KARARLAR

AYM'nin 2019/33875 başvuru numaralı kararı

Anayasa Mahkemesi'nin 20/6/2023 tarihli ve 2019/33875 başvuru numaralı kararı

Abone Ol

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

H.A. VE İ. E. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/33875)

 

Karar Tarihi: 20/6/2023

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

Raportör

:

Şeyda Nur ÜN

Başvurucu

:

Vekili

:

Av. Emrah BORAZAN

Başvurucu

:

Vekili

:

Av. Rabia ÖZGÖKÇE

 

I. BAŞVURULARIN ÖZETİ

1. Başvurular, sosyal medya hesaplarındaki paylaşım ve beğeniler nedeniyle başvurucular ile işveren arasındaki güven ilişkisinin bozulduğu gerekçesiyle başvurucuların iş sözleşmelerinin feshedilmesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucular, olayların meydana geldiği tarihte Van'da asıl işveren olan Türkerler Vangölü Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketine'ne (VEDAŞ) bağlı olarak yüklenici firma bünyesinde arıza onarım ve bakım personeli olarak çalışmaktadır.

3. Van Valiliği Olağanüstü Hâl Bürosu (OHAL Bürosu) 27/3/2018 tarihli yazısı ile yüklenici personeli olarak çalışanların terör örgütleri ile irtibatı/iltisakı olup olmadığına yönelik yapılan araştırmaların sonucunu VEDAŞ'a göndermiştir. VEDAŞ'ın bu yazıyı yüklenici firmalara iletmesi üzerine yüklenici firmalar, terör örgütleri ile irtibatı/iltisakı olduğu değerlendirilen başvurucuların da aralarında bulunduğu personelin iş sözleşmelerini 7/8/2018 ve 8/8/2018 tarihlerinde feshetmiştir.

4. Başvurucular, feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iadelerine karar verilmesi talepleriyle asıl işveren ve yüklenici firmalar aleyhine Van 1. ve 2. İş Mahkemelerinde (İş Mahkemeleri) dava açmıştır.

5. Davaların görüldüğü İş Mahkemeleri başvurucuların açtığı davaları "OHAL Bürosu tarafından davacının, 677 ve 678 sayılı KHK'lere istinaden Milli Güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara, terör örgütlerine üyeliği veya iltisakı ya da bunlarla irtibatı olabileceği değerlendirilen kişilerden olduğu işverene bildirildiğinden ve işverence bu sebeple iş sözleşmesinin feshedilmesi geçerli neden olduğu" gerekçesiyle farklı tarihlerde reddetmiştir.

6. Kararların istinaf edilmesi üzerine dosyaları inceleyen Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi (Bölge Adliye Mahkemesi)"Mahkemece yapılacak iş; işveren tarafından davacının iş sözleşmesinin feshine dayanak yapılan Van Valiliği İl Olağanüstü Hal Bürosu'nun yazı ile ilgili sosyal medya paylaşımlarına ilişkin çıktılar ve içerikleri ilgili kurumdan getirtilip incelenmeli ve söz konusu sosyal medya paylaşımlarında hakaret, tehdit ve şiddet içerikli olup olmadığı, eleştiri kapsamında kendi düşüncelerini açıklayıp açıklamadığı, sosyal medya paylaşımları ile ilgili davacı hakkında adli yönden herhangi bir terör soruşturması olup olmadığı, davacı işçinin şüpheyi haklı kılacak herhangi bir davranışının olup olmadığı araştırılıp Anayasa’nın 25. maddesi ve siyasi görüşün fesih için geçerli sebep oluşturmayacağına dair 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesinin 3. fıkrasının d bendi dikkate alınarak, tüm bilgi ve belgeler değerlendirilerek sonucuna göre feshin geçerli/haklı sebebe dayanıp dayanmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Eksik araştırma ve incelemeyle yazılı gerekçe ile davanın reddi hatalıdır." gerekçesiyle davaların esası incelenmeden İş Mahkemelerinin kararının ortadan kaldırılmasına karar vermiştir.

7. Yeniden yapılan yargılamalar sonucu İş Mahkemelerince "davacı tarafça yapılan paylaşım ve beğenilerde ülkenin bölünmez bütünlüğünün hedef alındığı, ülkenin doğusundan bağımsız kürdistan devleti olarak bahsedildiği, terörü, suç ve suçluyu övme kapsamında terör örgütlerinin, şiddet argümanlarının beğenildiği, yine devletin güvenlik güçlerine aşağılayıcı ifadelere yer verildiği, bu mahalde olanların eleştiri sınırlarında değerlendirilemeyeceği, bu paylaşımlardan dolayı aynı işyeri çalışanı diğer işçilerin iç huzurunun olumsuz etkileyeceğinin bunun neticesi çalışma ortam ve iş barışının da bozulacağının muhakkak olduğu, bu şartlarda davacı ile davalı arasında güven ilişkisinin doğal olarak zedelenmiş olacağı, davacı tarafından yapılan beğenilerin işverenin bir kamu kurumu olması da dikkate alındığında doğruluk ve bağlılık ile örtüşmediği, artık davacı ile iş akdini sürdürmesinin kendisinden beklenemeyeceği, tüm bu sebeplerle davacı tarafından yapılan feshin haklı fesih sebebi sayılamasa da söz konusu paylaşımların geçerli fesih sebebi oldukları" kanaatine varılarak davaların reddine karar verilmiştir.

8. Kararların yeniden istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 5/9/2019 tarihinde "alt işverene verilen bilginin niteliği, alt işverenin kamuya ait enerji sektöründe hizmet veriyor olması karşısında taraflar arasındaki güven ilişkisinin zedelendiği ve alt işverenden iş akdinin devamının beklenemeyecek derecede şüphe meydana geldiğinin kabulü gerekeceği, bu haliyle somut olayda alt işveren feshinin işe iade davası bakımından en azından geçerli nedene dayandığı" sonucuna varılarak istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

9. Başvurucular, nihai kararları 18/9/2019 ve 29/9/2019 tarihlerinde öğrendikten sonra 9/10/2019 ve 30/10/2019 tarihlerinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

10. Başvuruların kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

11. Konu yönünden hukuki irtibat bulunması nedeniyle 2019/36574başvuru numaralı dosyasının 2019/33875 başvuru numaralı dosya ile birleştirilmesine karar verilmesi gerekir.

A. Adli Yardım Talebi Yönünden

12. Başvuruculardan İshak Er bireysel başvuru harç ve masraflarını karşılama imkânının bulunmadığını belirterek adli yardım talebinde bulunmuştur. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

B. İfade Özgürlüğünün İhlal Edildiğine İlişkin İddia

13. Başvurucular; sosyal medya hesaplarındaki hakaret, tehdit veya şiddet içermeyen paylaşım ve beğenileri nedeniyle haklarında herhangi bir ceza soruşturması bulunmadığı hâlde terör örgütleri ile irtibatları kurularak iş sözleşmelerinin feshedildiğini, feshin geçerli bir nedene dayanmadığını, derece mahkemelerinin kararlarının çelişkili olduğunu ve yeterli gerekçe ihtiva etmediğini, iş sözleşmelerinin feshedilmesi nedeniyle gelirlerinden mahrum kaldıklarını belirterek adil yargılanma, özel hayata saygı ve mülkiyet haklarının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Başvuruculardan Husret Akkoyun ayrıca masumiyet karinesinin de ihlal edildiğini iddia etmiştir.

14. Bakanlık görüşünde; başvurucular tarafından ileri sürülen iddiaların mahkemelerce delillerin değerlendirilmesine ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup olmadığı ve mahkeme kararlarında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir hususun bulunup bulunmadığının dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Bakanlık görüşünde ayrıca başvurucuların PKK terör örgütü ile irtibatlı veya iltisaklı olma olgusunu işçi ve işveren arasındaki güven ilişkisini zedeleyen bir unsur olarak kabul eden derece mahkemelerinin kararları değerlendirilirken Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihatları ve somut olayın kendine özgü koşulları dikkate alınarak bir inceleme yapılması gerektiği belirtilmiştir.

15. Başvurucular, Bakanlık görüşüne cevap dilekçelerinde; önceki beyanlarını tekrar etmiştir.

16. Başvuru ifade özgürlüğü kapsamında incelenmiştir.

17. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir nedeni de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

18. Somut olayda başvurucuların iş sözleşmeleri sosyal medya paylaşımları ve beğenileri nedeniyle feshedilmiştir. Valilik bünyesinde faaliyet gösteren OHAL Bürosunun il sınırları içinde terör örgütleri ile irtibatı/iltisakı olan kişilerin tespitine yönelik olarak sosyal medya hesaplarının takip edilmesi usulünün de dâhil olduğu birtakım faaliyetler yürüttüğü ve bu faaliyetler neticesinde tespit edebildiği kişilerin isimlerini ilgili kurum ve kuruluşlara ilettiği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Başvurucuların iş sözleşmelerinin feshi işleminin de OHAL Bürosunun bahsi geçen faaliyetleri neticesinde düzenlenen araştırma raporuna dayandığı görülmektedir.

19. Başvurucuların feshin geçersizliğinin tespitine ve işe iadelerine karar verilmesi talepleriyle açtıkları davalarda İş Mahkemeleri, OHAL Bürosunca başvurucular hakkında yapılan tespitin yüklenici firmaya bildirilmesini feshin geçerli nedene dayandığının kabulünde yeterli görerek başvurucuların talebini reddetmiş ancak Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemelerince feshe dayanak yapılan sosyal medya paylaşımlarının neler olduğu OHAL Bürosundan istenip değerlendirilmeden hüküm kurulduğundan anılan kararları bozmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yargılamada ise yine soyut ve genel ifadeler kullanılmış; başvurucuların paylaşımlarının ülkenin bölünmez bütünlüğünü hedef aldığı, devletin güvenlik güçlerini aşağılayıcı ifadeler içerdiği, terör örgütlerini ve şiddet içeren faaliyetleri övdüğü, bu nedenle başvurucular ile işveren arasındaki güven ilişkisinin zedelenmiş olduğu belirtilmekle yetinilmiş; bununla birlikte hangi paylaşımın hangi gerekçeyle bu duruma sebebiyet verdiği konusunda bir değerlendirme yapılmamış, paylaşımların içeriğine yer verilmemiştir.

20. Anayasa Mahkemesi, Kasım Çiftçi ve diğerleri (B. No: 2019/33243, 4/7/2022) kararında olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan başvuruları inceleyerek uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Bu çerçevede; belirsiz süreli iş sözleşmelerinin işveren tarafından feshinde geçerli bir sebep bildirme zorunluluğu bulunduğu, işveren tarafından iş sözleşmesinin feshi için ya işçinin yeterliliği ve davranışlarından kaynaklanan ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebin işveren tarafından gösterilmesi gerektiği, derece mahkemelerinin kararlarında başvurucunun paylaşımlarıyla ilgili olarak işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz olarak etkilediğine ilişkin bir değerlendirmeye yer verilmediği, işçiye somut olarak hangi sözleşme yükümlülüğünün yüklendiği ve işçinin hangi davranışı ile hangi somut sözleşme yükümlülüğünü ihlal ettiğinin eksiksiz olarak tespit edilmediği, işverenin zarar gören işletme menfaatlerinin neler olduğunun açıklanmadığı ve tüm bu nedenlerle ilgili ve yeterli bir gerekçe ortaya konulmadan uygulanan işten çıkarma yaptırımının amaçlanan hedeflere ulaşmak için son derece ağır olduğu gerekçesiyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır.

21. Somut başvurularda da anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu doğrultuda başvurucuların Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

22. Başvurucular, ihlalin tespiti ve yargılamanın yenilenmesi ile 100.000 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

23. Başvurularda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan, B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3), B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

24. Ayrıca başvuruculara manevi zararları karşılığında ayrı ayrı net 18.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir. Öte yandan başvurucular, maddi zararlarına ilişkin olarak bilgi/belge sunmadığından maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvuruların BİRLEŞTİRİLMESİNE,

B. Başvurucu İshak Er'in adli yardım talebinin KABULÜNE,

C. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

D. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,

E. Kararın birer örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Van 1. İş Mahkemesi (E.2019/83, K.2019/504) ile Van 2. İş Mahkemesine (E.2019/229, K.2019/514) GÖNDERİLMESİNE,

F. Başvuruculara net 18.000 TL manevi tazminatın AYRI AYRI ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

G. 364,60 TL başvuru harcının başvurucu Husret Akkoyun'a ÖDENMESİNE; 9,900 TL vekâlet ücretinin ise başvuruculara AYRI AYRI ÖDENMESİNE,

H. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

İ. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 20/6/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.