07.12.2019 tarih ve 30971 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile, vergi uygulamalarında önemli düzenleme ve değişiklikler yapılmıştır.
Buna göre;
7194 sayılı Kanun ile,
- Dijital hizmet vergisi, değerli konut vergisi ve konaklama vergisi adında üç yeni vergi hayatımıza girdi,
- Gelir vergisi tarifesi değiştirilerek, son dilimin vergisi % 5 artırılarak % 40’a yükseltildi,
- Vergi uyuşmazlıklarının çözümünde “kanun yolundan vazgeçme” adında yeni bir müessese ihdas edildi,
- Kambiyo muameleleri vergisi artırıldı.
Kanun ile yapılan değişiklikler ve yeni düzenlemeler bunlarla sınırlı değil
1- Dijital Hizmet Vergisi Kabul Edilmiştir; Yürürlük tarihi 1 Mart 2020’dır.
Dijital hizmet sağlayıcıları tarafından verilen dijital hizmetlerden elde edilen hasılat üzerinden %7,5 oranında dijital hizmet vergisi alınacak. Verginin mükellefi dijital hizmet sağlayıcıları. Ancak ilgili hesap döneminde; Türkiye’de elde edilen hasılatı 20 milyon TL’den veya dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon Avrodan veya muadili yabancı para karşılığı Türk lirasından az olanlar dijital hizmet vergisinden muaf olacak. Dijital hizmet vergisinde vergilendirme dönemi, takvim yılının birer aylık dönemleri olarak belirlendi. Hazine ve Maliye Bakanlığı, hizmet türlerine ve mükelleflerin faaliyet hacimlerine göre birer aylık vergilendirme dönemi yerine üçer aylık vergilendirme dönemi tespit etme konusunda yetkili. Dijital hizmet vergisi, 1 Mart 2020 tarihinde yürürlüğe girecek.
2- Konaklama Vergisi Yürürlüğe girmiştir.
Otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart, misafirhane, kamping, dağ evi, yayla evi gibi konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmeti ile bu hizmetlerle birlikte satılmak suretiyle konaklama tesisi bünyesinde sunulan diğer tüm hizmetler (yeme, içme, aktivite, eğlence hizmetleri ve havuz, spor, termal ve benzeri alanların kullanımı gibi) konaklama vergisine tabi tabi olacak. Yukarıda sayılan hizmetleri sunanlar, konaklama vergisinin mükellefi olacak. Verginin matrahını, verginin konusuna giren hizmetler karşılığında, KDV hariç her ne suretle olursa olsun alınan veya bu hizmetler için borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamı oluşturacak. Konaklama vergisinin oranı % 2. Cumhurbaşkanı, bu oranı bir katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye, bu sınırlar içinde farklı oranlar tespit etmeye yetkili. Konaklama vergisi, konaklama tesislerince düzenlenen faturalarda ayrıca gösterilecek, ancak KDV matrahına dahil edilmeyecek. Konaklama vergisinde vergilendirme dönemi takvim yılının birer aylık dönemleri olacak. Vergi, beyanname ile izleyen ayın 26. günü akşamına kadar KDV yönünden bağlı olunan vergi dairesine beyan edilerek aynı süre içerisinde ödenecek. Konaklama vergisi 1 Nisan 2020 tarihinde yürürlüğe girecek.
Öte yandan, öğrenci yurtları, pansiyonları ve kamplarında öğrencilere verilen hizmetler; karşılıklı olmak kaydıyla yabancı devletlerin Türkiye’deki diplomatik temsilcilikleri, konsoloslukları ve bunların diplomatik haklara sahip mensupları ile uluslararası anlaşmalar gereğince vergi muafiyeti tanınan uluslararası kuruluşlar ve mensuplarına verilen hizmetler konaklama vergisinden istisna olacak.
3- Kambiyo Muameleleri Vergisinin Oranı, Binde 1’den Binde 2’ye Yükseltilmiştir.
Kambiyo muameleleri vergisinin oranı binde 1’den binde 2’ye çıkarıldı, ayrıca Cumhurbaşkanına kambiyo muameleleri vergisini 10 katına kadar artırma konusunda yetki verildi.
4- Gelir Vergisi Tarifesi 2019 Yılı Gelirlerine de Uygulanmak Üzere Değiştirildi, Tarifeye % 40 Oranı İlave Edildi, Son Dilime Tabi Gelirleri Olanlar % 5 Daha Fazla Vergi Ödeyecekler
Gelir vergisi tarifesinde değişiklik yapıldı, gelir dilimi sayısı dörtten beşe yükseltilerek, en üst dilime uygulanacak vergi oranı % 40 olarak belirlendi.
Yapılan değişiklik sonrası yeni gelir vergisi tarifesi şu şekilde:
7194 sayılı Kanunun 52. maddesinin 1/e bendi uyarınca, yeni gelir vergisi tarifesi 01.01.2019 – 31.12.2019 tarihleri arasında elde edilen ücret gelirleri dışındaki diğer gelirlere uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girdi. Buna göre, 2019 yılında elde edilen 500.000 TL ve üzerinde kazançlar değişiklikten önceki duruma göre % 35 oranında vergilenecekken, bu değişiklik sonucu yüzde 40 oranında gelir vergisine tabi olacak. 2019 yılında elde edilen ücret gelirlerine Kanunun yürürlüğünden önceki tarife uygulanacak, ücret gelirleri bakımından yeni tarife 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanacak.
Gelir vergisi tarifesindeki değişikliğin 2019 yılı gelirlerini de kapsayacak şekilde geriye doğru yürürlüğe girmesi, 2019 yılında elde edilen gelirleri etkilemesi, ücret gelirleri ile ücret dışı gelirlerin birbirinden ayrıştırılarak, ücret dışı gelirler aleyhine vergi yükü getirilmesinin Anayasamızın 2 ve 73. Maddelerine aykırı olduğu, yasaların geriye yürümezliği ilkesi, belirlilik ilkesi, hukuki güven ilkesi gibi Anayasa Mahkemesi kararlarında benimsenen ilkelerin yapılan bu düzenlemeyle ihlal edildiği, söz konusu düzenlemenin bu nedenle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edileceği, bu düzenlemelere uygun olarak verilecek beyannamelerin ihtirazi kayıtlı verilip dava açılması gerektiği ifade edilmektedir.
5- Bir İşverenden Alınan ve 500.000 TL.yi Aşan Ücretler İçin De Artık Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi Verilecek
Bilindiği üzere, tek işverenden alınan ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş olan ücretler için yıllık beyanname verilmiyor, diğer gelirler nedeniyle verilecek beyannamelere de bu gelirler dâhil edilmiyordu (GVK Mad. 86).
Ancak, 7194 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile, tek işverenden alınmış olsa dahi, gelir vergisi tarifesinin 4. diliminde yer alan tutarı (500.000 TL) aşan ücretler için gelir vergisi beyannamesi verilmesi, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde verilecek beyannameye söz konusu ücret gelirlerinin de dâhil edilmesi zorunlu hale getirildi. Bu düzenleme, 1 Ocak 2020 yılından itibaren elde edilen ücret gelirlerine uygulanacak. Dolayısıyla 2019 yılında tek işverenden alınan ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler için yıllık beyanname verilmesine gerek bulunmuyor.
6- Birden Çok İşverenden Alınan Ücretlerde Beyan Zorunluluğu Değiştirildi
Bilindiği üzere, birden fazla işverenden ücret almakla birlikte, birden sonraki işverenden alınan ücretlerin toplamı gelir vergisi tarifesinin 2. diliminde yer alan tutarı (2019 yılı için 40.000 TL’yi) aşan ücretler için gelir vergisi beyannamesi verilmesi gerekiyordu. Birinci işverenden sonraki ücret gelirlerinin hangisi olduğuna mükellefler serbestçe karar verebiliyordu (GVK Mad.86)
7194 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile, birinci işverenden alınan dâhil ücret gelirleri toplamı gelir vergisi tarifesinin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (500.000 TL) aşarsa, tüm ücret gelirlerinin beyan edilmesi zorunluluğu getirildi. Yapılan bu değişiklik, 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren elde edilen ücret gelirlerine uygulanacak. Dolayısıyla, 2019 yılında birinci işverenden alınan dâhil ücret gelirleri toplamı gelir vergisi tarifesinin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşsa bile, birinci işverenden sonraki ücretlerin toplamı tarifenin 2. diliminde yer alan tutarı aşmadığı takdirde beyan edilmeyecek, birden sonraki işverenden alınan ücretlerin toplamı gelir vergisi tarifesinin 2. diliminde yer alan tutarı (2019 yılı için 40.000 TL’yi) aşarsa, beyan edilecek.
7- Birden Çok İşverenden Alınan Ücretlerin Beyan Zorunluluğu Değiştirildi
Gelir Vergisi Kanunun 29 uncu maddesinin (4) numaralı fıkrasında değişiklik yapılarak, basketbol ve voleybol spor dallarının en üst liglerinde görev alanlar ile profesyonel spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretler için geçerli olan gelir vergisi istisnası yürürlükten kaldırıldı. Yapılan değişiklik, 1 Ocak 2020 tarihinde yürürlüğe girecek.
8- 500.000 TL.yi Aşan Telif Kazançlarında Gelir Vergisi İstisnası Kaldırılmıştır
Bilindiği üzere, telif kazançları istisnası GVK’nın 18. Maddesinde düzenlenmiş olup, telif hakkı sahipleri ile bunların kanuni mirasçılarının telif hakkı doğuran eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat bir tutarla sınırlı olmaksızın Gelir Vergisinden müstesna idi. Ancak, anılan madde kapsamında yapılan ödemeler üzerinden % 17 oranında gelir vergisi stopajı uygulanıyor, stopaj uygulaması nihai vergileme niteliğinde bulunuyordu.
7194 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucunda, GVK’nın 18. Maddesi kapsamında elde ettikleri serbest meslek kazançları, gelir vergisi tarifesinin 4. diliminde yer alan tutarı (500.000 TL) aşan mükelleflerin, anılan istisnadan yararlanmamaları öngörüldü. Söz konusu sınırı aşan mükellefler, ilgili kazançlarının sadece aşan kısmını değil, tamamını yıllık gelir vergisi beyannamesiyle beyan edecekler, beyan edilen kazanç üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, tevkif suretiyle ödenen vergiler mahsup edilecek. Diğer taraftan, GVK’nın 18. maddesi kapsamında elde edilen ve anılan sınırı aşmayan serbest meslek kazançları üzerinden hesaplanan % 17 oranında gelir vergisi stopajı ise önceden olduğu gibi devam edecek.
Yapılan düzenleme, 1 Ocak 2020 tarihinde yürürlüğe girecek ve 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren elde edilecek kazançlara uygulanacak. Dolayısıyla, 2019 yılında GVK’nın 18. maddesi kapsamında elde edilen serbest meslek kazançlarının tutarı ne olursa olsun beyan edilmeyecek.
Öte yandan, Kanunun 18. maddesi kapsamında beyan yükümlülüğüne tabi olacak serbest meslek erbabının 94. madde kapsamında yapacağı ödemeler üzerinden stopaj yapmayacağı da hüküm altına alınmıştır.
9- Çalışanlara Günlük 10 TL.yi Aşmayan Ulaşım Amaçlı Ödemeler Gelir Vergisinden İstisna Edilecektir
7194 sayılı Kanunla yapılan düzenlemeye göre, işverenlerce taşıma hizmeti verilmeyen durumlarda çalışılan günlere ait bir günlük ulaşım bedelinin 10 TL’yi aşmaması ve buna ilişkin ödemenin toplu taşıma kartı, bileti veya bu amaçla kullanılan ödeme araçlarının temini şeklinde yapılması halinde, çalışanlara sağlanan bu menfaat gelir vergisinden istisna olacak. Ödemenin bu tutarı aşması halinde aşan kısım ile hizmet erbabına ulaşım bedeli olarak nakden yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilecek. Yapılan bu düzenleme, 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek. 2021 yılında dikkate alınacak günlük ulaşım bedeline ilişkin istisna tutarı, 2020 yılına ait yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle belirlenecek.
Buradaki tek tereddüt, 10 TL.ye KDV’nin dahil olup olmadığı. Bize göre, 10 TL KDV hariç tutardır. Yani, 10 TL. günlük ulaşım bedeline KDV’nin dahil değildir.
10- Avukatlarda; Karşı Taraf Vekalet Ücretlerinde Stopaj Sorunu Çözülmüştür
Dava kaybeden tarafından mahkeme kararına istinaden ödenen karşı taraf vekalet ücretlerinden gelir vergisi stopajı yapılıp yapılmayacağı konusunda yaşanan tereddütler 7194 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesine eklenen hüküm ile giderildi.
Yapılan düzenlemeye göre, İcra ve İflas Kanunu ile ve Avukatlık Kanunu uyarınca karşı tarafa yükletilen vekalet ücretini (icra ve iflas müdürlüklerine yatırılanlar dahil) ödemekle yükümlü olanlar, bu ödemeler üzerinden gelir vergisi stopajı yapmakla yükümlü olacaklar. Karşı tarafa yükletilen vekâlet ücretinin doğrudan avukata ödendiği ya da icra ve iflas müdürlüklerine yatırıldığı durumlarda, gelir vergisi tevkifatının aleyhine vekâlet ücreti hükmedilenler tarafından yapılması gerekiyor. Ancak, vekâlet ücretinin avukatın müvekkiline ödendiği durumda ise gelir vergisi tevkifatı, vekalet ücretinin müvekkil tarafından avukata ödendiği aşamada yapılacak.
11- Vergiye Uyumlu Mükellef Olma Koşulları basitleştirilmiştir
Bilindiği üzere, Gelir Vergisi Kanununun “Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi” başlıklı mükerrer 121. maddesinde, vergiye uyumlu mükelleflere yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin, % 5’i oranında indirim teşviki sağlanıyor. Ancak, belirlenen şartlar, uygulamada bu indirimden yararlanan mükellef sayısını daraltmış, bu da söz konusu düzenlemenin gözden geçirilerek, iyileştirilmesini zaruri hale getirmiştir.
7194 sayılı Kanunla bu konuda yapılan ve indirimden yararlanacak olan mükellef sayısını artıracak nitelikteki değişiklikler şu şekilde:
- Vergi indiriminden yararlanmak için beyanname üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması şartı kaldırıldı. Bunun yerine, indirimin hesaplanacağı gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarih itibariyle beyanname üzerine tahakkuk etmiş vergilerin ödenmiş olması şartı aranılacak. Bu şekilde, indirimden yararlanmak için ilgili beyannameler nedeniyle tahakkuk eden vergilerin ödenme koşulu, anılan beyannamelerin kanuni süresinde ödenmesine değil, indirimden yararlanılacak gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerinin verilme süresine taşındı.
- Beyanname üzerine tahakkuk eden vergilerin, mükelleflerin iade alacaklarına istinaden mahsuben ödenmiş olması ve fakat indirimden yararlandıktan sonra iade alacağı tutarının, mahsuben ödenmesi talep edilen vergi borcu tutarının altına düşmesi halinde, eksik ödenmiş durumuna gelen vergilerin mahsuben ödenmek istenen tutarının %10’unu aşmaması kaydıyla vergilerin ödenmiş olması şartının ihlal edilmiş sayılmamasına imkan tanındı.
- Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 121. maddesinde geçen “vergi beyannamesi” ve “vergi” ibarelerinin tanımında değişikliğe gidildi. Vergi beyannameleri ibaresi, yıllık gelir vergisi ve kurumlar vergisi beyannameleri, geçici vergi beyannameleri, muhtasar, muhtasar ve prim hizmet beyannameleri ile Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken KDV ve ÖTV beyannamelerini; vergi ibaresi ise, anılan Bakanlığa bağlı vergi dairelerine verilmesi gereken beyannameler üzerine tahakkuk eden vergileri ifade eder şeklinde tanımlandı.
- Vergi indiriminden yararlanmak için bir diğer koşul ise mükelleflerin indirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibariyle vergi aslı 1.000 TL üzerinde vadesi geçmiş vergi borcunun bulunmaması. Anılan tutarın içine vergi cezaları dâhilken, 7194 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, vergi aslı ibaresine vergi aslına bağlı fer’i alacaklar da dâhil edildi. Dolayısıyla, ödenmemiş olan vergi cezalarının yanı sıra, ödenmemiş gecikme zammı, gecikme faizi gibi vergi aslına bağlı fer’i alacaklar da kapsama alındı.
Vergi indiriminden yararlanacak uyumlu mükellef sayısının artırılmasını amaçlayan bu düzenlemeler, 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerine uygulanacak. Dolayısıyla 2019 yılı gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri de bu değişiklikler kapsamına girecek.
12- Yabancı Para Cinsinden İhraç Edilen Menkul Kıymetlerden Sağlanan Getiriler Ve Döviz Cinsinden Açılmış Hesaplardan Elde Edilen Gelirler Üzerinden Yapılacak Stopaj Oranları Belirlenmiştir
GVK’nun geçici 67/6. maddesinde yapılan değişiklikle, yabancı para cinsinden ihraç edilen menkul kıymetlerden sağlanan getiriler ve döviz cinsinden açılmış hesaplardan elde edilen gelirler üzerinden yapılacak stopaj oranlarını ayrı ayrı veya birlikte bir katına kadar artırma veya kanuni oranına kadar indirme konusunda Cumhurbaşkanına yetki verildi.
13- Sporculara Yapılan Ücret Ve Ücret Sayılan Ödemelerin Vergilendirilmesini Düzenleyen Gelir Vergisi Kanununun Geçici 72. Maddesinde Yapılan Düzenlemeler Nelerdir?
7194 sayılı Kanunla, sporculara yapılan ücret ve ücret sayılan ödemelerin vergilendirilmesini düzenleyen Gelir Vergisi Kanununun geçici 72. maddesinde aşağıdaki değişiklikler yapıldı.
- Maddenin uygulanma süresinin sonu 31.12.2023 tarihine uzatıldı.
- Lig usulüne tabi spor dallarında en üst liglerdeki sporculara yapılan ücret ödemelerinde yapılacak gelir vergisi stopajı %15’ten %20’ye çıkarıldı.
- Sporculara yapılan ödemeler dolayısıyla yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyeceğine dair hüküm yürürlükten kaldırıldı, bu madde kapsamındaki gelir toplamının gelir vergisi tarifesinin dördüncü diliminde yer alan tutarı (500.000 TL) aşması durumunda yıllık beyanname ile beyan edilmesi ve gelir vergisi tarifesine göre vergilendirilmesi öngörüldü.
- Yukarıdaki şekilde yıllık beyanname ile beyan edilecek sporcu ücret gelirleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinden, bu tutarların kendilerine ödenmesi aşamasında yapılmış olan stopajın mahsup edilebilmesi için, bu stopajın vergi dairesine ödenmiş olması şartı getirildi.
Yapılan bu değişiklikler 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanacak. Ancak, yukarıda açıklanan yeni hükümler 1 Kasım 2019 tarihinden önce akdedilerek geçerlilik kazanmış sporcu sözleşmeleri kapsamında yapılan ücret ödemelerine uygulanmayacak. Daha önceki sözleşmeler kapsamında yapılan ücret ödemeleri için geçici 72. maddenin değişiklik öncesi hükümleri uygulanacak. Ayrıca, 1 Kasım 2019 tarihinden önceki sözleşmelere ilişkin olarak 1 Kasım 2019 tarihinden sonra yapılan süre uzatımı ve ücreti etkileyen değişiklikler bu kapsamda değerlendirilmeyecek, bunlara yeni hükümler uygulanacak.
14- Binek Otomobillerin Giderleri, Amortismanları ve Kira Ödemelerine Sınırlamalar Getirilmiştir
7194 sayılı Kanunla, binek otomobillerin kira, amortisman, alım-satım ve diğer giderlerinin gelir (ticaret ve serbest meslek erbabı yönünden) ve kurumlar vergisi bakımından dikkate alınacak kısımlarına ciddi sınırlamalar getirildi. Bir nevi, 20 yıl öncesi uygulamalara dönüldü.
Buna göre, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların (sürücü kursları, rent a car ve taksi işletmeleri vb.) bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere,
a- Kira Bedeli Kısıtlaması
Kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 TL’ye kadarlık kısmı, ticari kazancın (şirketler açısından kurum kazancı) tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınabilecek. Aşan kısım gider yazılamayacak.
b-ÖTV ve KDV’nin Gider Yazılabilmesine İlişkin Kısıtlama
Binek otomobillerinin iktisabına ilişkin ÖTV ve KDV toplamının en fazla 115.000 TL’ye kadarlık kısmı doğrudan gider olarak dikkate alınabilecek. Üstü gider yazılamayacak. Mevcut uygulamada, ÖTV ve KDV toplamı, tutara bakılmaksızın doğrudan gider olarak yazılabiliyordu.
c-Binek Otomobillerin Giderlerine İlişkin Kısıtlama
Binek otomobillere ilişkin olarak yapılan tamir, bakım, onarım, sigorta vb. giderlerin en fazla % 70’i gider olarak yazılabilecek, kalan % 30’luk kısmı ise gider olarak dikkate alınamayacak.
d-Amortisman Ayrılacak Binek Otomobil Bedeline İlişkin Kısıtlama
ÖTV ve KDV hariç ilk iktisap bedeli 135.000 TL’yi, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hallerde, amortismana tabi tutarı 250.000 TL’yi aşan binek otomobillerin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak yazılabilecek, kalan kısmı gider olarak dikkate alınamayacak.
Bu tutarlar her yıl yeniden değerleme oranında artırılacak ve bu hükmün uygulanmasında binek otomobilin iktisap edildiği tarihte yürürlükte olan tutar dikkate alınacak.
Ancak, 7194 sayılı Kanunun 22. maddesiyle GVK’na eklenen geçici 91. Madde uyarınca, 5.500 TL’lik kira sınırı sınır 2020 yılında yeniden değerleme oranında artırılmayacak. Dolayısıyla, binek otomobillerin aylık kira bedellerine ilişkin sınır, 2020 yılında da 5.500 TL olacak. 2021 yılından itibaren ise anılan sınır, bir önceki yıla ait yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle dikkate alınacak.
Aynı esaslar serbest meslek kazançları için de geçerli.
Binek otomobillere ilişkin bu sınırlamalar, 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına uygulanacak. Dolayısıyla, 2019 yılı kazançlarının tespitinde söz konusu kısıtlamalar geçerli olmayacak.
15- Sahte Belge Düzenleme Riski Yüksek Mükelleflerin Vergi Mükellefiyetlerinin Re’sen Kapatılma Yetkisi Yeniden Düzenlenmiştir
Vergi Usul Kanununa eklenen 160/A maddesi ile;
- Mükellefiyet süresi, aktif ve öz sermaye büyüklüğü, ödenen vergi tutarı, çalışan sayısı, vergi yükümlülüklerinin yerine getirilip getirilmediği gibi hususlar dikkate alınarak mükelleflerin vergiye uyum seviyelerine yönelik olarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca yapılacak risk analizi ve değerlendirme çalışmaları neticesinde sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu tespit edilen mükelleflerin vergi incelemesine sevk edilmesi ve bu mükellefler nezdinde yoklama yapılması,
- Ayrıca, yoklamayı müteakip, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen esaslar çerçevesinde vergi dairesinin mükellefin sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğuna ilişkin görüşü ve ilgisine göre Vergi Dairesi Başkanı veya Defterdarın onayı ile mükellefiyet kaydının terkin edilerek bu durumun mükellefe tebliğ edilmesi, tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde 153/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan asgari teminat tutarından az olmamak üzere, sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu dönemlerde düzenlenen belgelerde yer alan toplam tutarın %10’u tutarında aynı maddede belirtilen türde teminat verilmesi ve tüm vergi borçlarının ödenmesi şartıyla mükellefiyetin, terkin tarihi itibarıyla yeniden tesis edilmesi,
- Mükellefiyetin terkin edildiği tarih ile yeniden tesis edildiği tarih aralığında verilmeyen beyanname ve bildirimlerin, yeniden tesise ilişkin yazının mükellefe tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içinde verilmesi ve tahakkuk eden vergilerin aynı sürede ödenmesi,
- Yapılacak vergi incelemesi sonucunda mükellefin sahte belge düzenlemediği tespit olunduğu takdirde alınan teminatın iade edilmesi
öngörüldü.
Yapılan düzenleme ile, maddede sayılan verilere dayanarak sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu değerlendirilen mükelleflere yönelik idari bir tedbir alınıyor. Ancak, bu şekilde işlem tesis edilmesi için bu aşamada herhangi bir yargı kararının varlığı aranmadığı gibi, mükellef hakkında sahte belge düzenleme fiiline yönelik somut bir tespit de gerekli görülmemiş. Söz konusu düzenleme, bu yönleriyle eleştirilere ve ihtilaflara açık.
16- İzaha Davet Müessesesi Uygulamasında Karşılaşılan Eksiklikler Giderilmiştir
7194 sayılı Kanunla, Vergi Usul Kanununun 370. maddesinde düzenlenene “İzaha Davet Müessesesi”nde olumlu değişiklikler yapıldı. Buna göre,
- Mükellefe tanınan izahta bulunma süresi, izaha davet yazısının tebliğ tarihinden itibaren 15 günden 30 güne çıkarıldı.
- Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge (SMİYB) kullanılması halinin izaha davet kapsamına girebilmesi için aranan şartlar değiştirildi, SMYİB kullanma fiilinin işlenmiş olabileceğine dair yapılan ön tespitlerde, kullanılan sahte veya yanıltıcı belge tutarının;
a) Bir takvim yılında 100 bin TL’yi geçememesi veya
b) Bu tutarı geçse bile ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının %5’ini aşmaması
gerekli ve yeterli görüldü. Bu şekilde, daha önce her bir belge itibariyle aranan azami sınır kaldırıldı, onun yerine takvim yılı itibariyle geçerli azami bir maktu had belirlendi. Takvim yılı itibariyle belirlenmiş olan azami maktu had aşılmış olsa bile, SMYİB tutarının ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının % 5’ini aşmaması halinde izaha davet müessesesinden yararlanma imkanı getirildi.
Öte yandan, Vergi Usul Kanununun Ek-1 inci maddesinde yapılan değişiklikle SMİYB kullanma fiilini işlemiş olabileceklerine dair İzaha Davet müessesesi kapsamında haklarında ön tespit yapılan ve izaha davet yazısı tebliğ edilen mükelleflerin; süresinde beyanname vermeleri durumunda kesilen %20 oranındaki vergi ziyaı cezası uzlaşma kapsamı dışına çıkarıldı.
Bu düzenlemeler, 1 Ocak 2020 tarihinde yürürlüğe girecek.
17- Kanun Yolundan Cayma Müessesesi Getirilmiştir
İdare ile mükelleflerin vergiler ve cezalarla ilgili olarak her aşamada anlaşabilmesi, vergi ihtilaflarının süratle çözümlenebilmesi ve yargı mercilerinin iş yüklerinin azaltılması amacıyla Vergi Usul Kanununun mülga 379. maddesi 7194 sayılı Kanunla “Kanun yolundan vazgeçme” başlığıyla yeniden düzenlendi. Madde ile, mükelleflere, devam eden davalarla ilgili belirli şartlar dahilinde kanun yolundan vazgeçme imkanı tanındı. Yapılan düzenlemeye göre, vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarda (Danıştay’ın bozma kararı üzerine verilen kararlar hariç);
a) Kaldırılan vergi tutarının %60’ı, tasdik edilen vergi tutarının tamamı ile tasdik edilen vergi tutarına ilişkin vergi ziyaı cezasının %75’i,
b) Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya 359. maddede yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılan tutarının % 25’i ve tasdik edilen tutarının % 75’i,
mükellef için geçerli olan kanun yoluna başvuru süresi içerisinde, dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi şartıyla kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih itibarıyla başkaca bir işleme gerek kalmaksızın tahakkuk etmiş sayılacak. Bu dilekçenin vergi dairesine verildiği tarih kanun yolundan vazgeçme tarihi olarak kabul edilecek; kanun yolundan vazgeçilmesi halinde İdare tarafından da ihtilaf sürdürülmeyecek. Bu şekilde tahakkuk edecek tutarlar tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenecek. Bu sürede vergi aslı ve cezalarının %80’inin hesaplanacak gecikme faizi ile ödenmesi halinde tahakkuk eden vergi aslı ve cezaların kalan %20’si tahsil edilmeyecek. Ancak, yargı mercilerince tasdik edilerek tahakkuk eden vergi tutarı için bu indirim uygulanmayacak. Bu madde uyarınca istinaf ve temyiz yolundan vazgeçilen davaya ilişkin kararlarda hükmedilen yargılama giderleri, avukatlık ücretleri ve fer’ileri karşılıklı olarak talep edilmeyecek ve bu alacaklar için icra takibi yapılmayacak.
379. madde kapsamında kanun yolundan vazgeçilmesi durumunda söz konusu maddeye göre hesaplanacak vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarihe kadar gecikme faizi hesaplanması için Vergi Usul Kanununun 112. Maddesinin üçüncü fıkrasına da ayrıca bir bent eklendi.
Her iki düzenleme de, 1 Ocak 2020 tarihinde yürürlüğe girecek.
18- Vergi Ve Cezada İndirim Müessesesinde (VUK Mad. 376) Olumlu Değişiklikler Yapılmıştır
7194 sayılı Kanunla, Vergi Usul Kanununun 376. maddesinde yer alan vergi ve cezada indirim müessesesinde ciddi değişiklik yapıldı. Mevcut uygulamada, kanuni şartları taşıyan vergi ziyaı cezasında birinci defada yarısı, müteakiben kesilenlerde üçte biri indirilebiliyordu. 7194 sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile, vergi ziyaı cezasında indirim, cezanın yarısı olarak sabitlendi. Müteakiben kesilenlerde de şartlar mevcutsa yarısı indirilecek. Usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarında indirim ise aynen muhafaza edildi.
Maddede yapılan diğer önemli bir değişiklik ise, uzlaşılan vergi ve vergi ziyaı cezalarının kanuni süresinde ödenmesi halinde vergi ziyaı cezasında %25 indirim öngörülmesi. Buna göre, uzlaşmanın vaki olması halinde ödenecek vergi ziyaı cezası için maddede yer alan şartlar dâhilinde % 25 oranında indirimden yararlanılmasına imkan sağlanıyor.
19- Değerli Konut Vergisi Getirilmiştir
7194 sayılı Kanunla 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununa eklenen 42-49. maddeler ile, mali güce göre vergilendirme ilkesi esas alınarak Türkiye sınırları içinde bulunan ve emlak vergisine esas bina vergi değeri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenmiş değeri 5 milyon TL ve bu tutarı aşan mesken nitelikli taşınmazlardan “Değerli Konut Vergisi” alınması öngörüldü.
a) Verginin Konusuna Giren Taşınmazlar
Türkiye sınırları içinde bulunan, vergi değeri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce (TKGM) belirlenecek değeri 5 milyon TL ve üzerinde olan mesken nitelikli taşınmazlar değerli konut vergisine tabi olacak. Vergi değeri ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce yapılan veya yaptırılan değerleme sonucu belirlenen değeri 5 milyon TL’nin altında olan mesken nitelikli taşınmazlar bu vergiye tabi olmayacak.
b) Vergiye Ait Değerler Nasıl Belirlenecek, İlgililerine Nasıl Tebliğ Edilecek?
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü (TKGM) Taşınmaz Değerleme Daire Başkanlığınca yapılacak değerleme çalışması sonucunda belirlenen ve değeri 5 milyon TL ve üzerinde olan mesken nitelikli taşınmazlar TKGM’nin internet sitesinde ilan edilecek ve değerleme sonucu ayrıca ilgilisine tebliğ edilecek. Tebliğ tarihinden 15. günün sonuna kadar TKGM’ne itiraz edilmeyen mesken nitelikli taşınmazların değeri kesinleşecek. Yine Kanunda kesinleşen değer, aynı usulle ilan ve ilgilisine tebliğ edilecek, bu değer, değerli konut vergisi uygulamasında Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değer olarak kabul edilecek.
Değerli konut vergisi uygulamasında TKGM tarafından belirlenen bir değerin bulunmaması halinde Emlak Vergi Kanununa göre belirlenmiş olan bina vergi değeri esas alınarak vergilendirme yapılacak.
c) Verginin Matrahı ve Oranı
Verginin matrahı, bina vergi değeri ve TKGM tarafından yapılan veya yaptırılan değerleme sonucu belirlenen değerden yüksek olanı olacak. Konutun değerine göre artan oranlı bir vergi tarifesi benimsenmiş olup, vergiye tabi taşınmazın değeri;
5.000.000 TL ile 7.500.000 TL arasında olanlar………..binde 3
7.500.001 TL ile 10.000.000 TL arasında olanlar………binde 6
10.000.001 TL’yi aşanlar………………………………. yüzde 1
oranında vergilendirilecek. Yukarıda yer alan değerler her yıl bir önceki yıla göre yeniden değerleme oranında artırılacaktır. Paylı mülkiyette ve elbirliği mülkiyette, matrahın hesabında mesken nitelikli taşınmazın toplam değeri esas alınacak.Vergi dilimlerinde yer alan değer eşikleri ile TKGM tarafından belirlenen 5 milyon ve üzerinde olan konutların değeri her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak VUK hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılacak.
d) Verginin Mükellefi
Değerli konut vergisinin mükellefi, mesken nitelikli taşınmazın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa taşınmaza malik gibi tasarruf edenler olacak. Paylı mülkiyet hâlinde malik olanlar, hisseleri oranında mükellef olacaklar. Elbirliği mülkiyette malikler vergiden müteselsilen sorumlu olacaklar. Değerli konut vergisi mükellefiyeti;
a) Mesken nitelikli taşınmazın değerinin, bina vergi değeri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce belirlenen değerin 5 milyon TL’yi (veya izleyen yıllarda yeniden değerleme oranında artırılmış tutarı) aştığının (bu tutar dâhil) belirlendiği tarihi,
b) Emlak Vergisi Kanununun 33 üncü maddenin (1) ila (7) numaralı fıkralarında yazılı vergi değerini tadil eden sebeplerin doğması hâlinde bu değişikliklerin vuku bulduğu tarihi,
c) Muafiyetin sona erdiği tarihi,
takip eden yıldan itibaren başlayacak.
Yanan, yıkılan, tamamen kullanılmaz hâle gelen veya vergiye tabi iken muaflık şartlarını kazanan mesken nitelikli taşınmazlardan dolayı mükellefiyet, bu olayların vuku bulduğu tarihi takip eden taksitten itibaren sona erer.
e) Değerli Konut Vergisinden Muaf Taşınmazlar
Aşağıda yazılı mesken nitelikli taşınmazlar, değerli konut vergisinden muaf bulunuyor
a) Genel ve özel bütçeli idarelerin, belediyelerin ve üniversitelerin maliki veya intifa hakkına sahip olduğu mesken nitelikli taşınmazlar,
b) Türkiye sınırları içinde mesken nitelikli tek taşınmazı olan kişilerden; kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup onsekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların sahip olduğu mesken nitelikli taşınmazlar (intifa hakkına sahip olunması hâli dâhil) (Bu hüküm, belirtilen kişilerin tek meskene hisse ile sahip olmaları hâlinde hisselerine ait kısım hakkında da uygulanır.),
c) Yabancı devletlere ait olup elçilik ve konsolosluk olarak kullanılan mesken nitelikli taşınmazlar ile elçilerin ikametine mahsus mesken nitelikli taşınmazlar ve bunların müştemilatı (karşılıklı olmak şartıyla) ve merkezi Türkiye’de bulunan milletlerarası kuruluşlara, milletlerarası kuruluşların Türkiye’deki temsilciliklerine ait mesken nitelikli taşınmazlar,
d) Esas faaliyet konusu bina inşası olanların işletmelerine kayıtlı bulunan ve henüz ilk satışa, devir ve temlike konu edilmemiş yeni inşa edilen mesken nitelikli taşınmazlar (arsa karşılığı inşaat işlerinde sözleşme gereği taahhüt işini üstlenen müteahhide kalan mesken nitelikli taşınmazlar dâhil) (bu taşınmazların kiraya verilmesi veya sair surette kullanılması hâlleri hariç).
f) Beyan, Ödeme Süresi ve Ödeme Yeri
Mükellef tarafından, mesken nitelikli taşınmaza ilişkin bina vergi değeri ve TKGM tarafından belirlenen değer, buna ait vesikalarla, mesken nitelikli taşınmazın bulunduğu yerdeki Gelir İdaresi Başkanlığına bağlı yetkili vergi dairesine, mesken nitelikli taşınmazın değerinin 42 nci maddede belirtilen tutarı aştığı (bu tutar dâhil) yılı takip eden yılın Şubat ayının 20 nci günü sonuna kadar beyanname ile beyan edilecek ve vergi, yetkili vergi dairesince yıllık olarak tarh ve tahakkuk olunacak. İzleyen yıllar için de mükellef tarafından aynı şekilde yıllık olarak beyanname verilecek ve vergi ilgili vergi dairesince tarh ve tahakkuk olunacak. Elbirliği mülkiyetinde mükellefler müşterek beyanname verebilecekleri gibi, münferiden de beyanname verme imkanına sahiptirler. Paylı mülkiyet halinde ise beyanname münferiden verilecektir. Vergi dairesi tarafından tarh ve tahakkuk ettirilen vergi, ilgili yılın Şubat ve Ağustos aylarının sonuna kadar iki eşit taksitte ödenecek.