KARARLAR

AYM'nin 2019/33644 başvuru numaralı kararı

Anayasa Mahkemesi'nin 6/9/2023 tarihli ve 2019/33644 başvuru numaralı kararı

Abone Ol

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

S. G. BAŞVURUSU (2)

(Başvuru Numarası: 2019/33644)

 

Karar Tarihi: 6/9/2023

İKİNCİ BÖLÜM

 

 

KARAR

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Yusuf Enes KAYA

Başvurucu

:

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazı kararı kapsamında il sınırları dışına çıkmama ve elektronik kelepçeyle takip şeklinde yükümlülükler getirilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 4/10/2019 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

4. Başvurucu, Türkiye Cumhuriyeti ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD)vatandaşıdır.

5. Başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda 8/2/2018 tarihinde 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmıştır. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 19/9/2018 tarihinde başvurucunun 4 yıl 12 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ve karar 20/3/2019 tarihinde kesinleşmiştir.

6. Başvurucu, İskenderun T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunurken İskenderun İnfaz Hâkimliğinin 29/5/2019 tarihli kararı ile başvurucunun cezasının koşullu salıverilme tarihine (17/4/2020) kadar olan kısmının 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 105/A maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verilmiştir. Bunun üzerine başvurucu, ceza infaz kurumundan çıkarılarak 29/5/2019 tarihinde Hatay Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne (Müdürlük) nakledilmiş ve 30/5/2019 tarihinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gerekli müracaatı yapmıştır. Müracaatı sonrasında, başvurucu hakkında risk ve ihtiyaç değerlendirmesi yapılmıştır. Yapılan değerlendirmeye göre 5275 sayılı Kanun'un 105/A maddesi ve 5/3/2013 tarihli ve 28578 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan mülga Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği'nin (Mülga Yönetmelik) 81.-88. maddeleri kapsamında bir denetim planı hazırlanmış ve bu denetim planı başvurucuya tebliğ edilmiştir.

7. Hazırlanan denetim planında başvurucuya 31/5/2019-29/8/2019 tarihleri arasında haftada dört gün, 30/8/2019-28/11/2019 tarihleri arasında haftada iki gün, 29/11/2019-17/4/2020 tarihleri arasında haftada bir gün polis merkezinde imza atma, 108 gün Hatay İl Müftülüğü bünyesinde kamuya yararlı bir işte ücretsiz çalışma, 17/6/2019 tarihinde saat 09.30, 8/7/2019 tarihinde saat 09.30, 29/7/2019 tarihinde 09.30'da olmak üzere üç bireysel görüşme, 20/8/2019 tarihinden itibaren ayda bir olmak üzere 16/4/2020 tarihine kadar eğitim seminerine katılma, 17/6/2019 tarihinden itibaren ayda bir olmak üzere 16/4/2020 tarihine kadar vaka sorumlusuyla görüşme yükümlülükleri getirilmiştir.

8. Müdürlük tarafından başvurucunun UYAP kayıtlarında yer alan kesinleşmiş mahkeme ilamı ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının incelenmesi neticesinde ABD vatandaşı olarak NASA’da çalıştığına dair bilgilerin yer aldığı, ceza infaz kurumundan çıktıktan sonra da gerek ulusal basında gerekse sosyal medya hesaplarında gündemde olduğu, hakkında birçok iddianın yer aldığı hususları birlikte değerlendirilerek yükümlülüklerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

9. Mülga Yönetmelik'in 16. maddesinin (5) numaralı fıkrası gereğince, başvurucunun dosyası durumu yeniden değerlendirilmek üzere İnfaz Bürosu tarafından Değerlendirme ve Planlama Bürosuna gönderilmiştir.

10. Yapılan değerlendirme sonucunda Müdürlük İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonu 31/5/2019 tarihli kararı ile denetim planına diğer yükümlülüklerine ek olarak ikamet adresi gözönünde tutularak Hatay ili merkez ilçeleri Antakya ve Defne ilçe sınırları içinde denetim ve gözetim altında bulundurulma yükümlülüğü yüklenmesine karar verilmiştir. Kararda elektronik kelepçe bulunmadığı için bu yükümlülüğün infazının başvurucunun ikamet ettiği yerin Polis Merkezi Amirliğince takip edilmesi istenmiştir.

11. Başvurucu hakkında gözden geçirilmiş denetim planı düzenlenmiş ve işin aciliyeti ve önemi dikkate alınarak 31/5/2019 tarihinde saat 23.40'ta kolluk marifetiyle başvurucuya tebliğ edilmiştir.

12. Değerlendirme Komisyonunun kararında "...kesinleşmiş mahkeme ilamı ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının incelenmesinde, yükümlünün ABD vatandaşı olarak NASA’ da çalıştığına dair bilgilerin yer aldığı, ayrıca yükümlü C.İ.K’ dan çıktıktan sonra da gerek ulusal basında gerekse sosyal medya hesaplarında ABD devlet Başkanı Donald Trump tarafından atılan sosyal medya mesajları ile 'Serkan Gölge'ye atfen bu kişinin bir an önce ABD’ ye döneceğine inancım tamdır şeklindeki açıklamaları birlikte değerlendirildiğinde, yükümlünün söz konusu kararın infazı tamamlanmadan ülke sınırlarını terk edeceği kanaatine varıldığında yükümlü hakkında Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 83/6. maddesinde yer alan, 'Hükümlünün risk durumu, işlediği suçun nitelikleri, .... Göz önünde bulundurularak diğer yükümlülüklere ek olarak belirlenen yer veya bölgelere gitmekten yasaklama ya da belirlenen bir bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulma yükümlülüklerinden birine veya her ikisine birlikte karar verilebilir' denilmek sureti ile, özellikle toplumda infial uyandırır mahiyetteki ulusal haberler, yükümlünün ceza infaz kurumundan çıktıktan sonra yurt dışına izinsiz olarak çıkmak için Hatay Emniyet Müdürlüğü Pasaport Birimine de haricen müracaat ettiği öğrenilen yükümlünün hakkındaki infazı etkisiz kılmaya yönelik olarak tutum ve davranışları nedeni ile yönetmeliğin 83/6. Maddesi uyarınca diğer yükümlülüklerine ek olarak ikamet ettiği adres değerlendirilerek, yükümlünün Hatay Merkez ilçeleri olan Antakya ve Defne Merkez ilçe sınırları içerisinde denetim ve gözetim altında bulundurulma yükümlülüğü yüklenmek sureti ile denetim planının bu şekilde yeniden hazırlanmasına" şeklinde gerekçe belirtilmiştir.

13. Tedbirin infazı devam etmekte iken Değerlendirme Komisyonu 13/6/2019 tarihli kararıyla bir bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulma yükümlülüğünün (Antakya ve Defne ilçe sınırları içinde bulundurulma yükümlülüğü) Yönetmelik'in 104. ve 105. maddeleri uyarınca elektronik cihaz ile takibinin yapılmasına karar verilmiştir.

14. Değerlendirme Komisyonunun kararında "...Müdürlüğümüzde o tarih itibari ile elektronik izleme cihazı bulunmaması nedeni ile iş bu yükümlülüğün takibinin kolluk marifeti ile infazına başlanıp devam olunmakta iken, Antakya Kaymakamlığı ilçe Emniyet Müdürlüğünün 10/6/2019 tarih ve 30622554-70697-(62396)-E.2019061011514302358 sayılı yazısı ile, adı geçen yükümlü hakkında uygulanmakta olan tedbirin Müdürlüklerince yerine getirildiğini, ancak Müdürlüğün yetki alanı itibari ile Hatay ilinin oldukça geniş bir bölümünde kolluk görevini ifa ettiklerini, olay sayısının fazlalığı, ekip sayısının olaylara müdahale aşamasında gecikmelere neden olduğu, bu nedenle kendileri tarafından da söz konusu yükümlülüğün takip ve denetiminde oldukça güçlük yaşandığı ve başka mağduriyetlere neden olduğu, takibin elektronik yöntemle yapılıp yapılmayacağı hususunda değerlendirme yapılmasının talep edildiği anlaşılmış olup,... her ne kadar kolluk marifeti ile şu aşamada takibi yapılmakta ise de, İlçe Emniyet Müdürlüğünün talebinin haklı ve yerinde olduğu, zira Antakya ilçe Emniyet Müdürlüğünün yetki sınırları düşünüldüğünde Hatay İI Merkezinin yaklaşık 3/4' üne tekabül eden bir alanı kapsadığı ve adli ve idari vakaların yaklaşık %85' inin bu müdürlük yetki sınırlarında meydana geldiği, dolayısı ile özellikle 2016 yılındaki kalkışma hareketi sonrası Emniyet Teşkilatı içerisinde de bir takım personelin görevle ilişiğinin kesilmesi neticesinde personel sıkıntısının da mevcut olduğu, bunun yanı sıra, yükümlünün de kolluk tarafından sürekli izlenmek sureti ile yükümlülüğün infazının da yükümlü açısından da rahatsızlık verici bir durum olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu yükümlülüğün infazının Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 104. maddesi uyarınca söz konusu bu yükümlülüğün elektronik cihaz ile takip edilmesinin uygun olduğuna..." şeklinde gerekçe belirtilmiştir.

15. Başvurucu ilgili karara karşı İnfaz Hâkimliğine başvuruda bulunmuş ise de Hatay İnfaz Hâkimliği; Yönetmelik uyarınca başvurucunun hakkında belirlenen yükümlülüğün değiştirilmesini öncelikle Komisyondan talep etmesi, Komisyon tarafından yapılan değerlendirme sonucu verilen karara karşı İnfaz Hâkimliğine şikâyet yoluna başvurması gerektiğini belirterek talebin usulden reddine karar vermiştir.

16. İnfaz Hâkimliğinin usulden ret kararı üzerine Müdürlük tarafından yeniden bir değerlendirme yapılmıştır. Müdürlük Değerlendirme Komisyonu 28/6/2019 tarihinde bir bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulma yükümlülüğünün elektronik cihaz ile takibine dair kararlarda herhangi bir isabetsizlik bulunmaması nedeniyle itirazın reddine karar vermiştir.

17. Başvurucu bu karara itiraz etmiştir. Hatay İnfaz Hâkimliği 4/7/2019 tarihinde başvurucunun itirazını reddetmiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:

"Dosyanın incelenmesinde hükümlü hakkında Hatay Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 31/5/2019 tarihli ... kararı ile Hatay İli Merkez İlçeleri Antakya ve Defne İlçeleri sınırları içerisinde denetim ve gözetim yükümlülüğü yüklenmesine ve Müdürlükte elektronik kelepçe bulunmadığından denetim planındaki bu yükümlülüğün Antakya Şehit Özen Polis Merkezi Amirliğince takip edilmesine karar verildiği, ancak Antakya İlçe Emniyet Müdürlüğünün 10/6/2019 tarihli yazısı doğrultusunda Hatay Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 13/6/2019 tarih ve 2019/1262 İİDK sayılı kararı ile hükümlünün elektronik kelepçe ile takibine karar verildiği anlaşılmakla; Hakimliğimizce yapılan değerlendirmede ilgili mevzuatça hüküm altına alındığı üzere hükümlü hakkında yapılan değerlendirmeler neticesinde hükümlünün risk durumu ve işlediği suçun nitelikleri dikkate alınarak hükümlü hakkında ek yükümlülükler yüklenebileceği gibi, elektronik yöntemle takibinin yasal mevzuata uygun olduğu, hükümlü hakkında belirlenen denetim planının hükümlünün risk ve ihtiyaç durumuna göre belirlendiği anlaşıldığından Hatay Denetim Serbestlik Müdürlüğünün 13/6/2019 tarih ve 2019/1262 İİDK sayılı kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılarak " şeklinde değerlendirme yapılarak yükümlü Serkan Gölge'nin talebinin reddine... [karar verildi.]"

18. İnfaz Hâkimliğinin ret kararı doğrultusunda başvurucuya verilen bir bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulma yükümlülüğü kapsamında 5/7/2019 tarihinde elektronik kelepçe takılmış ve kolluk marifetiyle yapılan denetim sonlandırılmıştır.

19. Başvurucu, İnfaz Hâkimliğinin kararına itiraz etmiş ve Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesinin24/7/2019 tarihli kararı ile yapılan itiraz kesin olarak reddedilmiştir.

20. Bu karar 17/9/2019 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir. Başvurucu 4/10/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

21. Değerlendirme Komisyonu 11/10/2019 tarihinde elektronik yöntemlerle takip edilen bir bölgeden ayrılmama yükümlülüğünün kaldırılmasına, denetim planında yer alan diğer yükümlülüklerin ise devamına karar vermiş ve elektronik kelepçe aynı tarihte sökülmüştür. İlgili kararın ilgili kısmı şöyledir:

"...yükümlünün ... daha önce yine Müdürlüğümüze hitaben yazmış olduğu 17/9/2019 tarihli talep dilekçesinde de yine kendisi hakkında uygulanmakta olan bir bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulma yükümlülüğü 'Hatay ili Merkez ilçeleri olan Antakya ve Defne ilçe sınırlarını terk etmeme' yükümlülüğünün kendisi hakkında maddi ve manevi külfet getirdiği, yaşlı ve ağır hasta olan ve ilçe dışında yaşayan hiç bir akraba ve aile dostunu ziyarete gidemediğini, eğitim durumuna uygun bir iş görüşmesi fırsatı karşısına çıktığına sırf bu yükümlülüğü ihlal durumu ortaya çıkmaması adına bu görüşmelere de gidemediğini ileri sürmüş olup, yükümlünün her iki dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar yükümlünün dosyaya yansıyan iyi hali de göz önüne alındığında, ortaya çıkan mağduriyetin varlığının kabul edilebilir olduğu, kaldı ki kanunun asıl amacının yükümlülerin toplum içerisinde takip edilerek, topluma uyum sağlamayı ve yükümlülerin hayatlarını kolaylaştırmayı amaçladığı da göz önüne alındığında, yükümlü hakkında ikinci denetim planı ile uygulanmasına karar verilen bir bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulma yükümlülüğünün (Hatay ili Merkez ilçeleri olan Antakya ve Defne ilçe sınırlanın terk etmeme) sonlandırılması, denetim planında yer alan diğer yükümlülüklerin ise yazılı şekilde devamı gerektiğine ... [karar verilmiştir.]"

22. Denetim planında belirtilen yükümlülükleri tamamladıktan sonra başvurucunun Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/4/2020 tarihli kararıyla koşullu salıverilmesine karar verilmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

23. 3/7/2015 tarihli ve 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu'nun"Elektronik cihazların kullanılması suretiyle takip" kenar başlıklı 15/A maddesi şöyledir:

"(1) Şüpheli, sanık ve hükümlülerin toplum içinde izlenmesi, gözetimi ve denetimi elektronik cihazların kullanılması suretiyle de yerine getirilebilir. (Ek cümle:14/4/2020-7242/59 md.) Bu izleme, rızası alınmak koşuluyla şüpheli, sanık ve hükümlüye ait elektronik cihazlar kullanılmak suretiyle de yapılabilir.

 (2) İzleme, gözetim ve denetime ilişkin esas ve usuller yönetmelikle düzenlenir."

24. Mülga Yönetmelik'in "Denetim Bürosu" kenar başlıklı 18. maddesi şöyledir:

"(1) Yükümlülerin toplum içinde denetim ve takibi, gerektiğinde kollukla işbirliği içerisinde denetim bürosunda görevli denetimli serbestlik memurları tarafından yerine getirilir.

(2) Denetimli serbestlik müdürü, yükümlü sayısını ve yükümlülerin risk durumlarını göz önünde bulundurarak, yeteri kadar denetimli serbestlik memurunu denetim bürosunda görevlendirir.

 (3) Denetim bürosunda görevli personel içerisinden, izleme merkezi ile birebir çalışmak ve iletişimi sağlamak üzere elektronik izleme müdahale ekibi oluşturulur.

 (4) Denetimli serbestlik personeli denetim ve kontrollerde, yükümlülerin özel hayatlarının gizliliğine dikkat ederler, yükümlülere onur kırıcı ve aşağılayıcı muamelede bulunamazlar.

 (5) Denetim bürosunda görevli denetimli serbestlik memurları, denetime ihtiyaç duyulan hallerde iş durumu gözetilerek müdürlüklerde mesai saatleri içinde veya mesai saatleri dışında vardiya usulü ile çalıştırılabilirler.

 (6) Denetim bürosunda görevli denetimli serbestlik memurları, işin niteliğine göre üniformalı olarak da çalıştırılabilirler.

 (7) Denetim bürosunda görevli denetimli serbestlik memurlarının görevleri şunlardır:

a) Yükümlülerin denetim ve takiplerini yapmak.

b) Denetim sonuçları hakkında vaka sorumlusuna bilgi vermek.

c) Yükümlülere elektronik kelepçe takmak ve elektronik izleme cihazlarını kurmak.

ç) Elektronik izleme merkezinden yükümlülerin denetim ve kontrolüne ilişkin iletilen talepleri yerine getirmek.

d) Yükümlüyü çalışacağı kuruma yerleştirmek, eğitim kurumuna ya da programına kaydettirmek.

e) Hakkında hapis cezasının konutta çektirilmesine karar verilen hükümlünün, ikametgâh adresine gidilerek infaza ilişkin işlemleri başlatmak.

f) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezalarının infazına karar verilen hükümlülerden kendi işini kuran ve işletenler ile bir iş sözleşmesine dayalı olarak çalışanları, koşullu salıverilme tarihine kadar çalıştıkları yerlerde düzenli olarak denetlemek.

g) Görevlendirilmeleri halinde denetimli serbestlik müdürlüğünün ve denetimli serbestlik çalışanlarının güvenliğini sağlamak.

ğ) Müdürün denetime ilişkin vereceği diğer görevleri yapmak."

25. Mülga Yönetmelik'in "Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezaların infazı" kenar başlıklı 81. maddesi şöyledir:

"(1) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezaların infazı; koşullu salıverilmesine bir yıl ve daha az süre kalan iyi halli hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla cezanın koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilmesidir.

 (2) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezalarının infazına karar verilen hükümlüler hakkında;

a) Kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılma,

b) Bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulma,

c) Belirlenen yer veya bölgelere gitmeme,

ç) Belirlenen programlara katılma,

yükümlülüklerinden bir veya birden fazlasına tâbi tutulmasına hazırlanan denetim planına göre komisyon tarafından karar verilir."

26. Mülga Yönetmelik'in "Yükümlülüklerin belirlenmesi" kenar başlıklı 83. maddesi şöyledir:

"(1) Denetimli serbestlik müdürlüğüne süresinde müracaat eden hükümlünün risk ve ihtiyaçları dikkate alınarak; toplum içinde denetimine ilişkin esaslar ile eğitim ve iyileştirilmesine yönelik programlar belirlenir, bu doğrultuda hükümlü hakkında uygulanacak yükümlülükler tespit edilir.

 (2) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen her hükümlü hakkında kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılma yükümlülüğünün uygulanmasına karar verilir.

(3) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen yüksek riskli hükümlüler hakkında ayrıca bir konutta denetim ve gözetim altında bulundurulma yükümlülüğü verilir.

 (4) Hakkında kamuya yararlı bir işte çalışma yükümlülüğü uygulanmayan her hükümlü hakkında belirlenen bir bölgede denetim ve gözetim altında bulundurma yükümlülüğüne karar verilir.

 (5) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlünün risk ve ihtiyaçları dikkate alınarak, ihtiyacı olduğu belirlenen her hükümlü hakkında eğitim ve iyileştirilmeye yönelik belirlenen programlara katılmasına karar verilir.

 (6) Hükümlünün risk durumu, işlediği suçun nitelikleri, özellikle çocukların ve suç mağdurlarının korunması göz önünde bulundurularak diğer yükümlülüklere ek olarak belirlenen yer veya bölgelere gitmekten yasaklama ya da belirlenen bir bölgede denetim ve gözetim altında bulundurma yükümlülüklerinden birine veya her ikisine birlikte karar verilebilir.

 (7) Hükümlüler hakkında belirlenen yükümlülükler; hapis cezasından daha ağır sonuçlar doğuracak şekilde uygulanamaz. Yükümlülükler, hükümlünün denetimine, topluma kazandırılmasına ve iyileştirilmesine imkân verecek ve infazı mümkün olacak şekilde belirlenmelidir."

27. Mülga Yönetmelik'in "Elektronik izleme" kenar başlıklı 101. maddesi şöyledir:

"(1) Elektronik izleme; şüpheli, sanık veya hükümlülerin elektronik yöntem ve araçlar ile toplum içinde izlenmesini, gözetim ve denetim altında tutulmasını sağlayan, mağdurun ve toplumun korunmasını destekleyen kararların infaz edilmesinde kullanılan bir yöntemdir."

28. Mülga Yönetmelik'in "Elektronik cihaz ile takip edilecek yükümlülerin belirlenmesi" kenar başlıklı 104. maddesi şöyledir:

"(1) Haklarında belirli yerlere gitmekten yasaklama veya belirlenen konut, yer veya bölgeden çıkmama ya da belirlenen kişilere yaklaşmamaya dair verilen denetimli serbestlik kararları, elektronik cihaz kullanılmak suretiyle yerine getirilebilir.

 (2) Mevcut risk durumu, tedbir, yükümlülük ve denetimin gereklilikleri, mağdurun veya toplumun korunma ihtiyacı dikkate alınarak, vaka sorumlusunun talebi üzerine komisyon, yükümlünün elektronik cihaz ile takibini elektronik izleme şube müdürlüğüne önerir.

 (3) Elektronik cihaz takılması önerilen yükümlünün bilgileri elektronik izleme şube müdürlüğüne iletilir. Şube müdürlüğünce, izleme merkezinin kapasitesi, yükümlünün durumu, mahkeme kararının niteliği ve infaz kabiliyeti teknik yönden değerlendirilerek yükümlünün elektronik cihaz ile izlenip izlenmemesine karar verilir."

29. Mülga Yönetmelik'in "Elektronik cihazların kurulması ve kelepçe takılması" kenar başlıklı 105. maddesi şöyledir:

"(1) Elektronik cihazlar kullanılmak suretiyle izlenmesine karar verilen yükümlüler, görevli denetimli serbestlik personeli tarafından bilgilendirilir. Elektronik cihazın özelliğine göre yükümlü müdürlüğe davet edilerek veya yükümlünün evine gidilerek elektronik izleme ünitesi kurulur ve devreye sokulur. Elektronik cihazlarla takip edilecek yükümlünün kimlik bilgileri görevli personel tarafından kontrol edilir.

 (2) Yükümlü, elektronik kelepçe, diğer cihazlar ve ilgili ünitenin kullanımı ile uyulması gereken kurallar ve uymamanın sonuçları konusunda yazılı olarak bilgilendirilir.

 (3) Elektronik cihazlar kullanılmak suretiyle takibine karar verilen yükümlü, elektronik kelepçe takılmasına ve ilgili ünitenin kurulmasına rıza göstermek, cihazları kullanılır durumda bulundurmak, kararın infazı için gerekli olan kısıtlamalara ve cihazların kullanımına ilişkin belirlenen kurallara uygun hareket etmek zorundadır. Bu kurallara aykırı davranış yükümlülüğünün ihlali sayılır.

 (4) İzleme merkezi tarafından yükümlünün kurallara aykırı davrandığının belirlenmesi halinde, müdahale ekibi durumdan derhal haberdar edilir. Elektronik izleme şube müdürlüğü, yükümlünün kurala aykırı davranışını denetimli serbestlik müdürlüğüne yazılı olarak da bildirir. Kurala aykırı davranışın vaka sorumlusu tarafından yükümlülüğün ihlali olarak değerlendirilmesi halinde durum komisyona iletilir."

30. Mülga Yönetmelik'in "Elektronik cihazların ve kelepçenin sökülmesi" kenar başlıklı 106. maddesi şöyledir:

"(1) Yükümlülüğün sona ermesi veya ihlal edilmesi, yükümlünün ceza infaz kurumuna alınması ya da yükümlünün elektronik cihazların kullanılması suretiyle takibinden vazgeçilmesi durumunda, elektronik cihazlar ve kelepçe görevli denetimli serbestlik personelince sökülür. Cihaz, gerekli kontroller yapılarak yükümlüden tutanak karşılığında teslim alınır.

 (2) Elektronik cihaz ve kelepçe izleme merkezi bilgilendirilmeden sökülmez. Elektronik cihaz ve kelepçe sökülmesine ilişkin talep üzerine izleme merkezi tarafından sistemden elektronik takip sonlandırılır ve elektronik takibe ilişkin gerekli bilgiler ilgili müdürlüğe iletilir."

31. 5275 sayılı Kanun'un "Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazı" kenar başlıklı 105/A maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"(1) (Değişik:14/4/2020-7242/46 md.) Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla, açık ceza infaz kurumunda veya çocuk eğitimevinde bulunan ve koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, hükmün infazına ilişkin işlemleri yapan Cumhuriyet başsavcılığının bulunduğu yer infaz hâkimi tarafından karar verilebilir.

 (2) (Değişik:14/4/2020-7242/46 md.) Açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları oluşmasına karşın, iradesi dışındaki bir nedenle açık ceza infaz kurumuna ayrılamayan veya bu nedenle kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi hâlli hükümlüler, diğer şartları da taşımaları hâlinde, birinci fıkrada düzenlenen infaz usulünden yararlanabilirler.

 (5) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezasının infazına karar verilen hükümlünün, koşullu salıverilme tarihine kadar;

a) Kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılması,

b) Bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulması,

c) Belirlenen yer veya bölgelere gitmemesi,

d) Belirlenen programlara katılması,

yükümlülüklerinden bir veya birden fazlasına tabi tutulmasına, denetimli serbestlik müdürlüğünce karar verilir. Hükümlünün risk ve ihtiyaçları dikkate alınarak yükümlülükleri değiştirilebilir.

...

 (6) Hükümlünün;

a) Ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne beş gün içinde müracaat etmemesi,

b) Hakkında belirlenen yükümlülüklere, denetimli serbestlik müdürlüğünün hazırladığı denetim ve iyileştirme programına, denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerileriyle hakkında hazırlanan denetim planına uymamakta ısrar etmesi,

c) Ceza infaz kurumuna geri dönmek istemesi, hâlinde, denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine, denetimli serbestlik müdürlüğünün bulunduğu yer infaz hâkimi tarafından karar verilir.

...

 (9) Yükümlülüklerin gereklerine ve denetim planına uygun davranan hükümlünün koşullu salıverilmesi hakkında denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından hazırlanan gerekçeli rapor, 107 nci ve 108 inci maddeler uyarınca işlem yapılmak üzere ilgili mahkemeye gönderilir.

 (10) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezaların infazına ilişkin esas ve usuller yönetmelikle düzenlenir."

B. Uluslararası Hukuk

32. Uzun/Almanya (B. No: 35623/05, 2/9/2010) kararına konu olayda başvurucu ve başka bir kişi, üyesi (S.) oldukları aşırı solcu bir grup tarafından yapılan bombalı bir saldırıya karışmaktan şüphelenildikleri gerekçesiyle izlemeye alınmıştır. Bu kapsamda Federal Adalet Mahkemesi başsavcısı ilgililerin GPS (Global Positioning System veya Türkçe karşılığıyla Küresel Konumlama Sistemi) ile takip edilmelerine izin vermiş ve böylece S.nin arabasına bir GPS alıcısı yerleştirilmiştir. Başvurucu ve S. yakalanmış ve birçok bombalı saldırıya karışmaktan suçlu bulunmuşlardır. Mahkûmiyet kararları, özellikle, S.nin arabasının gittiği yerler ile bombalı eylemlerden birinin işlendiği yer arasında bağlantı kurulmasını sağlayan GPS sistemiyle elde edilen verilere dayandırılmıştır.

33. AİHM; GPS ile yapılan gizli izlemelerin diğer görüntü ve ses kaydına dayanan gizli izlemelere göre kişinin özel hayatına daha az müdahale ettiğini, çünkü görüntü ve ses kaydına dayanan gizli izlemelerle kişi hakkında daha çok bilgi elde etmenin mümkün olduğunu, bu yöntemlerle kişinin düşüncelerini, duygularını, eylemlerini dahi kaydetmenin söz konusu olabildiğini belirtmiştir. AİHM somut olayda üçüncü bir kişiye (S.) ait bir arabaya yerleştirmiş olsalar da yetkili makamların bu şekilde hareket etmelerindeki niyetin aynı zamanda başvurucuyla ilgili olarak da bilgi toplamak olduğunu zira soruşturma makamlarının önceden yaptıkları tahkikatlardan iki kişinin arabayı ortak kullandıklarını bildiğini belirtmiş ve başvurucunun mağdur sıfatının bulunduğunu kabul etmiştir.

34. AİHM GPS sistemiyle yapılan takibin soruşturma makamlarına, başvurucunun üç ay boyunca, bulunduğu yerleri ve yer değiştirmelerini gösteren verileri sistematik bir şekilde toplama ve muhafaza etme olanağı sağladığını, ayrıca soruşturma makamlarının bu verileri başvurucunun bütün yer değiştirmelerini takip etmek, ek soruşturmalar yapmak ve sonradan yargılamada kullanılan başka deliller toplamak için kullandığını tespit etmiştir. AİHM bu gerekçelerle başvurucunun GPS sistemiyle takip edilmesinin ve bu şekilde elde edilen verilerin kullanılmasının özel hayata saygı hakkına müdahale oluşturduğu sonucuna varmıştır (Uzun/Almanya, §§ 51-53).

V. İNCELEME VE GEREKÇE

35. Anayasa Mahkemesinin 6/9/2023 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

36. Başvurucu gerçeğe aykırı iddialarla ve diğer yükümlülüklerine uymasına rağmen şehir dışına çıkmama yükümlülüğüne tabi tutulduğunu, bu yükümlülük kapsamında 24 saat boyunca ailesiyle veya tek başına gittiği her yerde polis tarafından takip edildiğini, ikamet ettiği evin kapısında sürekli polislerin beklediğini, takip edilmesi dolayısıyla ciddi bir psikolojik eziyete maruz kaldığını, daha sonra ise elektronik kelepçe ile takip edilmeye devam edildiğini, hakkında verilen kararların hukuka aykırı ve ölçüsüz olduğunu, denetimli serbestlikle tahliye edilen kişilere böyle bir muamele yapılmadığını belirterek kötü muamele ve ayrımcılık yasağının, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

37. Bakanlık denetimli serbestlik tedbiri kapsamında getirilen yükümlülüğün özel hayata ve aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiğine ilişkin iddianın temellendirilemediğini, verilen tedbirlerin niteliği ile mahkeme kararlarında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan hususun bulunmaması dikkate alındığında tedbirlerin orantılı ve demokratik toplum düzeni için gerekli olduğunu, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkına yönelik açık bir ihlal bulunmadığını ileri sürmüştür.

38. Başvurucu; Bakanlık görüşüne karşı beyanında pasaport birimine başvurmamasına, yurt dışına izinsiz çıkacağına dair bir beyanı olmamasına rağmen gerçeğe aykırı iddialarla polis tarafından takip edilmesinin ve elektronik kelepçe uygulamasına maruz bırakılmasının ölçüsüz olduğunu ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

39. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, § 16). Başvurucunun olgusal olarak ileri sürdüğü hususların özel hayata saygı hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

40. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

a. Müdahalenin Varlığı

41. Somut olayda denetimli serbestlik kapsamında başvurucuya imza atma yükümlülüğü, kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılma ve belirlenen programlara katılma yükümlülüğü getirilmiştir. Başvurucu daha sonra Antakya ve Defne merkez ilçe sınırlarından dışarı çıkmama şeklinde bir yükümlüğe tabi tutulmuştur. Bu yükümlülük önce kolluk tarafından izlenme suretiyle, daha sonra ise başvurucuya elektronik kelepçe takılmak suretiyle denetlenmiştir. 11/11/2019 tarihinde elektronik kelepçe uygulaması sona erdirilmiştir. Diğer yükümlülükler de 17/4/2020 tarihinde koşullu salıverme ile sona ermiştir.

42. Başvurucu hakkındaki Antakya ve Defne merkez ilçe sınırlarından dışarı çıkmama şeklinde yükümlülük 31/5/2019 ile 5/7/2019 (başvurucunun iddiasına göre 10/6/2019) tarihleri arasında kolluk marifetiyle denetlenmiştir. 5/7/2019 tarihinden 11/10/2019 tarihine kadar da söz konusu yükümlülüğün denetimi elektronik kelepçe ile gerçekleştirilmiştir. Başvurucu her iki denetimden şikâyetçi olmuş ise de kolluk marifetiyle gerçekleştirilen denetim sona erdikten sonra otuz gün içinde bireysel başvuru yapmadığından bu denetim yönünden bir inceleme yapılmayacaktır. İnceleme, Antakya ve Defne merkez ilçe sınırlarından dışarı çıkmama şeklinde yükümlülüğün elektronik kelepçe uygulanmak suretiyle denetlenmesiyle sınırlı olarak yapılacaktır.

43. Özel hayat geniş bir kavram olup bu kavramın kapsayıcı bir tanımının yapılması oldukça zordur. Bu kapsamda korunan hukuki değer esasen kişisel bağımsızlık olup bu koruma, herkesin istenmeyen bütün müdahalelerden uzak, kendine özel bir ortamda yaşama hakkına sahip olduğuna işaret etmekle birlikte özel hayat kavramının herkesin, kişisel yaşamını istediği şekilde sürdürme ve dış dünyayı bu alandan uzak tutma kavramına indirgenemeyeceği açıktır (Faris Korkmaz, B. No. 2013/6995, 8/9/2015, § 33).Özel hayat, özel bir sosyal hayat sürdürmeyi yani kişinin sosyal kimliğini geliştirme hakkı anlamında bir özel hayatı güvence altına almaktadır. Bu yönüyle değerlendirildiğinde bahsi geçen hak, ilişki kurmak ve geliştirmek üzere çevresinde bulunanlarla temas kurma hakkını da içermektedir (Bülent Polat [GK], B. No: 2013/7666, 10/12/2015, § 62). Bir kişinin özel hayatının evi veya özel mülkü dışında alınan tedbirlere dâhil olabileceği ihtimali gözardı edilemez.

44. Kamusal alanda yapılan izleme faaliyetinin kişinin özel hayatına dahil olup olmadığının belirlenmesinde belirli bir bireye ilişkin verilerin derlenip derlenmediği, kişisel verilerin işlenip işlenmediği veya kullanılıp kullanılmadığı ya da ilgili materyalin normalde öngörülebilir olanın ötesinde bir şekilde veya derecede yayınlanıp yayınlanmadığı hususlarının göz önünde bulundurulması gerekir.

45. Somut olayda başvurucuya belirli bir bölgede gözetim altında bulundurulma yükümlülüğünün denetlenebilmesi amacıyla elektronik kelepçe takılmıştır. Başvurucuya takılan elektronik kelepçe GPS ünitesi olarak adlandırılmaktadır. GPS üniteleri iki parçadan meydana gelmektedir. Birinci parça yükümlünün ayak bileğine takılan kelepçe, diğeri ise GPS üzerinden izleme merkezi ile iletişim sağlayan alıcı parçadır. Bu sistemde yükümlünün terk etmemesi gereken bölgenin dışına çıkması durumunda izleme merkezine bilgi verilmektedir. Elektronik kelepçe uygulaması kişisel verilerden biri olan kişinin konum bilgilerinin tespitini sağlamaktadır. Bu bilgiler başvurucunun denetimli serbestlik tedbirine uyup uymadığının denetlenmesinde kullanılmıştır. Ayrıca elektronik kelepçe uygulaması 3 ay boyunca gerçekleştirilmiştir. Öte yandan başvurucuya getirilen belli bir bölgeyi terk etmeme yükümlülüğü başvurucunun sosyal hayatında üçüncü kişilerle ilişki kurabilme ve geliştirebilme imkânına da müdahale oluşturmaktadır. Bu koşullar altında belli bir bölgeyi terk etmeme yükümlülüğünün elektronik kelepçe takılmak suretiyle denetlenmesinin başvurucunun özel hayata saygı hakkına müdahale oluşturduğunun kabul edilmesi gerekir.

b. Müdahalenin İhlal Oluşturup Oluşturmadığı

46. Anayasa’nın 13. maddesi şöyledir:

"Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz."

47. Yukarıda belirlenen müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen koşullara uygun olmadığı takdirde Anayasa’nın 20. maddesini ihlal edecektir. Bu sebeple sınırlamanın Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen ve somut başvuruya uygun düşen, kanun tarafından öngörülme, meşru amaç taşıma, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama kriterlerine uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir (Halil Berk, B. No: 2017/8758, 21/3/2018, § 49; Süveyda Yarkın, B. No: 2017/39967, 11/12/2019, § 32; Şennur Acar, B. No: 2017/9370, 27/2/2020, § 34; R.G. [GK], B. No: 2017/31619, 23/7/2020, § 82).

i. Kanunilik

48. 5402 sayılı Kanun'un 15/A maddesinde hükümlülerin toplum içinde izlenmesi, gözetimi ve denetiminin elektronik cihazların kullanılması suretiyle de yerine getirilmesine imkân tanınmış ve buna ilişkin esas ve usullerin yönetmelik ile düzenlenmesi öngörülmüştür. Bu çerçevede hangi yükümlülerin denetim ve takibinde elektronik cihazlar kullanılabileceği Yönetmelik'te düzenlenmiştir. Mülga Yönetmelik'in 81. maddesinde denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezalarının infazına karar verilen hükümlüler hakkında bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulma kararı (somut olayda olduğu gibi) verilebileceği belirtilmiştir. Yine mülga Yönetmelik'in 83. maddesinin (6) numaralı fıkrasında hükümlünün risk durumu, işlediği suçun nitelikleri, özellikle çocukların ve suç mağdurlarının korunması gözönünde tutularak diğer yükümlülüklere ek olarak belirlenen yer veya bölgelere gitmekten yasaklama ya da belirlenen bir bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulma yükümlülüklerinden birine veya her ikisine birlikte karar verilebileceği düzenlenmiştir. Mülga Yönetmelik'in 104. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise haklarında belirlenen konut, yer veya bölgeden çıkmamaya dair verilen denetimli serbestlik kararlarının elektronik cihaz kullanılmak suretiyle yerine getirilebileceği öngörülmüştür. Somut olayda başvurucu yönünden anılan mevzuat çerçevesinde bir uygulama yapıldığı görüldüğünden söz konusu tedbirin kanuni bir dayanağının bulunduğu sonucuna varılmıştır.

ii. Meşru Amaç

49. Anayasa’nın 20. maddesinde, özel hayata saygı hakkı için herhangi bir sınırlama nedeni öngörülmemiş olmakla birlikte bunun hiçbir şekilde sınırlandırılması mümkün olmayan mutlak bir hak olduğu söylenemez. Özel sınırlama nedeni öngörülmemiş olan hakların dahi hakkın doğasından kaynaklanan bazı sınırları bulunmakta, Anayasa’nın diğer maddelerinde yer alan kurallara dayanılarak da bu hakların sınırlandırılması mümkün olabilmektedir. Buna göre Anayasa'nın başka maddelerinde yer alan hak ve özgürlükler ile devlete yüklenen ödevlerin özel sınırlama sebebi gösterilmemiş hak ve özgürlüklere sınır teşkil edebileceği kabul edilmektedir (AYM, E.2014/87, K.2015/112, 8/12/2015; E.2016/37, K.2016/135, 14/7/2016, § 9; E.2013/130, K.2014/18, 29/1/2014; Sevim Akat Eşki, B. No: 2013/2187, 19/12/2013, § 33; Ahmet Çilgin, B. No: 2014/18849, 11/1/2017, § 39).

50. Uygulanan tedbir ile başvurucunun cezasının denetimli serbestlik yoluyla infazının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla müdahalenin suçluların cezalandırılması ve bu suretle kamu düzeninin sağlanması meşru amaçlarına yönelik olduğu sonucuna varılmıştır.

iii. Demokratik Toplum Düzeninin Gereklerine Uygunluk ve Ölçülülük

 (1)Genel İlkeler

51. Temel hak ve özgürlüklere yönelik bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması ve orantılı olması gerekir. Açıktır ki bu başlık altındaki değerlendirme, sınırlamanın amacı ile bu amacı gerçekleştirmek üzere başvurulan araç arasındaki ilişki üzerinde temellenen ölçülülük ilkesinden bağımsız yapılamaz. Çünkü Anayasa’nın 13. maddesinde demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmama ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama biçiminde iki ayrı kritere yer verilmiş olmakla birlikte bu iki kriter bir bütünün parçaları olup aralarında sıkı bir ilişki vardır (Ferhat Üstündağ, B. No: 2014/15428, 17/7/2018, § 45).

52. Müdahaleyi oluşturan tedbirin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığının kabul edilebilmesi için amaca ulaşmaya elverişli olması, başvurulabilecek en son çare ve alınabilecek en hafif önlem olarak kendisini göstermesi gerekmektedir. Amaca ulaşmaya yardımcı olmayan veya ulaşılmak istenen amaca nazaran bariz bir biçimde ağır olan bir müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı söylenemeyecektir (Ferhat Üstündağ, § 46).

53. Orantılılık ise sınırlamayla ulaşılmak istenen amaç ile başvurulan sınırlama tedbiri arasında dengesizlik bulunmamasına işaret etmektedir. Diğer bir ifadeyle orantılılık, bireyin hakkı ile kamunun menfaatleri veya müdahalenin amacı başkalarının haklarını korumak ise diğer bireylerin hak ve menfaatleri arasında adil bir dengenin kurulmasına işaret etmektedir. Dengeleme sonucu müdahalede bulunulan hakkın sahibine terazinin diğer kefesinde bulunan kamu menfaati veya diğer bireylerin menfaatine nazaran açıkça orantısız bir külfet yüklendiğinin tespiti hâlinde orantılılık ilkesi yönünden bir sorunun varlığından söz edilebilir (Ferhat Üstündağ, § 46).

54. Buna göre özel hayata saygı hakkına yapılan bir müdahale, zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılamıyorsa ya da zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılamakla birlikte orantılı değilse demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir müdahale olarak değerlendirilemez.

 (2) İlkelerin Olaya Uygulanması

55. Somut olayda söz konusu elektronik kelepçe uygulaması sadece başvurucunun denetimli serbestlik kapsamındaki yükümlülüğüne uyup uymadığını denetlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu tedbirin denetimli serbestlik tedbirine uyulup uyulmadığını denetlemek için elverişli vegerekli olduğu görülmektedir. Söz konusu tedbire başvurulmadan önce başvurucu özel hayatına daha fazla müdahale edilecek şekilde kolluk görevlileri marifetiyle izlenmiştir. Elektronik kelepçe uygulamasının ise başvurucunun özel hayatına daha az müdahale eden bir tedbir olduğu açıktır. Bu tedbir yoluyla başvurucunun kapsamlı bir gözetime tabi tutulduğu söylenemez.

56. Başvurucu hakkında denetimli serbestlik kapsamında uygulanan yükümlülükler değerlendirildiğinde başvurucunun konutu terk etmeme gibi bir tedbire tabi tutulmadığı, gün boyunca evden çıkma özgürlüğü üzerinde bir kısıtlama olmadığı, evinden ayrılmak için yetkililerden izin almasının gerekmediği, sosyal bir hayata sahip olma ve dış dünyayla ilişkilerini sürdürme imkânının kısıtlı olsa da bulunduğu, şehir dışından kendisini ziyaret etmek isteyen kişilerle görüşmesinin engellenmediği görülmektedir.

57. Ayrıca GPS'li elektronik kelepçe uygulamasıyla sadece kişiye ait konum bilgisine ulaşılabildiği, bu bilgilerin sistematik olarak depolandığı ve ifşa edildiği veya kamu tarafından başka amaçlarla kullanıldığına dair bir iddianın da olmadığı görülmüştür. Öte yandan elektronik kelepçe ile takip işlemi gizli bir şekilde değil başvurucunun bilgisi dâhilinde ve nispeten kısa bir süre için (üç ay) gerçekleştirilmiştir.

58. Öte yandan başvurucunun bir hükümlü olduğu ve söz konusu denetimli serbestlik tedbirlerinin başvurucu hakkında verilen cezanın infazı kapsamında gerçekleştirildiği unutulmamalıdır. Bu bakımdan hükümlü olmanın doğal ve kaçınılmaz sonuçları gözönünde tutulmalıdır. Zira hükümlülerin temel hak ve hürriyetlere genel olarak sahip olmaları, bu hakların hükümlüler için ceza infaz kurumu dışındaki bireyler kadar güvence altına alındığı anlamında değerlendirilmemelidir.

59. Denetimli serbestlik suretiyle hapis cezasının infazı, belli şartları taşıyan hükümlülerin topluma uyum sağlamalarının kolaylaştırılması ve yeniden suç işleme risklerinin azaltılması için kişiye göre belirlenmiş bazı kontrol tedbirleri uygulanmak suretiyle, şartlı tahliye tarihinden bir yıl önce ceza infaz kurumundan salıverilmeleri anlamına gelmektedir. Denetimli serbestlik suretiyle hapis cezasının infazı kapsamında başvurucunun denetim etabi tutulması, izlenmesi bu kurumun uygulanmasının doğal sonucudur. Başvurucu bu doğal sonucun ötesinde özel hayata saygı hakkına yönelik ölçüsüz bir müdahalede bulunulduğunu ortaya koyamamıştır.

60. Sonuç olarak başvuru konusu tedbirin türü, süresi, uygulanma tarzı ve kişinin yaşamı üzerindeki etkileri birlikte değerlendirildiğinde başvurucunun uğradığı zararın kaçınılmaz olandan ağır olmadığı ve tedbirin keyfî uygulanmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle mevcut davanın koşullarında söz konusu tedbirin demokratik toplum gereklerine uygun ve izlenen meşru amaçla orantılı olmadığı söylenemez.

61. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 6/9/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.