM
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma; hükümlünün işlediği bir suç nedeniyle mahkûmiyetin sonucu olarak, mahkeme tarafından belirlenen süreler içerisinde, 5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan hak ve yetkilerin bir kısmının veya tamamının kullanılmasını ya da bir meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasını veya sürücü belgesinin geri alınmasını öngören güvenlik tedbirleridir. (DSHY md. 73/1)
5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkrasına göre hükmedilen tedbirler, 5275 sayılı Kanunun 104 üncü maddesi uyarınca denetimli serbestlik ve yardım merkezleri şube müdürlüğü ya da büroları tarafından yerine getirilmektedir. Bu hükmün uygulanmasına ilişkin düzenlemeler ise, 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’nun 14 üncü maddesi ile ilgili Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği’nde yer almaktadır.
Belli hak ve yetkinin kullanılmasının ya da belli bir meslek veya sanatın icrasının yasaklanması ile sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin kararlar
Belli hak ve yetkinin kullanılmasının ya da belli bir meslek veya sanatın icrasının yasaklanması ile sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin kararlar, kayıt işlemi tamamlandıktan sonra, üç iş günü içerisinde gereği yapılmak üzere, ilgisine göre kamu kurum ve kuruluşu ile meslek kuruluşlarına bir yazıyla bildirilir. (DSHY md. 73/2)
Hükümlüye tebligat
Yazılan yazıda kararın ne şekilde yerine getirileceği ve yasaklamanın veya geri almanın yürürlüğe girdiği tarih açıkça belirtilir. Bu durum hükümlüye bir tebligatla bildirilir, hükümlü ceza infaz kurumunda bulunuyor ise ayrıca ceza infaz kurumu idaresi de bilgilendirilir. (DSHY md. 73/2)
Üç ayda bir ilgili kamu kurumu ile meslek kuruluşlarına yazı yazılarak bilgi istenmesi
Yasaklama kararlarının yerine getirilmesine başlandığı tarihten itibaren üç ayda bir ilgili kamu kurumu ile meslek kuruluşlarına yazı yazılarak yasaklama kararının yerine getirilmesine ilişkin süreçler hakkında bilgi istenir. (DSHY md. 73/3)
Belli hak ve yetkinin kullanılmasının ya da belli bir meslek veya sanatın icrasının yasaklanması ile sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin kararların yerine getirilmesi görevi
Belli hak ve yetkinin kullanılmasının ya da belli bir meslek veya sanatın icrasının yasaklanması ile sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin kararların yerine getirilmesine dair işlemler infaz bürosunda görevli denetimli serbestlik memurları tarafından yapılır. (DSHY md. 73/4)
Hak ve yetkinin kullanılmasının ya da meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin kararların infaza başlama zamanı
5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin beşinci veya altıncı fıkrası gereğince verilen hak ve yetkinin kullanılmasının ya da meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin kararların yerine getirilmesine, cezanın infazının tamamlanmasından itibaren başlanır. (DSHY md. 73/5)
İnfazın tamamlanması
5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin beşinci veya altıncı fıkrası gereğince verilen hak ve yetkinin kullanılmasının ya da meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin güvenlik tedbirlerinin infazı tamamlandıktan sonra dosya kapatılarak mahkemesine gönderilir. (DSHY md. 73/6)
İlgili kurum ve kuruluşa bildirimde bulunulması
İlgili kurum ve kuruluşa, yasaklama veya geri alma süresinin sona erdiği yazıyla bildirilerek hükümlü hakkındaki kısıtlamaların kaldırılması ya da sürücü belgesinin ve ruhsatın iade edilmesi istenir. Hükümlü tedbirin sona erdiği konusunda bilgilendirilir. (DSHY md. 73/6)
5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu’nun 1 inci maddesinde, Kanunun amaç ve kapsamının; kesinleşmiş ceza ve güvenlik tedbirlerine ilişkin bilgilerin otomatik işleme tabi bir sistem kullanılarak toplanmasına, sınıflandırılmasına, değerlendirilmesine, muhafaza edilmesine ve gerektiğinde en seri ve sağlıklı biçimde ilgililere bildirilmesine dair usul ve esasları belirlemek olduğu ifade edilmiştir.
Adli Sicile Kaydedilecek Hak Yoksunluğu Kararları ve Veriler
5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu’nun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereğince, belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma ile ilgili olarak; kasten işlenen bir suç nedeniyle hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak yoksun kalınan haklara cezanın ertelenmesi dolayısıyla getirilen istisnaya ilişkin kararlar ile mahkumiyet hükmüyle bağlantılı olarak verilen, belli bir hak ve yetkinin kullanılmasının veya belli bir meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin kararlar, adli sicile kaydedilecek bilgiler arasında sayılmıştır.
Hak Yoksunluğu Kararlarının Adli Sicilden Silinmesi
5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu’nun “Adli sicil bilgilerinin silinmesi”kenar başlıklı 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde ise, cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması halinde, Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce adli sicildeki bilgilerin silinerek arşiv kaydına alınacağı hükme bağlanmıştır.
Arşiv Kaydına Alınma İşlemleri
7.9.2005 tarihli ve 25929 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Adli Sicil Yönetmeliğinin “Tanımlar” kenar başlıklı üçüncü maddesinde yerine getirme fişi kavramının; feri cezalarda, güvenlik tedbirlerinde sürenin bittiğini bildiren fiş olarak tanımlandığı görülmektedir.
Adli Sicil Yönetmeliği’nin 11 inci maddesinin birinci fıkrasında da, Adlî Sicil Kanunu’nun 9 uncu maddesindeki düzenlemeye paralel bir şekilde, cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması halinde anılan Adli Sicil Genel Müdürlüğü tarafından adli sicildeki bilgilerin silinerek arşiv kaydına alınacağı hususu özelikle ifade edilmektedir.
5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında işlediği suç dolayısıyla kişinin hangi haklardan yoksun bırakılacağı sayma yoluyla ve sınırlı olarak belirlenmiştir.
Hak yoksunlukları için mahkeme karar vermese dahi görev gereği gözetilir ve uygulanır
Doktrinde ve yargı kararlarında; birinci fıkrada belirtilen hak yoksunlukları için mahkeme karar vermese dahi anılan fıkradaki hak yoksunluklarının kendiliğinden sonuç doğuracak ve infazda resen uygulanacak mahiyette olduğu kabul edilmektedir.
Anayasa Mahkemesinin TCK madde 53 ile ilgili iptal kararlarının resen gözetilmesi
Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebilecektir.
Yargıtay, 5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin uygulanması gösterilmemiş olsa bile; kasten işlenen suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak bu hususun infaz sırasında dikkate alınmasının mümkün olduğunu düşünmektedir.
Belirtmek gerekir ki, belli bir hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen kasıtlı suçlar dolayısıyla mahkumiyet halinde, mahkum olunan cezanın infazından sonra da etkili olmak üzere bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına ayrıca hükmedilmesi gerekmektedir.
5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında öngörülen hak yoksunlukları hiçbir durumda süresiz değildir. Kural olarak da hapis cezasının infaz edildiği süre ile sınırlıdır.
Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yasaklanma
5237 sayılı TCK’nin53 maddesinin üçüncü fıkrasındaki halde, yani maddenin birinci fıkrasının (c) bendindeki (Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunma) hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluk süresi koşullu salıverme tarihine kadardır.
5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesi ile 5352 sayılı Kanuna ilişkin kanun teklifinin genel gerekçesinde, söz konusu hak yoksunluklarının cezanın infazının tamamlanıncaya kadar devam edeceği öngörülmüştür. Buna göre, herhangi bir kayda şerh düşülme ya da bir yargı kararı gibi başkaca bir işleme gerek kalmaksızın bu hak yoksunluğu kendiliğinden ortadan kalkmaktadır.
Hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar
Hak yoksunlukları kural olarak hapis cezasının infaz edildiği süre ile sınırlı ise de 5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin beşinci fıkrasında bunun istisnasına yer verilmiştir. Buna göre maddenin birinci fıkrasında sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet durumunda, cezanın infazından sonra işlemek üzere hak yoksunluğuna karar verilebilir.
5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilecektir.
Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerekmektedir.
Adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlaması kuralı
Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar. (TCK md. 53/5)
Fıkrada, hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verileceği hükmüne yer verildiğinden, infazın tamamlanmasından sonra da hak yoksunluğunun belirli bir süre devam etmesi, bunun kararda ayrıca gösterilmiş olması şartına bağlıdır.
Kararda gösterilmemiş olması hali
Kararda gösterilmemiş olması halinde ise, hükümlü bakımından kazanılmış hak oluşturacaktır.
Bu durumda hak yoksunluğu, sadece cezanın infazı tamamlanıncaya kadar devam edecektir.
Hak yoksunluğunun, mahkûmiyetin kesinleşmesiyle başlaması
Kanun bu hakların ne zaman sona ereceğini göstermiş olmasına rağmen anılan haklardan kişinin hangi andan itibaren yoksun bırakılacağına dair açık bir hükme yer vermemiş ise de hak yoksunluğunun, mahkûmiyetin kesinleşmesiyle başladığının kabulü gerekmektedir.
5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkralarında da açıkça hükmün kesinleşmesiyle yasaklama ve geri almanın yürürlüğe gireceği, sürenin ise cezanın infazından sonra işlemeye başlayacağı belirtilmiştir.
Bu durumda maddenin birinci ve ikinci fıkraları ile üçüncü fıkradaki "işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla" ibaresi birlikte değerlendirildiğinde; birinci fıkrada sayılan belli haklardan yoksun bırakılmanın, cezanın kesinleşmesinden itibaren başlayacağı anlaşılmaktadır.
Teknolojik imkanlarından da yararlanılması suretiyle infazı
5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında öngörülen hak yoksunluklarının günün teknolojik imkânlarından da yararlanılma sı suretiyle infazı mümkündür.
1.7.2011 tarihli ve (4) Nolu Şüpheli-sanık karar takip formları ile gıyabi tutuklama kararları ve yakalama emirlerinin UYAP'ta düzenlenmesi, infaz ve güncelliklerinin takibi konulu Genelgede bu konuya ilişkin bazı ilkeler belirtilmiştir.
İçişleri Bakanlığı Kaçakçılık İstihbarat Harekat ve Bilgi Toplama Daire Başkanlığı (KİHBİ) Bilgi Sistemi-UYAP entegrasyonunun ilk adımı olarak, sadece aranan kişilerin ülke genelinde adli kolluk birimlerince sorgulanabilmesi için Jandarma Genel Komutanlığı Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemleri Başkanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi İşlem Daire Başkanlığınca, UYAP ve KİHBİ Bilgi Sistemindeki arama bilgilerinin aynı sayfa üzerinde gösterildiği KİHBİ-UYAP ortak sorgulama sayfası oluşturulmuştur.
11.8.2008 tarihinden itibaren yakalama, tutuklama ve ilamat kaydına dair işlemlerin tamamının (işletimde olmayan kapatılmış adli birimler ile askeri makamlar tarafından verilen arama kararları hariç) Sistem üzerinden elektronik ortamda sorgulanmasına mükün hale gelmiştir.
Bu nedenle, 5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında öngörülen belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin infazında da bu Sistemden yararlanılabilecektir.
SONUÇ:
Sonuç olarak Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma ile kararların infazında şu esasların gözetilmesi gerekmektedir.
İnfazın başlama ve bitme zamanı
1. 5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki hak yoksunlukları; Kural olarak mahkûmiyetin kesinleşmesiyle başlayıp mahkûm olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar sürecektir.
2. Hükümlünün 5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendindeki (Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunma) hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğunun, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesine kadar sürecektir.
İnfazda Yetkili Başsavcılık
3. Bu tedbirlere ilişkin mahkemece Cumhuriyet başsavcılığına gönderilen ilamların infaz kaydına kaydedilerek asıl cezanın kesinleşmesinden itibaren hak ederek salıverilme tarihinin sonuna kadar hapis cezasının başka bir yerde infaz edilip edilmediğine bakılmaksızın hükmü veren mahkemenin bulunduğu yer Cumhuriyet başsavcılığınca takibi yapılacaktır.
İlamın infazı için kişilerin nüfus kaydına şerh düşülmesi ve ilgili kurum ve kuruluşlara bildirim yapılması
4. Kasıtlı bir suçtan kesinleşmiş hapis cezasına mahkûm olan ve hâlihazırda 5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan hakları kullanan bir kişinin bu durumunun ilgili kamu veya özel kurum ve kuruluş tarafından bilinememesi, bu kişilerin maddede sayılan faaliyetlerden birini ya da birkaçını daha evvel almış oldukları izin, atanma ya da seçilme sebebiyle sürdürebilmesi ile asıl cezanın infazından kaçması durumunda da bu hakları kullanmaya devam edebilmeleri sorun oluşturmaktadır.
Bu nedenle, hak yoksunluklarını içeren ilamın infazı için sadece kişilerin nüfus kaydına şerh düşülmesi ile yetinilmeyerek Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güven lik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğün 57 inci maddesi uyarınca, bu tedbiri içeren ilamın içeriği, tedbirin konusu ve niteliğine göre ilgili kurum ve kuruluşlara bildirim yapılmalıdır.
UYAP Bilişim Sisteminin KİHBİ Bilgi Sistemi ile entegrasyonu ile takip ve infaz
5. UYAP ortamında usulüne uygun ve eksiksiz bir şekilde girişi yapılan 5237 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında öngörülen belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin infazına ilişkin ilamın, ilgili adli kolluğa fiziki olarak gönderilmemelidir.
Hak yoksunluğuna ilişkin ilamlar, UYAP Bilişim Sisteminin KİHBİ Bilgi Sistemi ile entegrasyonu sayesinde ülke genelinde kolluk biriminde yetki verilen personel tarafından sorgulanmalı ve bu suretle maddede öngörülen tedbirlerin infazının takip edilmeli ve bu şekilde karar infaz edilmelidir.
.
(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.
.
----------------------------------------------
[1] Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma MADDE 53. – “[1] Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak; a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tâbi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten, b) Seçme ve seçilme ehliyetinden (…) (2) c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan, d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasî parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan, e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tâbi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten, Yoksun bırakılır. [2] Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir. [4] Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz. [5] Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar. [6] Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.” (1) Anayasa Mahkemesi’nin 8/10/2015 tarihli ve E.: 2014/140, K.: 2015/85 sayılı Kararı ile; bu maddenin birinci fıkrasında yer alan “Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;…” bölümü, aynı fıkranın (b) bendinde yer alan “…seçilme ehliyetinden…” ibaresi yönünden, yine aynı fıkrada yer alan “…hapis cezasına…” ibaresi ise (b) bendinde yer alan “Seçme ve…” ibaresi yönünden iptal edilmiştir. (2) Anayasa Mahkemesi’nin 8/10/2015 tarihli ve E.: 2014/140, K.: 2015/85 sayılı Kararı ile; bu maddenin birinci fıkrasında yer alan “…ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresi ile aynı maddenin ikinci fıkrası, birinci fıkranın (b) bendinde yer alan “Seçme ve seçilme ehliyetinden…” ibaresi yönünden iptal edilmiştir. (3)Anayasa Mahkemesi’nin 8/10/2015 tarihli ve E.: 2014/140, K.: 2015/85 sayılı Kararı ile; bu fıkrada yer alan “Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya…” ibaresi, aynı maddenin birinci fıkrasında yer alan “…seçilme ehliyetinden…” ibaresi yönünden iptal edilmiştir.
[2] Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu, Kanun Numarası: 5402, Kabul Tarihi: 3.7.2005, Yayımlandığı Resmî Gazete: Tarih: 20.7.2005 Sayı: 25881, Yayımlandığı Düstur: Tertip: 5 Cilt: 44
[3] Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük, Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi: 20.3.2006, No: 2006/10218, Dayandığı Kanunun Tarihi: 14.6.1930, No: 1721, 29.3.1984, No: 2992, 6.8.1997, No: 4301, 26.9.2004, No: 5237, 4.12.2004, No: 5271, 13.12.2004, No: 5275, Yayımlandığı R. Gazetenin Tarihi: 6.4.2006, No: 26131, Yayımlandığı Düsturun Tertibi: 5, Cildi: 14, S. 485
[4] Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği, Resmi Gazete Tarihi: 05.03.2013, Resmi Gazete Sayısı: 28578.
[5] Adlî Sicil Kanunu Kanun Numarası: 5352 Kabul Tarihi: 25.5.2005 Yayımlandığı Resmî Gazete: Tarih: 1.6.2005 Sayı: 25832 Yayımlandığı Düstur: Tertip: 5.
[6] Y.17. CD, E: 2016/6474, K: 2018/10219, Teb: 2 - 2014/352204, KT: 18.07.2018; Y.17. CD, E: 2017/5067, K: 2018/10225, Teb: 2 - 2016/91040, KT: 18.07.2018. Anayasa mahkemesinin iptal kararları şunlardır: (1) Anayasa Mahkemesi’nin 8/10/2015 tarihli ve E.: 2014/140, K.: 2015/85 sayılı Kararı ile; bu maddenin birinci fıkrasında yer alan “Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;…” bölümü, aynı fıkranın (b) bendinde yer alan “…seçilme ehliyetinden…” ibaresi yönünden, yine aynı fıkrada yer alan “…hapis cezasına…” ibaresi ise (b) bendinde yer alan “Seçme ve…” ibaresi yönünden iptal edilmiştir. (2) Anayasa Mahkemesi’nin 8/10/2015 tarihli ve E.: 2014/140, K.: 2015/85 sayılı Kararı ile; bu maddenin birinci fıkrasında yer alan “…ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresi ile aynı maddenin ikinci fıkrası, birinci fıkranın (b) bendinde yer alan “Seçme ve seçilme ehliyetinden…” ibaresi yönünden iptal edilmiştir. (3)Anayasa Mahkemesi’nin 8/10/2015 tarihli ve E.: 2014/140, K.: 2015/85 sayılı Kararı ile; bu fıkrada yer alan “Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya…” ibaresi, aynı maddenin birinci fıkrasında yer alan “…seçilme ehliyetinden…” ibaresi yönünden iptal edilmiştir.
[7] Bkz.; Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 9.11.2005 tarihli ve 2005/9860 Esas, 2005/14743 Karar sayılı ilamı.
[8] Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11/4/2006 tarihli ve 2006/9-55 Esas, 2006/115 Karar sayılı ilamında da; hükümlüler hakkında tayin olunan hürriyeti bağlayıcı cezanın kanuni sonucu olarak 5237 sayılı TCY.nın 53. maddesinin uygulanmasında zorunluluk bulunması gerektiğine ilişkin bozma kararının isabetli olmadığı belirtilmiştir.
[9] Nitekim Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 27.2.2007 tarihli ve 2006/ 15487 Esas, 2007/2335 Karar sayılı ilamında; Sanığın TCKnun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğunu, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesine kadar, diğer kişiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar kullanamayacağı yönünde karar verilmesi gerektiği gözetilmeden 53 üncü maddenin üçüncü fıkrasına aykırılık oluşturması yasaya aykırıdır. ifadelerine yer verilmiş; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 1.2.2011 tarihli ve 2011/8-16 Esas, 2011/17 Karar sayılı ilamında da; Bozulmasına, ancak yeniden yargılama gerektirmeyen bu konularda, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUYnın 322. maddesindeki yetkiye istinaden hükümden 5237 sayılı TCYnın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkarılarak yerine "sanığın 5237 sayılı TCYnın 53/1. madde ve fıkrasında sayılan hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına, bu yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesine kadar, diğer hakları yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar sürmesine ibaresinin eklenmesine hükmün, düzeltilerek onanmasına şeklinde karar verilmiştir.
[10] Y.17. CD, E: 2016/7157, K: 2018/10203, Teb: 2 - 2014/406031, KT: 16/07/2018: “….2)Kabule göre de; kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması ve T.C. Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,… BOZULMASINA, 16/07/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi….”