KARARLAR

AYM'nin 2020/39609 başvuru numaralı kararı

Anayasa Mahkemesi'nin 11/7/2024 tarihli ve 2020/39609 başvuru numaralı kararı

Abone Ol

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ÜLKÜ KARTAL BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/39609)

 

Karar Tarihi: 11/7/2024

R.G. Tarih ve Sayı: 3/12/2024 - 32741

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Mustafa ŞENOCAK

Başvurucu

:

Ülkü KARTAL

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, savunma için süre talebinin reddedilmesi nedeniyle savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Amasya Cumhuriyet Başsavcılığı (Başsavcılık)başvurucunun Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olduğu şüphesiyle başvurucu hakkında soruşturma başlatmıştır. Başsavcılık 2/7/2019 tarihli iddianame ile başvurucunun silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan cezalandırılması talebiyle kamu davası açmıştır.

3. Başsavcılığın iddianamesinin Amasya 2. Ağır Ceza Mahkemesince (Mahkeme) kabulü ile başvurucu hakkında yargılamaya başlanmıştır. Mahkemece 21/7/2019 tarihinde duruşma hazırlığı işlemleri yapılmıştır. Tensip Tutanağı'nda duruşmanın 15/10/2019 tarihinde yapılmasına, başvurucunun duruşma günü hazır edilmesine, tanıklar H.Y. ve Z.Y.nin istinabe yoluyla dinlenilmesine, Bank Asyaya müzekkere yazılarak para yatırma işlemlerinin olup olmadığının araştırılmasına karar verilmiştir.

4. 15/10/2019 tarihli birinci celsede tanık H.Y.nin bilgi ve görgüsünün tespiti için yazılan talimata bilaikmal cevap verilmiştir. Tanık Z.Y.nin bilgi ve görgüsünün tespiti için yazılan talimata ve Bank Asyaya yazılan müzekkereye ikmalen cevap verilmiştir. Tanık Z.Y.nin beyanı ve Bank Asyaya yazılan müzekkere cevabı duruşmada okunmuştur. Mahkeme, başvurucu müdafiinin araştırma taleplerini reddetmiş; tanık H.Y.nin dinlenilmesinden vazgeçmiştir. Yine aynı celsede iddia makamı esas hakkında mütalaa sunmuştur. Başvurucu müdafii, esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulunmak için süre istediğini beyan etmiştir. Mahkeme, başvurucu müdafiinin esas hakkındaki mütalaaya karşı süre talebini şu gerekçelerle reddetmiştir:

"Sanık müdafiinin başından beri dosyayı takip ettiği, çok sayıda tutukluluğa itiraz dilekçesi yazdığı, sanığın üzerine atılı iddialar ile ilgili savunmalar yaptığı, dosyaya yeni gelen bir evrakın bulunmadığı, mütalaadan da aynı şekilde iddianame dışında ekstra bir verinin bulunmadığı göz önünde bulundurularak sanık müdafiinin süre talebinin reddine..."

5. Mahkeme, duruşmaya devamla başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir.

6. Başvurucunun istinaf talebi, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 2/12/2019 tarihli kararı ile esastan reddedilmiştir.

7. Başvurucu 17/12/2019 tarihli temyiz dilekçesinde diğerlerinin yanı sıra mahkûmiyetine esas alınan delilleri kendisine iletilmediğinden delilleri inceleyemediğini, esasa yönelik savunma yapabilmek için makul süre talebinde bulunmasına rağmen Mahkemece talebinin reddedildiğini, böylece savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürerek temyiz talebinde bulunmuştur. (Kapatılan) Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 13/10/2020 kararı ile hüküm onanmıştır.

8. Başvurucu, nihai hükmü 7/12/2020 tarihinde öğrendikten sonra 9/12/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Komisyon; adli yardım talebinin kabulüne, hakkaniyete uygun yargılanma hakkıyla bağlantılı olarak savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkı, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan haklara ilişkin şikâyetlerin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

10. Başvurucu; iddia makamının mütalaasını vermesinden sonra savunmasını hazırlamak için talep ettiği makul sürenin Mahkemece verilmemesi neticesinde hazırlıksız olarak savunma yapmak zorunda kaldığını, böylece savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmüştür.

11. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; başvurucunun Başsavcılığın esas hakkındaki mütalaasına karşı ayrıntılı açıklamalarda bulunduğu, suçlamaları kabul etmeyerek beraatini talep ettiği, başvurucu müdafiinin de Başsavcılığın esas hakkındaki mütalaasına karşı müvekkilinin üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği, ayrıca esasa ilişkin beyanda bulunmak üzere süre talep ettiği ifade edilmiştir.

12. Başvurucu, Bakanlık görüşüne ilişkin beyanında genel olarak bireysel başvuru formundaki iddialarını yinelemiştir.

13. Başvurucunun iddiaları adil yargılanma hakkı kapsamındaki savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkı yönünden incelenmiştir.

14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

15. Anayasa Mahkemesi savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkına ilişkin ilkeleri Ufuk Rifat Çobanoğlu (B. No: 2014/6971, 1/2/2017) kararında belirlemiştir. Buna göre suç isnadı altındaki kişiye savunma için yeterli zamanın yargılamayı adil olmaktan çıkarmayacak şekilde tanınması yargılamanın makul bir sürede sonuçlandırılmasını olumsuz etkilememelidir. Diğer bir ifadeyle yargılama, savunma için gerekli zamana sahip olma hakkını zedeleyecek şekilde aceleye getirilmemeli; anılan hakkın gerçek anlamda kullanılmasını mümkün kılacak bir süratle sonuçlandırılmalıdır. Bunların yanında yargılama sürecindeki esaslı işlemlere karşı süre verilmemesi, başvurucunun savunmasını hazırlayıp mahkeme önünde dile getirebilmesi ve böylece yargılamaların sonucunu etkileyebilmesi noktasında iddia makamına nazaran dezavantajlı bir duruma düşmesine sebebiyet verebilir. Yargılama sürecinde ortaya çıkan ve mahkemenin kararını esaslı şekilde değiştirebilecek nitelikteki yeni durumlarda suç isnadı altındaki kişiye gerekli zaman ve kolaylıkların sağlanması gerekir (Ufuk Rifat Çobanoğlu, §§ 35-49, Bilal Güney, B. No: 2019/24514, 21/9/2022, § 21).

16. Somut olayda başvurucunun savunma için süre talebi Mahkeme "sanık müdafiinin başından beri dosyayı takip ettiği, çok sayıda tutukluluğa itiraz dilekçesi yazdığı, sanığın üzerine atılı iddialar ile ilgili savunmalar yaptığı, dosyaya yeni gelen bir evrakın bulunmadığı, mütalaadan da aynı şekilde iddianame dışında ekstra bir verinin bulunmadığı" gerekçesiyle reddedilmiştir. Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklu olarak yargılanan başvurucunun Bylock Tespit Değerlendirme Tutanağı'na erişemediği, 15/10/2019 tarihli birinci celsede tarafına okunan belgelere (bkz. § 4) ilişkin beyanı gözönüne alındığında savunmasını planlayıp yapabilme imkânından yararlandırılmadığı anlaşılmıştır. Diğer taraftan iddianamenin düzenlendiği 2/7/2019 tarihinden başvurucu müdafiinin savunma yapmak için süre talebinde bulunduğu 15/10/2019 tarihine kadar geçen süre 3 ay 13 gündür. Dolayısıyla söz konusu talebin makul sürede yargılanma hakkı açısından yargılamayı uzatacağı söylenemez. Yargılama bir bütün olarak değerlendirildiğinde -somut olayın özel koşullarında- başvurucunun savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

17. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

18. Başvurucu, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin de ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkı şikâyeti yönünden ulaşılan sonuç gözetildiğinde başvurucunun bu iddiasının ayrıca incelenmesine gerek olmadığına karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

19. Başvurucu, ihlalin tespiti ve ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için gerekenlerin yapılmasını talep etmiştir.

20. Başvuruda tespit edilen anayasal hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar ve zorunluluk bulunmaktadır. Anayasa'nın 148. ve 153. maddeleri ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. ve 66. maddeleri uyarınca ihlal kararının gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatıp Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında belirtilen ilkelere ve gerekçelere uygun biçimde yürütülecek yargılama sonunda hak ihlalinin nedenlerini gidererek yeni bir karar vermektir (yeniden yargılama konusunda bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

21. Öte yandan hak ihlali kararından Anayasa Mahkemesinin davanın sonucuyla ilgili olarak bir tutum sergilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Anayasa Mahkemesince verilen hak ihlali kararı uyuşmazlığın sonuçlarından bağımsız olup davanın kabulüne, reddine ya da beraate veya mahkûmiyete karar verilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Kural olarak, yargılamanın her aşamasında olduğu gibi ihlalin sonuçlarını gidermek üzere yeniden yapılacak yargılama sonunda da delillerin dava ile ilişkisini kurma ve bunları değerlendirip sonuç çıkarma yetkisi ilgili mahkemelere aittir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Diğer ihlal iddiasının İNCELENMESİNE GEREK OLMADIĞINA,

D. Kararın bir örneğinin savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılması amacıyla Amasya 2. Ağır Ceza Mahkemesine (E.2019/343, K.2019/211) GÖNDERİLMESİNE,

E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 11/7/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.