KARARLAR

AYM'nin 2020/7956 başvuru numaralı kararı

Anayasa Mahkemesi'nin 20/7/2023 tarihli ve 2020/7956 başvuru numaralı kararı

Abone Ol

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

MUSTAFA SERİM BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/7956)

 

Karar Tarihi: 20/7/2023

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Mahmut ALTIN

Başvurucu

:

Mustafa SERİM

Vekili

:

Av. Ayhan AKIN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, gecekondunun/yapının tazminatsız olarak yıktırılması nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

A. Uyuşmazlığın Arka Planı

2. Başvuru konusu gecekondu/yapı 11/9/2015 tarihinde idare tarafından yıkılmıştır. Bunun üzerine başvurucu taşınmazına kamulaştırılmaksızın el atılmış olduğu ve böylece mülkiyet hakkının belirsiz bir süre kısıtlandığından bahisle maddi ve manevi tazminat ödenmesi istemiyle Altındağ Belediye Başkanlığı (Belediye) aleyhine Ankara 4. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) tam yargı davası açmıştır.

3. Mahkemece 25/4/2017 tarihinde davanın reddine karar verilmiştir. Kararın gerekçesinde; yıkım kararının iptali istemiyle Ankara 13. İdare Mahkemesinde açılan davada yapının kaçak ve ruhsatsız olarak yapıldığı, gecekondunun bir kısmının park ve imar yolunda kaldığı bu hâliyle ruhsata bağlanma imkânı bulunmadığı gerekçesiyle 29/5/2015 tarihinde davanın reddine karar verildiğine değinilmiştir. Ardından yapının kaçak ve ruhsatsız olduğu, gecekondunun park alanı içerisinde kaldığı, başvurucunun mülkiyet hakkına sahip bulunmadığı, mülkiyetten kaynaklanan haklara sahip olamayacağı gibi mülkiyet hakkına dayalı taleplerde de bulunamayacağı belirtilmiştir. Kanun yolundan geçen karar 21/5/2018 tarihinde kesinleşmiştir.

4. Mahkemenin ret kararına gerekçe olarak gösterdiği Ankara 13. İdare Mahkemesinin 29/5/2015 tarihli kararı Danıştay Ondördüncü Dairesinin 12/6/2018 tarihli kararıyla bozulmuştur. Bozma kararı üzerine Ankara 13. İdare Mahkemesi 12/10/2018 tarihinde bozma kararına uyarak davanın kabulüyle yıkım işleminin iptaline hükmetmiştir. Kararın gerekçesinde; başvuru konusu parsel üzerinde imar affı başvurusu yapılan yerlerin bulunup bulunmadığının araştırılması ve başvurucu tarafından yapılan af başvurusunun değerlendirilerek sonuçlandırılması ve buna göre işlem tesis edilmesi gerekirken, af başvurusu sonuçlandırılmadan alınan yıkım kararında hukuka uyarlık bulunmadığı ifade edilmiştir.

B. Başvuru Konusu Dava Süreci

5. Yıkım işleminin iptaline karar verilmesi üzerine başvurucu 8/2/2019 tarihinde tam yargı davasında yargılamanın yenilenmesini talep etmiştir. Mahkeme, yargılamanın yenilenmesi talebini kabul etmiş ve bir kez daha davanın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; Ankara 13. İdare Mahkemesinin 12/10/2018 tarihli iptal kararı doğrultusunda başvurucunun imar affı kapsamında yaptığı başvurunun incelenerek yeni bir işlem tesis edildiği, tesis edilen bu yeni işlem ile başvurucunun başvuru konusu gecekondu için usulüne uygun başvuru yapmadığından reddedildiği vurgulanmıştır. Buna göre gecekondunun kaçak ve ruhsatsız olduğu ve park alanı içerisinde kaldığı, başvurucunun mülkiyet hakkına sahip bulunmadığı, mülkiyetten kaynaklanan haklara sahip olamayacağı gibi mülkiyet hakkına dayalı taleplerde de bulunamayacağı belirtilmiştir.

6. Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine 17/12/2019 tarihinde kesin olarak istinaf başvurunun reddine karar verilmiştir.

7. Başvurucu, nihai hükmü 7/2/2020 tarihinde öğrendikten sonra 3/3/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

8. Başvurucu, başvuru konusu gecekondunun 1985 yılından önce yapıldığını, gecekonduyla ilgili imar affına başvurduğunu, idarenin af başvurusunu sonuçlandırmadığını ve hukuka aykırı olarak yapının yıkıldığını belirterek zararın tazmin edilmemesinden yakınmaktadır.

9. Başvuru, mülkiyet hakkı kapsamında incelenmiştir.

10. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

11. Başvuru konusu olayda 1985 yılından önce inşa edilen gecekonduya 2015 yılına kadar dokunulmadığından söz konusu yapının bu kadar uzun bir süre kullanılmasının önemli bir ekonomik menfaat teşkil ettiği açıktır. Başvurucunun mülkiyet hakkı yönünden şikâyet edilen temel husus, taşınmaz üzerindeki yapının tazminat ödenmeksizin yıkılmasına ilişkindir. Anayasa Mahkemesi daha önce benzeri başvuruları mülkiyetten barışçıl yararlanma hakkına saygıya ilişkin genel kural çerçevesinde incelemiştir. Somut olayda da bu ilkeden ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır.

12. Somut olaydaki gecekondu 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca yıkılmıştır. Dolayısıyla yıkımın kanuni dayanağının bulunduğu ve başvurucuya ait yapının ruhsatı olmadığı gerekçesiyle yıkılmasının kamu yararına dayalı meşru bir amacının değerlendirilmiştir.

13. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan İrfan Öztekin (B. No: 2014/19140, 5/12/2017), Rifat Algan (B. No: 2014/19138, 22/2/2018), Durali Gümüşbaş (B. No: 2015/6427, 10/10/2018) ve Abbas Özçelik ve diğerleri (B. No: 2016/3193, 29/5/2019) kararlarında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede söz konusu kararlarda; şehir planlaması ile ilgili düzenlemelere aykırı şekilde inşa edilmiş olması sebebiyle idari makamlarca yapının her an yıkılması mümkün bulunmasına rağmen bu yönde bir girişimde bulunulmaması ve önlem alınmaması, uzunca bir süre bu duruma sessiz kalınması, esasen yapı sebebiyle vergi tahsil edilmesi veya yapının kamu hizmetlerinden yararlandırılması suretiyle bu alanlarda sosyal ortam ve aile ortamının oluşturulmasına izin verilmesi hâlinde, inşa edilen yapının kullanılmasından kaynaklanan ekonomik değerin mülk oluşturduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte derece mahkemelerinin sadece binanın ruhsatsız olduğu olgusundan hareket edip olayın gelişiminde kamu makamlarının edilgen tutumunu dikkate almamaları, bütün zarara tek başına başvurucuların katlanması sonucuna yol açmasının başvuruculara şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklediği sonucuna ulaşmıştır.

14. Somut başvuruda, 1985 yılından önce yapıldığı anlaşılan gecekondunun 2015 yılında yıkıldığında yapının uzun otuz yılı aşkın süre kamu hizmetinden yararlandığı anlaşılmaktadır. Buna göre anılan kararlarda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

15. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

16. Başvurucu, ihlalin tespiti ve yeniden yargılamaya hükmedilmesi talebinde bulunmuştur.

17. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin mülkiyet hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 4. İdare Mahkemesine (E.2019/275, K.2019/829) GÖNDERİLMESİNE,

D. 446,90 TL harç ve 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 10.346,90 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına; ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 20/7/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.