BANKA HESABINA KONULAN BLOKELER

Abone Ol

Banka hesaplarına bloke konulması, kişilerin içinde bulundukları hukuki sürecin yönetilmesi amacıyla, alacakların korunması ve yasadışı elde edilen paranın aklanmasının önlenmesi  gibi sebeplerle kişilerin banka hesaplarındaki maddi varlıklarını kullanılmasını engelleyen finansal bir işlemdir.

Başlıca sebepleri arasında kişilerin borçlarını ödememesi nedeniyle alacaklının icra yoluna başvurması sonucunda borcun tahsilini gerçekleştirebilmek, borçlunun para kaçırmasını engellemek veya hesap sahibinin  bir suça konu olan para transferlerinin tespit edilmesi nedeniyle hesaplara bloke konulması sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.

Vergi borcu, icra takibi, kredi kartı borcu, çek karşılığı olmayan hesaplar dolayısıyla bloke koyulması halinde borcun ödenmesi veya borca itiraz edilmesi durumunda banka hesaplarındaki blokeler kaldırılabilir .

Bunların dışında savcılık tarafından gerekli görülen hallerde kişilerin hesaplarına bloke konulabilmektedir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde (Örneğin şüphelinin yurtdışına çıkacağına daire kuvvetli deliller varsa) Cumhuriyet savcısı da bu kararı verebilir. Ancak savcının verdiği el koyma kararı 24 saat içinde bir hakim tarafından onaylanmalıdır.

SUÇ GELİRLERİNİN AKLANMASININ ÖNLENMESİ HAKKINDA KANUN 19/A maddesinde;

(1) Yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılmaya teşebbüs edilen ya da hâlihazırda devam eden işlemleri, işleme konu malvarlığının aklama veya terörün finansmanı suçu ile ilişkili olduğuna dair şüphe bulunması üzerine; Başkanlıkça şüpheyi teyit etmek, işlemi analiz etmek ya da gerekli görüldüğünde analiz sonuçlarını yetkili makamlara intikal ettirmek amacıyla yedi iş günü süreyle askıya almaya veya bu işlemlerin aynı süreyle gerçekleşmesine izin vermemeye Bakan yetkilidir. (Ek cümle:27/12/2020-7262/25 md.) Bakan bu yetkisini bakan yardımcısına devredebilir.

Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı olan bir finansal istihbarat birimi olan MASAK tarafından 7 iş günü içinde şüpheli işlemler denetlenerek kişinin hesapları aracılığıyla suçtan gelen gelirin aklanmasına veya terörizm faaliyetlerine destek olunmasına dair bir delil elde edilmesi halinde kişi hakkında soruşturma başlatılmaktadır. Bu soruşturmalar genellikle gizli yürütülmektedir. Bu gizliliğin amacı da kamu güvenliği ilkesidir.

Kişilerin hesaplarında gerçekleşen işlemlerin denetlenmesi neticesinde  kişinin suçtan gelen malvarlığını akladığı veya terörizm finansmanına destek sağladığı gibi suçlardan cezalandırılması öngörülür.

TCK 282 de Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu ve cezası açıkça belirtilmiştir.

 (1) (Değişik: 26/6/2009 – 5918/5 md.) Alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

 (2) (Ek: 26/6/2009 – 5918/5 md.) Birinci fıkradaki suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, bu suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerini, bu özelliğini bilerek satın alan, kabul eden, bulunduran veya kullanan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

 (3) Bu suçun, kamu görevlisi tarafından veya belli bir meslek sahibi kişi tarafından bu mesleğin icrası sırasında işlenmesi halinde, verilecek hapis cezası yarı oranında artırılır.

(4) Bu suçun, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.

(5) Bu suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

(6) Bu suç nedeniyle kovuşturma başlamadan önce suç konusu malvarlığı değerlerinin ele geçirilmesini sağlayan veya bulunduğu yeri yetkili makamlara haber vererek ele geçirilmesini kolaylaştıran kişi hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle cezaya hükmolunmaz.

Dijital çağda nakit kullanımının azalmasıyla para transferleri banka hesapları aracılığıyla yapılmaktadır. Suçtan gelen geliri aklamanın en hızlı yolu ise internet bankacılığı aracılığıyla para transferlerini karmaşık hale getirip, blockchain teknolojisi kullanılarak kripto varlığa dönüştürerek takibinin yasal olarak yapılmasının engellenmesini sağlamaktadır. Bu sebeple yasadışı gelir elde eden şahıslar, elde ettikleri kazançları internet bankacılıkları üzerinden kripto varlıklara taşıyarak, para trafiğinin tespit edilmesini engellemek istemektedir. Bu şahıslar kendi adlarına olan hesapları kullanamayacağı için elde edilen gelirin ilgili olduğu suçla hiçbir bağlantısı olmayan masum kişilerin hesaplarını çeşitli yollarla kullanmaktadır.

Yasadışı işler ile uğraşanların masum insanların hesaplarını kullanması sonucunda, sıklıkla karşılaştığımız, kişiler hakkında TCK 282 gerekçesiyle savcılık tarafından hukuki işlem başlatılmaktadır. Örneğin kişinin bir akrabası veya arkadaşı vergi, kredi kartı gibi borçları yüzünden hesaplarında bloke olduğunu söyleyerek kişinin hesaplarını kullanmak istemektedir. Bu kişi hesaplarını onlara kullandırdığında herhangi bir suç işlediği yönünde şüphe duymamaktadır. Ancak hesabına gelen paranın suç gelirini aklama amacıyla para aktarım trafiğinin içerisine girdiğinde masumiyetlerini ispatlamak oldukça güçtür.

Olayın bir de hesap kiralamak şeklinde yapılan tarafı vardır ki bu durumda kişilerin, suçtan gelen paranın hangi suçtan geldiğini bildiği ve bunu kabul ettiği anlamını taşımaktadır. Örneğin bir kişinin yakını hesaplarında sıkıntı olduğunu söyleyerek, onun hesaplarını ve internet bankacılığını kullanması durumunda ona belli bir miktar ödeme yapmaktadır. Bu yapılan ödeme kiralama işlemi anlamı taşımaktadır. Kişiler hesaplarını ve şifrelerini verdiği kişinin hangi suçtan gelir elde ettiğini bilmese dahi, hesaplarını kullandırmak için bu kişilerden bir ödeme alması da TCK 282  gereğince fail konumuna getirmektedir.