KARARLAR

AYM'nin 2020/4836 başvuru numaralı kararı

Anayasa Mahkemesi'nin 19/11/2024 tarihli ve 2020/4836 başvuru numaralı kararı

Abone Ol

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

F.G.C. İNŞAAT MÜHENDİSLİK SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. VE RİT İNŞAAT TAAHHÜT DOĞALGAZ TIBBİ CİHAZ SANAYİ VE TİCARET A.Ş. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/4836)

 

Karar Tarihi: 19/11/2024

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Osman KODAL

Başvurucular

:

1. F.G.C. İnşaat Mühendislik Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.

 

 

2. RİT İnşaat Taahhüt Doğalgaz Tıbbi Cihaz Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Vekilleri

:

Av. Nilgün DAĞGEÇEN

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, Yargıtayın kesinleşen lehe kararının maddi hatanın düzeltilmesi yoluyla ortadan kaldırılarak uyuşmazlığın esasının yeniden ele alınması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

A. Başvuru Süreci

2. Başvurucular eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebiyle davalı aleyhine hakem heyetine başvurmuş; hakem heyetinin verdiği 23/10/2017 tarihli kararın iptali talebiyle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinde (Bölge Mahkemesi) dava açmıştır. Bölge Mahkemesi davayı kabul etmiş; davalı taraf, duruşmalı olarak temyiz talebinde bulunmuştur.

3. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi (Yargıtay) 10/10/2019 tarihinde Bölge Mahkemesinin kararını onamıştır. Davalı taraf, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması gerektiğini, maddi hata yapıldığını belirterek Yargıtaya başvurmuş; Yargıtay 19/12/2019 tarihinde, davalı tarafın duruşmalı inceleme talebi bulunduğu hâlde bu hususun gözden kaçırılmasının maddi hata teşkil ettiğini, hukuki dinlenilme hakkının sağlanması için duruşma yapılmasının gerektiğini belirterek 10/10/2019 tarihli onama kararını kaldırmış; duruşma günü tayini ve tebligat için dosyanın Kaleme tevdi edilmesine karar vermiştir.

4. Başvurucular, Yargıtayın 19/12/2019 tarihli kararını 10/1/2020 tarihinde öğrendikten sonra 24/1/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. Bireysel Başvuru Sonrası Süreç

5. Yargıtay, başvuruculara ve davalı tarafa duruşma gününü bildirmiştir. Başvurucular ve davalı vekilleri 13/2/2020 tarihinde duruşmaya katılmış, Yargıtay aynı tarihte Bölge Mahkemesinin kararını yeniden onamıştır. Yargıtayın 13/2/2020 tarihli onama kararı başvurucular vekiline 7/3/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir.

6. Komisyonca, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

7. Başvurucular; Yargıtayın Bölge Mahkemesinin kararını onadıktan sonra davalı tarafın duruşma talebinin gözardı edilmesinin maddi hata olduğunu belirterek onama kararını, başka bir ifadeyle kesinleşen kararı kaldırmasının ve tekrar dosyanın incelenmesi için duruşma günü vermesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.

8. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 59. maddesinin (5) numaralı fıkrasında başvuru formunda belirtilen bilgilerde ve başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik olduğunda bunun Mahkemeye bildirilmesinin gerektiği belirtilmiştir. Diğer yandan 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 51. maddesi ile İçtüzük'ün 83. maddesinde başvurucunun istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvurunun reddedileceği ve yargılama giderlerinin dışında ilgilinin 2.000 Türk lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verileceği öngörülmüştür.

9. Genel olarak bir hakkın açıkça öngörüldüğü amaç dışında ve başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı görülmektedir. Bu bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve mahkemenin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015, § 31; S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28).

10. Bu kapsamda özellikle mahkemeyi yanıltmak amacıyla gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında mahkemenin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya tahrik edici bir üslup kullanılması ile söz konusu başvuru yolu kapsamında ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (Mehmet Güven Ulusoy, § 32; S.Ö., § 29).

11. Somut olayda başvurucular, hakem heyetinin aleyhlerine olan kararının iptali için dava açmış; Bölge Mahkemesi hakem heyeti kararını iptal etmiş, Yargıtay Bölge Mahkemesinin kararını onamış; daha sonra davalı tarafın duruşmalı temyiz incelemesinde bulunduğunu, davalı tarafın hukuki dinlenilme hakkının kısıtlandığını, maddi hata bulunduğunu belirterek onama kararını kaldırmıştır. Yargıtay onama kararını kaldırdıktan sonra taraflara duruşma gününü tebliğ etmiş ve 13/2/2020 tarihinde duruşmalı olarak yapmış olduğu temyiz incelemesi sonucunda yeniden başvurucular lehine onama kararı vermiştir. Başvurucular vekiline Yargıtayın onama kararı 7/3/2020 tarihinde tebliğ edildiği hâlde bu durumla ilgili olarak başvurucular Anayasa Mahkemesini bilgilendirmemiştir.

12. Bireysel başvurunun yapılmasından sonraki süreçte Yargıtayın davalı tarafın duruşmalı temyiz incelemesi talebini kabul etmesi sonrasında başvurucular lehine olarak onama kararı vermesi başvurucuların özellikle mağdur statüsünün değerlendirilmesi bağlamında kabul edilebilirlik incelemesi bakımından oldukça önemlidir. Buna karşılık başvurucular, İçtüzük'ün 59. maddesinin (5) numaralı fıkrasında belirtilen yükümlülüklerine açıkça aykırı bir şekilde yukarıda belirtilen onama kararına ilişkin herhangi bir bildirimde bulunmamıştır.

13. Bu itibarla başvurucuların başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi vermediği, bu süreçte vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında Anayasa Mahkemesini bilgilendirmemek suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasını engellediği sonucuna varılmıştır.

14. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle reddine ve 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca başvurucular aleyhine takdiren 2.000 TL disiplin para cezasına hükmedilmesine karar verilmesi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,

B. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 51. maddesi uyarınca başvurucuların 2.000 TL disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA,

C. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 19/11/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.