BARO

Abone Ol

Türk Dil Kurumu’nda baro; “Bir şehir veya bir bölge avukatlarının bağlı oldukları meslek kuruluşu” olarak tanımlanmıştır. Dünyada değişik isimlerle anılsa da, her ülkede avukatların ortak çatı altında toplandığı meslek birlikleri vardır.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Barolar” başlıklı 76. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Barolar; avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak; meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır”.

Avukatlık Kanunu m.109’a göre; “Türkiye Barolar Birliği, bütün baroların katılmasıyla oluşan bir kuruluştur.

Birlik, tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur”.

Görüleceği üzere; kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları olan barolar ve bu baroların katılımı ile oluşan Türkiye Barolar Birliği, avukatların kurdukları veya kuracakları mesleki dernek ve vakıflardan farklı olup, yargı erkinin ayrılmaz bir parçası olan avukatların ortak mesleki kurallarını geliştirir, korur, denetler ve avukatlık mesleğinin en iyi şekilde yerine getirilmesini sağlar.

Açık kaynaktan edinilen bilgiye göre; Türkiye Barolar birliği ve Türk Tabipler Birliği başta olmak üzere, çeşitli kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarının isminden “Türk” ve “Türkiye” ibarelerinin kaldırılması ile avukatlık ve hekimlik mesleğinin icrasında bu meslek birliklerine üyelik şartının aranamaması yönünde kanun çalışması başlamıştır.

Derneklerde “Türk” ve “Türkiye” ibarelerinin kullanılabilmesi, 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun “Dernek adları” başlıklı 28. maddesi ile İçişleri Bakanlığı iznine bağlı tutulmuştur. İlgili hükme göre; “Dernek adlarında; Türk, Türkiye, Milli, Cumhuriyet, Atatürk, Mustafa Kemal kelimeleri ile bunların baş ve sonlarına getirilen eklerle oluşturulan kelimeler İçişleri Bakanlığının izni ile kullanılabilir”. Bakanlar Kurulu ise, bir derneğin kamuya yararlı dernek sayılmasına dair karar verebilir (Dernekler Kanunu m.27).

Türkiye Barolar Birliği; Dernekler Kanunu m.28’in dışında olup, dayanağını kanundan alan ve Anayasanın 135. maddesi uyarınca kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşudur. Meslek birlikleri, “Türkiye” ve “Türk” ibarelerini kuruluş kanunlarına dayanarak kullanmaktadırlar. Örneğin; TBB ve Türk Tabipler Birliği isimlerini sırasıyla 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’ndan (Kanunun 109. maddesi ve devamı hükümleri) ve 6023 sayılı Türk Tabipler Birliği Kanunu’ndan almaktadır. Olası bir kanun değişikliği hangi meslek örgütünü kapsarsa, onunla sınırlı olur, bunun diğer örgütlere sirayeti mümkün değildir. Türk Eczacılar Birliği (6643 sayılı Kanun), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (6235 sayılı Kanun) gibi diğer kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları da isimlerini kuruluş kanunlarından almaktadırlar. Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları, klasik dernek olarak değerlendirilemez.

Anayasanın “Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları” başlıklı 135. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleridir”.

Meslek örgütlerine üyelik zorunluluğunun kaldırılması, Anayasaya aykırı olacaktır. Bu kuruluşlar olmadan meslek disiplini sağlanamaz. Ayrıca bu tür düzenlemeler, avukatlık örneği üzerinden konuşacak olursak, mesleğin yapısını tümü ile değiştirir. Avukatlık Kanunu, avukatlık yapabilmek için bir baro levhasına yazılı olma şartını arar. Avukatların disiplin soruşturmaları barolarca yürütülür ve hukukilik denetimleri de TBB Disiplin Kurulu tarafından yerine getirilir.

Ayrıca; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun avukat bürolarında arama, elkoyma ve postaya elkoyma hükümlerinin tatbikinde, bu yolla da savunma dokunulmazlığının sağlanması, meslek sırları ve dürüst yargılanma hakkının korunması için baroların önemli bir rolü vardır. CMK m.130’a göre baro başkanı veya onu temsil eden bir avukat olmadığı sürece özel arama ve elkoyma hükümleri tatbik edilemez. Baro üyesi olmayan avukat büroları bu korumadan faydalanabilecek midir? Kanunun açık hükmüne göre faydalanamaz.

Baro üyeliğinin kaldırılması; avukatın şahsının ve avukatlık mesleğinin ötesinde, hukuk devletinin ve hukuk güvenliği hakkının özünü zedeleyen sonuçlar doğurur. Barosuz avukatlık düşünülemez. Dünya uygulamaları da bu yöndedir.

Ayrıca belirtmeliyiz ki, Türkiye Cumhuriyeti üniter yapıdadır. Bu nedenle, bu tip müesseselerin bir çatı altında toplanması ve ayrışmaya yol açacak düzenlemelerden kaçınılması gerekir. Merkezde TBB olduğu kadar, hemen her ilde (toplam 79) avukatların kayıtlı olduğu ayrı barolar bulunmaktadır.

Avukatların baroya bağlı olma zorunluluklarının kaldırılması veya farklı birliklere üye olmalarının önünün açılması, avukatlık mesleğinde ayrışmaya sebep olur. “Baro üyesi misin, hangi meslek örgütünün üyesisin” sorularının cevapları, ancak insanları ayrıştırmak ve siyasi görüşlerine ilişkin tahmin yürütmek için kullanışlı olacaktır.

Yargı mensupları; hakimler, savcılar ve avukatlardan oluşur ve görevlerini Anayasa ve Kanunlar çerçevesinde yürütürler. Bu anlamda; yargı mensubu olan ve hukukçuluk mesleğini icra eden avukatların bağımsızlığını korumak gerekir. Yargı mensupları; hakimlik, savcılık ve avukatlık şeklinde üç ayrı kuruluş altında örgütlenmeli veya en azından Türkiye Barolar Birliği ile Hakimler ve Savcılar Kurulu ayrı olmak üzere ikili sisteme devam edilmelidir.

(Bu köşe yazısı, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)